Reklamlar

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - orkide

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 165
31
Geyik ve Sohbet Yeri / Azgın teke sendromu
« : 23 Şubat 2011, 12:29:32 »

Vatan Gazetesi yazarı Selahattin Duman, son günlerde genç sevgilileriyle gazete manşetlerini süsleyen yaşlı erkekleri diline doladı. Bu erkekleri azgın tekeye benzeten Duman, "Keçinin erkeği olan teke cinsel açıdan çok aktiftir. Nedendir bilinmez yaş yarıyı geçtikten, hele dokuzu onu bulduktan sonra sürüdeki yavrulara musallat olur. Yetişkinlere ilgi duymaz, kuzu dediğimiz yaştakilerle hissi ilişki kurmak ister" diyor. İşte Duman’ın esprili yazısı...

Besicilik yapanlar veya köyle ilgisi olanlar bilir. Koyundu, keçiydi, sığırdı. Etinden sütünden faydalanılan hayvanların erkeği pek makbul değildir.

Keçinin erkeği olan "teke" hepsinden farklıdır. On iki yıl ortalama ömrü olan bu davar türünün erkeği cinsel açıdan çok aktiftir.

Nedendir bilinmez yaş yarıyı geçtikten, hele dokuzu onu bulduktan sonra sürüdeki yavrulara musallat olur. Yetişkinlere ilgi duymaz, kuzu dediğimiz yaştakilerle hissi ilişki kurmak ister.

Çoban milletinin kelime haznesi "üç yüz" sayısı ile sınırlı olmasa bu teke davranışına mutlaka "erkek teke sendromu" gibi fiyakalı bir isim takarlardı.

Tabii bir de "pişikoloci" eğitimi alsalardı.

GÖK KUBBE YARILSA BİLDİKLERİNİ OKURLAR

İnsan türünün erkeğinde de bu haller vardır.

Temsil, otuz sene sakin sakin geçen bir evlilikten sonra bakarsınız ki adam; yaşına başına, hatta sosyal statüsüne uygun olmayan birine kaçmış.

Gözü bir şey görmez.

Laf dinlemez, nasihat heyetlerini kabul etmez. Yukarıda gök kubbe yarılsa o bildiğini okur. Evi, barkı terk eder kaçtığı kadına teslim olur.

İşi bilenler böyle bir duruma hemen "Erkek teke sendromu yaşıyor." teşhisini koyarlar. Erkekte andropoz döneminin birinci ayağı budur.

Türkiye’nin gündemine arka arkaya birkaç "erkek teke sendromu" vak’ası düştü. Ne kadar kadın köşe yazarı varsa kafası karıştı.

Kimi bu erkekleri lanetledi. Kimi hemcinslerine "Akıllı olun. Fevri davranmayın. Geçici bir durumdur" fikirleri verdi. Kimi de suçu kadınlarda bulan yazılar yazdı.

İLK ŞİDDETLİ KRİZDEN SONRA PİŞMAN OLURLAR

Bunların okuyana yan etkisi yok.

Çare çözüm göstermektir. Ne yazık ki çaresi de yok.

Bu sendromu yaşayan erkeklerin büyük bir bölümü, ilk şiddetli krizden sonra kendine gelir. Pişmanlık duyar.

Araya giren "nasihat heyetlerinin" lafını dinleyip, evine geri döner. O andan itibaren de azgın tekeliği gitmiş, kasabın bıçağını yalayan gamsız bir öküze dönmüştür.

Artık ondan, evin kadınına da hayır gelmez.

SAĞLIKLI HAYAT MERAKLISI OLURLAR

Adam zenginse ailesi onu bir hayır kurumunun başına geçirir. Temsil, en yakın mekteplerden birine "Okul Aile Birliği Başkanı" yaparlar.

Adam orta halliyse yeniden sosyalleşmesi zor olduğundan onu hacca göndermekten başka çare kalmaz.

Hacca gider, evdeki karı niyetine şeytan taşlar, böyle deşarj olur.

Eve hiç dönmeyenlerin durumuna gelince. Bunlar "Erkek teke sendromunu" en ağır yaşayanlardır.

Dönüşü olmayan bir yola girdiklerini bilir, hayatlarının bundan sonraki bölümünü ona göre düzenlemeye çalışırlar.

Önce kendilerine olan düşkünlükleri artar.

Sağlıklı hayat meraklısı olurlar. Sıkı diyet uygularlar. Genç işi giyim kuşama dadanır, spor giyinmeye çalışırlar.

"Bütün dertleri; uğruna evi terk ettikleri genç kadınla aralarındaki yaş farkını ört bas etmeye çalışmaktır."

Nüfusa gidip yaşlarını küçültmek mümkün olmadığından kendilerini estetikçilere teslim ederler. Geçkin erkeğin sarkık derisinden bu sektör sebeplenir.

SEYRETTİĞİ KANALDAN ANLAYABİLİRSİNİZ

"Erkek teke sendromu"nun erkekteki ilk belirtisi televizyon başında ortaya çıkar.

Tek başına televizyon izleyen bir erkek Lig TV’yi, haber kanallarını, aksiyon filmlerini seyretmiyor da Elma gibi, Sinek gibi gençlerin kanallarına takılıyorsa fikri bozulmuş demektir.

Özellikle MTV veya Number One kanalında klip izliyorsa bilin ki çoktan kararını vermiştir.

Hele hele Fashion TV’nin başından kalkmıyorsa gözü iyice kararmıştır ki karısının o erkekle her türlü ağız dalaşından uzak durması icap eder. Özellikle de "Senin için saçımı süpürge ettim" cümlesini fikir tartışmalarında kullanması sakıncalıdır.

Çünkü bu durumda erkeğin gözü kadının saçına takılır. O saçların süpürgeye benzetilmesi için kuaföre ödenen yedi yüz, sekiz yüz liranın kendi cebinden çıktığını hatırlar.

İyi olmaz.

İkinci kategoriye girenlerin tedavisi yoktur. Hapı da keşfedilmediğinden ağızdan ilaç alınması suretiyle sakinleştirilmeleri imkánsızdır.

Eskiler bu durumu "azgınlaşma" ve "teneşir" ilişkisiyle açıklamışlar. Ben keyfinizi kaçırmamak için adını doğrudan telaffuz etmiyorum.

Ağızdan ilaç almakla tedavisi mümkün olmayan bu "teke sendromuna girmiş" erkeklerin gönül maceralarına son nokta teneşirde konulur.

Bunun için de bir parça pamuk yeterlidir.
Alinti

32
Kapı çalınır...

Sabahın erken saatlerinde. Açarsınız. Sütçünüzdür gelen. Sütçünün litreliğinden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelliğine kavuşursunuz.
Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır. İçinizden "Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım" diye geçirirsiniz.

Kapı çalınır...

Gelen postacıdır. Kucağında büyükçe bir paket. Uzattığı kağıda imza atarsınız. Daha önceden ısmarladığınız kitaplara kavuşmanın sevincini yaşarsınız. Zaten tatilde olduğunuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız vardır.
"Artık canim sıkılmayacak " deyip keyiflenirsiniz. En çok merak ettiğinizi alıp şezlonga uzanırsınız.

Kapı çalınır...

Kapıya koşarsınız. Yıllardır görmediğiniz bir dost gelmiştir. Sevinirsiniz.
Sohbetleriniz saatler boyu hatta bütün gün sürer. "Yaşamak ne güzel" dersiniz içinizden. Hele böyle dostlar varken.

Kapı çalınır...

Sabahın erken saatlerinde. Açarsınız. Sütçünüzdür gelen. Sütçünün litreliğinden kabınıza dökülen beyazlıkta sabahın güzelliğine kavuşursunuz.
Gözünüzde pırıl pırıl bir sabah kahvaltısı canlanır. İçinizden "Bugün kahvaltıyı bahçede yapalım" diye geçirirsiniz.

Kapı çalınır...

Gelen postacıdır. Kucağında büyükçe bir paket. Uzattığı kağıda imza atarsınız. Daha önceden ısmarladığınız kitaplara kavuşmanın sevincini yaşarsınız. Zaten tatilde olduğunuzdan bu kitaplara çok ihtiyacınız vardır.
"Artık canim sıkılmayacak " deyip keyiflenirsiniz. En çok merak ettiğinizi alıp şezlonga uzanırsınız.

Kapı çalınır...

Kapıya koşarsınız. Yıllardır görmediğiniz bir dost gelmiştir. Sevinirsiniz.
Sohbetleriniz saatler boyu hatta bütün gün sürer. "Yaşamak ne güzel" dersiniz içinizden. Hele böyle dostlar varken.

Kapı çalınır...

Dürbünden bakarsınız. Kimseyi göremezsiniz. Dönüp yeniden koltuğa gömülürsünüz. Bir daha çalar. Bakarsınız yine kimse yok. Tam o sırada bir daha çalınca kapıyı açarsınız. Komşunuzun oğlu elindeki sopayla zile uzanmakta. Meğer tuzları bitmiş. İçeriden tuz getirirken kendi kendinize söylenirsiniz. "Elbette göremem. Keratanın boyu bir metre." Bu küçük hadise neşelendiriverir ortalığı.

Kapı çalınır...

Düşüp bayılacak kadar şaşırırsınız. Askerdeki oğlunuz haber vermeden izne çıkmıştır. "Oğlum benim" diye hasretle kucaklarken göz yaşlarınızı zaptedemezsiniz. Mutluluğunuz oğlunuzun izni kadar uzar...

Kapının her çalışında sanki mutluluğa koşmaktasınız. Huzur tüter gözlerinizden. Her sessizlikte kulaklarınız zil sesi arar...

Ve kapı çalınmaz...


O gün en büyük misafiriniz gelir. Adeta kapıyı kırmıştır.
Alıp gider sizi şaşırırsınız. "Niye haber vermedi?" diye içinizden geçirirken; "Doğduğundan beri zile basmaktayım" der.
Bir şeyler söylemek istersiniz o an.
Ama o andan sonra diliniz dönmez.

Ölüm sessiz sedasız gelivermiştir...



Can Dündar


33
Hayata Dair Yazılar / Erkekler evlilikten neler bekler?
« : 22 Şubat 2011, 21:11:44 »

Erkekler evliliklerinde düzen, huzur, ilgi, güven, arkadaşlık, özgürlük, seks ve çocuk beklerler. Yani çok şey…
Evlilikten kadınların ve erkeklerin beklentileri farklıdır. Erkekler evliliklerinde, eşleriyle hem arkadaş hem sevgili olmak, düzen ve huzur ararken bir yandan da özgür kalmak istiyorlar… Kısaca, evlilikte hem kadının hem erkeğin işi zor…

Düzen
Evlilik, kadınlar için olduğu kadar erkekler için de bir düzen biçimidir. Bu düzeni yürütememek erkeğe başarısızlık gibi gelir. Dolayısıyla erkek, öncelikle evlilik düzeninin oturmasını ve rayında gitmesini ister.

Huzur
Yine kadınlar gibi erkekler de evlilikte huzur, eşi tarafından anlaşılmak, iletişim kurabilmek, dış dünyanın streslerinden sonra evde kendini kabul edilmiş ve önemsenir hissetmek ister.

İlgi
Hep kadınlar ister sanıyorsanız yanılıyorsunuz; erkekler de evlilikte eşlerinden ilgi beklerler. Özellikle eşleri çalışıyorsa, evdeki sorumluluklarını ihmal etmemelerini isterler. Hayat müşterek. Evdeki işleri paylaşan erkekler, arta kalan zamanda ilgi görmeyi de hak ederler.

Güven

Erkekler evlilikte eşlerinden güven beklerler. Sürekli kendisinden şüphelenen, sorgulayan bir eş istemezler.

Çocuk
Evlilik, çocuk sahibi olmanın meşru yolu olarak görülüyor. Dolayısıyla erkekler, evlilikten çocuk beklerler. Tabii hazır oldukları zaman…

Seks

Evlilik, düzenli bir seks hayatı anlamına da geliyor. Erkekler, yatakta mutlu oldukları ve mutlu ettikleri bir evlilik isterler. İhmal edilmek ve seksin az olduğu bir evlilik erkeklerin en büük korkusudur…

Annelik

Erkekler, evlilik öncesi annelerinden gördüklerini de eşlerinden beklerler. Sevgi ve şefkat göstermesinin yanı sıra dağınıklıklarını toparlayıcı, hatırlatıcı ve idareci bir eş isterler.

Arkadaşlık

Erkekler, eşleriyle hemen her konuda sohbet edebilecek kadar arkadaş olmayı beklerler. Bunun yanı sıra birlikte futbol maçı izlemek gibi, erkek arkadaşlarıyla yaptıklarını eşleriyle de yapabilmek isterler.

Özgürlük

Erkekler, evlilikte bireysel hayatlarını da rahatlıkla yaşabilmek isterler. Buna, erkek arkadaşlarıyla gece dışarı çıkmak, tatile gitmek de dahil. Eşlerinin sürekli birlikte sosyalleşme isteğinden rahatsız olabilirler.



34
Hayata Dair Olaylar / Tatilde tehlikeli erkek tipleri
« : 20 Şubat 2011, 15:14:30 »



Tatil çantanızı hazırladınız. Şöyle bir de yaz aşkı bulayım diyorsanız, bilmeniz gereken bazı şeyler var! Yaz ayları erkeklerin de özellikle ava çıktığı bir mevsim olarak düşünülürse, avlanmadan önce olası tehlikelere bir göz atın!



3'lü gezenler:

Bu erkekler tamamen çapkınlık yapmak, bardan kız arkadaş bulmak için gezen silahşörler gibidir. Bir olmaz, iki olmaz ama 3 çapkınlığın sayısıdır. Birbirlerinden hiç ayrılmazlar. Gündüz uyur gece gezerler.
Erkeklerden biri kız bulursa, diğeri sap kalmasın diye kurulmuş bir sistemdir. Biri kız bulursa, diğerleri de kızın arkadaş grubuna süzülürler ve kendilerini kızın arkadaşlarıyla eşleştirirler.


Şezlong ve şemsiye erkekler:


Bu erkekler plaja sabah erkenden gidip, şezlonglara bolca havlu atarak yayılırlar. Daha sonra güneş gözlüklerini takıp avlarını beklemek üzere pusuya yatarlar. Gazete okuyarak ilgisiz görünürler, plajın kalabalıklaşmaya başladığı saatlerde "pardon burası boş muu?" diyen kızlara seve seve yer vererek kahraman olurlar, kızları beğenmezlerse "dolu" diyerek geçiştirirler.
Bazen de sıkışan şezlong, uçan şemsiyeniz için yardımcı olup muhabbet başlatırlar.


Gitar erkekler:


Gitarı bir enstrüman olarak değil de kız avlama aracı olarak kullanan bu erkekler, kışları zengin bir repertuar çalışıp yazları sahillere hücum ederler. Kızların peşinden koşmazlar ve cool takılırlar.
Geceleri sahilde gitar çalarlar, sadece romantik şarkılar söylerler ve kızları kendilerine çekerler. Tuzağa düşmeyin fazla plancı olabilirler, genellikle kalbinizi çalıp ortadan kaybolurlar!


Ahtapot erkekler:

Bu tür erkekler su sporları ve dalışla yakından ilgilenirler! Boyu geçmeyen sularda şnorkelle gezintiye çıkar, çeşit çeşit, renk renk bikiniler görmek isterler. Beğendikleri popoların bir de yüzünü görmek için kafalarını sudan çıkardıkları vakit, boğuluyormuş gibi çırpınarak, kollarını savurarak ve başlarını hızla sağa sola çevirerek yüzerler.
Kısa mesafede çok efor sarf edip bol su sıçratarak dikkat çekerler. Karada da frizbi ve top kullanarak kız gruplarının yakınında boy gösterirler.


Beyaz pantolonlu erkekler:


Bu erkekler kışı hep aynı pantolon ve karizmatik göründüklerine inandıkları topaklanmış siyah balıkçı kazakla geçirirler. Yaz gelince açık renk giymek gerektiğini ilkokuldaki hayat bilgisi derslerinden hatırladıkları için, yine karizmatik olduğunu düşündükleri beyaz pantolonu üstlerine geçiriverirler.
Hele buruşmuş ketense bu iyice "karizmatik" yapar onları... Dikkat edin bu erkekler basittir, kabalaşabilirler.


Hazırlayan: Nazlı Y.

35
Güncel Haberler ve Olaylar / Keçi gribi hızla yayılıyor
« : 20 Şubat 2011, 15:07:34 »
Kuş gribi ve domuz gribinden sonra bu yılın salgın hastalığı haline gelen keçi gribi, mevsim normalleri üzerinde sıcaklığın etkin olmasına rağmen Adana’da hızla yayılmaya devam ediyor.
Uzmanlar, keçi gribinin en belirgin özelliğinin keçi gibi inatçı bir virüs olduğu ve uzun süre iyileşmediğini vurgularken, kimyasal olduğu gerekçesiyle iğne ve ilaç kullanmak istemeyen hastalar, şifayı taze sıkılmış meyve sularında arıyor.

Kentin dört bir yanında bulunan büfelerde, nar, havuç ve elma suyu satışlarında adeta patlama yaşanırken, geçen yılın gribi domuz gribinde olduğu gibi tehlikeli ve ölümcül bir hastalık olan keçi gribi için insanları dikkatli olamaya çağıran uzmanlar, "Mutlaka doktor kontrolünden geçin. Meyve suyu vücudun direnci için takviye olabilir, fakat düzenli iğne ve ilaçları mutlaka kullanın" diyor.

Gribin yayılmasıyla birlikte satışların kat be kat arttığını söyleyen büfe işletmecisi Salih Uzun, "Gelen müşterilerin çocuğunun hasta olduğunu fark ediyoruz. Bu nedenle hijyene önem gösterip bardakların temizliği konusunda hassasiyetle duruyoruz. Önceden bir günde 100 bardağa yakın meyve suyu satarken, şimdi bu rakam 500'ün üzerine çıktı" diye konuştu.

Keçi gribi nedir?
Halk arasında daha çok keçi gribi olarak tanınan hastalık tıp literatüründe Q ateşi veya Quensland ateşi adıyla biliniyor. Hastalığın sebebinin, başta keçiler olmak üzere koyun ve sığır gibi geviş getiren hayvanlarda bulunan Coxiella burnetti ismindeki bir bakteri olduğu belirtiliyor. Bakteri keneler aracılığıyla da hayvandan hayvana taşınabiliyor. Belirtiler gribe benziyor.

Hastalık ani olarak, yüksek ateş, titreme, baş ve kas ağrıları, halsizlik gibi grip benzeri bir tabloyla başlıyor. Çoğu zaman kuru bir öksürük varken, iltihaplı veya kanlı balgam ve göğüs ağrısı da olabiliyor. Nadiren ölüme de yol açabilen hastalığın tedavisinde tetrasiklin, kloramfenikol ve kinolon sınıfı antibiyotikler kullanılıyor.

Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

36
Yöresel El Sanatları / Havlu Kenarlari
« : 19 Şubat 2011, 22:01:48 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

37
Faydalı Bilgiler / Aşurenin faydaları
« : 19 Şubat 2011, 21:45:48 »
Aşurenin faydaları
Yemesi güzel, sağlığa katkısı daha da güzel

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Çoğumuzun severek yediği aşure pek çok hastalığın da önleyicisi konumunda. Zengin malzemelerle yapılan bu faydalı tatlının nelere iyi geldiğini bilmek ister misiniz?

Aşurenin içinde bulunan buğday, zihin yorgunluğu ve sinir bozukluklarını giderir. Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Fasulye, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu amino asitler açısından mükemmel bir denge oluşturur. Bakteriyolojik çökme için idealdir. Nohut, İçeriğindeki bol miktarda fosfor, potasyum, magnezyum, demir gibi madensel tuzlar A,B,C vitaminler azotlu maddeler, nişasta ve şeker bulunur. Bu maddeler sayesinde anne sütünü artırır, yüzdeki lekeleri giderir. Ayrıca aşure likopen bakımından zengin bir tatlı. Bu da prostat ve meme kanseri gibi türlerin riskini azaltıyor. Üzerini süslemek için kullandığımız badem ise zihin yorgunluğunu atmamızı sağlar. Yine içindeki fındık kalp ve damar dostudur.


38
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

"Dekolte, tecavüzü tetikler" diyen Prof. Orhan Çeker'in dini içerikli bir internet sitesi olan cevaplar.org'da yeni incileri ortaya çıktı: Namus tehlikedeyse, kadın sokağa çıkmamalı... Erkekle konuşurken kırıtmadan konuşmasının sakıncası yok. Dekolte cariyeye serbest.

Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker'în cevap.org adlı dini internet sitesinde 2008 yılında, sorulara verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:

CARİYEYE DEKOLTE SERBEST

Avret yeri, toplumumuzda hukuken bulunmayan cariyeler için de geçerlidir. Cariyelerin sadece mahremi olan erkeklere karşı değil, bütün erkeklere karşı avret yeri göğüstem diz kapağına kadarki yerleridir. Dolayısıyla cariye, İslam toplumunda baş açık ya da kolları açık veya diz kapağından aşağısı açık gezdiği zaman günah işlemiş olmaz.

DEKOLTE AYAKTA BAŞLAR

Kadının yabancı erkeklere karşı avret yeri, yüz ve eller hariç vücudun her tarafıdır. Ayakları dahi avret yerine dahil eden görüşler ağırlıktadır.

KADIN YÜZÜNÜ DE KAPAMALI

Kadının yüzü, avretten değildir. Ama bir fitne söz konusu ise yüzünü de örter, evden çıkması caiz olmayabilir.

'DAR GİYSİ' TESETTÜR OLMAZ

Zamanımız Müslüman kadını, başını örtüyor, pardösü de giyiyor ama dar giyindiği için vücut çizgileri olduğu gibi ortada olabiliyor. Bu hanımlar tesettür adına örtünüyorum demesinler. Ne şiş yansın ne kebap hesabı bir örtünme. Bu noktada Müslüman kadında ciddi bir yozlaşma görüyorum.

PARFÜMLÜYE CENNET HARAM

Kadın, yabancı erkeklerin alabileceği şekilde koku sürünecek olursa, o kadına cennet kokusu haram olacaktır. Evde sürünür, yabancı erkekleri cezbedici kokular sürünemez.

GAYRİMÜSLİM NİNE

Bir gayrimüslim ninesini düşününüz. Bir de bizim ninelerden birisini. İkisini yan yana koyun. Hangisi daha cana yakın ve sevimli? Elbette hepiniz diyeceksiniz ki, bizimki. Halbuki, o gayrimüslim nine ömür boyu cilt bakımı yaptı. Cilt bakımı masrafı ile üç-beş aile geçinebilirdi.

TOPUKLU GİYME

Kadının tpuğuna ses çıkarıcı şey çaktırması, yolda yürürken, ta uzaktaki erkeklerin bile dikkatini çekecek sesler çıkarması ayete aykırı düşmektedir.

SAÇ BOYAMA CAİZ DEĞİL

Gösteriş olsun diye saç boyama caiz değildir. İnsanı kibre ve şımarıklığa götürür.

KONUŞURKEN KIRITMAMALI

Kadının sesi düz konuşma şeklinde caizdir. Kadının sesini, yabancı erkeklerin dinlemesini yasaklayan ayet bilmiyoruz. Ancak şu tavsiye var. Erkeklerle konuşurken kırıtmadan, fazla laf etmeden konuşmasının sakıncası yok.

SOKAĞA ÇIKMAMA ŞARTI

Kadının yola çıkmasına, evinden çıkıp dönünceye kadar can ve mal, özellikle de namus konusunda, emniyet içerisinde gidip gelebiliyor mu, gelemiyor mu? Hatta namusu, evinden dışarı çıktığı zaman tehlikedeyse, evinden çıkması caiz olmaz.

Gazete HaberTürk

39
Güncel Haberler ve Olaylar / Bir cami yangını daha
« : 19 Şubat 2011, 13:53:12 »

Haydarpaşa Garı ve Kılıç Ali Paşa Camii'nden sonra Beyazıt Camii'nde de yangın çıktı.
   

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

İSTANBUL - İstanbul'da Beyazıt Camii'nin avlusundaki ahşap binanın üst katı, çıkan yangında küle döndü.

İlk önce, yangının restorasyon sırasında çıktığı sanıldı. Ancak yapılan ilk inceleme sonucunda, elektrik kontağı ihtimali ağırlık kazandı.

Külliye içerisindeki iki katlı ahşap binanın padişahlar tarafından kullanıldığı öğrenildi.
Haberin devamı ↓reklam

Kasım ayında Haydarpaşa Garı'ının çatısında restorasyon sırasında yangın çıkmış, çatı büyük hasar almıştı. 10 gün önce de Tophane'deki Kılıç Ali Paşa Camii'nde yine restorasyon çalışması sırasında yangın meydana gelmişti.

Yangının meydana geldiği alanda incelemelerde bulunan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yangının tamamen ahşaptan yapılmış Hünkar Kasrı'nda çıktığını belirtti.

Bu yerin iç tarafında Hünkar Mahfili'nin bulunduğunu aktaran Demir, padişahın cuma günleri geldiği Hünkar Mahfili'nde namaz kıldığını ve yangının meydana geldiği yerde de halkı kabul edip şikayetlerini dinlediğini anlattı.

'GÖRÜNEN O Kİ, ELEKTRİK KAYNAKLI'
Demir, ''Yangın, camiye sirayet etmedi. Hünkar Kasrı ile camiyi ayıran tarihi bir kapı var. Bu kapı da yangından zarar görmedi. Görünen o ki elektrik aksamından kaynaklanan bir yangın. Ucuz atlatıldı. Geçmiş olsun'' diye konuştu.

RESTORASYON BU YIL PLANLANIYOR
Beyazıt Camiii'nin 1999 Marmara Depreminde özellikle kubbe kısmında çatlaklar dolayısıyla zarar gören camilerden biri olduğunu belirten İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü İbrahim Özekinci de şu bilgileri verdi:

''Böylesine İstanbul'un merkezi bir yerindeki camimizde proje ihalelerini yaptık. Şu anda proje ihalelerimiz kuruldan onaylandı. 2011 yılı yatırım programımızı da görüşülmek üzere genel müdürlüğümüze sunduk. Şu anda 150'ye yakın bizim onaylanmış, her an ihaleye çıkabileceğimiz taşınmazımız var. Burası sur içi olduğundan Mahmutpaşa ve Rüstempaşa camileri de onaylanmış. Burasının restorasyon ve röleve projeleri onaylı. Buradaki kaybımız telafi edilemeyecek bir şey değil. Santimetre santimetre her şey kayıt altına alınmış durumunda. 2011 yatırım programımızda da onaylı yerlerden biri. İnşallah 2011 yılında restorasyon ihalesine de çıkmayı düşünüyoruz.''

40
Boyama Sanatları / Işığın Ressamı
« : 19 Şubat 2011, 01:13:35 »

1958 Amerika doğumlu ressam Thomas Kinkade'nin olağanüstü yağlıboya tabloları göz kamaştırıyor.

Thomas Kinkade kendine "Painter of Light" diyor. İşte ışığın ressamı Kinkade'nin benzersiz yapıtları...


Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 165
web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.