Reklamlar
Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: sen beni hep son anda yetiştirirdin. Unuttun mu?
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 2 cevap var
OkumaGösterim: 1255
Google Özel Arama

Gönderen Konu: sen beni hep son anda yetiştirirdin. Unuttun mu?  (Okunma sayısı 1255 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    MAT_ROCK23

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1966
  • Nerden: ELAZIĞ_23
  • Rep: +79/-5
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
sen beni hep son anda yetiştirirdin. Unuttun mu?
« : 16 Mayıs 2008, 13:50:07 »


 

Anneannesinin sesi yankılandı kulaklarında:

-Oğlum namaz hiç bu vakte bırakılır mı?

Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmış, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır. Ve namazını kılardı. Kendisi ise nefsini bir türlü yenemiyordu. Ne oluyorsa , hep… namaz son dakikalara kalıyor. Bu sebeple namazını alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden , gözü saate kaydı. Yatsı ezanına on beş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak,

-Yine geciktirdim namazı dedi kendi kendine

kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendisini odasına attı.Mecburen hızlı hareketlerle namazını eda etti. Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi.

-bu halimi görse , tatlı - sert kızardı yine bana

Diye söylendi.hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlılığıyla seyrederdi . namazda öyle bir mahviyeti vardı ki … hicabından renkten renge girerdi.

-o gün akşama kadar çalışmıştı. Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde. Duasını yaparken başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu. Namazdan sonra bir süre bu şekilde tefekkür etmeyi severdi. Gözleri kapanır gibi oldu.

-Ne kadarda yorulmuşum. Dedi, daldı gitti öylece… Kıyamet kopmuştu. Mahşeri bir kalabalık vardı. Her yön insanlarla doluydu. Kimi dona kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor; kimi sağa sola koşturuyordu, kimisi de diz çökmüş, başını elleri arasına almış bekliyordu. Yüreği yerinden fırlayacakmış gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor, soğuk soğuk terler döküyordu. Hayattayken, kıyamet, sorgu sual, mizan, hakkında çok şey duymuş ve ahiret hayatı adına bu kavramlar kendisi için köşe taşları olmuşlardı. Ama mahşer meydanındaki ürperti , korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti.

Hesap ve sorgu devam ediyordu. Bu arada onun isminide okudular. Hayretle bir sağa bir sola baktı.

-benim ismimi mi okudunuz ?dedi dudakları titreyerek. Kalabalık birden yarılmış, bir yol olmuştu önünde. İki kişi kollarına girdi. Mahşer meydanın vazifelileri oldukları belliydi. Kalabalık arasında şaşkın bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi.melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi. Bütün hayatı bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden…

-şükürler olsun dedi kendine ve devam etti

- gözlerimi dünyaya açtım, hep hizmet eden insanları gördüm. Babam sohbetlerden sohbetlere koşuyor, malını İslam yolunda harcıyordu.annem eve gelen misafirleri ağırlıyor. Yemek sofralarının biri kalkıp bir yenisi kuruluyordu. Ben ise hep bu yolda oldum.

İnsanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah' ı anlattım. Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım. Kirpiklerimden gözyaşı dökülürken, Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum. Diyordu. Ama bir yandan da onun için ne yapsam az cenneti kazanmama yetmez. Diye dişünüyordu. Tek sığınağı Allah' ın rahmetiydi. Hesap sürdükçe sürdü. Boncuk boncuk terliyordu. Sırılsıklam olmuş; Zangır zangır titriyordu. Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu Sonunda hüküm verilecekti. Vazifeli melekler ellerinde bir kağıt, mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler. Önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Nerdeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış okunacak hükme kulak kesilmişti.

Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulakları yanlış mı duydu ismi cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayreten dona kalmıştı.

-Olamaaaaaazzzz. Diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Sağa sola koşturdu.

-Ben nasıl cehennemlik olurum? Hayatım boyun ca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep Rabbimi anlattım. Diyordu. Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayakları sürüyerek ve kalabalığı yararak, alevleri göklere yükselen Cehenneme doğru yürümeye başladılar.

Çırpınıyordu. Medet yok muydu Bir yardım çıkmayacak mıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük yalvarmayla karışık döküldü…

-Hizmetlerim … Oruçlarım … Okuduğum kuranlar…Namazım… hiçbiri beni kurtarmayacak mı? Diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu sürüklemeye devam ediyorlardı. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı. Şöyle söylüyordu.

-Rasürullah efendimiz: 'evinin önünden akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insanı günahlardan böyle temizler.'demişti. Oysa ki benim namazlarım damı beni kurtarmayacak. Diye düşünüyordu.

-Namazlarım… Namazlarım… Namazlarım diye hıçkırdı. Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; cehennem çukurunun başına geldiler. Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını önüne eğdi. İki büklüm oldu. Kollarını sıkan parmaklar çözüldü. Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birdenbire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu. Tam bir - iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu. Başını kaldırdı. Yukarıya baktı. Uzun, beyaz sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmış. Kendisini yukarıya çekmişti.

Üstündeki başındaki tozu silkerek ihtiyara baktı.

-Siz de kimsiniz? Dedi. İhtiyar gülümsedi.

-Ben senin namazlarınım.

-Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum. Dedi. İhtiyar yüzünü gererek tekrar güldü; başını salladı;

- sen beni hep son anda yetiştirirdin. Unuttun mu?

Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu. Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest almaya gidiyordu...

    çoban

  • Özel Üye
  • *

  • İleti: 1494
  • Rep: +89/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • AH MİNEL AŞKİ VE HALATİHİ AHRAKA KALBİ ...........
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
sen beni hep son anda yetiştirirdin. Unuttun mu?
« Yanıtla #1 : 21 Mayıs 2008, 21:40:41 »
Allah razı olsun kardeşim harika bir paylaşım emeğine sağlık
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

    senadeniz

  • Süper Üye
  • ***
  • Avatar Yok

  • İleti: 204
  • Nerden: izmir
  • Rep: +2/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
sen beni hep son anda yetiştirirdin. Unuttun mu?
« Yanıtla #2 : 02 Mart 2009, 13:10:16 »
çok gzldi ya teşekürler mat rock güzel bi paylaşımdı


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
32 Yanıt
8286 Gösterim
Son İleti 12 Şubat 2009, 19:40:27
Gönderen: sevcan turğut
27 Yanıt
5559 Gösterim
Son İleti 31 Mart 2009, 12:44:23
Gönderen: Hesire LâL
6 Yanıt
2960 Gösterim
Son İleti 06 Ağustos 2011, 08:14:40
Gönderen: sevdaligul
1 Yanıt
1301 Gösterim
Son İleti 27 Nisan 2009, 21:22:31
Gönderen: senadeniz
0 Yanıt
318 Gösterim
Son İleti 21 Kasım 2018, 13:41:57
Gönderen: teoldilkursu

web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.