Reklamlar
Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: SAZ CALAN KAZIM.
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1062
Google Özel Arama

Gönderen Konu: SAZ CALAN KAZIM.  (Okunma sayısı 1062 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    iğneci

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1803
  • Nerden: Gezgin
  • Rep: +312/-2
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - atlantik42@hotmail.de
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
SAZ CALAN KAZIM.
« : 10 Ocak 2009, 11:29:09 »


 



 Saz Çalan Kazım



 Köyün birinde köylünün birinin kaz sürüsü vardı. Zaten adamda kaz çobanıydı ve adı Kazım’dı. Koyun güder gibi kaz güdüyordu. Kaz çobanı önüne katmış kazları giderken durup türkü söylemeye başlayınca kazlar etrafına toplanıyor ve onu dinliyorlardı. Böyle sazsız, cazsız, müziksiz türkü söylemek Kazım’ı mutsuz ediyordu. Kazım bir gün arkadaşlarından izin alarak köyden ayrıldı ve şehre saz almaya gitti.

 Kazım şehirde aradı, taradı ve sonunda saz satan bir dükkan buldu. Saz da tam dükkanın önündeki sandalyenin üstüne konmuştu. Kazım sazı aldı, sandalyeye oturdu ve çalıp söylemeye başladı. Kazım buydu işte, sazsız Kazım, Kazım’sız saz olmazdı. Kazım sazın tellerine vurdukça bir sürü insan dükkanın önünde toplandı. Yola oturan mı ararsın, ağlayan mı ararsın, ayılan-bayılan mı ararsın hepsi vardı. Dükkan sahibi kapının önünde dikilmiş kalmış, olanları hayret dolu bakışlarla izliyordu. Daha sonra durumdan faydalanmayı düşünen dükkan sahibi komşu bakkaldan bir kutu kesme şeker alıp dinleyenlere dağıtmaya başladı. Bedavaya değil canım hediyesi 1 lira. Yeni biri gelip kenara çömelirse hemen dükkan sahibi onun yanında bitiyor ve şeker kutusunu burnuna dayıyordu. “ Dinlerken ağzın tatlansın bey abi, ücreti 1 lira, kulak kirası. “ Akşam olduğunda bir aylık kazancını bir günde doğrultan dükkan sahibinin ağzı kulaklarına kadar açılıyordu.

 Kazım sazı dükkana bırakıp ilerdeki bir bahçede yarı uykulu, yarı uyanık geceyi geçirdi. Sabah erkenden dükkanın önüne geldi, dükkan kapalıydı ama yarım saat sonra dükkan açıldı. Kazım yine sazı aldı ve kapı önündeki sandalyeye oturup saz çalmaya, türkü söylemeye başladı. Sesi duyan, sazı duyan geliyordu. İstek türkü, şarkı olursa Kazım onları da çalıp söylüyordu. Kazım gelişinin beşinci gününün akşamı dükkan sahibine köye arkadaşlarının yanına döneceğini, giderken sazı başarı ödülü olarak vermesini istedi. Buna dükkan sahibi karşı çıktı: “ Olmaz, ödül falan yok. Sana bu sazı satarım ama parayla. 1.000 lira. O da senin için, tanıdık diye. “

 Kazım: “ Nee, 1.000 lira mı? Sen araba mı satıyorsun arkadaş? Beş gün önce sazın üstündeki etikette 100 lira yazıyordu. “

 Dükkan sahibi: “ O beş gün önceydi. Zam yaptım. Saz 1.000 lira. Alırsan. “

 Kazım: “ Tüh sana. Her gün bin kişi dinlese tanesi 1 liradan beş günde 5.000 lira kazandın. Bana beş para vermedin. Bari sazı ver. “

 Dükkan sahibi: “ Olmaz Kazım, saz 1.000 lira. Sazı verirsem zarar ederim. “

 Kazım adama baktı, baktı ne dese az gelecek, bir şey söylemedi ve hızlı adımlarla yürüdü, gitti. Ertesi gün öğle vakitleri Kazım dükkanın önünden geçiyordu. Baktı adam içerde kafayı önüne eğmiş, gazete okuyor. Dükkanın önündeki sandalyede duran sazı kaptığı gibi kaçmaya başladı. Adam anında ayağa fırlayıp dükkanın önüne çıktı ve avazı çıktığı kadar: “ Kazım sazı çaldı kaçıyor, Kazım sazı çaldı. “ Olaydan haberi olup yoldan geçmekte olan biri: “ Evet, dün Kazım’ı dinledimdi. Pek güzel saz çalıyor canım bu Kazım. “

 Bir başkası: “ Pardon ve de bravo, tam beş gün işe gitmedim, onun saz çalmasını, türkü söylemesini dinledim. Bu kadar olur. “

 Dükkan sahibi: “ Benim sazı çaldı diyorum size. Çaldı kaçıyor. “

 Az önceki adam: “ Hep biliyorduk. Daha dün sazı çalıyor ama saz benim diyordun. Saz senin o çaldı, herkes farkında. Çalmasını istiyordun ya o da çalıyordu. Saz çalan Kazım işte bu. “ Kazım köye döndü. Artık beş gün sabahtan akşama konser vererek, alın teri dökerek elde ettiği sazı hep yanındaydı. O, doğuştan yetenekliydi. Çok iyi saz çalıyordu, şurup gibi akıyordu gönüllere, çok iyi türkü söylüyordu, can veriyordu ömürlere.


 Yazan: Serdar Yıldırım
‘TOMURCUK DERDINDE OLMAYAN AGAC ODUNDUR’

AMPULLE KARARAN TEK ÜLKEYiZ. KAHROLUYORUM.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
27 Yanıt
6344 Gösterim
Son İleti 09 Ağustos 2009, 10:00:42
Gönderen: merve23
4 Yanıt
1563 Gösterim
Son İleti 13 Haziran 2008, 19:20:11
Gönderen: çaki
0 Yanıt
2924 Gösterim
Son İleti 22 Şubat 2011, 21:46:08
Gönderen: orkide

web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.