Reklamlar
Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 5 cevap var
OkumaGösterim: 1434
Google Özel Arama

Gönderen Konu: RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI  (Okunma sayısı 1434 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    iğneci

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1803
  • Nerden: Gezgin
  • Rep: +312/-2
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - atlantik42@hotmail.de
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI
« : 12 Haziran 2008, 14:26:49 »


 



    
Riyakârlık, Takıyye ve ötesi

“Neysen o ol!” Veya: “Özde ne isen, görünüşte de öyle ol!” diyor Hint Vedaları...

Dinlerin, daha geniş bir deyişle, insanoğluna aydınlık getirmek isteyen tüm sistemlerin bu ortak kabullerini, İslam adına ifadeye koyan Konyalı Mevlâna Celaleddin (ölm. 1273) şöyle konuşuyor:

“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!”

Takıyyecilik de denen riya, yüzde görünenle özde olanın farklılığıdır. Din dilinde daha çok, ‘Allah için iş yapmak’ görüntüsü altında nefsi ve çıkarı için davranmaktır.

Yaratıcı, günahı olanlara değil, riyakârlara öfkelenmektedir. Tanrı, günahkârları affetmek için bahaneler ararken, riyakârları mahvetmek için bahane arar. Bunun içindir ki, olduğu gibi görünüp günah işlemek, riya bulaştırılmış ibadetten yeğdir.

Kur’an, hayata ve insana böyle yaklaşır.

Olduğu gibi görünmemek yahut göründüğü gibi olmamak, riya denen illeti ortaya çıkarıyor. Siyaset dilinde buna takıyye deniyor. Ve bu illet, İslam Peygamberi tarafından, insanlık adına ‘en korkutucu musibet’ olarak kaydediliyor. Çünkü riya, yine İslam Peygamberi’nin ifadesiyle, ‘şirk-i hafî’ yani ‘gizli putperestlik’tir.

Ve şirk, Kur’an’ın temel düşmanıdır.

Kur’an’ı ve onun tebliğcisi Hz. Muhammed’i tanıyanlar bilirler ki, açık putperestliği tarih sahnesinden silen İslam’ın tedirgin olduğu amansız düşman riya, felaketlerin en acımasızı olarak, Kur’an bağlılarının tarih boyunca uykularını kaçırmıştır. Görünmez düşmandır riya. Sinsi, namert, kahpe düşmandır. Hep arkadan vurur. Hep kuzu postu içinde saklar zehirli dişlerini.

Riyakârlığın insan hayatına bir ur gibi musallat ettiği tip, onursuz, güvenilmez insan tipidir. Bir gülücüğün, bir tutam sakalın, iki rekât namazın, beş kuruşluk sadakanın arkasında kâinat dolusu rezilliği saklayabilir riya.

Kur’an terminolojisinde riyanın kurumsal adı nifak, bunun temsilcisi de münafıktır. Münafık, Allah ile aldatmayı sanat haline getirmiş dincilik bezirgânlarının iddia ettikleri gibi, ‘Müslüman olduğunu söylediği halde ibadet yapmamak, günah işlemek’ değildir. İbadetsizliği veya günahkârlığı münafıklık olarak tanıtmak, din adına söylenecek yalanların en büyüğüdür.

Dinci yalancıların söylediklerinin tam tersine, münafıklık, görünürde ibadet ve taat içinde olduğu halde, dinin temel ahlak ve paylaşım buyruklarına aykırı davranmaktır. Münafıklık bir ‘günah zaafı’ değildir; münafıklık bir ahlak çöküşüdür. Böyle olduğu içindir ki, Allah ile aldatma tezgâhçıları, ibadetleriyle öne çıktıkları halde ahlaklarıyla çöküş içindedirler. Bu onlara Tanrı’nın bir ‘riyakârlık’ cezasıdır.

Tanrısal Kitap, daha ilk ayetlerinden itibaren, nifak ve münafıkların ruh hallerini, tahriplerini, arz ettikleri tehlikeleri gözler önüne serer. Ve Kur’an gösterir ki, inkâr ve ihanet sergileyen tavırların en kötüsü, ikiyüzlülüktür. Yani, riyakârlık. Riya, bir kişilik yozlaşması, bir şuur altı illetidir.  Bütün sömürücü, bedavacı, mirasyedi psikolojilerin mayası riyadır. Bir ruhsal doyumsuzluk belirtisidir riya. Bu yüzden, riya batağına saplanmış bireyler ve toplumlar kalıcı, erdirici, hayat verici hiçbir şey üretemezler. Çünkü riya, yaratıcılık riskine giden yolları tıkar ve insanın, üstün değerlerle kucaklaşmasını engeller.

Görüntü olarak en ileri hayrı da sergilese, riya ile lekelenmiş davranış, Allah katında hiçbir değer taşımıyor. (Kur’an; Nisa, 38,142; Bakara, 264; Enfâl, 47) Bu Kur’ansal ilkeyi insan hayatına egemen kılmak için didinen sonsuzluk erleri şu kuralı bize armağan ettiler:

Samimiyet, hür irade ve serbest seçimin ürünü olan günahlar, riyakârlığın ürünü olan ibadetlere tercih edilmelidir.

Neden? Gerekçeyi de gösteriyorlar: Böylesi  günahlar, insana, gerçekte ne olduğunu ve eksiklerini belletir. Eksiğini fark eden benlik, olgunluğu arar ve Tanrı önünde boynunu büker. Bu boynu büküklükse tanrısal rahmet ve bağıştan nasiplenmenin en emin yollarından biridir. Oysaki, riyakârlığın insanı iteceği çukur, tanrısal rahmetle aramıza aşılmaz engeller koyar.  Her şeyi hallettim sanan takıyyeci riyakâr hiçliğe ve hüsrana yenik düşer.

Tanrı Elçisi Hz. Muhammed’in savaşı şirke karşı verildi. Şirkin bir çeşidi de riyakârlık olduğuna göre, Son Peygamberi, hayatını, riyanın saltanatını yıkmaya adamış bir evrensel ruh olarak tanıtmak gerekir. Gerçekten de, onun, riya saltanatını yıkmaya yönelik tavır ve sözleri burada sıralanamayacak kadar çoktur. Bir tanesini verelim:

“İçinizde, insanları hayret ve takdire sevk edecek kadar ibadet edenler olur. Bunların kendileri de kendilerine hayret ve takdir hissi duyar. Ama bunlar bu hallerine rağmen, okun yaydan fırlayıp çıktığı gibi dinden çıkarlar.” (Nâsıruddin Elbanî, el-Ahâdîs es-Sahîha, 4/519)
 
Riyakârlığın, din bahsinde en yıkıcı görünümü, ibadetler alanındadır. Yaratıcı’nın rızası dışında maddî ve manevî herhangi bir hesap veya çıkarı ibadetlerin amacı haline getirmek, insanın bütün gayretlerini sonuçsuz bırakır. Hz. Peygamber bu noktada şu evrensel ilkeyi koymuştur:

“İbadetlerinde Tanrı rızası dışında bir gaye gözetenin bekleyeceği hiçbir karşılık olamaz.”(İbn Mübârek, Kitabu’z-Zühd, 49)

Kısacası, riyanın kuşattığı benliklerin temsil ettikleri tüm değerler hayal kırıklığından öte bir şey getirmez. Riyakârların doldurduğu mâbetten Allah’a yükseliş beklemek, aldanmaktır.

Riyakârlık ve takıyyecilik, dini kin aracı yapar  ve nefs putunun beslediği egoizmin tezgâhtarlığı haline getirir. Bu egoizme gönül kapılarını aralamış kitleler, secdenin yüzlere dolduracağı tanrısal aydınlık yerine öfke ve doymazlığın musallat edeceği karanlığı seyretmek bahtsızlığıyla karşı karşıya kalırlar. İbadet, böyleleri için, ruhun yükselişi olmaktan çıkar, başkalarına üstünlük taslama ve ruhsal despotizm aracı haline gelir.

Gerçek namaz, secde edenle secde edileni kucaklaştırır ve Âlemlerin Rabbi’nden bir rahmet nefesi halinde varlığa yayılır. Riyanın karıştığı secde ise secde edeni, riyasında hedef seçtiği sahte ilahıyla kucaklaştırır ve bundan varlığa karanlık yayılır. Karanlık üreten mâbetler, adları ’cami’ veya ‘mescit’ olsa da, gerçekte ruhsal tatminsizliklerin, gırtlak sesleriyle giderilmeye çalışıldığı mekânlar durumundadır. Bu mekânlarda, gönül erlerinin rahmetinden kaynaklanan güzellikler yerine, o mekân dışında kalanlara kin tutmayı ödev sayan hırslar ve saplantılar filizlenir.

Kutsarız o günahı ki, riyanın karanlık perdelerini yırtar ve Yüce Tanrı önünde bize gözyaşı döktürür. Yakınırız o ibadetten ki, gönülleri riyanın yapay ilahlarıyla doldurup insanı şeytanın oyuncağı haline getirir.
‘TOMURCUK DERDINDE OLMAYAN AGAC ODUNDUR’

AMPULLE KARARAN TEK ÜLKEYiZ. KAHROLUYORUM.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

    MAT_ROCK23

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1966
  • Nerden: ELAZIĞ_23
  • Rep: +79/-5
  • Cinsiyet: Bayan
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI
« Yanıtla #1 : 12 Haziran 2008, 14:59:21 »
emegıne saglık ıgnecı bu konu ıle ılgılı pek az yazı okumustum sayende yazından ıstıfade ettm tesskur ederım...rıyadan ,enaıyetten uzak kutsalı ebede sarılmamız dılegıyle..

ves-selam!!!

    Alpnur

  • Güzel Üye
  • ****

  • İleti: 427
  • Nerden: İstanbul
  • Rep: +21/-9
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle Su Bilgi
  • Çevrimdışı
RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI
« Yanıtla #2 : 12 Haziran 2008, 16:16:46 »

Evet, riya çok kötü bir şeyde;

Kur’an terminolojisinde riyanın kurumsal adı nifak, bunun temsilcisi de münafıktır. Münafık, Allah ile aldatmayı sanat haline getirmiş dincilik bezirgânlarının iddia ettikleri gibi, ‘Müslüman olduğunu söylediği halde ibadet yapmamak, günah işlemek’ değildir. İbadetsizliği veya günahkârlığı münafıklık olarak tanıtmak, din adına söylenecek yalanların en büyüğüdür

denilmiş. O zaman günah işlemek ne ki? sadece riya mı? o kadar ibadet boşuna mı emredilmiş. kim yazdıysa, bir doğruyu belirtirken, bir yalanı  da ara da yutturuvermiş.
''Ferhat'ın yenilgisini seyretmekten vazgeçin ve suya yol açın...''

 Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

    iğneci

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1803
  • Nerden: Gezgin
  • Rep: +312/-2
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - atlantik42@hotmail.de
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI
« Yanıtla #3 : 12 Haziran 2008, 21:05:07 »
MAT_ROCK23 Arkadasim  yaziyi  begendigine  sevindim. Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap  Alpnur arkadasimizda  "ibadet  bosuna mi emredilmis"  diyor  öyle  diyen  yok. Bosuna  emredilir mi? Ibadete Riya ve  takiyyeyi  katarsan  O   is  yaptigin  ibadeti  silip  süpürüp  götürüyor. Zira  ibadeti  herkes  kendisi icin  yapar. fakat  ibadetin  icerisine  takiyye ve  riyayi  katarsa  o  toplumu  kandirmaktir ki bu  tasvip  görmemeli. Yazi  Yeni Safak´tan  degil. Internetten alinti. 
‘TOMURCUK DERDINDE OLMAYAN AGAC ODUNDUR’

AMPULLE KARARAN TEK ÜLKEYiZ. KAHROLUYORUM.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

    Alpnur

  • Güzel Üye
  • ****

  • İleti: 427
  • Nerden: İstanbul
  • Rep: +21/-9
  • Cinsiyet: Bay
    • Profili Görüntüle Su Bilgi
  • Çevrimdışı
RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI
« Yanıtla #4 : 13 Haziran 2008, 18:38:48 »
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
MAT_ROCK23 Arkadasim  yaziyi  begendigine  sevindim. Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap  Alpnur arkadasimizda  "ibadet  bosuna mi emredilmis"  diyor  öyle  diyen  yok. Bosuna  emredilir mi? Ibadete Riya ve  takiyyeyi  katarsan  O   is  yaptigin  ibadeti  silip  süpürüp  götürüyor. Zira  ibadeti  herkes  kendisi icin  yapar. fakat  ibadetin  icerisine  takiyye ve  riyayi  katarsa  o  toplumu  kandirmaktir ki bu  tasvip  görmemeli. Yazi  Yeni Safak´tan  degil. Internetten alinti. 

Afedersin, o cümleyi yanlış anlamışım. o cümle doğru.
''Ferhat'ın yenilgisini seyretmekten vazgeçin ve suya yol açın...''

 Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

    iğneci

  • Sevdalı Üye
  • *****

  • İleti: 1803
  • Nerden: Gezgin
  • Rep: +312/-2
  • Cinsiyet: Bay
    • MSN Messenger - atlantik42@hotmail.de
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
RIYAKARLIK TAKIYE VE ÖTESI
« Yanıtla #5 : 14 Haziran 2008, 01:33:51 »

Sorun degil Alpnur.
‘TOMURCUK DERDINDE OLMAYAN AGAC ODUNDUR’

AMPULLE KARARAN TEK ÜLKEYiZ. KAHROLUYORUM.
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
1175 Gösterim
Son İleti 02 Mart 2008, 10:00:08
Gönderen: çoban
0 Yanıt
1062 Gösterim
Son İleti 04 Mayıs 2008, 07:28:07
Gönderen: edepli
0 Yanıt
1768 Gösterim
Son İleti 21 Şubat 2011, 16:50:47
Gönderen: by-rajon
0 Yanıt
1056 Gösterim
Son İleti 01 Temmuz 2011, 21:16:40
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
338 Gösterim
Son İleti 20 Eylül 2016, 18:06:03
Gönderen: halukgta

web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.