İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - orkide

Sayfa: 1 ... 515 516 [517] 518 519 ... 523
5161
Faydalı Bilgiler / GARİBİM KARA KEDİ
« : 02 Ekim 2007, 22:47:23 »
Ilginc Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

5162

1889 yılında istanbul’da doğdu.Öğrenimini canakkale, İzmir ve istanbul’da yaptı.Edebiyat fakültesinden mezun olduktan sonra Bursa’da ve istanbul’un ceşitli liselerinde oğretmenlik yapti. Uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliği, bir dönemde Çanakkale milletvekilliğinde bulundu. Paris Kültür Ateşeligine atandı. Dönüste yeniden millervekili oldu.Emekliye ayrilişindan iki yil sonra, tedavi için gönderildiği Londra'’a 1956 yılında öldü.İstanbul'’a zincirlikuyu mezarlığında yatmaktadır.
Başlıca hikaye, tiyarro ve roman alanlarında eserler vermiş bulunan Reşat Nuri’nin en başarılı edebi ürünleri romanlarıdır. İnce ve duygulu bir romantizm ile fazla derinleşmeyen fakat çok başarılı gözlemlerle bezenmiş gerçekçiliği kaynaşti- rarak geniş bir okuyucu yığınına seslenen yazar, özellikle dili ve anlatımdaki rahatlığı ve çekiciliğiyle ün yapmiş, sevilmiştir. Roman ve hikayelerinde kişilerin ve toplumun bazı gülünç yönlerine de sık sık dokunan Reşat Nuri’nin başlıca eserleri şunlardır:


Hikaye kitapları: Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Olağan İşler (1930), vb.
Gezi yazıları: Anadolu Notları (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966).
Oyunları içinde en ünlüleri Balıkesir Muhasebecisi (1953) ve Tanrıdağı Ziyafeti (1955)’ dir. Bütün eserleri ölümünden sonra, eşi tarafından, bir külliyat halinde yeniden bastırıldı.

Romanları: Gizli El (1922), Çalıkuşu (1922), Damga (1924), Dudaktan Kalbe (1925), Akşam Güneşi (1926), Bir Kadın Düşmanı (1927), Yeşil Gece (1928),Acımak (1928), Yaprak Dökümü (1930), Kızılcık Dalları (1932), Gökyüzü (1935), Eski Hastalık (1938), Ateş Gecesi (1942), Değirmen (1944), Miskinler Tekkesi (1946), Harabelerin Çiçeği (1953), Kavak Yelleri (1950), Son Sığınak (1961),Kan Davası (1955),
Hikaye Kitapları: Tanrı Misafiri (1927), Sönmüş Yıldızlar (1927), Leyla ile Mecnun (1928), Olağan İşler (1930)
Gezi Yazıları: Anadolu Notları (ilk cildi 1936; ikinci cildi 1966)
Oyunları:Balıkesir Muhasebecisi (1953), Tanrıdağı Ziyafeti (1955)

5163

Atatürk, askeri bir dahi ve iyi bir lider olduğu gibi, aynı zamanda büyük bir devrimciydi. O dönemlerde, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların aktif bir üyesi olabilmesi için, modernize edilmesi çok önemli idi. Mustafa Kemal ülkesindeki yaşamı modernize etmiştir. Atatürk 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşları ve hayatta kalabilmeleri için yaşamsal öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiştir. Tüm bu devrimler, Türk halkı tarafından büyük bir coşku ile karşılanmıştı.


Harf Devrimi

Atatürk'ün gerçekleştirmiş olduğu en önemli devrimlerden birisi, Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur. 3 Kasım 1928 tarihinde, yeni Türk Alfabesi kabul edilmiştir.

Kıyafet Devrimi

Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar çarşaf giymekten vazgeçerek, modern kadın elbiseleri giymeye başladılar. Erkekler ise fes yerine şapka giymeye başladılar.

Hukuk Sisteminin Laikleştirilmesi

1920 yılında kurulmuş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk sistemine ihtiyacı vardı. Atatürk, Şeriat Kanununun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasının yerine ise İtalyan Ceza Yasasını getirmiştir. Türk Hukuk Sistemi ise tüm çağdaş gereksinimler Çerçevesinde modernize edilmiştir.

Öğrenimin Laikleştirilmesi

19. Yüzyıl başlarına dek, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde çeşitli eğitim sistemleri uygulanmaktaydı. Atatürk İslami eğitim veren medrese sisteminin yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini gördü. Bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerekliydi. Böylece, mevcut sistem değiştirilerek 1933 yılında bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir.

Kadınlara Sağlanan Medeni Haklar

Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca ihmal edilmiş olan Türk kadınına yeni haklar tanınmıştır. Böylece kabul edilmiş olan medeni kanun gereğince bundan böyle kadınlar da erkeklere tanınan haklara sahip olacaklar, resmi görevlere atanabilecekler, oy verme ve Millet Meclisine seçilebilme hakkına sahip olabileceklerdir. Tek eşlilik ilkesi ve kadınlara tanınan eşit haklar, Türk toplumuna bir canlılık kazandırmıştır.

Atatürk'ün Türk Tarihi ile ilgili Çalışmaları

Kültürel alanda bir tür milliyetçilik anlamındaki yazı devrimi sonrasında, Atatürk tarih konusuna ağırlık verdi ve 1931 yılında Türk Tarih Kurumunu kurdu. Burada, Türkiye Tarihi kapsamlı bir şekilde incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bunların dışında, Yeni Takvim, Ağırlıklar ve Ölçüler, Tatiller ve Soyadı Kanunu gibi diğer birçok devrimler de gerçekleştirilmiştir. Bu konudaki bazı örnekler arasında 1924 Hafta sonu Yasası, 1925 Uluslararası Zaman ve Takvim Sistemi, 1926 Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu, 1933 Ölçü Sistemleri ve 1934 Soyadı Yasası sayılabilir. 1932 yılında Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen yasa gereğince Türkler soyadı aldılar ve Milletin liderine de "Türklerin Babası" anlamına gelen Atatürk soyadı verildi.
 
Simdi bütün forum üyeleri arkadaslarimi konuyu tartismaya cagiriyorum:
1-Cagimizda bu ilkelere uyuluyor mu? uyuluyorsa ne kadar?
2-Uyulmuyorsa Yurdumuz nereye gidiyor?
 
 

 

 

 
 

5164
Osmanlı Tarihi / osmanli imparatorlugunun kurulusu
« : 02 Ekim 2007, 20:03:35 »
sevgili PERI,
Hayir hic öyle algilamadim. Bilakis ben de ayni düsünceler icerisindeyim. Bu konuyu yazmakla, istedim ki ilk zamanlarimizi tekrar animsiyalim, bilgilerimizi tazeliyelim. Ote yandan ben sikayetci degil miyim hep gecmisimizle övünüp durmaktan?..Bu yüzden degil midir ki bir igne boyu ilerlyemeyisimiz, ve de cagimiza ayak uyduramayisimiz? 
Baska ülkelere olan özentimizden- senin de dedigin gibi- yeme icme, giyim kusam, örf adetlerimizi kaybettigimiz yetmiyormus gibi, ön emlisi güzel dilimizi anlasilir durumdan cikarmadik mi ,yabanci kelimeler sokmak sanki matahmis gibi.
Gecmisteki atalarimizin yaptiklarina saplanip kalmak yerine, gelecegimiz icin iyi seyler yapmak adina biraz gayret sarfetsek diyorum...
Ben de bu konumu benimle paylastigin icin ,sana tesekkür ediyorum

5165
Kur'an-ı Kerim / Yasin Suresinin manasi ile ilgili
« : 02 Ekim 2007, 16:33:17 »
Ne oldu, ifade degistirdin. Önce, haksiz bir saldiriya gectin, sonra da gelen bilgilere göre toparlandin. Ben, bu konuyu inancsizlik üzerine art niyetli acmadim. Bunu diger arkadaslar anladi ve gereken cevabi da verdiler.

5166
1684

5167
Kur'an-ı Kerim / Yasin Suresinin manasi ile ilgili
« : 02 Ekim 2007, 00:09:09 »
yanlis anlasilmasin. Inanmiyor degilim. Yani, yasin suresinin manaca degil, manevi bir rahatlatici oldugunu, okuyan ve okunan kisi manevi olarak huzur buldugunu ve rahatladigini söylemek istiyorsun.
Katildigin ve de fikrini söyledigin icin tesekkürler
.

5168
1686

5169
Kur'an-ı Kerim / Yasin Suresinin manasi ile ilgili
« : 01 Ekim 2007, 23:23:53 »
Tesekkür edrim Avicenna...
Dogru söylüyorsun.Bu türlü tartismalarla her birimiz yeni bir seyler ögrenmekteyiz. Sizleri sanal da olsa tanidigim icin mutluyum.

5170
Osmanlı Tarihi / osmanli imparatorlugunun kurulusu
« : 01 Ekim 2007, 23:08:34 »
 

1683 yılında Osmanlı Devleti
Resmî dil Osmanlı Türkçesi
Başkent Bursa (1335-1365)
Edirne (1365-1453)
İstanbul (1453-1922)
İktidar Osmanlı padişahları
Nüfus 14 milyon (1915'ler)
Yüzölçümü 6.3m km2; (1902);
20.0m km2; (1595)
Kuruluş tarihi 1299
Fesh tarihi 1 Kasım 1922
Para Birimi Akçe, Kuruş, Lira, Sultani
Millî Marşı Devlet-i Aliye-i Osmaniyenin Milli Marşları
Osmanlı Devleti, ya da Osmanlı İmparatorluğu[1] (Osmanlıca: دولت عالیه عثمانیه, Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye) 1299 senesinde şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Osman Bey tarafından Osmanlı Beyliği olarak kurulmuştur.

En geniş zamanında devlet, üç kıtaya yayılmış, İstanbul ile sınırlı bir şehir devletine dönüşmüş olan Doğu Roma İmparatorluğu'nu (Bizans İmparatorluğu) yıkmış, bazı tarihçilere göre bu Yeni Çağ'ı başlatan olay olmuştur. Devletin kurucusu ve Osmanlı Hanedanının atası olan Osman Bey, Oğuzların Kayı boyundandır. Osmanlı Devleti Sünni Müslüman hakim kültürün yönetim, yasama ve yargıda hakim olduğu, Hıristiyan ve Yahudi ve diğer azınlıkların ise belirli yasal düzenleme ve sınırlamalar ayrıştırılmasına rağmen göreceli olarak dini özgürlüklere sahip olduğu bir devletti[kaynak belirtilmeli]. Hakimiyeti altında bulunan topraklarda yaşayan halklar zaman zaman, toplu ya da yerel ayaklanmalar ile Osmanlı iktidarına karşı çıkmışlardır. Türkiye'deki kimi, ve Türkiye dışındaki tarihçilerin çoğuna göre Osmanlı Devleti yönetim ve yürütmede temel esasları Doğu Roma İmparatorluğu'ndan almış bir imparatorluktur[kaynak belirtilmeli], çağdaş anlamda emperyalizm ve sömürü çağrışımı yapması sebebiyle Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu yerine Osmanlı Devleti kullanımı tercih edilmektedir
[/color
]

Sayfa: 1 ... 515 516 [517] 518 519 ... 523