Reklamlar

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - MAT_ROCK23

Sayfa: 1 ... 92 93 [94] 95 96
931
Hayata Dair Yazılar / ibretlik hikaye:Birseyi Tam Bilmek
« : 13 Mayıs 2008, 17:48:20 »
Japonya'da bir çocuk 10 yaslarindayken bir trafik kazasi geçirmis ve sol kolunu kaybetmis.
Oysa
çocugun büyük bir ideali varmis .
 Büyüyünce iyi bir judo ustasi olmak istiyormus.
Sol kolunu kaybetmekle
birlikte, bu hayali de yikilan çocugunun büyük bir depresyona girdigini gören babasi, Japonya'nin ünlü
bir Judo ustasina gidip yapilacak bir seyin olup olmadigini sormus..

Hoca:
- Getir çocugu ..bir bakalim, demis.
 
Ertesi gün baba-ogul varmislar hocanin yanina.. Hoca çocugu süzmüs ve
 
-Tamam demis..yarin esyalarini getir, çalismalara basliyoruz.
 
Ertesi gün çocuk geldiginde hocasi ona bir hareket göstermis ve bu hareketi çalis demis.

Çocuk bir hafta ayni hareketi çalismis..
 
Sonra hocasinin yanina gitmis. "Bu hareketi ögrendim baska hareket
göstermeyecek misiniz?" diye sormus.Hocanin cevabi:


-Çalismaya devam et olmus...
 
2 ay,3 ay,6 ay derken çocuk okuldaki bir yilini doldurmus.. Çocuk bu bir yil boyunca hep o ayni hareketi tekrarlamis. .

Hocanin yanina tekrar gitmis:

Hocam bir yildir ayni hareketi yapiyorum bana baska hareket göstermeyecek misiniz?

- Sen ayni hareketi çalis oglum . Zamani gelince yeni harekete geçeriz..
 
2 yil ,3 yil, 5 yil derken çocuk judodaki 10. yilini doldurmus. .Bir gün hocasi yanina gelip. ."Hazir ol ! " demis..

"Seni büyük turnuvaya yazdirdim.Yarin maça çikacaksin!"..Delikanli sok olmus.. Hem sol kolu yok hem de judo da bildigi tek hareket var.
 
Ünlü judocularin katildigi turnuvada hiçbir sansinin olmayacagi düsünmüs ; ama hocasina saygisindan ses çikarmamis. .

Turnuvanin ilk günü delikanli ilk müsabakasina çikmis. Rakibine bildigi tek hareketi yapmis ve kazanmis. Derken..
 
ikinci ,üçüncü maç....çeyrek, yari final ve final...Finalde delikanlinin karsisina ülkenin son on yilin yenilmeyen sampiyonu çikmis. .
Tam bir üstat delikanli dayanamayip hocasini yanina kosmus..

-Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakin hele.. Bende ise bir kol eksik ve bildigim tekbir hareket var..
bu kadar bana yeter.. b

ari çikip ta rezil olmayayim izin verin turnuvadan çekileyim..

-Olmaz demis hocasi. Kendine güven,çik dövüs. Yenilirsen de namusunla yenil.

Çaresiz çikmis müsabakaya. Maç baslamis. Delikanli yine bildigi o tek hareketi yapmis ve tak.!

Yenmis rakibini sampiyon olmus. Kupayi aldiktan sonra hocasinin yanina kosmus:


-Hocam nasil oldu bu is? Benim bir kolum yok ve bildigim tek bir hareket var. Nasil oldu da ben kazandim.?

-Bak oglum 10 yildir o hareketi çalisiyordun. O kadar çok çalistin ki , artik yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan

hiç kimse yok.
Bu bir, ikincisi de o hareketin tek bir karsi hareketi vardir. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutmasi gerekir.!


Insanlarin eksiklikleri bazen , ayni zamanda en güçlü taraflari olabilir: Ama yeter ki bu eksiklik kafalarinda olmasin..!!

932
Karışık Fıkralar / tam geyik
« : 13 Mayıs 2008, 16:16:59 »
Zayıf Not

Üniversite son sınıf öğrencisi
yazılı sınavından kalınca doğru
hocasına gider:

-"Siz sınıfta bırakarak hayata atılmamı
önlüyor ve beni cezalandırıyorsunuz.

İşin bu yanını hiç düşündünüz mü?"

-"Tabii düşündüm. Hocanın görevi bilgiyi
ölçmek, yeterli olmayanı sınıfta
bırakmak değil mi?"

-"İyi. O zaman size bir teklifim var.

Bir soru da ben size soracağım.

Doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu
kabul edip sınıfta kalacağım.

Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sınıfı
geçirteceksiniz.

(Hocanın keyfi yerinde. Teklifi kabul eder.)
Ve öğrenci sorar:

-"Yasal olup, mantıklı olmayan nedir?

Mantıklı olup, yasal olmayan nedir?

Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?"

Hoca uzun uzun düşünür ama cevabı bulamaz.

İddia gereği öğrencisine iyi not vererek
sınıfı geçirir.
Ama aklı da soruda kalır.

Sonunda sınıfın en iyi öğrencisini çağırır,
 
olayı anlatır ve sorunun yanıtını bilip
 
bilmediğini sorar.

Öğrenci hemen cevap verir:

-"Siz 65 yaşındasınız ve 23 yaşında bir
kadınla evlisiniz.
Bu yasal ama mantıklı
değil.
Karınızın 25 yaşında bir sevgilisi var.
Bu mantıklı ama yasal değil.
 Siz karınızın
sevgilisini, zayıf alıp sınıfta kalması
gerekirken iyi not verip mezun ediyorsunuz.

Bu da ne mantıklı, ne de yasal." ...ADAMIN YÜZ İFADESİNİ MERAK EDERDİM Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

933
Güncel Haberler ve Olaylar / M.ALİ BİRAND...
« : 13 Mayıs 2008, 16:08:49 »
Mehmet Ali Birand’ı hepiniz tanırsınız.
 Aydın Doğan’ın Posta isimli gazetesinde köşe yazarlığı yapan, CNN TÜRK’te program hazırlayan ve Kanal D Haber’in Genel Yayın Yönetmeni olan yılmaz AB savunucusu bu şahsiyet, bilindiği gibi TRT’yi dolandırmaktan 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmış ve ancak Belçika vatandaşlığına geçerek cezadan yırtabilmiş bir şahsiyettir....
 Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap




bilellim tanıyalım arkadaslar ona göre kime destek verip ,vermeyecegımızi gözden gecirelım..

934
Gelir Vergisi Beyannameleri, Vergiden Kaçınmanın Boyutlarını Bir Kez Daha Gösterdi. Beyannamelere Göre, Türkiye'nin 81 İlindeki Doktor, Dişçi, Avukat ve Mimar Gibi Serbest Meslek Sahiplerinin Aylık Gelirleri Yoksulluk Sınırının, 63 İldekilerin İse Açlık Sınırının Altında.

Gelir vergisi beyannameleri, vergiden kaçınmanın boyutlarını bir kez daha gösterdi. Beyannamelere göre, Türkiye’nin 81 ilindeki doktor, dişçi, avukat ve mimar gibi serbest meslek sahiplerinin aylık gelirleri yoksulluk sınırının, 63 ildekilerin ise açlık sınırının altında. GELİR vergisi beyannamelerine göre, iş adamları ile doktor, avukat ve mimar gibi serbest meslek sahipleri ve rant geliri olanlar, 81 ilde ’yoksulluk’, 63 ilde ise ’açlık sınırının’ altında bir yaşam sürüyor. 43 ilde beyan edilen gelirler, asgari ücrete de yetişemiyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre bu yılın mart ayında 2007 yılı gelirleri için 1 milyon 628 bin 370 adet beyanname verildi. Bu beyanlar karşılığında 16 milyar 888 milyon 514 bin YTL gelir bildiriminde bulunuldu. Söz konusu gelirlere de, 4 milyar 246 milyon 950 bin YTL vergi tahakkuk ettirildi.

İstanbul önde
Türkiye çapındaki gelir vergisi beyannamelerinin yüzde 27.8’i, beyan edilen gelirin de yüzde 37.3’ü İstanbul’da verildi.
452 bin 752 adet gelir vergisi bildiriminde bulunulan İstanbul’da, beyan edilen gelir 6 milyar 300 milyon 632 bin YTL, buna tahakkuk ettirilen vergi ise 1 milyar 784 milyon 300 bin YTL oldu.
 Ankara’da toplam beyanname adedi 116 bin 567, beyan edilen gelir 1 milyar 418 milyon 391 bin YTL, İzmir’de ise beyanname adedi 119 bin 887, beyan edilen gelir 1 milyar 191 milyon 818 bin YTL olarak gerçekleşti.
 İstanbul, kişi başına ayda ortalama 1159.7 YTL’lik gelirle, aylık ortalama kazanç listesinin ilk sırasında yer aldı.
 

istanbul’daki gelir vergisi mükelleflerinin aylık ortalama vergisi 328.4 YTL olarak hesaplandı. İstanbul’u 1017 YTL’lik gelir ile Bursa, 1.014 YTL’lik gelir ile Ankara, takip etti. Eskişehir aylık ortalama 960.8 YTL, Denizli 924.2 YTL, Aydın 914.5 YTL, Balıkesir 870.1 YTL, Zonguldak 865.6 YTL, Manisa 856.2 YTL, Muğla 843.8 YTL’lik kazanç ile İstanbul, Bursa ve Ankara’nın ardında sıralandı.
İzmir, aylık 828.4 YTL’lik gelir ile kendisine ancak 11’inci sırada yer bulabildi.
 
Asgari ücretin altında Bu arada ortalama beyanlar, 81 ilin tümünde beyannameli gelir vergisi mükelleflerinin yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürdürdüğünü ortaya koydu.
 Hiç bir ildeki ortalama kazanç tutarı, Türk-İş’in nisan sonunda ilan ettiği 2 bin 336 YTL’lik yoksulluk sınırına ulaşamadı.

 Aynı şekilde, 81 ilin 63’ünde beyan edilen kazançlar, 717 YTL’lik açlık sınırının da altında kaldı.
 Sadece İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, Aydın, Denizli, Zonguldak, Balıkesir, Manisa, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Muğla, Adana, Ordu, Kocaeli, Trabzon ve Çanakkale’deki mükellefler, açlık sınırının üstünde gelir bildiriminde bulundu.

 43 ilde beyan edilen gelirler, 2007’nin 2’nci yarısında geçerli olan brüt 585 YTL’lik asgari ücret kadar da olamadı.

Açlık sınırını aşan 18 ilin yanı sıra Afyonkarahisar, Edirne, Hatay, Samsun, Bilecik, Bolu, Antalya, Uşak, Kırklareli, asgari ücretin üzerinde ortalama beyanda bulunuldu

 


935
Genel Kültür / Cola Neden Soğuk İçilir...
« : 13 Mayıs 2008, 13:45:18 »
Cola Neden Soğuk İçilir... [/color]
Coca Cola'yı bulan şahıs bu işe başlarken tüm dünyanın tadını seveceği bir şerbet yapmayı kafasına takmış. Tüm servetini buna yatırmış. Sonunda da ünlü Coca Cola formülünü hazırlayıp piyasaya sürmüş. Ama sonuç tam bir fiyasko olmuş. Yılların emeği boşa gitmiş. Fakat daha sonra şirketin bir ortağı formülde hiç değişiklik yapmadan Coca Cola'yı bugünkü satış rakamlarına ulaştırmış. Ne mi yapmış? Sadece şerbeti soğutup satışa sunmuş! Bu nedenle tüm Coca Cola şişelerinin üzerinde "Soğuk içiniz" yazıyormuş.

Formülü açıklansa isteyen herkes evinde çay yapar gibi Coca Cola üretebilirmiş. Formül işte bu yüzden dünyanın en önemli sırrı gibi gizli tutuluyormuş.

Kimyayla alakası olan herkes bilir ki Coca Cola asidik yapıdadır. Bundan ötürü de dışarıya ısı verdikçe, yani soğudukça, daha "kararlı" hale gelir. Böylece de lezzeti artar. Coca Cola soğuk sevmemizin ve şişelerin üstünde "soğuk içiniz" yazmasının nedeni bu "asid-baz" ilişkisinden kaynaklanmaktadır..

936
Fenerbahçe / GENÇ FENERLİNİN VASİYETİ
« : 13 Mayıs 2008, 13:27:05 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


GENÇ FENERLİNİN VASİYETİ

Fenerbahçe yine kızdım sana , Kalbimde acı bir sızı beynimi seni düşünmekten alamıyorum.Yok mu bunun bir çâresi bilemiyorum.
Çık aklımdan seni düşünmek istemiyorum ama gönlüme beynime söz dinletemiyorum.Peki Neden seni bu kadar seviyorum?

Fenerbahçe , Ben seni seviyor muyum ?Seni sevdiğimi düşünmüyorum.Aslında seni sevmiyorum.Çok insan birbirini seviyor.Benim duygum ile
onların yaşadıkları duygu bir değil.Bu tutkunun adını koyamıyorum.Bu sevdayı tarif edemiyorum.Ama tek şeyi biliyorum."Ben seni sevmeyi seviyorum".

Kalbimde çok derin bir boşlukta sabahın sessizliği içerisinde inlyen tüm duygularımı altüst eden bir fırtına gibi tutkun! , Ellerimi uzatıp ulaşamadığım define..
Adını duyunca kalbimin küt küt atıp yerinden çıkarcasına atışı , Gözlerimin senden başkasına kör oluşu ..Senin tutkunun verdiği hasar yalnızca bu mu ?Sen
Fenerbahçe , Sen Uğruna Ömrümü fedâ ettiğim , Sevdiklerimi hebâ ettiğim , Başımı belâ ettiğim , Sevdiğime elvedâ dediğimsin.

Geride kaldı artık maddiyat.Boş işler,boş umutlar,Hayaller,Çabalar,gâyeler,tüm yaşama hırsımız ! Seninleyim ya ! Varsın sönsün ömrümüzün tüm umut ışıkları,hayallerimiz...
Seni sevmenin şerefi , bu sevdanın edebiyeti bizlere maneviyat!Sokaklarda bıraktık çocuksu gülümsemelerimizi , Okulda bıraktık defterimizi kalemimizi , Yalnız bıraktık
sevdiklerimizi , Beşikten Mezara kadar sen varsın , hep seninle , sensiz hiçbiryerde!

Sevinmeyi , gülmeyi , umutla düşünmeyi seninle öğrendik cefâyı sende bulduk , acıyı sende tattık.Gün geldi kalbimizin içine bir güneş gibi doğdun.Gün geldi uğruna
Bedenimizi uğrunda buldun.Bitmez bu hayatın derdi , çilesi seninle olmadığım gün neyleyim sevinmeyi , gülmeyi.Duyurmaya çalışıyorum büyük sevdamı sana ama
sanki kulakların sağır olmuş ve ben lal.Seni sevmeme engel olacak herşeye meydan okurcasına haykırıyorum aşkını her yediğim darbede bir kere daha haykırıyorum FENERBAHÇE AŞKINI ! Düşünüyorum , birgün duyacak mısın beni ?

Fenerbahçe duymuşsun beni , belki yüreğin burkulmuş , ziyandaymışsın.Sen rahat ol ! Ne bir kaç manşet ile,ne tahriklerle,ne provakelerle,ne demirden bozma joplarla
ruhumuza dokunamazlar!
Gerekirse bedenimizi uğruna hebâ ederiz.Ama bil ki ruhumuzun içinde yatan FENERBAHÇE SEVGİSİ'ne elletmeyiz!Çünkü Biz Genç Fenerbahçeliyiz.
Asaletimiz ruhunun aynası , Adaletimiz adaletsizliğin bıkmışlığı , Cesaretimiz uğruna aldığımız yaraların hâtırası ! Nefesimizin bedelisin Fenerbahçe!Yaşadığımız her anımızdasın!
Biz Genç Fenerbahçeliyiz, peki neden Gençiz ? Senin sevginin ışığıyla ruhumuz hep genç kalacağı için.Her atılan çamurda bir yaş daha , Her vurulan jopta bir yaş daha gençleşeceğiz.
Biz seni sevmedik Fenerbahçe.SENİN İÇİN SAVAŞMAYI SEVDİK!, Biz seninle ayakta kalmayı öğrendik ! Fenerbahçem ! Biz seni sevmenin aşığıyız , Yollarının yoldaşıyız , düşmanının belasıyız , karşına çıkanın 7 cihan yakasındayız.Sen ise derdimizin devası,başımızın tatlı belâsı,yüreğimizin sedâsı,sensizliğin vefâsısın.

Eğer olur da sevgini haykıracak gücüm kalmazsa , Ellerim ellerinle olmazsa , Bedenim uğruna çalışmazsa , Nefesimi uğruna çekemezsem ; Bil ki senin olan bu beden artık kara toprağındır!

Vasiyetimiz olsun !

Bedenimizi bu dünyada bırakıp,son nefesimizi verdiğimizde bunu o duymasın!Sevgilisini kaybetti sanıp,yanılmasın!Yanılıp Azrail'e darılmasın.O Keyfine baksın.Bedenimize değil artık ruhumuza aksın!Bilsin 25 Milyonun kalbinde , Söyleyin Kendine çok iyi baksın ! Anne , Üstünde Kan lekesi olan azcık parçalanmış Fenerbahçe Formamı yakın,benden başkasına yâr olmasın! Kimse arkamdan ağlamasın.Uğruna ölemessem darılmasın,hayatım uğruna anlasın!Olacaksa ondan bir menfâtim bir bayrak olsun,O da tabutumun üstünde dursun!Son isteğimdir bu kesin olsun ;

Mezar Taşımda " GENÇ FENERLİ" yazsın



ÖLÜMÜNE SEVİYORUZ varmı böle seven

937
KOÇ

Koçlar gittiği her yerde, her zaman ilgi odağı olmak isterler ve bunun için ellerinden geleni yaparlar. Bu sebeple pek çok arkadaşı vardır ve arkadaşları arasında oldukça popülerlerdir. Kararlı kişilikleri olmasının yanında, kendilerine oldukça güvenirler. Koçları bakışlarından ve kendilerinden emin duruşlarıyla anlayabilmek mümkündür. Çoğu Koç’un kaşları kalın yapıdadır.

BOĞA

Rahatlarına oldukça düşkündürler, eğlenceyi, gece gezmelerini çok severler. Her şeyin en iyisine sahip olmak istedikleri için iş hayatlarında çok çalışırlar. Ev yaşamından çok hoşlanırlar. Dostları ve güvendiği arkadaşları için yapamayacağı fedakârlık yoktur. Boğaların ayırt edilecek en önemli özelliği de dediğim dedik ve inatçı olmalarıdır. Dalgalı saçları ve kalın boyunları vardır.

İKİZLER

İnsanlarla bir araya gelerek uzun sohbetler yapmayı, dostlarıyla birlikte vakit geçirmeyi çok severler. İlgi alanları çok geniştir ve pek çok şeyle aynı zamanda uğraştıklarından kimi zaman arkadaşlarına vakit ayıramazlar. Ne zaman ne yapacaklarını önceden kestirmek oldukça zordur. Bir an ağzından bal damlayarak sizinle sohbet ederken, beklenmedik bir anda sinirden köpürebilirler. İkizler çoğunlukla ince ve uzun tiplerdir.


YENGEÇ

Yengeçler tamamen sürprizlerle doludur. Bir an çekingen; bir an oldukça haylaz olabilirler. İlk tanıştığınızda size hemen ısınamasalar da kısa bir süre sonra kaç yıllık dostunuzmuş gibi sizinle vakit geçirebilirler. Yengeçleri çözmek hiç de kolay değildir, en yakınındaki bile onların içinde saklı kalanları anlayamaz. Yengeçlerin en güzel özelliklerinden biri de çok ince düşünceli olmalarıdır, minik hediyelerle sürprizler yapmayı severler. Arkadaşlarına çok bağlıdırlar ve her şeylerini onlarla paylaşmaya hazırdırlar. Dışarıda gece gezmelerinden ziyade evde kanepesinde oturmayı tercih eder.

ASLAN

Tüm Aslanlar için ortak olan bir nokta; kafalarını koyduklarını gerçeğe dönüştürmek için ölesiye mücadele edebilecek olmalarıdır. Bunun yanında spot ışıklarının kendi üzerinde olmalarından hoşlanırlar. Aslanlar çevresindekilerden her zaman daha fazla ilgi görmek istedikleri için kıyafetleri, hareketleri ve konuşmalarıyla ilgiyi üzerlerine toplamayı başarırlar. Yönetmeyi ve lider olmayı sevdiklerinden genelde yüksek konumlarda çalışırlar. Gür saçları ve insanlara tepeden bakışlarıyla kendilerini hemen belli ederler.

BAŞAK

Koyu renk derin bakışları ve beyaz tenleriyle hemen dikkat çekerler. Her zaman şık ve tarz sahibidirler. Bir arkadaş topluluğunda Başakları sürekli etrafını gözlerken bulabilirsiniz. Başakların içgüdüleri ve insanları çözümleyebilme yetenekleri oldukça fazladır. Başakların diğer bir özelliğiyse başkalarını sürekli eleştirirken kendilerine gelen eleştirilere karşı hoş görülü olmamalarıdır. Başaklar kolay kolay kimseye inanmazlar ve bu yüzden genelde yalnızdırlar.

TERAZİ

Teraziler lüks kavramıyla ilgili her şeyden çok hoşlanırlar. Bu burcun kadınları ve erkekleri cazibeleri ve karizmalarıyla çevresindekileri hemen etkilerler. Terazi erkekleri kadınlara nasıl davranılması gerektiğini oldukça iyi bilirlerken kadınlarıysa çekici görüntüleri ve cazibeleriyle erkeklerin başını döndürürler. Anlayışlı ve uyumlu yapıları sayesinde insanlarla olumlu ilişkiler kurarlar.

AKREP
Akrep burçları cesur hareketleri ve herkese meydan okuyan bakışlarıyla kendinden emin bir görüntü sergilerler. Kafalarına koyduğu her şeye ne olursa olsun ulaşırlar ve mücadeleci kişilikleriyle bazen çok kalp kırabilirler. Ancak akrepler çoğunlukla temiz kalpli ve dürüsttürler. Sevdiklerine aşırı bağlı olmalarının yanında onlar için her türlü fedakârlığı yaparlar. Konuşma ve kendilerini ifade edebilme yetenekleri sayesinde çevresinde pek çok insan vardır.

YAY

Özgürlüklerine düşkün ve maceracı ruhludurlar; bu yüzden bir Yayla karşılaştığınızda onu başından geçen ilginç maceraları ve tatil hikâyelerini birilerine anlatırken görebilirsiniz. Spor aktivitelerinden büyük zevk alırlar ve enerjileri hiç bitmez, sürekli bir yerden baka bir yere koştururlar, yeniliklere açıktırlar. İşlerine bağlı ve azimli olmaları sayesinde iş hayatlarında iyi konumda olurlar. Yaylar uzun ve atletik bir yapıya sahiptirler.

OĞLAK

Bir Oğlakla tanıştığınızda ilk izleniminiz onun ne kadar ciddi olduğu olabilir; ancak Oğlaklar aslında oldukça ince bir mizah duygusuna sahiptirler ve bu yetenekleri sayesinde insanları etkilemeyi başarırlar. Her zaman sakin ve kontrollüdürler, bir Oğlak’ı kızdırmak zordur ama kızdığı zaman yeri göğü ayağa kaldırır ve öfkesi kendiliğinden dininceye kadar da onu sakinleştirmek çok zordur. Adil ve kararlı oldukları için başarılı bir lider figürü çizerler. Oğlaklar çoğunlukla ince yapıya sahip olurlar.

KOVA

Kovalarla ilgili ilk izleniminiz onların ne kadar kendini beğenmiş ve ulaşılmaz olduğudur. Ancak onlar tanıdıktan sonra hiç de göründükleri gibi olmadığını anlarsınız. Kovalar aslında yumuşak tabiatlı ve arkadaş canlısıdır. Bağımsızlıklarına fazlasıyla düşkündürler ve ona limitler koyulacak olunursa karşısındakinden uzaklaşırlar. İçlerinden geldiği gibi yaşamaktan hoşlandıkları gibi mantıklarından çok kalplerinin sesini dinlemeyi tercih ederler.

BALIK

Bir balıkla konuştuğunuzda onun aslında sizin yanınızda değil de başka bir dünyada olduğunu düşünürsünüz. Balıklar kendi dünyalarında, kendi rüyalarını görürler; başkalarının dediğini önemsemezler, sadece kendi doğruları ona hayatında yön verir. Bu yüzden bir Balık’ı sözlerinizle yönlendirmek imkânsızdır. Balıklar bulundukları ortama çok kolay uyum sağlarlar, nerede nasıl davranılması gerektiğini çok iyi bilirler

938
Üniversiteler / biraz da gülelim (öss 2007 soruları)
« : 12 Mayıs 2008, 17:00:25 »
ÖSS 2007 Soruları
1) Levent ile Nejat'ın yasları toplamı Husnu'nun yaşına eşittir.Bahrinin yaşı ise gizlidir.Hepsinin yaşları toplam 670 yaptığına göre Ferhat'ın bir kaplumbağa olduğu açıktır.Kaplumbağalarda sindirim sisteminin zaman zaman sağa çekmesine ne denir?

A: Mutasyon
B: Soğuk difüzyon
C: İlik difüzyon
D: Deli DNA
E: Hektometre


2) Bir uzay gemisindeki astronotların %20'si alıngan , %20'ı neşeli,%10'u uykucu,geri kalanlar ise maymundur. O uzay gemisinin dünya çevresinde s.d.h (son derece hızlı) dönmesi nasıl bir açının yansımasına yol açar?

A: 15
B: 170 desigrad
C: 42 indikator
D: 70 hekto
E: Hepsi

3) İç bükey bir aynaya dik gelen bakışların özgül ağırlığı öyle böyle değildir. A cismi aynanın arkasında görüntü vermemekte, üstelik bundan şikayet etmektedir. Görünen görgüsüz görüntüsü aynanın neresine düşer?

A: Tam göbeğine
B: Tam olmasada göbeğine
C: Aynanın kenarına
D: Aynanın köşesine iliştirilmiş kartpostalın üstüne
E: Bilinmez


4) Bir cezveye iki musluktan su akmaktadır. Oysa bir musluktan akan su, cezvenin dolması için yeterlidir. Bu açıktır , nettir. Tartışan manyaktır.Cezvenin sapı kaç gr ağırlığında olsa gerek?

A: 40 gr
B: 8 hekto
C: 143 milogram
D: 44 kgb
E: Hepsinden biraz


5) Anamurdan yola çıkan bir forklift saatte 40 kilometre hızla gitmektedir. Araç geri geri gittiğinde hız azalmaktadır. Öte yandan Üsküp'den havalanan bir helikopter incek yer aramaktadır. Ankara plakalı bir takside ise başkent karizmasını bitiren Ankaralı Turgut çalmaktadır. Bu üç aracın Fındıklı'da kesişme olasalığı nedir?

A: %5
B: %0
C: hekto
D: Binde kırk
E: Bilinmiyor


6) 37 kişilik bir sınıfta kız öğrencilerden bir kısmı Fransızca bir kısmı İspanyolca bir kısmı ise hem Almanca hemde Türkçe konuşmaktadır. Kalanlar ise kendi aralarında konuşup gülüşmektedir. O sınıftaki erkek öğrencilerin tamamı bütün dilleri konuşabilmektedir. Okulun bir kız lisesi olduğu varsayılırsa, hem Hintçe düşünüp Farsca yazabilmekte, hem de okulu bırakıp hayvan maması işine girebilme yetkisine sahip kaç öğrenci vardır ve coğrafyacının adı nedir?

A: 18 Nebahat
B: 13 Güzin
C: 19 Kamil
D: 10 Heidi
E: 60 Şaziye


7) İnsan vücudunda yer alan kıkırdak doku, iskeletle uyum içinde geçinmek için zaman zaman sol kulakcık üzerinden alyuvar pompalar. Mide boşluğunda ise bir kısım ara kablolar vardırki, bunlara bağısak denir. Bazi biyologlar ise bağırmasak diye diretir.Buna göre insan vucudunda hangi kemik masa kenarına çarparsa çok acır?

A: Köprücük
B: Tupgecitcik
C: Kedicik
D: Hektocuk
E: Hiçbiri


Cool Bir kahvede okey oynayanların sayısı hipotez yapan pişpirikcilere oranla bayağı fazladır. Bunların bir Futbol maçı yapma oranı ile Türkiyenin Avrupa birliğine girme oranı arasında 2000 km fark vardır. Buna göre kahvede kaç kişi vardır?

A: 15
B: 0
C: bilinmez
D: İnsan kemik sayısını 36/7 'si
E: Hepsi


9) Bir denizaltının üç kardeşi verdır. En küçük denizaltı 9 yaşında ortanca 18, büyük olan ise 42 yaşındadır. Babayı bir savaşta yemişlerdir. Bu öksüz denizaltının annesi ise kafasını kayaya vurup aptal olmuştur. Buna göre küçük denizaltının altını kim bağlamak zorundadır?

A: Reha Muhtar
B: Ortanca kardeş
C: Bill Gates
D: ÖSYM
E: Hiçbiri


10) Ayşe ile Hasan birbirlerine fazla benzemeselerde kardeşdirler. Bu kardeşlerden biri ben sağa gidecem der diğeri sola gidecem der. Yani bu kadar birbirlerine zıttırlar. Hasan yaşça Ayşeden daha büyüktür buna karşılık Ayşe Hasan'a göre daha olgundur. Yukarıdaki bilgileri göz önünde tutarak Ayşe ile Hasan'ın başka kardeşleri olma olasılığını hesaplayınız.

A) 10/1
B) Olsa olsa 88/71 dir.
C) Yok canım olur mu öyle şey. Taş çatlasa 11/1 olur.
D) Hiçbiri
E) Hepsi

939
Hayata Dair Yazılar / Bir misyonerin günlüğünden
« : 12 Mayıs 2008, 16:40:40 »


Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

8 Temmuzİşte Turkiye'deyim; bolge sorumlusu Tommy arkadaşla havaalanından
kalacağımız eve giderken hayli uyarıcı bilgiler aldım; "Hemen başlama, biraz
sağını solunu tanımalısın; Turkler acayip bir millettir" filan diye bir
şeyler soyledi, ama aldırış etmedim. Bir dakika bile zayi edilmemeli; gorev
kutsal, gorev ağır.

9 Temmuz
Tommy'nin yanıldığı acık; bugun ilk tebliğimi yaptım bile. Adam parkta
oylece oturuyordu. Soylediğim her şeyi gulumseyip başıyla tasdik ederek
saatlerce dinlerken ruhumun goklere değdiğini hissetmiştim. Bizi seyreden
simitci,sonradan o adamın sağır olduğunu soyleyince biraz moralim bozuldu
ama olur oyle şeyler.


11 Temmuz
Ucuncu gun; Tommy hâlâ "erken henuz" diye ısrar ediyor. Mânâsız bir ısrar
bu; kurtulması gereken o kadar cok ruh var ki burada. Corap almaya inmiştim
semt pazarına. Nasıl oldu anlamadım ama eve donerken artık benim altılı
celik tencere takımım vardı. Onemli değil, tencere gerekli bir arac nasıl
olsa. Tencereci arkadaşa mujdeyi tebliğ ettim. "Ayıpsın abi, Hazreti İsâ' ya
can fedâ." dedi, ben ağladım. Soz verdi, pazar toplantılarına gelecek; hatta
bana bir adres bile verdi. O adrese gidersem bir suru insanı misyona
katabilirmişim.

21 Temmuz
Tommy hâlâ "gitme, bak karışmam" diyor; işte bu aşırı ihtiyatkârlık
yuzunden buralarda İsa'nın mesajı yeterince bilinmiyor zaten. Gittim; şehrin
kenarında kalabalık bir mahallede bir apartmanın altıncı katına cıktım.
İceride bir hayli erkek vardı; beni iceri aldılar, mobilyasız bir salona
gectik. Cay getirdiler; hatır sordular. Tam lâfa başlarken biri parmağıyla
"sus" işareti yaptı. İceriden yaşlıca bir adam cıkıp salona gelince herkes
gibi ben de ayağa kalktım. Sonra adam konuşmaya, bir nevi vaaz vermeye
başladı. Şoyle bir dinledim; eh fena şeyler değil. Toplantıdan sonra herkes
birbirine sarıldı, yeniden cay ikram edildi. Burayı sevdim, yarın da
geleceğim.

2 Ağustos
Yine aynı şeyler oldu; bir ara fırsat bulup salondaki arkadaşları misyona
kazandırayım dedim. Tam "İsa" demiştim ki, ihtiyar vaiz "İsa dedin de aklıma
geldi." deyip cok tatlı bir bahis actı. Oyle guzel anlatıyor ki başladım
ağlamaya. Zor teselli ettiler; sonra ortaya sofra geldi. Yemek yedik.
Kuşbaşılı pilav nefisti; hele cacık!

12 Ağustos
Tommy beni tesbihle oynarken yakaladı. "Nereden buldun" diye
sıkıştırıyor. "Dukkanın birinden aldım." dedim. Tesbih bana iyi geliyor,
meditasyon yerine geciyor. Bir tane de Tommy'e mi alsam?

6 Eylul
Bugun hep birlikte camiye gittik. "Bakayım" dedim burada neler
yapıyorlar, nasıl ibadet ediyorlar. Mecit diye bir temiz yuzlu arkadaşım var
cemaatten. Bana abdest almayı oğretti caminin avlusunda. Tuvaletleri pek
temiz değil ama abdest cok guzel bir olay. Fırsatını kolluyorum; bunların
hepsini Protestan etmezsem bana da Mahmut demesinler!

16 Eylul
"Nereden cıktı bu Mahmut?!" diye cıldırdı Tommy. "Kod adım." dedim.
Anlamadı. Anlamaz tabii. Ben ne yaptığımı biliyorum. şimdilik sesimi
cıkarmıyor, toplantılara muntazaman devam ediyorum; ezan okununca "Hadi
camiye gidelim Mahmut" diyorlar, gidiyorum. "Neler okuyorsunuz fısır fısır?"
diye sordum. Oğrettiler. Fatiha cok guzel bir sûre. Tommy'e de oğretmeliyim.

1 Ekim
Tommy beni evden atmaya kalkıştı dun. "Seni kandırıyorlar,Musluman
yapacaklar enayi." diye cıkıştı. İtiraz ettim, "Ben bunların icyuzunu
oğrenmeye calışıyorum Pastor Tommy." dedim. "Sırlarını oğrendiğim an,
bunları suru halinde onume katıp Sarayburnu' ndan denize sokup cumlesini
birden catır catır vaftiz etmezsem bana da Mahmut demesinler." dedim. "Cık
dışarı aptal." diye kovdu beni. Misyondan gelen aylığımı da kesti. Vermezse
vermesin, cemaatteki arkadaşlar aralarında para toplayıp verdiler. Geceyi
ucuz bir otelde gecirdim. Bugun Mecit'in evine taşınıyorum.
Az kaldı az.. Dayan oğlum Mahmut!

6 Kasım
Mecit benim icin istihareye yatmış; "Yeşil gordum Mahmut." dedi, "Nurlar
icindeydin, hidâyet nasip oldu sana ne mutlu." dedi. Tabii aldırış
etmiyorum, fakat hoşuma gitmedi de değil.

9 Kasım
Bugunlerde cemaate İngilizce dersleri vermeye başladım; sabah namazını
topluca edâ ettikten sonra kuşluk vaktine kadar ders veriyorum. Kuşlukla
oğle arasında tefsir dersleri yapıyoruz. Beni artık iyice kendilerinden
zannediyorlar.

21 Kasım
Yeni damat olduğum icin dort gunden beri gunluk yazamadım. Mecit'in
teyzesinin kızı Sabiha ile nikahlandık dun. Nikâhımızı Saadettin Hoca kıydı
sağ olsun. Sunnet dediğin ise sinek ısırığı gibi bir şey zaten, cabucak
gecti.
Bu sabah yolda Tommy ile karşılaştık. "Kiliseye yazdım, seni defterden
sildiler." dedi. Guldum, hâlâ o bayatlamış misyoner kafası işte. Benim din
değiştirdiğimi sanıyor gerzek.
Halbuki ben...

28 Kasım
Ne kadar uzgunum. Mecit, "Nasip değilmiş, seneye gidersin" diyor. Hac
kayıtları kapanmışmış. İstesem ecnebi pasaportumla Mısır uzerinden vize alır
giderim, ama ben olayı iceriden, herkesle butun mu'minlerle birlikte yaşamak
istiyorum oysaki.

19 Aralık
Sabiha ile teheccutten sonra Yaşar Hoca mevzusu gecti aramızda. Yav bu
Yaşar Nuri Hoca iyi adam hoş adam fakat ne bileyim cok modern bir duruşu var
gibi sanki; hani, "İslâm'ı en iyi ben bilirim" şeklinde bir dayılanma.
Oğleden sonra yayıncımla sozlu anlaşma yaptık; ilk eserim iki ay sonra
cıkıyor: "İslâm'ın selefî boyutlarına dinamik bakışlar".
Yayıncım, "fiyatı iki lira yaparsak uc yuz bin satarız." diyor.
"HAMD OLSUN"

Not:alıntıdır!

940
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap



Yapım : 2008, ABD
Tür : Aksiyon / Fantastik / Komedi / Macera
Yönetmen : Rob Minkoff
Senaryo : John Fusco
Oyuncular : Jet Li, Jackie Chan, Michael Angarano, Collin Chou, Yifei Liu, Bingbing Li, Morgan Benoit, Deshun Wang, Juana Collignon, Jack Posobiec, Thomas Mcdonell, Zhi Ma Gui, Shen Shou He, Bin Jiang, Shaohua Yang, Yu Yuan Zeng, Xiaoli Liu
Yapımcı : Ryan Kavanaugh, Casey Silver
Görüntü Yönetmeni : Peter Pau
Müzik : David Buckley
Dağıtım : Pinema Film
Süre : 1 saat, 53 dk.
Gösterim Tarihi : 9 Mayıs 2008


Bu destansı aksiyon-macera masalında, Boston’lu genç delikanlı Jason Tripitikas hayatta yaşadığı en zorlu, onu eski Çin’e geri götüren, sayısız Yeşim Savaşçısı, şeytani Yeşim Savaş Lordu ve pişmanlık duymayan, vicdanı olmayan boyuneğmez Beyaz Saçlı Kadın İblis’le yüzleştiği bir yolculukla karşılaşıyor. Son olarak da, Jason bir intikam savaşçısı olan kadınla ilk aşk deneyimini yaşıyor....film elazgda gösterime girdiğinde izleyip yorumlarımı yaparım şimdilik bu kadar bilgi:)




Sayfa: 1 ... 92 93 [94] 95 96
web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.