Reklamlar

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - ђ๏Ŧєєz

Sayfa: 1 ... 168 169 [170] 171
1691
Hayata Dair Yazılar / ERKEKLERE ÖZEL PÜF NOKTALARI :)
« : 09 Mart 2007, 20:02:54 »
Elinin mürekkebiyle yemek işine soyunan, kısaca yalnız yaşayan erkeklere beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için yemek yapmayı öğreten birkaç bilgi :

Yemekleri daima tencerenin içinden yiyin. Böylelikle tabak kirletmemiş olursunuz asla sade pilav yapmayın. Domatesli pilav yaptığınızda altını tuttursanız bile renginden anlaşılmaz...

Soğanlı bir yemek yapacaksanız asla soğana dokunmayın. Özellikle rendelediğinizde elleriniz çok kötü kokuyor. Bunun yerine soğana ekmek tahtasıyla beş altı kez vurmayı deneyin. Aynı işi görür.
 
Patates kızartacaksanı z soyduğunuz patatesleri asla yıkamayın. Kızgın yağa attığınızda çok kötü patlıyorlar.

Yemekler asla kendi başlarına hareket etmezler. Şayet geçen ay yaptığınız tavuk kendi kendine kımıldamaya başladıysa kurtlanmış demektir. Çok zor durumda kalmadıkça yememeniz tavsiyemizdir.

Sebzeleri pişirdikçe vitamin değerleri düşer. Mümkün olduğunca çiğ tüketin.
Karpuz tabağa koyulmaması gereken bir meyvedir. İkiye ayırıp ortasından kaşıkla yiyebilirsiniz.

Tencere kapağı en mükemmel tabaktır.

Buzdolabının sebzelik olarak adlandırılan kısmı yemeyi düşünmediğiniz şeylerin saklanması için idealdir. Bu bölüme konan şeyler nasıl olsa bir süre sonra unutulur. Sebzeliğin kapağını sıkı kapatırsanız çürüyen şeylerin kokusu dolaba daha az yayılır.
Makarna paketini açmak için paketi ortasından sıkıca kavrayın ve altını tüm gücünüzle fayansa vurun.paketin üst tarafı yırtılacaktır. Belki bu işlem sırasında makarna un ufak olabilir ama risk almaya değer. Özellikle misafirlerin yanında yapmanızı tavsiye ediyorum. Bu size maço bir hava verir.

1692
Forum Oyunları / SENCE ALTTAKİNİN MEMLEKETİ NERESİ?..
« : 09 Mart 2007, 19:49:56 »
Ar5kadaşlar bu oyunda herkes kendisinden sonraki üyemizin memleketini tahmin etmeye çalışacak; hepsi bu...

İlk tahmin benden:

Alttaki kardeşim Niğdeli...

1693
BU DA BENİM HANIM

Bir gün Cengiz Han, tüm hanlarını toplamış, sağ yanına da eşini oturtmuş;

Cengiz Han hanlarına,

--  "Ben Hanlar Han'i Cengiz Han, hepinizin hanıyım", eşini göstererek;

--  "Bu da benim Hanım" demiş.


İşte erkeklerin "eşim" anlamına söyledikleri "hanım" kelimesi oradan
geliyor...

1694
Allah belanı versin Suzan
Mesajlarım gönderildi
İleti raporlarım geldi
Hemde hergün dört defa
En son attığın mesaj üzerinden tam dört ay geçti
Bir ara bir sor Allah aşkına
Hiç olmazsa bazı bazı çaldır kapa
Sen unuttun ama ben nasıl unuturum lan seni
450 tane kutu kola, 650 adet efes şişe bira 247 paket
malbora kısa, 770 buket beyaz papatya, 1240 mesaj iletisi
Vede cuma namazı misali her pazar uğradığımız türkü bara
Peçetelere devamlı yazdırdığım suzan suzi istek parça
Unutulurmu bunlar kitapsız
Ben amatör aşıkmıyım ki detayları atlayayım
En son giydiğin mavi buluzunun beyaz çizgileri bile aklımda
Bu kadar şey unutulur mu imansız
Kanser ettin lan beni
Kaç defa indim çıktım yüksek binaların çatılarına
Gözlerim dikilip kaldı ilaç kutularına
Her cuma hazırlayıp bozdum boş ilmekli sehpa
Mayın kadar sabırlı değilim lan ben
Madem terkedecektin gidecektin
Niye lan bu kadar eziyet
En sonunda bunuda yaptın
Kokusundan bile nefret ettiğim
Sigaranın tiryakisi ettin lan beni
Görsen nasılda yakıyorum ard arda meleti
Şİmdilik günde bir paket
Duman ettin lan beni
Ayrılığa dair ezberlemediğim aşk şarkısı
Okumadığım Atilla İlhan şiirlerikalmadı
Bari sana aldığım hediyeyi alıp gitseydin
Ah Suzan ah bizim ilişkimiz doktor ve reçetesi gibiydi
Nasılki doktorun yazdığı reçeteyi sadece eczacı anlıyorsa
senin kalbinden de anca ben anlarım lan
Bilmem ki neyimi beğenmedin
Kırışıkta değildi yüzüm
Eh fena da sayılmazdı tipim
Giyim tarzım mı hoşuna gitmedi yada gülüşüm
Anlamadım ki neyim
İsrafilin suru gibi üfledin bitirdin herşeyi
Amaaa
Sana en büyük bedduam
Nasılki tüm dünyada insanları öldürenlerin günahının yarısı
İlk cinayeti işleyen kardeş katili Kabili öldüren Habile yazılıyorsa
Tüm terkedenlerin günahlarının nebalı
Senin o ince boynuna...

1695
Hayata Dair Yazılar / AKIL İLE ZEKÂNIN FARKI
« : 09 Mart 2007, 19:32:11 »
Akıl aslında bir kabiliyettir, zeka da öyle. İkisi arasındaki en önemli fark, bir başkasından akıl alabilirsiniz ama zekayı asla. O, her insanın kendisine mahsustur.

Bir hastalık söz konusu olmadığı sürece şüphesiz herkesin aklı vardır. Akıllı olmak, kendi davranışlarını bilmek, kontrol edebilmek, doğru ve yanlışlarını değerlendirebilmek yeteneğidir.

Akıl, insanı hayvandan ayırt eden en önemli faktördür. Hayvanlar yalan söyleyemez ama insanlar sık sık bu yola başvurur. İşte insandaki yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda fikir yürütebilme, görüş belirtebilme yeteneği akıldır.

'Ah şimdiki aklım olsaydı' lafını çok işitmişizdir. Demek ki, akıl insan olgunlaştıkça da değişiyor ve insanın kendisi de bunun farkına varıyor. Bir insan değişik fikirlerle diğerinin aklını karıştırabilir. Hayret verici, şaşırtıcı şeyler insanın aklını durdurabilir.

Bir şeyin içeriğini anlamamak 'akıl erdirememek' olarak nitelendirilirken başkalarının çözemediği bir sorunu çözen kişiye 'bir tek o akıl etti' denilir. Birine bir yol göstermek ona 'akıl vermek'tir. Bir şeyi hatırlamak, unutmamak 'akılda tutmak'tır. 'Akılsız' tanımı ise doğru ve isabetli düşünemeyen anlamında kullanılır.

Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak zekanın 12 yaşına kadar hızla geliştiği sonra gelişme hızının yavaşlayarak 20 yaşına kadar sürdüğü, orta yaşlarda ise zeka seviyesinin sabit kaldığı kabul edilir.

Zeka hayvanlarda da vardır. Hayvanlarda zeka bir nevi içgüdüsel olaydır. Şüphesiz hayvan zekası insana göre gelişmemiştir ama her iki zeka türü de sinir sistemi ile ilgilidir. İnsanı ayıran, evriminde oluşmuş konuşabilirle özelliği, dik durabilmesi, el yapısı nedeniyle aletleri kullanabilmesi ve gelişmiş beyin ve sinir sistemidir.

Zeka, bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceğ i anlamına gelmez. Bir müzik bestecisi kendi duygusal yapısının içersinde en karışık eserleri aklıyla değil zekası sayesinde oluşturur. Biz bu kişilere 'müzik dehası' diyoruz. Ancak bu müzik dehaları en basit bir matematik problemini bile çözemeyebilirler.

Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere, iradeye ve bilgi edinme isteğine göre farklılıklar gösterebiliyor. Akıl somut olarak ölçülemez ama zeka pek sağlıklı olmasa da IQ denilen bir testle ölçülmeye çalışılıyor.

1696
Zekâ Soruları ve Bilmeceler / KISA BİR TEST
« : 08 Mart 2007, 22:54:17 »
Aşağıdaki kısa test 4 soruluktur ve sizin “profesyonel” biri olup olmadığınızı  belirleyecektir.

Sorular fazla zor değil o yüzden ilerki sayfalara bakıp kopya çekmeyin.

Soru 1. Bir zürafayı buzdolabına nasıl koyarsanız?
Doğru Cevap:


















 
Buzdolabının kapısını açarım...Zürafayı rafa koyarım...Kapıyı kapatırım.
 
Soru sizin basit şeyleri aşırı karmaşık biçimde çözüp çözmediğinizi belirlemektedir.


Soru 2. Bir fili buzdolabına nasıl koyarsınız?




















Yanlış cevap: Buzdolabının kapısını açarım, fili rafa koyarım, kapıyı kapatırım.

Doğru Cevap:
Buzdolabının kapısını açarım, zürafayı çıkarırım,fili rafa koyarım ve kapıyı kapatırım.

Bu soru,  hareketlerinizin yansımaları üzerinden düşünme yeteneğinizi belirlemek için sorulmuştur.


Soru 3. Aslan kral hayvan konferansı düzenliyor. Biri hariç tüm hayvanlar katıldı. Hangisi katılmadı?




































Doğru Cevap:

FİL.

Fil buzdolabındaydı.

Hatırladınız mı?

Bu soru sizin hafızanızı ölçmek içindi.


Evet, ilk üç soruya doğru cevap veremediyseniz bile yeteneklerinizi göstermek için hâlâ bir şansınız var.



Soru 4. Geçmeniz gereken bir nehir var ve bu nehirde timsahlar yaşıyor. Nasıl üstesinden gelirsiniz?










































Doğru Cevap: Yüzerek...  Niçin? 

Çünkü tüm timsahlar Hayvan Konferansına katıldı.

Bu soru hatalarınızdan çabucak ders çıkarma yeteneğinizi ölçmek içindi.






Uluslararası Anderson Danışmanlık’a göre test uygulanan profesyonellerin  90%’ı tüm sorulara yanlış cevap verdi.
Fakat birçok okul öncesi çocuk soruların çoğunu doğru cevapladı.

Anderson Danışmanlık bunun, profesyonellerin bir çoğunun 4 yaşındaki bir çocuğun beynine sahip olduğu yönündeki teoriyi çürüttüğünü belirtmiştir.

1697
İlginç Resimler / TIRNAKLARI HİÇ BÖYLE GÖRMEDİNİZ!!!
« : 08 Mart 2007, 22:41:58 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

1698
Hayata Dair Olaylar / TAVLA VE SATRANÇ
« : 08 Mart 2007, 22:36:33 »
TAVLA VE SATRANÇ

 

Pers imparatorunun başveziri Buzur Mehir tarafından

1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu;

dünyanın en popüler oyunlarından biridir.

 

Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun

zamana böylesine direnmesi son derece etkileyici.

Senenin birliği olarak tavla bir tanedir.

4 köşesi 4 mevsimi, tavlanın içindeki

karşılıklı 6'şar hane 12 ayı, pulların toplamı ayın 30 gününü,

siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü,

karşılıklı 12'şer hane günün 24 saatini simgeler..

 

Eski zamanlarda Hint Imparatoru, satranç oyununu

Pers imparatoruna, yanında bir mektup ile hediye olarak göndermiştir.

Mektubunda oyunla ilgili hiç bir açıklama

yapmazken şöyle bir mesaj yazmıştır.

Pers imparatoruna;

Kim daha çok düşünüyor,


Kim daha iyi biliyor,

Kim daha ileriyi görüyorsa

O kazanır.



İşte hayat budur...




Pers İmparatoru dönemin en alim veziri olan Buzur

Mehir ile bu mesajı paylaşarak,

ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık

olarak Hint Imparatoruna hediye edilmek üzere

başka bir oyun icat etmesini ister.



Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen

satrancın her taş

hareketini ve oyunu çözer daha sonra da on günde

tavlayı icad eder  ve imparatora sunar.


Hint Imparatoruna tavla oyunuyla birlikte

gönderilmek uzere şöyle

bir mesaj hazırlanır.



Hint imparatoruna;


Evet,

Kim daha çok düşünüyor,

Kim daha iyi biliyor,

Kim daha ileriyi görüyorsa

O kazanır.


AMA BİRAZ DA ŞANSTIR.
İşte hayat budur...

1699
İlginç Resimler / SURİYE'DEN RESİMLER...
« : 08 Mart 2007, 22:32:59 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

1700
İlklere İmza Atan Türk Kadınları...

İlk alfabenin yazarı: Melahat Uğurkan

İlk avukat: Süreyya Ağaoğlu

İlk bakan: Prof. Dr. Türkan Akyol

İlk başbakan: Prof. Dr. Tansu Çiller

İlk belediye başkanı: Müfide İlhan

İlk büyükelçi: Filiz Dinçmen

İlk Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları

İlk Danıştay üyesi: Şükran Esmerer

İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi :Nazmiye Kılıç

İlk diş hekimi: Ferdane Bozdoğan Erberk

ilk doktor: Safiye Ali

İlk dünya güzeli: Keriman Halis

İlk eczacı: Rukiye Kanat Arran

İlk emniyet müdürü: Feriha Sanerk

İlk hakim: Suat Berk

İlk hazine genel müdürü: Aysel Gönül Öymen

İlk hemşire: Esma Deniz

İlk hesap uzmanı: Müşerref Çallılar ve Güzide Amark

İlk heykeltıraş: Sabiha Bengütaş

İlk hukukçu: Beraat Zeki Üngör

İlk jet pilotu: Leman Altınçekiç

İlk karakol amiri: Nevlan Kulak

İlk kaymakam: Özlem Bozkurt

İlk kimyacı: Remziye Hisar

ilk makinist: Seher Aytaç

İlk milli eğitim müdürü: Güler Karakülah

İlk milli maç hakemi: Lale Orta

İlk muhtar: Gül Esin

İlk müzeci: Seniha Sami

İlk opera sanatçısı: Semiha Berksoy

İlk orman mühendisi: Binnaz Zehra Sert

İlk otomobil yarışçısı: Samiye Morkaya

İlk petrol mühendisi: Halide Ural Türktan

İlk pilot: Sabiha Gökçen

ilk polis memuru: Betül Diker

İlk profesör: Dr. Fazıla Şevket Giz

İlk radyo spikeri: Emel Gazimihal

İlk savcı: Tüzünkan Koçhisaroğlu

İlk sayıştay üyesi: Fehrunisa Etmen

İlk senatör ve elçi: Adile Ayda

İlk sendika başkanı: Dervişe Koç

ilk subay: Ülkü Sema Toksöz

İlk TBMM başvekili: Neriman Neftçi

İlk Türkiye güzeli: Feriha Tevfik

İlk TV spikeri: Nuran Devres

İlk vali: Lale Aytaman

İlk veteriner: Sabire Aydemir

İlk yargıtay üyesi: Melahat Ruacan

İlk yüksek mahkemesi başkanı: Firdevs Menteşe

ilk yüksek mimar: Münevver Gözeler

İlk yüksek mühendis: Sabiha Ecebilge

Cumhuriyet tarihinin ilk güzellik kraliçesi 1929 yılında yapıldı ve Feriha Tevfik kraliçe seçildi.


İlk kadın vali: Lale Aytaman.

İlk kadın bakan: Türkan Akyol.


Cumhuriyet tarihinde ilk kez sahneye çıkan kadın sanatçı Bedia Muvahhit


Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen, aynı zamanda cumhuriyetin ilk kadın pilotu unvanını taşıyor...

Sayfa: 1 ... 168 169 [170] 171
web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.