Reklamlar
Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Gönlün Titremesidir Hayâ
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 1 cevap var
OkumaGösterim: 953
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Gönlün Titremesidir Hayâ  (Okunma sayısı 953 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    çoban

  • Özel Üye
  • *

  • İleti: 1494
  • Rep: +89/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • AH MİNEL AŞKİ VE HALATİHİ AHRAKA KALBİ ...........
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
Gönlün Titremesidir Hayâ
« : 29 Eylül 2007, 20:40:52 »


 

Gönlün titremesidir hayâ. Gönül ki kurtulmuştur da ağırlıklarından, bir yaprak kadar incelmiştir.

İşte o nazenin yapraktır müminin gönlü. Titrer bir günah, bir yanlış, bir aykırı hal gördüğünde. Gün gelir, daha bir incelir de, görmek bir yana, işlemek bir yana, bir günahı düşünmek titretir, O’nu hakkıyla bilmemek titretir o nazenin gönlü.

Rabbi’ni düşünür de titrer. Taşta-toprakta, insanda, kendinde Rabbi’ni görür de, taştan-topraktan, insandan, kendinden hayâ eder.

Rabbim rahmetiyle esirgesin, akrabalardan bir Zehra teyzemiz vardı. Televizyonlu odada oturması gerektiğinde, her ne vakit televizyonda bir erkek çıksa başörtüsünü düzeltir, yüzünü örterdi. Gülerdik, O seni görmüyor ki diye. Ben onu görüyorum ya derdi.

Çocukluk yıllarımızdı. O seni görmüyor ki dediğimizde kalmışız. Duymamışız, anlamamışız onun ne dediğini

Ben seni görüyorum ya…

Yıllar sonra okudum:

Hz. Aişe r.a. gözleri görmeyen İshak r.a. yanına her geldiğinde kendini sakınır, örtüsüne çeki-düzen verirmiş. Onun bu durumunu hisseden İshak r.a. bir gün sorar:

- Ey Müminlerin Annesi! Ben âmâ olduğum halde benden de sakınıyorsun. Halbuki ben sizi görmüyorum!

Hz. Aişe r.a. cevap verir:

- Evet, sen beni görmüyorsun fakat ben seni görüyorum.

. . .

Mü’minlerin emiri Hz. Ömer r.a.’ın canına kastedilmişti. Ağır yaralıydı. Anladı, hissetti ki bu yara onu götürecek, son anlarını yaşıyor. Bir dileği vardı, son bir dilek. Kızı Hafsa r.a.’ı Aişe r.a.’a gönderdi. Efendimiz s.a.v.’in ayak ucuna defnedilebilmek için Hz. Aişe’den izin istedi. Zira orası müminlerin annesine aitti ve Hz. Aişe r.a.’ ın babası Hz. Ebu Bekir r.a. da oradaydı. Hz. Aişe bu isteği şöyle karşıladı:

- Aslında o yeri kendim için düşünmüştüm. Fakat Ömer’i kendime tercih edeceğim.

Ve Hz. Ömer r.a. vefat edince Efendimiz s.a.v.’in ayak ucuna defnedildi.

Müminlerin annesi Hz. Aişe r.a ., Allah Rasulü s.a.v.’in ve babasının kabirlerini serbestçe ziyaret ederdi. Ancak Hz. Ömer de oraya defnedildikten sonra kabirleri daha bir dikkatli ve daha bir örtünerek ziyaret eder oldu.

. . .

Zehra teyzemiz, Hz. Aişe r.a.’ın hayâsındaki bu rikkati, inceliği bilir miydi?

Belki bilirdi, belki

Her insan muhakkak hayâlı doğuyor.

Örtünmek hayâdan.

Rabbimiz setreden, örten.

Tüm sırlar bir bir açığa vurulduğunda mahcup olmayalım diye, Rabbim setretsin ayıplarımızı diye her mümin biraz mahcuptur bugün.

Ve örtülüdür.

Allah’tan hayâ edin

Allah Rasulü sav Miraç Gecesi dünya göğüne çıktığı zaman Hz. Osman r.a.’ın suretini gördü, ona sordu:

- Ey Osman! Bu mertebeye ne ile eriştin?

Hz. Osman r.a .:

- Gece namazı kılmakla, dedi.

Efendimiz s.a.v. ikinci göğe vardı. Yine Hz. Osman r.a.’ ın suretini gördü, sordu:

- Bu mertebeye ne ile eriştin?

Hz. Osman r.a .:

- Kur’an-ı Kerim okumakla, dedi.

Ve Efendimiz s.a.v. yükseldiği diğer göklerde de hep onun suretini gördü ve farklı güzel amellerle o derecelere eriştiğini öğrendi. Nihayet Efendimiz s.a.v. altıncı gök katına ulaştığında yine onu gördü ve sordu:

- Bu mertebeye nasıl, neyle ulaştın?

Hz. Osman r.a. şu cevabı verdi:

- Allah Tealâ’dan hayâ etmekle.

. . .

Allah Rasulü s.a.v. bir gün sahabilerine sordular:

- Hepiniz cennete girmek istersiniz değil mi?

Sahabiler :

- Evet Ey Allah’ın Rasulü ! Elbette isteriz, dediler.

Bu cevap üzerine Allah Rasulü s.a.v. buyurdular:

- O zaman uzun yaşama ümidinizi biraz kısaltın. Ecellerinizi gözlerinizin önünde tutun ve Allah’tan hakkıyla hayâ edin.

Onlar:

- Biz hepimiz Allah’tan hayâ ediyoruz, dediler.

Efendimiz s.a.v. buyurdular:

- Öyle değil! Allah’tan hayâ etmek kabirleri ve kabirlerde sizi bekleyen imtihanları unutmamanızdır. Başınızı ve başınızda taşıdığınız dü ş ünceleri , midenizi ve midenize gireni, size nimet olarak verilen azalarınızı muhafaza etmenizdir. Kim ahireti dilerse dünya hayatının aldatıcı süsünü terk etmeli, ahiret hayatını dünya hayatına tercih etmelidir. İşte Allah’tan hakkıyla hayâ etmek böyle olur. İşte Allah’ın dostluk ve himayesine böyle ulaşılmış olur.

. . .

Dört büyük melekten biri olan İsrafil a.s. her gün günde yetmiş kere yüzünü kendi kanadıyla örter, Ya İlahel Alemin ! Ne yapayım, sana layık bir secde ve rükû yapamadım der.

. . .

Melekler ve peygamberler: Ya Rabbi! Seni tesbih , tenzih ederiz. Sana hakkıyla ibadet edemedik derler. Layıkıyla kulluk yapamadıkları için Allah’tan hayâ ederler, utanırlardı.

. . .

Hz. Musa a.s .:

- Ya Rabbi! Bana cennet lazım. Senden cennet isterim. Seni görmek de bana gerekli, onu da isterim. Fakat bana ekmek, tuz, koyunların yiyeceği gibi düşük şeyler gerekince bunları senden nasıl isterim, dedi. Rabbi’nden günlük maişetine dair bir şeyler istemekten hayâ etti. Hak Tealâ buyurdu:

- Ya Musa! Maksat budur, bunları isteyeceksin. Böylece her vakit bir ihtiyaç ile huzura gelinir, yalvarılır. Bu bahane ile kulluk vazifeleri yapılır, bana kavuşma yoluna girilmiş olur.

Rabbimiz de kullarından hayâ ediyor

Efendimiz s.a.v. buyurdu:

Allah rahimdir, kerimdir. Hayâyı çok sever. Kulu tarafından kendisine kaldırılan elleri, içine bir şey koymadan geri çevirmekten hayâ eder.

Biz, Dua ediyorum, olmuyor, vermiyor… demekten hayâ etmez miyiz?

Bilmiyoruz, görmüyoruz belki, ellerimize neler neler koyuyor, neler veriyor.

Rızasızlıktan hayâ etmez miyiz?

. . .

Allah Rasulü s.a.v. kudsî hadisleriyle bizlere nakletti:

Allah Tealâ buyuruyor ki: Ey Ademoğlu ! Başınıza düşen aklık benim nurumdan bir nurdur. Ben nurumu nârımla azaplandırmaktan hayâ ederim. Öyleyse sen de benden hayâ et! Mahlukatımın bana olan ihtiyacı ve yüceliğim hakkı için müslüman olarak yaşlanmış kullarıma azap etmekten hayâ ederim.

Sonra Efendimiz s.a.v. ağladı, ağladı. Gözyaşları dinince sahabiler (Allah onlardan razı olsun) sordular:

- Ey Allah’ın Rasulü! Seni ağlatan nedir?

Efendimiz s.a.v. buyurdu:

- O kişinin haline ağlıyorum ki, ondan Allah hayâ eder de, o Allah’tan hayâ etmeyip günah işler.
 
 
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

    hamarat

  • Güzel Üye
  • ****

  • İleti: 371
  • Nerden: adana
  • Rep: +38/-2
  • Cinsiyet: Bayan
  • Karışmayın Bana
    • Profili Görüntüle
  • Çevrimdışı
Gönlün Titremesidir Hayâ
« Yanıtla #1 : 13 Ekim 2007, 12:09:17 »
Alıntı
Efendimiz s.a.v. buyurdu:

Allah rahimdir, kerimdir. Hayâyı çok sever. Kulu tarafından kendisine kaldırılan elleri, içine bir şey koymadan geri çevirmekten hayâ eder.

Biz, Dua ediyorum, olmuyor, vermiyor… demekten hayâ etmez miyiz?

Bilmiyoruz, görmüyoruz belki, ellerimize neler neler koyuyor, neler veriyor.

Rızasızlıktan hayâ etmez miyiz?

Allah razı olsun kardeşim.
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
919 Gösterim
Son İleti 05 Ağustos 2012, 13:43:42
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
1006 Gösterim
Son İleti 16 Mart 2013, 19:32:11
Gönderen: sevdaligul

web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.