Reklamlar
Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Bayanlara Dair
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 3 cevap var
OkumaGösterim: 1508
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Bayanlara Dair  (Okunma sayısı 1508 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Bayanlara Dair
« : 04 Eylül 2008, 04:54:18 »


 



 

 

    1950'li yıllardaki kadınlar ile, 2000'li yıllardaki kadınların görevleri arasındaki farklılıklar.    

   Copyright c 1997 The Miami Herald. Aşağıdaki yazı 1950 yılında Amerika'da lise (kız) öğrencileri için, evliliğe hazırlık amacı ile düzenlenmiş Ev Ekonomisi kitabından alınmıştır.

Yemeği tam zamanında hazırlayın: Önceden plan yapın, hatta bir gece önceden yemeği tam zamanında masaya koymak için her şeyi önceden düşünün. Bu şekilde, eşinize O'nu düşündüğünüzü ve ihtiyaçlarına karşı duyarlı olduğunuzu göstermiş olacaksınız. Bir çok erkek eve geldiklerinde aç olurlar ve nefis bir yemek ihtiyaçları olan sıcak karşılamanın bir parçasıdır.
Kendinizi hazırlayın: Son 15 dakikayı dinlenmek için ayırın, böylece eşiniz eve geldiğinde kendisine hoş görünebilirsiniz. Makyajınızı tazeleyin, saçınıza kurdele koyun ve canlı görünün. Unutmayın kocanız bütün gündür pek çok yorgun insanla çalıştı. Neşeli ve ilgili görünün. Sıkıcı bir günün ardından biraz keyiflenmeye ihtiyaç dayacaktır.
Dağınıklığı toparlayın. Eşiniz eve gelmeden önce evin her tarafını dolaşın ve kitap, oyuncak, gazete gibi ortalıkta dağınıklık yaratan bir şey varsa düzeltin. Sonra masaların üzerindeki tozları alın. Böylece eşiniz eve geldiğinde, cennette olduğunu düşünecektir.
Çocukları hazırlayın: Eğer küçükseler, ellerini ve yüzlerini yıkayıp, saçlarını tarayın, gerekiyorsa kıyafetlerini değiştirin. Çocuklar küçük bir hazinedir ve eşiniz özenli görünmelerini isteyecektir.
Gürültü olmamasını sağlayın: Kocanız eve geldiğinde çamaşır makinası, kurutma makinası, süpürge yada mikser gibi gürültü yapan tüm aletleri kapatın. Çocuklara sessiz olmalarını söyleyin. Eşinizi sevinçle karşılayın ve sıcak bir gülümseme ile kapıyı açın.
Yapılmaması gerekenler: Eşinizi şikayetler ve problemlerle karşılamayın. Yemeğe geç kaldı ise şikayet etmeyin. Bütün gün işyerinde yaşadığı zorluklardan sonra bunu önemsiz bir sorun olarak görün.
Rahat etmesini sağlayın: Rahat bir koltukta uzanmasını sağlayın yada biraz yatak odasında dinlenmesini önerin. Eşiniz için sıcak yada soğuk bir içeceğin hazır olmasını sağlayın. Yastıklarını düzeltin ve ayakkabılarını çıkarmayı önerin. Kısık, yumuşak ve hoş bir ses tonu ile konuşun. Rahatlamasını ve dinlenmesini sağlayın.
Eşinizi dinleyin: Söylemek istediğiniz yüzlerce konu olabilir, fakat eve gelir gelmez konuşmaya başlamayın. Önce O'nun konuşmasına izin verin.
Geceyi O'na ayırın: Eğer sizi dışarı yemeğe yada eğlenmeye götürmüyorsa şikayet etmeyin. Aksine iş yerinde yaşadığı zorlukları ve ne kadar yorulduğunu düşünün. Eve gelip dinlenme ihtiyacını anlamaya çalışın.
Hedefiniz: Evinizi, kocanızın rahat hissedeceği, düzenli ve huzurlu bir yer haline getirmeye çalışın. .

Şimdi 2000'li yıllar için yenilenmiş kurallar.

Yemeği hazırlayın: Yemek rezervasyonunu önceden yapın. Eğer gün çok yoğun geçiyor ise, eşinizin telefonuna nerde ve ne zaman yemek istediğinizi açıklayan bir mesaj bırakın. Bu eşinize gününüzün ne kadar kötü geçtiğini ve sizi neşelendirmesi için ortam yaratması gerektiğini anlamasını sağlayacaktır..
Kendinizi hazırlayın: Eve dönüş yolu üzerinde kozmetik bölümü olan mağazalardan birine uğrayıp bedava ürünlerle kendinize biraz çeki düzen verin. Bu neşenizi yerine getirecektir ve eşiniz her ağzını açtığında sinir olmanıza engel olacaktır. (O'nun kredi kartını kullanmayı unutmayın!)
Dağınıklığı düzeltin: Temizlikçiyi çağırın; kocanızın ve çocukların ortalıkta bıraktığı her şeyin yardım kuruluşlarına gönderilecek kutunun içine koymasını söyleyin.
Çocukları hazırlayın: Çocukları Nintendo oynamaları yada televizyon seyretmeleri için odalarına gönderin.
Gürültüyü azaltın: Eğer eşinizden önce eve gelmeyi başarabilirseniz, kendisini banyoda ve kapı kitli olarak karşılayın..
Yapılmaması gerekenler : Eşinizi şikayetler ve problemleriniz ile karşılamayın. Bırakın önce O konuşsun, böylece sonrasında, sizin şikayetlerinize daha önemli olacak ve akşam yemeği boyunca aklında kalacaktır. Eğer yemeğe geç kaldı ise şikayet etmeyin, basitçe artıkların buzdolabında olduğunu ve bulaşıkları kendisine bıraktığınızı söyleyin.
Rahat etmesini sağlayın: Üşümüş ise battaniyeyi nerde bulacağını söyleyin. Bu sizin gerçekten değer verdiğinizi gösterecektir.
Eşinizi dinleyin: Ama asla son sözü söylemesine izin vermeyin.
Geceyi eşinize ayırın: Sizi gece dışarı yemeğe yada eğlenceli bir yerlere götürmüyor ise şikayet etmeyin, bir arkadaşınız ile gidin yada alışverişe çıkın (O'nun kredi kartını kullanın).
Hedefiniz: 'Bencil, sadece kendini düşünen, işe yaramaz bir insan' oluduğunu kafasına bir vazo atarken ifade etmekten kaçınmak ve ilişkinizi mümkün olduğunca dostça tutmaya çalışmak.

 
      Kadınların Verdiği Mesajlar        

 
      
   Amerika' da yapılan bir araştırma sonucuna göre erkekler, kadınların gülümsemesini 'cinsel birliktelik isteme' olarak anlıyorlarmış.    

   Amerika' da yapılan bir araştırma, erkeklerin, kadınların verdiği mesajları yanlış anladığını ortaya çıkartmış. Araştırma sonucuna göre erkekler, kadınların gülümsemesini 'cinsel birliktelik isteme' olarak anlıyorlarmış.

Sevgili okurlar çok afedersiniz ama, ben buna klavyemin poposuyla gülerim. Kadının gülümsemesinin cinsel ilişki isteği anlamına geldiğini, kundaktaki çocuk bile anlar.

Halbuki biz millet olarak, daha bir üzeri örtülü mesajları bile gayet net ve herhangi bir sapmaya meydan vermeden çok iyi anlarız. Şöyle ki;
Kadın kurduğu cümlelerde 'o' harfine yer verirse:
"Öpüşmek istiyorum"
Kadın etek giyerse:
"Eteğimin kaldırılmasını ve altına bakılmasını istiyorum"
Kadın bol pantolon giymişse:
"Pantolomun içine el sokulsun istiyorum"
Kadın dar pantolon giymişse:
"Popoma şaplak istiyorum"
Kadın dans ediyorsa:
"Seks yapmak istiyorum"
Kadın evinden dışarıya çıkmışsa:
"El ve söz kullanılarak taciz edilmek istiyorum"
Kadın evlenmişse:
"Kocamı boynuzlatmak istiyorum"
Kadın boşanmışsa:
"Önüme gelenle yatmak istiyorum"
Kadın umuma açık yerlerde dondurma yalıyorsa:
"Umuma kapalı yerlerde kızgın kumlardan serin sulara dalmak istiyorum"
Kadın umuma açık yerlerde sakız çiğniyorsa:
"Irıspı neyin olmak istiyorum"
Kadın televolelerde görünmüşse:
"Irıspı olduğumu ilanen tebliğ etmek istiyorum..."

Demek ister ki, bunu her Türk evladı ezbere bilir. Çünkü, bu bilgiler genetik kodlama sayesinde, nesilden nesile aktarılır. Bu vesileyle Amerikan erkeklerinin ne kadar da anlama özürlü olduklarını kanıtlamış bulunuyorum, sevgili okurlar.

Alptekin Şimşek
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Bayanlara Dair
« Yanıtla #1 : 04 Eylül 2008, 04:54:36 »
Kadın Ne İster?
   Sıralama önem sırasına göre yapılmamıştır.
Erkeklerin kendisine aşık olmasını ister.
Bu aşkın ölünceye kadar sürmesini ister.
Anlayış ister.
Bu anlayışın ömür boyu sürmesini ister.
Affedilmek ister.
Bu af ömür boyu olsun ister.
Güzel olmak ister.
Bu güzellik ömrü boyunca kalsın ister.
İsminin bir ağaca kazınmasını ve bu vesileyle asırlık bir çınarın kurumasını ister.
80 yaşında bile olsa kendisine çıtır denilmesini ister.
Aynı talebi lolita sözcüğü için de geçerlidir.
3. Dünya Savaşı bile çıksa, evlilik yıldönümü unutulmasın ister.
Hizmetçisinin kadın, şoförünün erkek olmasını ister.
Bahçıvanın da erkek olmasında sakınca yoktur.
Günün 8 saatini yatakta, 8 saatini kuaförde ve 8 saatini de alışverişte geçirmek ister.
Dünyanın en güzel kadını olduğu cümlesininin dakikada bir söylenmesini ister.
Kendisi için 1 milyon tane şiir yazılmasını ister.
Doğurduktan sonra vücudu bozulmasın ister.
Hapur küpür yemek fakat kilo almamak ister.
Çiçek bakmaktan nefret eder ama kendisine sürekli çiçekler alınmasını ister.
Oğlan çocuklarıyla oynamak ister.
Küçükken evcilik oynamak ve büyüyünce de evlenmek ister.
İlk öpüşme yıldönümünün de unutulmamasını ister.
Saman altından okyanus yürütmek ister.
Yere bakıp bir milyon tane yürek yakmak ister.
Uğruna ölünsün, geberilsin ister.
Uğruna gökteki ay yere indirilsin ve kendisine tepsi içinde ikram edilsin ister.
Kocasından daha uzun yaşamak ister.
Peşpeşe 100 kere orgazm olmak ister, dahası bunu başarabilecek bir erkeğin de yeryüzünde olmasını ister. Bu ona çok normal bir istekmiş gibi gelir.
Yenisini almak için, en yeni ayakkabılarının bile hemen eskimesini ister.
Ütüyü de otomatik olarak yapacak bir makine icat edilsini ister. Bu olmazsa, bunu yapacak kocası olsun ister.
Kocasını sırf kızdırmak için 'bugün canım seks yapmak istemiyor' demek ister.
Kocasının sekreteri olmasın ister.
Kaynananası çabuk ölsün ister.
Kaynanasından yüklü bir miras kalsın ister.
Sigarasını erkeklere yaktırmak ister.
Yaptığı trafik kazalarında kendisinde kusur bulunmasın ister.
75 kilo bile olsa, bikini giymek ister.
Tek tek basmak ve bade süzmek ister.
Kenan Işık'ın dadısı olmak ister.
Hasılatı kocası, sarfiyatı kendisi yapsın ister.
Tarkan tarafından Hüüüpletilmek ister.
Tarkan olmazsa Brad Pitt de olur!
Tavlanmak ister.
Etmese bile kocasına 'senin için saçımı süpürge ettim' demek ister.
Telefon konuşması karşı tarafa yazsın ister.
Kadın-erkek eşitliğini savunmakla birlikte hesabı erkek ödesin ister.
Kadın-erkek eşitliğini savunmakla birlikte, askere hep erkekler gitsin ister.
Taciz edilmemek şartıyla tahrik etmek ister.
İstenmeyecek ne varsa tümünü ister.

 
   Kadın ve erkek arasında ki düşünce farkı    

   Diyelim ki Cenk isimli bir adam, Ceyda diye bir kızdan hoşlanıyor ve ona sinemaya gitmeyi teklif ediyor. Ceyda kabul ediyor ve her ikisi de oldukça iyi zaman geçiriyorlar. Birkaç akşam sonra bu kez Cenk, Ceyda'yı yemeğe davet ediyor ve gene çok iyi zaman geçiriyorlar. Birbirlerini düzenli olarak görmeye devam ediyorlar ve bir süre sonra ikisinin de görüştüğü özel biri yokken, bir aksam gene yemeğe çıkıyorlar. Dönüşte arabada otururken, Ceyda'nın aklına bir şey geliyor ve üzerinde fazla düşünmeden pat diye

"Farkında mısın, bu gece görüşmeye başlayalı tam 6 ay oldu." diyor.

Bunun ardından derin bir sessizlik oluyor arabada. Ceyda için çok uzun süren bir sessizlik bu. Ve düşünmeye baslıyor:

"Aman Allahım acaba yanlış bir şey mi söyledim? Belki de bu ilişkinin kendisini sınırladığını düşünüyordur. Belki de onu istemediği ya da emin olamadığı bir şeye ittiğimi zannediyodur. "

Bu arada Cenk de düşünüyor tabii:

"Vay canına, 6 ay ha? "

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:

"Bi dakka ya, peki ama ben bu türden bi ilişki istiyor muyum? Bazen kendim için daha çok alan istiyorum, iliskimize ne olacağını düşünmek için. Yani, nereye gidiyoruz biz? Birbirimizi bu şekilde görmeye devam mı edeceğiz? Yoksa yavaş yavaş evliliğe doğru mu gidiyoruz? Ya çocuklar? Tüm bir hayatı birlikte mi geçireceğiz? Bu aşamadaki bir bağlılığa hazır mıyım? Bu insanı gerçekten tanıyor muyum? "

Cenk'in de kafası düşüncelerle dolu:

"...yaniiii...bu demek oluyor ki... dur bakiim.. Şubat. Evet Şubat'ta ilk kez dışarı çıkmıştık, ki bu da benim arabayı yeni aldığım zamanlara denk geliyor. Hmm kaç kilometre gitmiş oluyorum bu durumda? Oha! Yağı değiştirmenin zamanı gelmiş!"

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:

"Onu üzdüm. Yüzünden okuyabiliyorum. Belki de tamamen yanlış anlıyorumdur. Belki de ilişkimizden daha fazla beklentileri vardır, daha yakın ve bağlı olmak gibi. Belki de ben hissetmeden o çoktan anlamıştı, şüphelerimi yani. Evet eminim ki anladı. Bu nedenle kendi duygularını söylemekten kaçınıyor. Reddedilmekten korkuyor."

Cenk tam bir lineer düşünce gurusu:

"Bu arada vitese de bakmalarını istiyecem. O gerizekalılar ne derlerse desinler hala vites geçirmede bi sorun var. Ve bu kez suçu havanın soğukluğuna atmazlarsa iyi olur. Dışarısı 30 derece ve bu vites ööp kamyonu gibi. Üstüne üstlük o beceriksiz heriflere 300 milyon ödedim. Soyguncular! "

Ceyda da arpacık kumrusu:

"Bana kızgın. Ama onu suçlayamam. Ben de olsam ben de kızardım. Onu böyle bir şeye soktuğum için o kadar suçlu hissediyorum ki... ama ne yapabilirim yani, ben de duygularımdan emin diilim ki! "

Cenk de düşünüyor:

"Büyük ihtimalle garanti süresinin sadece 90 gün olduğunu söyliyecekler... pislik torbaları."

Ceyda'nın beyni oldukça yaratıcı:

"Belki de ben çok fazla idealistçe davranıyorum, yanımda benim hoşlandığım ve benden hoşlanan harika bir insan otururken, ben beyaz atıyla bir şövalye bekliyorum. Öyle biri ki, benim bencilce, küçük kız hayallerim yüzünden acı çekiyor."

Cenk'in beyni gel-gitte:

"Garanti mi? Garanti mi istiyolar? Onlara bi garanti vericem ve onlar da garantilerini alıp..."

"Cenk" diye sesleniyor Ceyda...
"Efendim?" diyor Cenk irkilmiş bir halde.
"Lütfen kendine bu şekilde eziyet etme", derken gözlerinde yaşlar beliriyor Ceyda'nın.
"Belki de hiçbir zaman... Offf Allahım, kendimi öyle şey hissediyorum ki..." diyor ve hıçkırarak ağlamaya başlıyor.
"N'oldu şimdi?" diye soruyor Cenk.
"Ben koca bi aptalım, yani biliyorum ki şövalye falan yok. Bu aptalca. Ne şövalye ne de at var." diyor Ceyda
"At mı yok?" diyor kafası karışık tabii zavallı Cenk.
"Aptal olduğumu düşünüyorsun di mi?" diye devam ediyor Ceyda.
"Elbetteki hayır!" diyor, en sonunda hiç değilse bir doğru cevap vermenin mutluluğunu taşıyan Cenk.
"Sadece... sadece zamana ihtiyacım var." diye cevap veriyor Ceyda.

(Cenk en güvenli ne söyleyebilirim diye düşünürken bir 15 saniye geçer.) Ve "Evet." der.
Ceyda etkilenmiş bir şekilde, elini tutar."Cenk, gerçekten böyle mi hissediyorsun?"
"Nası yani?"der Cenk
"Yani ben zamandan bahsederken..." der Ceyda
"Ah elbette." der Cenk

Ceyda Cenk'e döner ve dikkatle gözlerine bakar. Tabii zavallı Cenk gerilmiştir. Tabii bir de at olayı vardır, ve eğer Ceyda gene attan bahsederse ne diyeceğini bilmemektedir.

Ve en sonunda Ceyda konuşur:
"Teşekkür ederim, Cenk."
Cenk de teşekkür eder.

Derken alır kızı evine bırakır. Kızcağız, bitkinlik ve ruhundaki acıyla sabaha kadar ağlar. Cenk eve gider, bi paket Panço açar ve televizyondaki tenis maçına iyice gömülür. İçinden bir ses arabada ciddi bir şeylerin geçtiğini söylese de, anlamasının mümkün olmayacağını düşünür ve üstünde durmamaya karar verir.

Ertesi gün Ceyda en yakın arkadaşını, hatta en yakın iki arkadaşını arar ve yaklaşık 6 saat boyunca son olayların yorumu yapılır. Tabii ki en küçük detay, mimik, kelimelerdeki nuanslar analiz edilir ve farklı senaryolar düşünülüp tartışılır. Bu konu günlerce tekrar tekrar gündeme gelir ve asla bitmez.

Bu arada Cenk, Ceyda'yla ortak arkadaşları olan biriyle top koşturmaktadır ve bir an durur, sıkılmış bir ifadeyle arkadaşına sorar: Ya Ceyda'nın hiç atı olmuş muydu biliyor musun?"


Sadece Kadınların Anladığı 10 konu    

   Umumi tuvalette oturmadan işini halletmek.
Aynı ayakkabının farklı renklerini alma gereği.
Diet uğruna aç kalmak.
Selülit.
Ünlü bir marka kıyafeti indirimden ucuza almak
Bej, beyaz ve krem rengi arasındaki fark.
İyi bir kuaför bulmanın imkansızlığı.
Çiçekler ve mum ışıkları gibi romantik şeyler.
Her tartının kiloyu farklı ölçmesi.
Ve son olarak kadınların anladığı en önemli varlık: Diğer KADINLAR!!!
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Bayanlara Dair
« Yanıtla #2 : 04 Eylül 2008, 04:54:53 »
Eğer Kadınlar Dünyayı Yönetseydi!        

 
      
   Bebeği yatırmak, bulaşıkları yıkamak ve yatakları yapmak "Maçoluk" olarak algılanırdı...   

   Eğer kadınlar dünyayı yönetseydi erkekler sadece nefes aldıkları için iyi bir kısmet olarak düşünülmezdi.
Araştırma paraları, erkekler için doğum kontrol haplarını keşfetmek üzere harcanırdı.
Bebeği yatırmak, bulaşıkları yıkamak ve yatakları yapmak "Maçoluk" olarak algılanırdı.
Kadınlar için ideal kilo normalden 20 kg daha artardı.
Kilolu erkekler korse giymeye zorlanırdı.
Aybaşı öncesi bunalımı mahkemede geçerli bir savunma sayılırdı.
Erkekler gerçek kimliklerini, evli olup olmadıklarını, mesleklerini, anneleri ile yaşayıp yaşamadıklarını ve daha önce hiç biri ile olup olmadıklarını gösteren gerçek evraklarla dolaşırlardı.
Alışveriş bir spor türü olarak kabul edilirdi.
Erkekler seks yapınca namusu kirlenirdi.
Dergilerde boy boy mayolu erkek resimleri gösterilirdi.
Kadın ayakkabılarını tasarlayan erkek onları giymeye zorlanırdı.
Yatma vaktinden 2 saat önce erkeklerin gaz üretici yiyecekler yemeleri yasak olurdu.
Erkekler evlendikten sonra da en az evlenmeden önce oldukları kadar ilgili olurlardı.
Erkekler kadın patronların sekreteri olurlar ve hiç bir karşılık almadan iki katı daha fazla çalışırlardı.
Erkekler kadınların kazandığı maaşın %30 daha aşağısını kazanırlardı.
Erkekler kadınlara Yalan Rüzgarı seyrederken, içecek ve çerez getirirlerdi.
Erkekler playboy dergisini ciddi yazıları için alırdı, çünkü içinde kadın resmi olmazdı,
Erkekler şu tür cümleleri öğrenirdi:
Özür dilerim
Seni seviyorum
Çok güzelsin
Tabiki şişman değilsin
Sen uyu canım ben bebeğe bakarım

Erkekler tamamiyle dış görünüşlerine bakılarak yargılanırlardı, kadınlar işe başarılarına göre.
Erkekler oturup saatlerce bizim (KADINLARIN) ne düşündüğünü bulmaya çalışırdı.
Erkekler kadınlarına arabalarından daha çok ilgi gösterirdi.

Bütün tuvalet oturakları aşağıda olurdu.
Erkekler en az kariyerleri kadar ilişkileri üzerinde de çalışırlardı.
Spor haberleri en fazla 1 dakika sürerdi.
Bütün erkekler ayda bir kere aybaşı öncesi bunalımını yaşatan bir makinaya sokulurdu.
Erkekler alyanslarını sürekli kullanmak zorunda kalırlardı ve bekar numarası yapamazlardı.
Orta yaş bunalımında erkekler sıkıntı ve aşırı sıcaklık hissederlerdi, kadınlar ise bir spor araba alıp 19 yaşındaki erkeklerle gezerlerdi
Kadının Yaşamdaki Süreçleri        

 
      
   Her yaşın kendi tercihleri ve anlayışı var.  İşte kadınların süreçleri...   

   Kadının yaşamdaki süreçleri:

YAŞ / İÇKİ
17 – Bira
25 – Beyaz şarap
35 – Kırmızı şarap
48 - Şampanya
66 – Su


SAÇLAR
17 – Yıkamak
25 – Şampuan ve Yumuşatıcı ile yıkamak
35 – Boyatmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak
48 – Boyatmak, bakım yapmak, şampuan ve yumuşatıcı ile yıkamak
66 – Peruğa bakım yapmak


FAVORİ SPOR
17 - Alışveriş
25 - Alışveriş
35 - Alışveriş
48 - Alışveriş
66 - Alışveriş


MÜKEMMEL BİR BULUŞMA
17 - Burger King
25 – Bedava yemek
35 – Elmas yüzük
48 – Daha büyük elmas yüzük
66 – Evde tek başına


RÜYALARIN ERKEĞİ
17 – Uzun, esmer ve yakışıklı
25 – Uzun, esmer, ve paralı bir yakışıklı
35 – Uzun, esmer ve hem paralı hemde akıllı bir erkek
48 – Saçları olan bir erkek
66 – Bir erkek


EVLENMEK İÇİN EN İDEAL YAŞ
17 - 17
25 - 25
35 - 35
48 - 48
66 - 66


İDEAL SEVGİLİ
17 – Yemeği ödemeyi öneren
25 – Yemeği ödeyen
35 – Ertesi sabah kahvaltı hazırlayan
48 – Ertesi sabah çocuklar için kahvaltı hazırlayan
66 – Kahvaltısını çiğneyebilen

Erkekler Ne İster?        

 
      
   Burada sayılan hususlar, önem sıralamasına tabi tutulmadan sıralanmıştır.    

   Kokmuş çorapları yıkansın ister
Kokmuş çamaşırlarının da yıkanmasını ister.
Koşulsuz itaat ve koşullu refleks ister.
Karşılıklı aşk ister, olmazsa kan çıkıncaya kadar ısrar eder.
Sokakta Rahşan, yatakta Jennifer Lopez ister.
Maç seyrederken bebek viyaklamasın; kadın çay, bira veya çerez servisi yapsın ister.
Yukarıdakı madde icra edilirken tv’nin önünden geçilmesin ister.
Fatih Terim’den boşalan yeri ister.
Çevresindekilerin Cem Yılmaz’ın değil,kendi esprilerine gülmesini ister.
Maaşının genelkurmay başkanınınki kadar olmasını ister.
İşçisine ‘en’ asgari ücret vermek ister.
Bütün kadınlar kendisine ölüp bitsin ister.
Yatakta bir Jennifer Lopez daha ister.
Oğlan çocuğu ister.
Kendisini terkeden sevgilisinin eşekler gibi pişman olmasını ister.
Tereyağından kıl çekmek ister.
Üç korner bir penaltı ve bütün ‘frikikler’ de gol olsun ister!
Evlenmeden ister!
4 yastıkta kocamak ister!
Gökten düşen üç elmanın hepsini de yemek ister.
Karısının bileziklerini ister.
Aklına düşen bütün ciğerleri löpletmek ister.
Vergi kaçırmak ve kız kaçırmak ister.
Yüzünün yanında astarını da ister.
Bir süre sonra evini, arabasını ve eşini değiştirmek ister.
Muhabbet ister(kahve bahanedir).
Gazeteyi önce okumak ister.
Uzaktan kumanda aletinin tapusunu ister.
Hık demiş burnundan düşmüş çocuklar ister.
Ne halt karıştırırsa karıştırsın anlayış ister.
Kahvehaneden ülkesini ve takımını yönetmek ister.
Pompalı tüfek ve bilumum silahlardan ister.
Mahkumsa af ister.
Viagra ister.
Hüüüp'letmek ister.
Bandıra bandıra yemek ister.
Soğanın cücüğünü ister.
Yakalarsa muck muck yapmak ister.
Dişi çekilirken ağrımasın ister.
Pohpohlansın ister.
Olmayacak duaya amin demek ister.
Kılını bile kımıldatmadan Rambo gibi vücudu olsun ister.
Denizde boğulurken bir bayan kurtarsın ister.
Mütemadiyen borç ister.
Kaynanasından anlayış ister.
İki kere iki, yerine göre beş etsin ister.
Saman altından su yürütmek ve hatta nehir geçirmek ister.
Elektriği, suyu ve doğalgazı kaçak kullanmak ister.
Cillop gibi bir sekreteri olsun ister.
Sırf istemiş olmak için bile ister.
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Bayanlara Dair
« Yanıtla #3 : 04 Eylül 2008, 04:55:12 »
Gülünesi Özelliklerimiz        

 
      
   Bu davranışların bir çoğunu hepimiz zaman zaman yapmışızdır...    

   Kağıt mendili kumaş mendil gibi günlerce buruşuk şekilde cebinde taşır.
Rüzgarlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe su koyar.
Serçe parmağını kulağına sokup iyice sallayarak karıştırır.
Gazete bulmacasını başkalarına sora sora çözüp kendisi çözdü diye mutlu olur.
Sakal traşı olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kağıtlar yapıştırır.
Evdeki yaşlılar da kullanabilsin diye tv kumandası, telefon gibi aletlerin üzerindeki tuşların Türkçesini tercüme edip yapıştırır. (on-aç ; off-kapa ; redial-tekrar ara ; volume-ses vb...)
Çayı soğumasın diye çay tabağının içine sıcak su koyarak soğumasını önler.
Soba borusu aktığında yoğurt kaplarını telle soba borusuna bağlar.
Nezle olunca tuvalet kağıdını uzun bir şerit yaparak kullanır.
Diş fırçasıyla saçını boyar.
Konuşma yeteneği olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini öğretir.
Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaşlarına havlu tutturarak giymeye çalışır. Bir de arkadaşlarına "bakmayın lan" diye çıkışır.
Denize girip güneşlendikten sonra aşırı derecede yanan sırtına yoğurt sürer.
Dolmuşta veya otobüste bozuk paraları avucunda toplayıp şıkır şıkır çevirip ses çıkartır.
Herhangi bir yere hesap öderken arkasına dönüp gizli gizli para sayar.
Denizde "suyun altında nefessiz ne kadar kalabiliyorum?" diye deneme yapıp boğulma tehlikesi geçirir.
Beton döktükten sonra bir sanat eserini bitirmişçesine beton kurumadan tarih ve imza atar.
Çorabının kirlenip kirlenmediğini koklayarak anlar.
Simit yedikten sonra, masaya dökülen susamları parmağının ucunu ıslatarak toplayıp yutar.
Daha birinci telefon zili çaldığında telefonun başına dikilir ama açmak için ikinci kez çalmasını bekler.
Yeni yapılmış bir binanın yeni takılmış camına beyaz boyayla S harfi yazar.
Bir dükkana girip, onun bunun fiyatını sorduktan sonra "abi araba beş dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, 2 saat sonra gelir.
Okul yıllığında kendisi hakkında; okulu kırıyordu, kopya uzmanıydı gibi yazıları arkadaşlarına gösterip bununla övünür.
Gazete bayiinin önünde durup da asılı olan gazeteleri ayak üstü okur.
Cebinden çıkardığı paraların içinde en eskisini özenle arayıp bulduktan sonra para üstü verir.
Günlük gazeteyi alıp evinin bir köşesinde biriktirir ve kuş kafesinin altına sermek için, kışın sobayı tutuşturmak için, bardak çanak sarmak için kullanır.
Trafikte ambulansın peşine takılarak sıkışıklıktan kurtulup, uyanıklık yaptığını zanneder.
Kağıt paraların üzerine not alır ve parayı harcadığı için notu kaybeder yada elden ele dolaşacağını bildiğinden komik yazılar yazar. (Paranın ön yüzüne tehlike anında arkayı çeviriniz yazıp anında çevirince de şimdi değil salak tehlike anında yazanlardan bahsediyoruz.)
Gece aşırı nem ve sıcak olmasına rağmen, üzerini örtmese de yanına yorgan alıp yatar.
Çocuğu yanlışlıkla elini kestiği veya düştüğü için ağladığında elini kesti veya düştü diye çocuğunu döver.
Taksi tuttuğunda taksicinin yanına oturur. Eğer üç dört kişi taksi tutuyorsa, taksi parasını veren kişi ön koltuğa oturur.
Kredi kartının işlevsel kısmı zarar görmesin diye selobant yapıştırır.
Denize yüzmeye gidip de yüzdüğü yere işer ve sonra da pişkin pişkin "suyu ısıtıyorum oğlum fena mı?" veya "kocaman deniz ne olacak ki?" der.
Kaldırımda yürümeyip cadde ortasında yürür ve yanından hızla geçen arabaya da "Çarpsaydın bari !" diye tepki gösterir.
Bir turiste adres tarif ederken bağıra bağıra konuşur.
Yazın öğle sıcağında, beyaz renkli şahin marka bir otomobilin içinde, arkadaşları ile birlikte atletli olarak sokakları turlar.
Alışveriş merkezlerindeki güvenlik kameralarında saç tarar.
Birini çağırmak için kapı zilini çalmak yerine evin camına taş atarak amacına ulaşmaya çalışır.
Kürdanla dişini karıştırır, ç ıkarıp bakar, sonra tekrar ağzına koyar.
Ütü fişi, teyp fişi veya televizyon fişi kablosunun bakır teli dışarı çıkmış ise çocukları elektrik çarpmasın diye bakır teli selobantla yapıştırır.
Yemeğini yedikten sonra bulaşık çıkarmamak için çatalını veya kaşığını iyice yaladıktan sonra tatlısını yer.
Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanın elindeyse ve o ne izlerse diğerleri de onu izlemek zorunda kalır.
Ceket giyecekse gözükmez diye gömleğini ütülemez, kazağının altına giyecekse sadece gömleğin yakasını ütüler.
Bir Türk kızı çantasının içinde yeni tanıştığı birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotoğraflarını ve aile albümünü taşır.
Bir Türk esnafı, müşterisinden aldığı parayı önce iki ucundan tutup iki defa gerginleştirir daha sonra da güneşe doğru tutup bakarak sahte olup olmadığını anlar.
Fayton, at arabası ve el tezgahına bisiklet kornası takar.
Evin bir odasının ampülü patladığı zaman fazla kullanmadığı bir odanın ampülünü onun yerine takar.
Evinde bulunan saksıların dibini kültablası olarak kullanır.
Dişlerini gazoz açacağı, fındık ve ceviz kıracağı olarak kullanır.
İşinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eder. (şerefsizin oğlu ne iş yapmış be kardeşim, helal olsun)
Aracın sinyal lâmbaları yerine kolunu çıkararak "dönüyorum" hareketi yapar.
Yemeğin etini en sona bırakır.
Trafik ışıkları kırmızıdan yeşile döndüğünde önündeki herkesi salak sanarak kornaya basar.
Dingildeyen bir masanın ayağına kağıt sıkıştırır.
Dişlerinin arasından "viij viij" diye ses çıkarır.
Tv'de film seyrederken filmin oyuncularıyla muhatap olur (dur oraya gitme öldürecekler seni).
Kulağını kalem ya da örgü şişiyle karıştırabilir.
Arabasına öküz, köpek, horoz sesli korna taktırır.
Gazete kağıdını en iyi şekilde kullanır.( Cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi )
Dikkat çekmemek için denize elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çeker.
Plastik yoğurt kabını saksı yapar.
Arabasının arkasına yazı yazar .. (Rahmetli de sollardı, tek rakibim THY, kıroyum ama para bende)
Uçakta bulunan tanıdıklarına uçak havalandıktan sonra görmeyeceğini bildiği halde el sallar.
Çiğnediği sakızı daha sonra çiğnemek üzere kafasındaki tülbende yapıştırır.
Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mobilyanın üstünü başka bir örtü örterek kullanır.
Çayı, çay tabağına döküp içer.
Geçirdiği bir trafik kazasından sonra kanlar içinde çıkıp, çarpılmış arabasına üzülür.
Tüp kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu diye kibrit yakıp kontrol eder.
Yemekte eti bıçakla değil, çatalın yanıyla kesmeye çalısır.
Kırmızı ışıkta durduğunuz için size bağırır.
Otoyolda, otomobilin gaz pedalına tuğla koyup, yorulmadan kullanır.
Kola'yı çalkalayıp fıikırtarak asitsiz içmeyi akıl eder.
Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasını naylona sarar ve üzerine de ambalaj lastiği geçirir.
On yıllık bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarını çıkarmadan kullanma becerisini gösterir


Alıntı
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
1 Yanıt
1590 Gösterim
Son İleti 20 Mayıs 2008, 22:20:02
Gönderen: sevdaligul
4 Yanıt
1321 Gösterim
Son İleti 03 Mart 2010, 22:05:11
Gönderen: orkide
0 Yanıt
626 Gösterim
Son İleti 20 Temmuz 2010, 21:44:36
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
552 Gösterim
Son İleti 28 Şubat 2012, 20:22:42
Gönderen: dj_ibo_g_h
0 Yanıt
224 Gösterim
Son İleti 11 Nisan 2015, 16:17:49
Gönderen: crocodill

web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.