Reklamlar
Ayrıntılı Konu Bilgileri
Sayfa BaşlığıKonu: Ayet
Mesaj SayısıMesaj Sayısı: 0 cevap var
OkumaGösterim: 1009
Google Özel Arama

Gönderen Konu: Ayet  (Okunma sayısı 1009 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

    sevdaligul

  • Administrator
  • *

  • İleti: 13121
  • Nerden: Konya
  • Rep: +6511/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • GüLe SeVDaLı Bir GeNç
    • MSN Messenger - sevdaligul@gmail.com
    • Profili Görüntüle GüLe SeVDaLı BiR GeNçLiK
  • Çevrimdışı
Ayet
« : 26 Haziran 2011, 09:37:09 »


 

Alâmet, nişan, eser, ibret, yüksek bina.

Ayet, Arapça bir kelimedir. Çoğulu "Âyât"tır. Açık alâmeti manasındadır. Türkçe'de "bellik", Farsça'da "nişâne" kelimeleriyle ifade edilir. Alâmet; zahir ve açık demek olunca, ayet onun daha zahiri demek olur. Meselâ; dağ alâmet ise, zirvesi onun ayeti olur. Güneş, bir gündüz ayeti: ay, bir gece ayetidir. Cami bir alâmet ise, minare onun ayetidir. Ayet kelimesinin lügavî birkaç manası vardır:

a) Ayet, mucize "Sor İsrâiloğulları'na, onlara nice açık mucizeler verdik... " (el-Bakara, 2/ 211).

b) Alâmet, nişan "...Gerçek, onun hükümdarlığının açık alâmeti size o tabût'un gelmesi olacaktır ki, içinde Rabb'ımızdan bir sükunet... vardır..." (el-Bakara, 2/248).

c) İbret "... Elbette bunda size kat'î bir ibret vardır. (el-Bakara, 2/248; Âli İmrân, 3/46).

d) Acayip iş: Meryem'in oğlu İsa'yı da, anasını da (kudretimize delâlet eden) bir ayet (acîb bir iş) kıldık... ' (el-Mü'minûn, 23/50).

e) Cemaat: Bu mana ile ayet kelimesini Araplar, "Kavm, cemaatiyle birlikte çıktı "Haraca'l-kavmü bi ayetihim" şeklinde kullanırlar.

f) Bürhan, delil: "Allah'ın gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin birbirine uymaması da O'nun (varlığı ve kudretinin) delil ve bürhanlarındandır. (er-Rûm, 30/20).

Ayet'in ıstılah mânâsı; Kur'an sureleri içinde yer almış olan, başı ve sonu belli cümlelerdir. Ayet için yukarıda sayılan lüğat manalarının hepsi bu ıstılahî mana içinde mevcuttur. Kur'an'ın her bir ayeti mucizedir. Her ayet onları tebliğ eden peygamberlerin doğruluğuna birer delil, düşünen ve kafasını yoranlar için birer ibret; mucize oluşları ve değerleri itibariyle de birer "emr-i acîb"dir. Ayet; harf, kelime ve cümlelerden teşekkül ettiği için cemaat manası taşır ve nihayet herbiri ilim ve hidâyet kaynağı olduklarından dolayı da Allah'ın kudretine, ilmine ve hikmetine, Allah elçisinin de sıdk ve doğruluğuna birer delil ve bürhandırlar. Ayetlerin ekserisi bir veya birkaç cümleden meydana gelmiş müstakil bir kelâmdırlar. Bununla beraber içlerinde bir cümle teşkil etmeyen, ayn bir sıfat olanları vardır. "Er-Rahmanü'r-Rahîm" Müstakil bir cümle değil, iki sıfattır ve bir ayettir. Er-Rahmân suresinde geçen "Müdhâmmetân" da bir tek kelime ve aynı zamanda tam bir ayettir. Müddessir suresinde "Sümme nazara" iki kelime, bir cümledir.

"Sümme abese ve basara" dört kelime iki cümledir. Bu suretle ayetlerin kısası, ortası, uzunu ve herbirinin çeşitli mertebeleri vardır. Kur'an'da en uzun ayet ise Müdayene= (Borçlanma) Ayeti diye bilinen Bakara suresinin 282. ayetidir. Kur'an'ın ilâhî hükümlerinden birini ifade eden her kısmına da ayet denilebilir. Meselâ; "Kadınların örtünmesi ile ilgili ayet vardır." denilince kastedilen mana bir ayete değil, o konuda bulunan tüm ayetlere şâmildir.

"Elif lâm mîm sâd" bir ayettir fakat, "Elif lâm mîm râ" bir ayet değildir;

"Yâsîn" bir ayettir fakat, "Tâ-sîn" bir ayet değildir;

"Hâ mîm ayn sîn kâf" iki ayet olduğu hâlde, "Kâf hâ yâ ayn sâd" bir ayet kabul edilmiştir.

Ayetlerin, Kur'an'da görüldüğü şekildeki tertibi "tevkîfi"dir. Yani Peygamber (s.a.s.) görüşü ile değil, vahye dayalı olarak sıralanmıştır. Bu konuda ictihada, re'ye, kıyasa ihtiyaç yoktur.

Ayetin son kelimesine fâsıla (çoğulu: fevâsıl) denir. Ayetin en son kelimesi, sonraki ayeti bir evvelkinden ayırdığı için bu adı almıştır. Fâsılanın son harfine de "harfü'l-fâsıla=fâsıla harfi" denir. Meselâ: El-Kevser suresinin ayetlerinin sonlarında bulunan (El-Kevser, Ve'nhar, El-Ebter) kelimeleri fâsıladır. Bu kelimelerin sonunda bulunan "râ" harfleri de fâsıla harfleridir. Kur'an'da mevcut olan bu fâsıla harfleri alfabetik sıraya göre dizilmiş değildir. Meselâ: Fâtiha suresinin fâsıla harfleri "mim,nûn"; el-Bakara suresininkiler mim, nûn, dal, be, râ, kaf, lem"; İhlâs suresininkiler "dal" harfleridir.

Kur'an'ı Kerîm'deki ayetlerin sayısı; Basra, Kûfe, Mekke ve Medine bilginlerine göre farklıdır:

Medineliler'e göre: Kıraat imamlarından İmam Nâfi'ye göre: altıbinikiyüzonyedi: Şeybe İbn Nisah'a göre: altıbinikiyüzondört; Ebu Ca'fer'e göre altıbinikiyüzon'dur.

Mekkeliler'e göre: altıbinikiyüzyirmi; Kûfeliler'e göre; altıbinikiyüzotuzaltı; Basralılar'a göre de altıbinikiyüzbeş'tir. Zemahşerî'ye göre ise altıbinaltıyüzaltmışaltı ayettir. Bu farklılıkların sebebi şudur: Peygamber (s.a.s.) öğretme gayesiyle sahabeye Kur'an okurken ayet başlarında, buranın durak olduğunu hissettirecek kadar duruyor, fakat mana tamam olmadığı için peşinden diğer ayete geçiyordu. Bu okumayı işitenlerden bir kısmı, Peygamber'in okuyuşunda ara verdiği kısmı bir ayet olarak benimsiyor; diğerleri ise, mana tamam olana kadar devam eden lâfızları bir ayet sayıyordu. Ayrıca Kûfeli âlimler, bazı surelerin başında bulunan harfleri ayet olarak kabul ettikleri hâlde diğerleri kabul etmiyorlardı. Sure başlarındaki yüzonüç "besmele"nin ayet olup olmaması hakkında mezheb imamları arasında ihtilaf vardır. İmam Şafiî ve İmam Hanefi, bu "besmele"lerin ayet olduğunu söylerken; İmam Mâlik, bunların ayet olmadığı kanaatindedir. Neml suresinde geçen "besmele" ise, kesinlikle Kur'an'dan bir ayettir. Cebrail (a.s.) Hz. Peygamber'e (s.a.s.) vahyi getirdiğinde, o anda inmiş olan ayetlerin hangi sureye ait olduğunu ve hangi ayetten sonra yazılacağını da söylüyordu. Hz. Peygamber de (s.a.s.) ayetleri, geldiği şekliyle vahiy kâtiplerine yazdırıyordu.

Resullerin Allah'u Teâlâ tarafından gönderildiğini işaret eden ve ancak gerektiğinde Resuller tarafından inanmayanları imana davet için gösterilen mucizelere de âyât denilmektedir.

Bazı insanlar Allah'a iman etmek ve resulleri tasdik etmek için mutlaka bir mucizenin kendilerine gösterilmesini isterler. Oysa bu gibiler, Allah'ın kendilerine verdiği aklını kullanamayan, akıl ayetini kabul etmeyen düşünce ve bilgi gücü zayıf kimselerdir. Allah'u Teâlâ ne zaman resullerini gönderse, bu akledemeyen kimseler mutlaka onlardan akılların alamıyacağı olağan dışı mucizeler beklemiş yahut istemişlerdir. Böylece gerçek ayetleri görmek yerine, akıllarını olağanüstü şeylerin emrine vererek şaşkın bir imana bürünmüşlerdir. Belki de sonunda inanmamış ve Allah resullerinin amansız düşmanları olmuşlardır.

Akleden ve görebilen bir insan için kâinat kitabı ve bunda olan her şey, Allah'ın en büyük bir ayetidir.

Allah'dan Cebrâil vasıtasıyla resullere vahyedilen ve belli fasılalarla biri birinden ayrılan, Allah katındaki Meknûn bir kitapta aslı bulunan Kur'an-ı Kerîm'deki ve öteki kitaplardaki kelâma da ayet denilmektedir. Din tarihçileri ve arkeolog ve filologlar tarafından yapılmış bulunan incelemelerden de anlaşılmış bulunduğu gibi bugün Tevrat ve İncil'de Allah'ın kelâmı olarak sağlam kalmış bir ayet gösterilemez. Bu kitaplardaki ayetler tamamen tahrif edilmiştir. Tevrat'ın filân ayetinde, yahut İncil'in filân ayetinde gibi ifadeleri, bu gün bu kitaplar hakkında söyleyemeyiz, zaten onları kabul edenler tarafından da söylenmemektedir. Öyle ise ayet tabirini yalnız Kur'an'da mevcut ve fasılalarla biribirinden ayrılan ibareler için kullanmak mümkündür.

Kur'an-ı Kerîm'deki ayetler, iki kısma ayrılmaktadır. Bunlar:

1. Muhkem* ayetler: Kitabın anası hükmündeki ayetlerdir.

2. Müteşabih* ayetler. Anlamını ve te'vîlini yalnız Allah'u Teâlâ'nın bildiği ayetlerdir.

Kur'an-ı Kerîm'deki ayetler, esaslı olarak, Mekkî Ayetler*, Medeni Ayetler* olmak üzere iki şekilde incelenir.
Aklımdaki sensin
Fikrimdeki Sen
Sen tekderdimsin
Gülüm Benim


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son İleti
0 Yanıt
2394 Gösterim
Son İleti 29 Nisan 2012, 21:04:17
Gönderen: sevdaligul
0 Yanıt
722 Gösterim
Son İleti 10 Aralık 2012, 16:42:50
Gönderen: halukgta
0 Yanıt
321 Gösterim
Son İleti 01 Eylül 2015, 13:59:43
Gönderen: photoman
0 Yanıt
192 Gösterim
Son İleti 31 Mart 2021, 11:42:20
Gönderen: halukgta
0 Yanıt
113 Gösterim
Son İleti 27 Kasım 2022, 21:36:13
Gönderen: halukgta

web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.