Reklamlar

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - MAT_ROCK23

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 96
11
Güncel Haberler ve Olaylar / Manisa'da Petrol Bulundu
« : 12 Aralık 2008, 11:14:37 »
Manisa'da petrol bulundu

Merkezi Ankara'da bulunan Merty Energy Petrol Arama Eğitim ve Servis Hizmetleri AŞ tarafından, Manisa'nın Alaşehir ilçesine 3 kilometre mesafedeki, ''Sarıkız-2'' kuyusunda petrol bulunduğu bildirildi.
Geçtiğimiz yıllarda Edirne bölgesinde açtığı 5 kuyuda doğal gaz bulan Merty Energy'nin operasyonlar müdürü Tayfun Atalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sarıkız-2 kuyusunda mühendis ve işçilerden oluşan 50 kişilik bir ekiple, 40 gün süreyle yaptıkları çalışma sonunda petrole ulaştıklarını
söyledi.

Sondaj çalışmalarında 1800 metreye kadar inildiğini ve değişik metrelerde petrol rezervine rastlanıldığını ifade eden Atalay, 5 milyon dolara mal olan çalışmada mutlu sona ulaşmanın sevincini yaşadıklarını kaydetti.

PETROL TAHMİNEN YAKLAŞIK 10 MİLYON VARİL

Atalay, ''Kuyuda 1-2 ay içerisinde bazı tetkikler ve üretim için kule kurulacak. Yapılacak test sonuçlarına göre üretim için start verilecek. Kuyuda yaklaşık 10 milyon varil petrol ve bu petrolün gravitesinin 31-37 API arasında olduğu tahmin ediyoruz '' dedi.

Atalay, ''Sarıkız-2'' kuyusunun Merty Energy operatörlüğünde, Petraco ve XTRM firmalarının ortaklığında açıldığını kaydetti.

Kuzey Irak bölgesinde de sismik çalışma yapan Merty Energy firması, 2009 yılında Adana, Manisa Alaşehir, Edirne ve Kırklareli arasında yeni doğal gaz kuyuları açacak.

Kaynak:http://www.8sutun.com/haber?id=17694

12
Sanatçıların Resimleri / three doors down
« : 11 Aralık 2008, 20:47:51 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

[
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap

13
Şarkı Sözleri / Ogün Sanlısoy - Kucakla
« : 10 Aralık 2008, 19:31:16 »
Emeksiz saadet olmaz zor
Zamanlarda geçer
Bir nefesle dağılmıyor ki
Bu sarp kara bulutlar
Bekleyip sabredersen
Mutluluk huzur
Kilitlensen de gelir seni bulur
 
Üzgünüm seni kırdıysam eğer
Üzgünüm bağışlarsan eğer
Yine bana gel yine beni sev kucakla
 
Umutsuz bi günüm oldu mu
Bi yerden geldin el verdin hep
Teşekkürü unuttuysam affet
Senin boşluğun diyar diyar
Geniş bir ova
Hasret bir yudum suya
 
Üzgünüm seni kırdıysam eğer
Üzgünüm bağışlarsan eğer
Yine bana gel yine beni sev kucakla


14
Siyer / Terliklerimi Bıraktığım O Güzel Mabed...
« : 10 Aralık 2008, 19:26:01 »
9 yaşındaki bir çocuğun Resulullah'a yazdığı mektup (gerçek bir yaşam öyküsü) :

Medine’de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah dostu ve Peygamber aşığı bir kardeşimiz işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken Resulullah’ın Ravzası’nda elektrik çarpması sonucu vefat etmiş ve Cennetul Baki’ye defnedilmiş. Tabii ailesi mecburi istikamet Türkiye’ye dönmüş. O zaman 7 yaşında olan oğlu bugün ortaokul öğrencisi. Kompozisyon dersi ödevi olarak bir makale yazmış ve birincilik almış.

TERLİKLERİMİ BIRAKTIĞIM O GÜZEL MABED...

"Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde.

Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım. Doğduğum hastane senin Ravzanın hemen yanı başında olduğu için, duyduğum ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş. Babam gelip de daha kulağıma ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. 40 günlük olduğumda ilk ziyaretimi de senin Hane-i Saadetine yapmışım. İlk adımlarımı senin Ravzandaki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk buluşmamı, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım. Hemen hemen yaptığım her ilkte sen varsın. Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben. Belki seni çok tanımazdım ama sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni. Senin evini her ziyarete gelişimizde de seni görmesek bile senin varlığını hisseder, evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik. Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence yerlerine götürsün isterler. Biz Medine’de yaşadığımız sürece hiç babamızdan parka götürmesini istemedik.

Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç?
Sanırım Medine’deki hiçbir çocuğun canı sıkılmazdı.
Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül bahçesi ve bahçenin biricik efendisi vardı. Bizim vaktimizin çoğu o bahçede geçerdi. Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık. Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde. Kim bilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten. Yazın mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim hoşumuza giderdi.

Babama sormuştum bir seferinde; Babacığım neden Medine bu kadar sıcak? diye. Babam da; evladım Medine’de iki tane güneş var da ondan, derdi. Nasıl olur babacığım, güneş bir tane değil mi? derdim. Babam gülerek: Bak yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri ışıtan ve aydınlatan güneş var.

O güneş de Medine’de olunca sıcaklık iki kat oluyor. Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım. Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısıtıyordu ama senin güneşin de, sıcaklığın da içimizi ısıtıyordu.

Medine’den ayrıldığımızdan beri belki ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir türlü ısınamıyor. Çünkü güneşimizin en büyüğünü orada bırakmıştık. Ben güneşimi kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık.

Gerçi ışığı ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama içimi ısıtması için onun Ravzasında yalınayak koşmam lazımdı. Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine müezzini ezanı, sanki Bilali Habeşi okuyor sanırsınız.

Namaz kılmak için Mescide koştururduk. Babamın yanında namaz kılardık. Büyük sütunların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem bardaklarından güller yapardık. Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi sokulurdu. Babam 'incitmeyin sakın, onlar Ebu Hüreyre’nin kedileri' derdi, biz de inanırdık. Senin Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok iyi bir ev sahibiydin çünkü.

Çarşamba günleri hep Uhud'a giderdik. Senin çok sevdiğin amcanı ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı. Kardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar oradan Uhud'da yatan 70 şehide selam verirdik. Uhud dağına her baktığımızda sanki orada seni görür gibi olurduk. Uhud’da senin Ravzanın kokusu gibi gül kokardı. Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki. İşte benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım senin köyünde, senin gül bahçende, senin savaştığın yerlerde sanki yanımda sen varmışsın gibi seninle dopdolu geçti.

Seni görmesem de seninle yaşamaya o kadar alışmıştım ki senin yanından ayrılırken Sanki bir yanım, bir canım, bir parçam orada kalmıştı.

Hasretin beni üşütüyor

Buraları bana gurbet oluverdi. Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim ama hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf senin yanına gelebilmek için büyümek istiyorum. Senin yanına geldiğim zaman büyümüş bile olsam bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Ta ki güneşin içimi ısıtana kadar. Senin hasretinden içim üşüyor.

Belki hasretin herkesi yakar, beni de üşütüyor işte. Çünkü benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın. Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki... Ne olur ben sana gelemesem bile sen beni hiç bırakma. Işığınla gecelerimize nur ol. Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver. Hani sana Medine'deyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı. Senin varlığın bize güven verirdi hep.

Yine öyle ol, ara sıra da olsa evimizi şereflendiriver. Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni çok seven bir dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi. Bu ismi de canım babacığım koymuş. Buraya gelirken senin köyünde bıraktığımız babacığım. Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de senin gibi babasız büyüyorum. Ben çok şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin. Medine’den ayrıldığımızdan beri sanki sen hep yanı başımızdaymışsın gibi hissediyorum. Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep. Seni tanıdığım ve seni sevdiğim için Rabbime binlerce kez teşekkür ederim. Babam senin köyünde kalmıştı. Biz babamın cenazesini gömerken abimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı. Ben o terlikleri çok kıskandım. Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı. Babamı son ziyaret edişimizde ben de kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim. İşte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı. Evet demiştim ya bir güneşimi, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geride.

Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi. Ama güneşim hep yanımızdaydı. Yetimlerin Efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum. Gözümüz gönlümüz seninle aydınlanır efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır. Bir gün sana gelişim geç bile olsa bana, Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak nasip et. Ta ki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed son durağım olsun."



Muhammed Nebi Doğanay

Alınt

not:bunu hocamda okumustu yanlıs hatırlamıyosam bu yazı derece yapmıstı okadar samımı ve ıcten yazılısından etkılenmmemk elde degıl ıyı okumalar:)

15
Fenerbahçe / Fenerbahçe'nin muhtemel Kiev 11'i
« : 10 Aralık 2008, 17:54:22 »
Fenerbahçe, Avrupa Şampiyonlar Ligi (G) Grubu’nda UEFA'da yoluna devam edebilmek için Kiev'i mutlak yenmesi gerekiyor....

Fenerbahçe, Avrupa Şampiyonlar Ligi (G) Grubu'ndaki son maçında deplasmanda Dinamo Kiev ile yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını tamamladı.

Sarı-lacivertli ekip, Ukrayna temsilcisiyle yapacağı zorlu maçın son çalışmasını karşılaşmanın oynanacağı Valeri Lobanovskiy Stadı'nda gerçekleştirdi.

İlk 15 dakikalık bölümü basın mensuplarına açık tutulan antrenmanın bu bölümünde sarı-lacivertliler ısınma çalışmaları yaptı.

Antrenmanı izleyen yöneticiler soğuk hava nedeniyle tribünlerin üst tarafındaki kapalı bölümden çalışmayı takip etti. Bu arada, küçük bir taraftar grubu da antrenmanı izledi.

Diğer yandan, sarı-lacivertli ekibin rakibi Dinamo Kiev'in karşılaşma için, ''Bogush, Mikhalik, Diakhate, Betao, Vukojevic, Cernat, Ghioane, Eremenko, Milevskiy, Bangoura ve Nesmachniy muhtemel 11'i ile sahaya çıkması bekleniyor.

Ukrayna temsilcisinde kırmızı kart cezalısı Aliyev ve sakatlıkları bulunan El Kaddouri, Ayila Yussuf, Romanchuk, Ninkoviç ve Shatskikh forma giyemeyecek.

Fenerbahçe'nin Kiev maçını şu 11'le çıkması bekleniyor...Volkan, Lugano, Edu, Gökhan, Carlos, Selçuk, Uğur Boral, Deivid, Josico, Alex, Güiza...

PUAN DURUMU-
Fenerbahçe'nin yer aldığı (G) Grubu'nda son maçlar öncesi puan durumu şöyle:

TAKIMLAR O G B M A Y P
--------------------------------
Arsenal 5 3 2 - 11 3 11
Porto 5 3 - 2 7 8 9
Dinamo Kiev 5 1 2 2 3 4 5
Fenerbahçe 5 - 2 3 4 10 2

16
The Times ve The Sunday Times gazeteleri, “Yılın En İyi 100 Filmi"ni belirledi. Bir süre önce ölen aktör Heath Ledger’in “olağanüstü" bir performansı gösterdiği “The Dark Night"ın birinci olduğu listede “Beş Vakit" beşinci sırada yer aldı. Bu arada, Fatin Akın’ın “Yaşamın Kıyısında" filmi de 28. oldu.

İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Times ve The Sunday Times, “Yılın En İyi 100 Filmi"ni belirledi. Bir süre önce ölü bulunan genç Avustralyalı aktör Heath Ledger’in Oscar ödüllüne layık bir performası gösterdiği düşünülen “The Dark Night" filminin birinci seçildiği listenin ilk beş sırasına ayrıca Matteo Garrone’nin yönettiği “Gomorrah", James Marsh’ın “Man On Wire" filmi, Paul Thomas Anderson’un yönettiği “There Will Be Blood" ile Reha Erdem’in “Beş Vakit" filmi de girdi. Listenin ilk beş filmine “beş yıldız" notu da verildi.

Adana Altın Koza Festivali’nde “En İyi Film" ödülünü kazanan “Beş Vakit", İngiltere’de “Time and Winds" adı ile gösterime girdi. Filmde Özkan Özen, Ali Bey Kayalı ve Elit İşcan oynuyor.

Bu arada, Türk kökenli yönetmen Fatih Akın’ın “Yaşamanın Kıyısında" filmi de, “Yılın En İyi 100 Filmi" listesinde 28. sırada yer aldı. Filmde Baki Davrak, Nurgül Yeşilçay ve Tuncel Kürtiz rol aldı.

kaynak:Milliyet

17
Din ile İlgili Karışık / Âşık, ÂŞKA âşıktır,
« : 03 Aralık 2008, 15:56:08 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap


Yaratıcının en mükemmel tasarımıyım ben;
sen!
hepimiz!

İnsanız !

"Ben gizli bir hazineydim, istedim ki bilineyim"
diyerek yarattığı âlemlerin en sevgilisi Muhammed'in nuru aşk-ı ile
yaratılan kâinatın malıyım.
Yani büyük bir aşkın ürünüyüm.

Âşık olmak ve kâinata sevgimi sunmak üzere
programlandım Yaratıcım tarafından.

Aşk ne zaman, ne de mekân arar.
İlle de mekân derseniz kalbim derim.
Zaman ise; geldiği andır...

O gelmeden hissettirir kendini, olaylarla belli eder geleceğini.

Sanki geleceğini bilir gibi beklerim onu.

Bir hassasiyet bir durgunluk başlar yüreğimde,
Fırtına öncesindeki sessizlik gibi bir sükût kaplar etrafımı.
Sanki bir şeyleri hisseder ama ne olduğunu kestiremem bir türlü.
İşte o an aşk kapımdadır, içeri girmek için davet bekler benden.

Ben aşkı bilsem de O'nun kadar aşkı hiç kimse bilemez.

O sevenlerin en sevenidir,
çünkü aşkı yaratan O dur...

O aşkın ta kendisidir!

Sevmeseydi zaten yaratmazdı beni...bizi..

O, istenmeyi istemeseydi, istemeyi içime vermezdi.
O sevilmeyi ister, O istenmeyi bekler.
Ve yine insanla ayna tutar insana..

Aslında aynada O'dur,
Sevgide O'dur,
Aşk da O'dur.
O benim kapıma gelen sevdamdır..

"İnsan benim sırrımdır. Ben insanın sırrıyım " der.

Sır nedir?...
Aslında kâinattaki en büyük sır "AŞK" tır.

Sev der, çok sev ama en çok beni sev..
Sevdirir birleştirmez, Gösterir yaklaştırmaz,
Özletir hasret bırakır,
Âşık eder kavuşturmaz...

Zaten kavuşsa adı ÂŞK olmaz.

Yan der, çıra gibi yan ama tutuşma der.
Tutuşacaksan sadece benim için tutuş.

Bir baş eğmezliktir insanın hayata karşı hırçınlığı.
Ve kendini bildiği andan itibaren aşkı arar.

Kâinattaki her şey O'nu arayıştır aslında..
O'nu keşfetmek üzere programlanmıştır hayat.

Her şeye rağmen AŞK tektir!

Gecelerce yıldızların parıltısını seyredersiniz,
Ne güzel, Ne ulaşılmazdır onların ışığı.
Ama onlarda güneşten alırlar parlaklıklarını.
Güneşi seyredemezsiniz gözleriniz kamaşır.
Gaye-i ışıktır güneş, Vesile-i ışıktır yıldızlar, güneşi yansıtırlar.

Vesile-i AŞK tır insan,
Gaye-i AŞK tır Allah!............

Ve perde-i AŞK tır insanı sevmek.
İnsanla perdeler kendini hasret bırakır özletir göstermez.

AŞK-ı dünyevidir insan
ve
AŞK-ı uhrevidir Allah.

O cc kulunun kalbine nazar etmeye görsün,

Kıvılcımı yaktı mı artık hiç kurtuluşunuz yoktur.

O yarattığı kulunu sevdirerek yaklaştırır kendine.
Sevgilinin zatında aslında kendi nurudur görünen.

Seven O'nu sever,
Arayan O'nu arar,
İsteyen O'nu ister,
Özleyen O'nu özler.
Peşinden koştuğumuz da O,
Kavuşmak istediğimizde O,
Sarılmak istediğimizde O dur..

AŞK; tekdir..

Aslında en büyük lütûftur bu,
Kulunun kalbine koyduğu kor ateş.

"Her göz etmez fark,
İşitmez her kulak,

Saklı olmaz birbirinden CAN ve TEN

Canı görmek için izin yok ki bil ki sen

Bir ateştir, yel değildir ney sesi;

Kim ki ateşsizdir; Yok olsun böylesi " der Mevlana..


İşte yana yana gelir kul ona.
Mucibince amel ederse dünyevi aşktan uhrevi aşka geçiverir.

Aslında Mecnun'a Leyla'dan tecelli eden de
onun aşkının nurudur.
Ama o kalbe kendi sevgisinden daha şiddetli bir sevginin
girmesine müsaade eder mi hiç?

Kulunu kullanır, önce kulunda hissettirir zatını,
Gönlüne lezzet tat verir.
Güllerin kokusunu gül kokusuyla duyurur,
Bülbüllerin sesini dinletir,
Şakayıkların renklerini gösterir,

Fark ettirir hayatı,
Sonsuz sevgi pınarından su içirir.
Sevmeyi böyle öğretir kuluna...

Sevince, İlkbahar olur Sonbaharlar âşıklara.
Ve aşkı insana insanla efsane eder ve
aşığı Aşka müptela eder.

Aşık artık maşuğunun peşinden koşar, her yerde onu arar.

Leylalar Mecnunlar, Yusuflar Züleyha'lar, Ferhatlar Şirirnler ve
daha nice efsaneler bu aşkla ona erdiler...

Anne sevgisi, Eş sevgisi, Kardeş sevgisi, Evlat sevgisi,
Sevgili sevgisi, Allah dostlarına duyulan sevgi, hepsi birdir..
Hepsi tek pınardan beslenir...


Çünkü SEVGİ tektir..

Bilmeden Allah'ı sevmektir ÂŞIK olmak,
işte budur aşka mecaz katmak.
O zatını, Kulunun suretinde gizler görünmez,
ama O kulunu görür..

O bilir, O çok sevdiği kulunun kendisini aradığını,..

Bir gün mutlaka kendine âşık olacağını da bilir...


Bu aşkla Mahmut Hüdai-ye kadılığı bıraktırır.
İbrahim Ethem'i atlas yorganından çıkartır.
Bişr-i Hafî'ye bütün varlığını tükettirir.
Niyazi-i Mısri'ye mum yaptırıp sattırır.
Ferhat'a dağları deldirir, aşığa acı çektirir.


ÂŞIK sadece sever,
O sevdiği ile birlikte olmayı sever, o sevmeyi sever ve

"Seni seviyorum" demeyi sever.

Âşık, ÂŞKA âşıktır,

ÂŞIK aslında SANA ÂŞIKtır RABBIM!...


Tek "Seni seviyorum"

"Seni seviyorum" demeyi seviyorum..

Rabbim seni çoooook seviyorum

18
Anketler / Erkekler Çicek Olsa Hangisi Olurdu?
« : 29 Kasım 2008, 19:03:22 »
erkekler çicek olsa hangisi olurdu?

19
Kişilik Makyaj Tekniğini Belirtiyor


Makyaj yaparken, son trendleri ve moda renkleri takip etmek kadar, kişiliğin, sosyal statünün, saç, cilt, ten ve göz rengi hatta daha da önemlisi yüz şeklinin de dikkate alınması gerektiği bildirildi.

Belirtilen hususlara dikkat edildiği takdirde son derece doğal, güzel unsurları öne çıkaran ve eğer varsa bazı kusurları da kolayca gizleyen bir sonuç elde edilebileceğini belirten uzmanlar, yüz şekillerini "Oval Yüz, Yuvarlak Yüz, Kare Yüz, Uzun Yüz, Üçgen Yüz, Köşeli Yüz" şeklinde gruplara ayırıyor.

Yüz şekillerine uygun olan makyajın tercih edilmesinin önemini ve püf noktalarını sıralayan uzmanlar, yanaklardan genişleyip, çenede incelen oval yüz şeklini ideal yüz şekli olarak benimsendiğini ifade ederek, "Oval yüz, düzeltme gerektirmeyen tek yüz şeklidir diyebiliriz ve diğer yüz şekillerine yapılan tüm müdahaleler, yüzü ovale yaklaştırmak içindir. Bu yüz şeklinde makyaj yaparken dikkat edilmesi gereken tek husus köşeli çizgilerden kaçınmaktır ve çizgiler olabildiğince yuvarlak uygulanmalıdır" dedi.

Yuvarlak yüzlerde daha anlamlı bir makyaj elde etmek için yüzün dış bölümlerine mutlaka müdahale edilmesinin gerekliliğini bildiren uzmanlar, "Özellikle çene ve elmacık kemikleri belirgin hale getirilmelidir. Bu tür işlemleri yapabilmek için cilt rengine uygun açık ve koyu olmak üzere iki fondötene ihtiyaç vardır. Yüze ten rengine uygun fondöten uygulandıktan sonra baz fondötenin 1.5 - 2 ton koyusu ile geriye çekmek, görüntüsünü yumuşatmak istediğimiz kısımlar gölgelenir. Yüzün üst bölümünde, kulak kenarından başlayarak alnın iki tarafına gölgelemeler yapılır. Alt kısımda ise kulağın yüze bitişik olan üst bölümünden çeneye kavisli gölge yapılır. Sonraki aşamada kulak memesinden başlayarak, yanak çukurundan buruna doğru kavisli bir gölge yapılır. Bu işlem elmacık kemiklerini belirginleştirerek yüze daha anlamlı bir ifade katacaktır. Yuvarlak yüzlerde allık elmacık kemiği üzerinden yanlarda gözün dış ucuna doğru, aşağı bölümde ise yanak çukurunda bir üçgen oluşturacak şekilde sürülür. Yuvarlak yüzlerde dikkatin orta bölüme çekilmesi gerektiği için ruj Canlı sürülmelidir, ayrıca kaşlar ve gözler çekik boyanmalıdır" diye tavsiyede bulundu.

Kare yüzlerde yüze daha yumuşak bir ifade vermek ve yüze sertlik katan Açıları ortadan kaldırmak için dikkat yüzün orta bölümüne çekilmeli ve bunun için de canlı renkler kullanılmalı diyen uzmanlar, "Öncelikle yüze ten rengine uygun bir fondöten uygulanır. Yüzün üst bölümünde 1- 2 ton koyu diğer fondöten kullanılarak saç diplerinden başlayarak, şakaklara doğru kavisli bir gölge yapılır. Daha sonraki alt bölümde ise kulağın üst kısmından, çeneye doğru inen yay şeklinde gölge yapılmalıdır. Çeneye aydınlatıcı tatbik edilir, ayrıca gözün dış kısmına ve uç yanak kemiği üzerine de aydınlatıcı sürülür. Dudaklar canlı boyanır ve allık yuvarlak yüzlerdeki gibi üçgen şeklinde uygulanır" açıklamasını yaptı.

Uzun Yüzlere Yatay Gölgelendirme
Uzun yüzlerde daha canlı ve derin bir ifade elde etmek için yapılacak işlemin yüzdeki düz görüntünün giderilmesine yönelik olması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, "Yüzdeki uzunluk Alın ya da çene bölümünün genişliği ya da burun dudak arasının genişliğinden kaynaklanabilir. Bu bölümlerin daha az dikkat çekmesi için doğru bir gölgeleme yapılarak geri çekilmesi gerekmektedir. Her zaman olduğu gibi yüze ten rengine uygun fondöten uygulanır. Özellikle alın ve çene bölümü yatay bir şekilde 1-2 ton koyu fondöten kullanılarak gölgelenir. Allık elmacık kemiği üzerinden kulağa doğru yatay bir şekilde sürülür. Kaşlar, gözler ve dudakların yatay boyanması daha iyi sonuç verecektir. Ayrıca alın üzerine bırakılan perçem ve kaküller de uzun yüzlerde hoş bir ifade oluşmasına yardımcı olacaktır. Uzun yüzlerde boyama ve gölgeleme işlemlerinin genellikle yatay uygulanmasının sebebi yüze enine doğru çekilmiş bir görüntü vermek içindir" diye tavsiyelerde bulundu.

Üçgen yüzlerin de, düz üçgen yüz ve ters üçgen yüz diye ikiye ayırdıklarını belirten uzmanlar, "Düz üçgen yüzlerde alın bölümü dar, çene bölümü geniştir, dolayısı ile alın bölümünü ortaya çıkarmak için açık renk fondöten kullanarak aydınlatmalı. Alın bölümü aydınlatılırken özellikle göz kenarları ve şakaklar da unutulmamalıdır, çene bölümünü geri çekmek için koyu renk fondöten kullanarak gölgelemeliyiz. Koyu fondöten ile tam kulak Altından aşağı çeneye inilerek ve yanak çukuruna doğru gölgeleme yapılır. Gölgeler çene altından boyna doğru devam edip iyice dağıtılmalıdır. Allık elmacık kemiği üzerine yuvarlak bir şekilde uygulanır. Kesinlikle köşeli hatlar yapılmamalıdır. Alın dar olduğu için kaşlar ve gözler birbirine uzak ifade verilecek şekilde boyanmalıdır" dedi.

Ters üçgen yüz şeklinde alın bölümünün geniş, çene bölümünün dar olduğu için, alın bölümünün 1-2 ton koyu renk fondöten kullanılarak gölgeleme işlemi ile daraltılıp, çene kemiğinin daha belirgin hale getirilmesi gerektiğinin Altını çizen uzmanlar, "Bunun için belirgin hale getirmek istediğimiz bölümler için de açık renk fondöten yardımı ile aydınlatma işlemi yapabiliriz. Alın koyu renk fondöten ile her iki yanına gölgeleme yapılarak daraltıldıktan sonra belirgin ve göze çarpan görüntüsü dengelenmiş olur. Ardından açık renk fondöten ile kulak memesinden yanak çukuru ve çeneye doğru aydınlatma işlemi yapılır ki böylece dar olan çene daha belirgin bir hal alır. Alın geniş olduğu için gözler ve kaşlar birbirine yakın ifade verecek şekilde boyanır. Allık elmacık kemiği üzerinden ve gözün uç bölümüne doğru elips şeklinde uygulanır" diye konuştu.

Köşeli yüzlerde kare yüzlerdekine benzer sert ve açılı bir ifade bulunduğunu, yüze daha derin ve yumuşak bir ifade vermek için kemikli bölümlerin geri plana çekilmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, "Bunun için koyu renk fondöten kullanılarak gölgeleme yapılır. Ortaya çıkması istenen kısımlar ise açık renk fondöten kullanılarak aydınlatılır. Kaşlara yuvarlak bir form verilmesi yüzü yumuşatacaktır. Ruj kullanımında alt dudak daha ensiz, üst dudak ise daha dolgun gözükecek şekilde boyanır. Allık elmacık kemiği üzerine yuvarlak tatbik edilir. Köşeli yüzlerde elmacık kemikleri çıkık ise gölgeleme yapılarak daha yumuşak bir ifade verilebilir"

20
Aşk Şiirleri / GeL Teşhis Et ßeni
« : 29 Kasım 2008, 18:56:32 »
Bir camın kırılışına verdim zerreciklerimi…
Bir de hayaline sarılıp, savruldum uzak coğrafyalara…
sessizliğin ve yalnızlığın ucundayım…
ne yana gitsem, milleri uzatıyorum kendimle…
Geceden kalma sorularla, günaydınsız bir sabaha uyanıyorum ..
Demir meridyenlerle çizilmiş penceremden, rastgele bir ışık sızıyor odama…
Arsız bir sevincin izdüşümü..
Kırık hıçkırıklarla kurşunlanmış uykumu, asıp ranzama, geçiyorum aynanın karşısına..
Kavruk bir yüze bakıyorum...
Ne çok olmuş aynalara küseli…



Soğuk ve sessiz taş parçalarının arasında, öğrenmediğim acılar biriktiriyorum yaşama dair.
Sevinci hırpalanmış çocuk gibi, kapı arkalarında söyleniyorum kırılganlıklarımı...
Dar bir odada dönüyorum şimdi…
sinirlerim ne kadar yoklasada ihanetin sınırlarını…
zulamda hala tebessüm tozu var…

"GÜL DESEN GÜLECEKTİM OYSA"



Esaretin zincirleriyle bağlanmış cesaretimi sürüklüyorum, gittiğim yerlere..
zincirin şıkırtılı sesi hep aynı acıyan yerime vuruyor…
gecenin yarısında, nakaratı sende kalmış bir ezgiyle düşüyorum yola…
damağımda son sözlerinin kavurgan tadı
ve yüreğimde derin bir burkulmayla,
mahçup uyuyan sularda akıyorum…
göğsümde çoğalan susuşlar biriktiriyorum…



Suç benim…
Birlikte içtiğimiz sigaraların dumanında boğuldum…
Artık her sigara yakışım, sol göğsümde gıcırdayan berbat bir öksürük nöbetine dönüşüyor…
Anladım…
Öksürmekle sökülmeyeceksin ciğerimden…
Bir sigara daha yakıyorum, yanımda yatan ruhumu zehirleyerek…
Dudağımdan çıkardığım duman halkalarına asıyorum,
dönüş yollarımın darboğazlarını…
Boğazlanıyorum günbe gün, yorgun düşmüş, sana yenilen benliğimle
Karantinaya alınmış
Gülüşlerimi saklı-yorum, kırık-dökük bir yaşamın zındanlarında…

“OYSA GÜL DESEN, GÜLECEKTİM”



Seni alıp götüren bir fırtınanın ertesiyim… içimde sağır bir zaman…
Kör bir gece, sedef’ten gölgeler döküyor avuçlarıma…
Alaca kanatlı atlılar, ellerinde simsiyah güllerle geliyor,
yalnızlık merasimime..

Sen yoksun başucumda..
Sıla'ya giden yollarım tutuk… bekleyen yok, dönüş günümün coşkusunu…
O halde ben neyi bekliyorum öksüz çocuk gibi…
seni getirmez, İstanbul lodosları…



Zaten zındandayım ya !
Kilitledim kendimi sensizliğin zındanına…
Mazgallarından bakıyorum şehrin meydanına..
Meydanda bir darağacı…
Asmışlar darağacına özgürlüğümdeki “ben”i…
Tutsaklığım ölmüyor …nerdesin ?…



Cesedim kendini intihar'a vurmuş Yunus şimdi…
Gel teşhis et beni…
Bak ...aşkıma şahit ol...



Hasan Karadeniz

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 96
web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.