Reklamlar

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - hamarat

Sayfa: 1 ... 33 34 [35] 36 37 38
341
Memleketimiz Köşesi / Türkiye Böyle Poz Verdi....
« : 11 Ağustos 2007, 00:40:02 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Ağrı Dağları

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Manavgat Şelalesi

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Antalya Kemer

Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Fethiye Göcek Yassıca adaları

342
Kaynaşma Alanı / Merhaba
« : 10 Ağustos 2007, 21:27:44 »
Teşekkürler Sut@nesi.Hoşbuldum. Kendim aradım kendim buldum benimkisi.Sanırım kopmak da pek kolay olmaz.Allah kısmet ettiği sürece paylaşacağız inşallah.Yürek zengini bunca insanın içinde paylaşmamak olur mu ? Yüreğinize sağlık hepinizin..Paylaşımlarınız öyle güzel ki..

343
Önemli Günler ve Mesajlar / MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
« : 10 Ağustos 2007, 21:14:54 »
MIRAC KANDILIMIZ MUBAREK OLSUN.

344
Günümüzün hastalığı bunlar.Teşekkürler paylaştığın için

345
Hayata Dair Olaylar / Hayat bana hiç Acımadı
« : 09 Ağustos 2007, 12:04:53 »
Emeğine sağlık.Paylaştığın için teşekkürler.
Yaradana isyan olmasın diye...Yaşamak gerek,hayat acımasız olsa da.....

346
Hayata Dair Olaylar / 6...
« : 09 Ağustos 2007, 11:57:53 »
Saat 10 civarı falan... Telefon...

"Yılmaz?"

"Evet?"

"Ekrem ben... İzmir'den."

"Vaay, ağabey hayırdır?"

Aynı muhitin çocuğuyuz. Kardeşi, üniversiteden arkadaşım. Ekrem ağabey, bizden 7-8 yaş büyük... Hayli oldu, görüşmeyeli.

"Şırnak'ta 5 şehit varmış."

Gazeteciyiz ya...

"Maalesef ağabey, mayın."

Sesi kırılıyor aniden.

"Tolga orada..."

Oğlu.

Ağlıyor kapı gibi adam... Belli ki o ana kadar zor tutmuş kendini, boşalıyor, ağlıyor...

"Var mı şehitlerin arasında ismi?"

Çok soru duydum da... Bu kadar ağırı...

Gırtlağım düğüm.

Tolga...

Gözümün önüne geliyor hergele.

Okumuyordu kız peşinde koşmaktan, hatırlıyorum... Demek asker, Şırnak'ta.

Baba İzmir'de.

Ben çaresiz.

Geveliyorum, saçma sapan, "bilmiyorum ağabey, henüz isimler açıklanmadı, sen sağlam dur, o yoktur inşallah."

Diyorum ama... Utanıyorum verdiğim cevaptan aslında... Bu kadar arsız bir temenni olabilir mi? Tolga değilse, Hasan, Hasan değilse, Murat... İlla ki, bir babanın evladı... İlla ki, bir ananın kuzusu... "İnşallah seninki değildir" denebilir mi? Diyorum.

Yerin dibine geçerek...

"Öğrenirsen, arar mısın?" diyor.

Biraz daha saçmalıyorum... Kapatıyoruz.

Sigarayı bırakmam mümkün değil.

Saldırıyorum hemen, oraya buraya. Yok. İsim yok. Bir yandan da, düşünmek istemediğim durumu, düşünüyorum... Ya Tolga'ysa... Ne diyeceğim yani, telefon açıp? Ne diyor acaba, şehit ailelerinin kapısını çalan komutanları? Kaç bin defa yaşadılar bu durumu...
"Vuruşmak daha kolay, inan" demişti bir subay bana, "analar, o haberi duyunca, öyle bir bakar ki sana, o gözleri ömrünün sonuna kadar unutamazsın..."
Hiç anlamamışım ne demek istediğini, bu ana kadar... Öküz gibi dinlemişim meğer.

Saat 12.45...

Şehit sayısı, 6'ya çıktı.

Saat 13.33...

Anadolu Ajansı duyurdu. Başbakan, "5" askerimizin şehit olması nedeniyle Genelkurmay Başkanı'na başsağlığı mesajı göndermiş.

Şehit 6... Başsağlığı 5.

Evlatlarımızın öldürülme hızına bile yetişemiyorlar... İsimler hâlâ yok.

Bir umut, haber kanallarını zaplıyorum...

Cannes film festivali var, bir tanesinde.

Öbürü, borsanın hacmini anlatıyor.

Saat 13.55... 14.07... 14.23...

Çalmasın diye dua ediyorum. Çalıyor.

Bu sefer yenge.

Baba atmış kendini sokağa, dayanamamış beklemeye. Ana yüreği sarılmış telefona.

"Var mı?"

Nasıl çıktı ağzımdan, bilmiyorum...

"Yok abla, ben de tam sizi arayacaktım, şükür ki yok, isimler hep başka."

Bir çığlık ki, anlatamam.

Ekrana oturuyorum...

Parmaklarım hiç olmadığı kadar dermansız, tuşlar hiç olmadığı kadar ağır.

Gözüm televizyonda... Hayat, lay lay lom arkadaşlara... Hiçbir şey olmamış gibi.

Umursamaz. İlgisiz... Neşeli hatta.

İsimlerden ses seda yok. Tek bildiğimiz, 6 koçumuz daha düştü. Rakamdan ibaret...

Kaç bin baba bekliyor acaba şu anda? Kaç bin ana? Eş, nişanlı, sevgili? Böylesine bir utançla yazı yazmadım bugüne kadar...

Aklım yalanımda... Kulağımda çığlık.

Ve, saat 15.05... Tolga yok, Vedat var.

Vedat Dayıoğlu, Antalya.

Bayram Bolat, Konya.

Atıf Günkan, Niğde.

Bekir Çakır, Adana.

Mahir Yıldırım, Aydın.

Samet Kırbaş, İstanbul.

Kulağımda çığlık.


Yılmaz Özdil..


347
Forum Oyunları / Hayvan İsmi Türetmece
« : 08 Ağustos 2007, 17:41:55 »
Işıldak böceği..(ateş böceği) Başka uyduracak bir şey yok ı harfi ile bitmez inşallah sonrakiler.

348
Anketler / bilgisayarınız dile gelse.......???????
« : 08 Ağustos 2007, 15:37:18 »
''dürtükleyip durma allasen..'' derdi sanırım.Kardeşim yeni kalkmış oluror çünkü başından.Kıprar kımıldar halııı kalmıyor.

349
Türk Tarihi / İLK KURŞUN (pps)
« : 08 Ağustos 2007, 14:51:42 »
Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap



Resimlerin Görüntülenmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş YapİLK KURŞUN O'NUN  / Turgut Özakman / Hürriyet


FRANSIZLAR İskenderun'a sürekli asker çıkararak Halep'e ve Adana'ya yollamaya başlamışlardı. 11 Aralık 1918'de Pozantı Dörtyol'a girdiler. Bu işgaller Mondros Ateşkes Antlaşması'na aykırıdır ama aldıran kim?


Emperyalistler aralarında Anadolu'yu bölüşmüşler, Çukurova "sömürü bölgesi" olarak Fransızların payına düşmüş. Halk şaşkın, çaresiz. Erkeklerin çoğu ya şehit ya esir düşmüş, pek azı köyüne, şehrine dönebilmiş.
ERMENİ ZULMÜ


Fransızlar ve birlikte getirdikleri Ermeni lejyonu, savunmasız çevreyi yağmalamaya girişirler. Karşı duran olursa tutuklayıp zindana atar ya da öldürürler.


Dörtyol'a bağlı Karakese köylüleri yağmalanma sırasının kendilerine geldiğini anlayınca köy yolunu taşlarla kapadılar, silahlandılar ve yağmacıları köye sokmadılar. Bu direniş işgalcileri şaşırttı, delirtti. Öfkeyle ateş kustular.


İLK DİRENİŞ


Köylüler hazırlıklıydı. İlk önce Mehmet Çavuş silahını doğrulttu, tetiğe dokundu, ilk saldırganı devirdi (19 Aralık 1918).


Saldırganlardan 15'i vuruldu. Kalanlar takviye alarak bir daha saldırdılar. Sonunda Dörtyol'a geri çekildiler. Karakese köylüleri de 10 şehit vermişlerdi.


KARA HASAN


Kurtuluş Savaşı'nın ilk kurşunu ve ilk direnişi budur.


Mehmet Çavuş, Güney cephemizdeki ilk Kuvayı Milliye olan Kara Hasan'ın çetesine girecektir.



T.C.
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI
ANKARA


ATASE: 3214-4-92 Arşiv                                        29 OCAK 1992
KONU: Kadir ASLAN 'ın dilekçesi


HATAY   VALİLİĞİNE


İLGİ : Hatay Valiliği'nin 18 ARALIK 1991 gün ve sayı: Ya.
İş     : 16 (işl. 12) 2325 / 4407 sayılı yazısı


       1.Genelkurmay Askeri  Tarih  ve Stratejik Etüt Başkanlığına
gönderilen ilgi yazıyla, İşgalci güçlere karşı ilk kurşun'un 19 Aralık
1918'de  Dörtyol   ilçesinde  Mehmet  Kara   tarafından  atıldığından
bahisle,  ilgi yazı ekindeki belgelerinde incelenerek konuya açıklık
getirici bilgiler istenilmektedir.
       2.Konuyla ilgili olarak, arşiv uzmanınca ATASE Başkanlığı
arşivinde   gerekli    incelemeler   yapılmış   olup;   inceleme   neticesi
hazırlanan uzman raporu ekte gönderilmiştir.
       3.Uzman raporu ve konuyla ilgili Başkanlık yayınlarının tetkiki
neticesinde,   Birinci  Dünya  Savaşından sonra galip devletlerin
yurdumuzda ilk işgal ettiği yerlerin İskenderun ve Dörtyol olduğu
bu düşmana karşı ilk direniş hareketlerinin yine bu bölgede
başladığı buna bağlı olarak da ilk silahlı direniş hareketinin de 19
Aralık 1918'de Dörtyol ilçesi Karakese köyünde gerçekleştirildiği
tespit edilmiştir. Bilgilerinize arz ederim.


GENELKURMAY BAŞKANI NAMINA


                                                         Erdoğan ÖZNAL
                                                         Hv. Plt. Korgeneral
                                                       As. T. ve Str. E. Bşk.





ARŞİV : 2003 : Eylül : Tarih Ufku
Millî Mücadele'de masaldan gerçeğe: İlk Kurşun'un Encâmı
Yazar: İsmail Çolak
Eylul 29, 2003, 11:51
 
Millî Mücadele'de masaldan gerçeğe: İlk Kurşun'un Encâmı 
Millî Mücâdele'nin, bütün boyutlarıyla aydınlandığı, resmîlik ve ilmîlik vasfına tam anlamıyla büründüğü henüz söylenemez. Bu dönemin ilmî bir mâhiyete kavuşması için, mesûliyetli tarihçilerin himmetlerine bugün şiddetle ihtiyaç vardır.
Ancak evvelâ, tarihi/tarihçileri yönlendirmeye mâtuf ideolojik baskı ve kalıpların bertaraf edilip, hâdiselere ilmî metot ve zihniyetle yaklaşmayı düstur edinen bir anlayış ve vasatın ikamesi zarurettir.
Millî Mücâdelenin resmen başlamadığı mütâreke döneminde, işgâlleri durdurup topraklarını korumak maksadıyla Anadolu insanı, mücâdeleye "Kuvâ-yı Milliye Hareketi" olarak fiilen girişmiş ve yurdun dört bir köşesinde teşkilatlanarak "cihad ruhûnu" tutuşturma sürecine çoktan koyulmuştu.
Düşmana var gücüyle mukâvemet ederek içinden Mehmet Çavuş, Sütçü İmam, Şahin Bey gibi daha nice adsız efsânevî kahramanlar çıkarmasını bilmişti.
Bunlar sergiledikleri kahramanca kıyamlarla, sâdece kendi bölgelerinin işgâlcilerden temizlenmesine sebep olmakla kalmamış; hazırlık safhâsındaki Millî Mücâdele hareketinin, vatanı kurtarmada savaşma azmini körükleyen moral güç özelliği de kazanmışlardı.
Çözülen Muammâ:
Hasan Tahsin'den Mehmet Çavuş'a
Millî Mücadele'nin başlamasına sebep olan ilk kurşunun kim tarafından atıldığı hâlâ tartışılmaktadır. Şimdiye kadar resmî kayıtlarda ve ders kitaplarında ilk kurşunun, İzmir'in işgâli esnasında (15 Mayıs 1919) Gazeteci Hasan Tahsin Recep (Osman Nevres) tarafından atıldığı ileri sürülmüştür.
Esâsen ilk kurşunu Hasan Tahsin'in attığının iddiâ edilmesi, tarihî bir mâhiyet arzetmekten ziyâde, meslekî ve siyasî bir hüviyet taşımaktadır. Çünkü Hasan Tahsin isminin ön plana çıkarılması, Millî Mücadele kazanıldıktan yaklaşık yarım asır sonra olmuştur.
1972 yılında İzmir Gazeteciler Cemiyeti, bir "İlk Kurşun Hasan Tahsin Anıtı" dikilmesi için yoğun bir kampanyaya girişmiş ve basındaki günlük yazılarla yetinmeyip -karşı fikirleri hiç dikkate almadan- ilk kurşunu Hasan Tahsin'in sıktığına dâir propagandaya yönelik yanlı çalışmalar içerisine girmiştir.
Aslında Hasan Tahsin'in ilk kurşunu atıp atmadığı dâhi bugün münâkaşa edilmektedir. İlmî ve resmî kaynaklarda Hasan Tahsin lehinde açık ve sağlam bir bilgi yer almamaktadır.
Mıntıka Müfettişi Yüzbaşı Ziya Bey'in İzmir'in işgâli sırasında vukû bulan hâdiseleri, umum jandarma komutanlığına anlatan raporu başta olmak üzere o günlerdeki hiçbir resmî raporda söz konusu görüşü teyid eden kayda rastlanmamıştır.
Ayrıca, Genel Kurmay Başkanlığı Arşivinde ve bunların yayınlandığı Genel Kurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesince 3 ayda bir çıkarılan Harp Tarihi Vesikaları Dergisi'nde de, mâlum tezi ispatlayan herhangi bir yazı ve belgeye tesâdüf edilmemiştir.
Buna karşılık, Ahenk Gazetesi Başyazarı Şevki Bey, İzmir'de ilk kurşunun saatçi Aziz Efendi tarafından atıldığına şâhit olduğunu yazması
ise, alternatif bir iddiâ olarak ortada durmaktadır.
Hâsılı, İzmir'de ilk kurşunu kimin attığının kesin şekilde belli olmadığı ve müphemliğini koruduğu, tarihî hakikati yansıtan gâliba en sağlıklı ve tutarlı hükümdür.
Ancak yapılan yeni araştırmalar neticesinde, Millî Mücadele'de ilk kurşun muammâsı tamamen ayân beyân hâle gelmiştir. Araştırmacı-yazar Kadir Aslan'ın geliştirdiği bu yeni teze göre ilk kurşun; Hasan Tahsin'den takrîben 5 ay önce Hatay'ın Dörtyol ilçesine bağlı Karakese Köyü'nden Mehmet Çavuş (Kara) tarafından, Fransız ve Ermeni işgâlcilerine karşı 19 Aralık 1918'de atılmıştır.
Şu hâlde Mehmet Çavuş kimdir ve ilk kurşunu nasıl atmıştır? 1894 yılında Dörtyol'un Özerkli köyünde dünyaya gelmiş ve babası Ömer Hocanın terbiyesiyle yetişmiştir. Mütârekede Kara Hasan Paşa'nın çetesine katılarak çavuş olmuştur. Sıktığı ilk kurşunun hikâyesi ise şöyledir:
11 Aralık 1918'de Fransızlar Ermenilerin desteğiyle Dörtyol'u işgâl etmiş ve halkın mallarını "bunlar bizim hakkımız" deyip gasbetmeye ve türlü işkenceler yapmaya başlamışlardı. Tezahür etmekte olan esef verici hâdiselere dayanamayan Mehmet Çavuş ise, olaylara karışan iki Ermeni ile kavga etmişti. Kavgadan sonra Karakese Köyü'ne kaçan Çavuşu yakalamak için, düşman birlikleri köye baskın düzenleyeceklerdi.
İşte düşmanın, kendisine 50 metre kadar yaklaştığı tam bu esnâda, Mehmet Çavuş zikri edilen ilk kurşunu ateşleyecek ve girdikleri çatışma sonucunda adamlarıyla beraber 15 Fransız askerini öldüreceklerdi.
Daha sonra bu kahramanlığından ötürü Mehmet Çavuş, Mustafa Kemal Paşa tarafından gâzi ünvanı, gâzi madalyası ve beraat ile taltif edilecekti. Soyadı kanunuyla birlikte "Kara" soyadını alan Mehmet Çavuş, 1962'de Dörtyol'da dünyaya vedâ edecekti.
Kadir Aslan, 1976 yılından itibaren bizzat Kuvâ-yı Milliyecilerle görüşerek yaptığı araştırma neticesinde ilk kurşunu Mehmet Çavuş'un attığını katî biçimde ispatlamıştır. Aslan, çalışmaları hakkında şu bilgileri vermektedir:
"Ben bu bilgiyi doğrulamak için 100'ün üzerinde kişi ile görüştüm. Bunlar bizzat mücadele vermiş olan Kuvâ-yı Milliyeciler idi. Hepsi de ilk kurşunun Mehmet Çavuş tarafından atıldığını doğruluyordu. Birçok üniversiteden bu konuyu tez olarak inceleyenler var. Şimdi ilk kurşunu Mehmet Çavuş'un attığı kesin..."
Görüldüğü gibi, Aslan'ın öne sürdüğü görüşü o günü yaşayan canlı tanıklar da doğrulamıştır. Bu yeni gelişme, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı nezdinde de tasdik görmüştür. Söz konusu kuruluş, konunun araştırılıp incelenmesi için tarih uzmanı İlhami Berk'i görevlendirmiş ve o da 27 Ocak 1992'de hazırladığı raporla yakın tarihe ışık tutacak şu sonucu varmıştır:
"19 Aralık 1918 tarihinde Karakese Köyü'ndeki direniş ve sonunda kazanılan başarı, Türk Milleti'nin saldıran düşmana karşı kazandığı ilk başarıyı oluşturması açısından önem taşımaktadır. Kurtuluş Savaşı'nın ilk silahlı direnişinin de, bu muharebe olduğu arşiv kayıtlarında ve konuyla ilgili Başbakanlık yayınlarından tespit edilen bir husustur."
Genelkurmay Etüt İdaresi Başk. Hv. Plt. Korgeneral Erdoğan Öznal, bu raporu ve bilgiyi 17 Şubat 1992'de onaylamış ve Hatay Valiliği kanalıyla Dörtyol Kaymakamlığına bildirmiştir. Bunun üzerine Dörtyol'da bir "İlk Kurşun Anıtı" yapılacak ve resmî törenle açılacaktır.
O zamandan beridir de, Dörtyol'da her 19 Aralık tarihi, İlk Kurşun Anıtı önünde "İlk Kurşun Günü" olarak kutlanmaktadır.
Yalnız, ilk silahlı direnişin Dörtyol'da başladığı resmîleşmiş olmakla birlikte; ilk kurşunu Mehmet Çavuş'un attığı henüz resmiyet kazanmamıştır ve bu mevzûda meclisi ve milletvekillerini büyük bir vazife beklemektedir.(1)


Dipnotlar: 1-Necdet Öklem, Türk Devrim Tarihi, İzmir 1977, Ege Ünv. Yay., s.159; Öklem, "Şehit Hasan Tahsin ve İlk Kurşun", Ege Ekonomisi, 23-24 Ocak 1973, Sayı:1360-1361; Ümit Sinan Topçuoğlu, Milli Mücadelede İlk Kurşun, İst.1974, Milliyetçi Yay., s.59; Bilge Umar, İzmir'de Yunanlıların Son Günleri, Ank.1974, Bilgi Yay., s.119-166; Turan Akkoyun, "İzmir'de Atılan İlk Kurşun Meselesine Dair Notlar", Tarih ve Toplum Dergisi, Eylül 1992, Sayı:105, s.38-40; Akkoyun, "İlk Kurşun Masalı", Tarih ve Düşünce Dergisi, Aralık 2000, Sayı:14, s.54-58; Zaman Gazetesi, 19 Aralık 1995, s.3; Haşim Söylemez, "İlk Kurşun Mehmet Çavuş'tan", Aksiyon Dergisi, 20-26 Mayıs 2000 Sayısı




Not:Bu bilgiler Karakese Belediyesi'nin Sitesinden alınmıştır.Güzel bir de video vardı konu ile ilgili ama...

350
Türk Tarihi / İLK KURŞUN (pps)
« : 08 Ağustos 2007, 14:18:24 »
Teşekkür ederim arkadaşım.Linkin kaldırılmış olduğunu gördükten sonra ben de merakımı gidermek için biraz bu konuda araştırma yapmıştım.Hoş görüne sığınarak edindiğim bilğileri paylaşmak isterim.Zaten forumda paylaşımın geregi ve amacıda bu olsa gerek.İyi forumlar.






Sayfa: 1 ... 33 34 [35] 36 37 38
web hosting Domain Web
İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan sevdaligul.com forum sitemizde 5651 Sayılı Kanun’un 8. Maddesine ve T.C.K’nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. sevdaligul.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler sevdaligul@gmail.com  adresi ile iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde sevdaligul.com  yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş yapacaktır.