GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: orkide - 21 Mayıs 2008, 11:55:46

Başlık: KIRLANGICIN ÖYKÜSÜ
Gönderen: orkide - 21 Mayıs 2008, 11:55:46

  Kirlangicin öyküsü       
     

     Firtinadan sirilsiklam bir geceye uyuyup, isil isil bir bahar günesine uyaninca insan, uzun sürmüs bir kis uykusunun mahmurlugundan silkinmiscesine diriliyor ruhu...
     Yorgun bir yilin sonunda, denizin tuzlu dudaklarindan öpmeye kostugum bir sahil kasabasinda, elektronik posta kutuma düstü "kirlangicin öyküsü"...
     Öyle güzel, öyle yalindi ki, yazarini da, kaynagini da bilmemenin riskine ragmen, o 8 - 10 satirdan çocuksu bir masal yapip, bu yilbasi, hediye sepetinize koymak geldi içimden...

* * *

     "Kirlangicin biri, bir adama asik olmus.
     Cesaretini toplayip penceresine konmus.
     Önce olabildigince dik durmus,
     Sonra gagasiyla cama vurmus.
     '-Tik... tik tik...'
     Çok mesgulmüs adam... öfkeyle cama dönüp bakmis:
     '-Kimmis onu isinden alikoyan?'
     Kirlangicin minik kalbinde amansiz bir heyecan
     Kirik sözcükler dökülmüs gagasindan...
     '-Hey adam, seni nicedir izliyorum.
     Sorma nedenini, niçinini,
     Ama galiba seni seviyorum'.
   
* * *

     Sasirmis adam,
     '-Sen de nerden çiktin simdi,
     Tam aklimi toplayacakken bozdun isimi...'
     Söyle bir tüylerini kabartmis kirlangiç,
     ve aklindaki plani çitlatmis:
     '-Aç pencereyi beni içeri al sen,
      birlikte yasayalim ebediyen...
     hem sofrada ortagin olurum,
     hem evde eglencen'.
     Parlamis adam:
     '-Suna da bakin neler diyor bu...
     Haddini bil, hiç kus insana asik olur mu?'
     '-Soguklar basladi bak, üsüyorum disarda.
     Alirsan içeri, deva olurum yanlizligina da...'
     Hepten kizmis adam, kovmus kirlangici camin önünden
     '-Yürü git isine, yalnizligimdan memnunum ben"
     Bükmüs gagasini zavalli kirlangiç,
     Uçmus semaya dogru, kanadi kirik...


* * *

     Gel zaman git zaman,
     kirlangiçin hemen ardindan,
     bizim adami pismanlik basmis:
     '-Hay aptal kafam, ben ne halt ettim,
     ayagima gelen firsati teptim'.
     Sonra teselli etmis yalniz kalbini:
     '-Sicaklar baslayinca gelir kirlangicim.
     Onu içeri alir yalnizligimi paylasirim".
     Kis geçip de yaz gelince, yalniz adam baslamis beklemeye...
     Ama sevdalisi ugramamis bile bir kere...
     Akin akin gelen sürülere sormus,
     Onun kirlangicindan eser yokmus.
     Öyle üzülmüs ki, gidip bilge kisiye danismis.
     Hem kirlangici, hem kendi esekligini anlatmis
     Bilge kisi almis adamin mesajini,
     Lakin üzüntüyle sallamis basini:
     "A benim yalniz oglum. Ne kadar efkarlansan azdir.
     Çünkü kirlangiçlarin ömrü 6 aydir".


* * *

     Sirilsiklam bir geceye uyuyup, günesli bir sabaha uyaninca insan, kabus gibi geçmis bir yilin, isiltili yeni yillara gebe olduguna dair inanci tazeleniyor.
     Hele yorgun bir yilin sonundaysaniz,
     denizin tuzlu dudaklarindan öpmeye kostugunuz sirin bir sahil kasabasinda, dostlarin arasindaysaniz...
     Ve hele, posta kutunuza atilan mektuplar size "Buldugun asklarin kiymetini bil" diyorsa...