GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Aşk Yeri => Aşk Hikâyeleri => Konuyu başlatan: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:42:21

Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:42:21
gece güzeldir
ay hikayeleri
dolunay
ilk dördün
son dördün
hilal, ah hilal
sendin başımı belaya sokan
aydınlık gecelerinde
karanlık kasabamın
ışığınla avundum
kundakta bebek gibi
aya şavkın vurdu
buz gibiydi gece
varlığınla ısındım
yaz diyemedim.
Güzlendim
denizlere çağırma beni
med olur cezir olur
büyüktür dalgaları denizin
kıyıları yeter bana
kıvrım akan deremizin
taş kalpliyim değil mi
sana git derken
git ve kurtar beni
tunç heykelleri gibi
yeryüzünün
duygusuz olmalıyım
gülümsemen
karda ateş gibidir
tunçtan katılaşmış yüreğim
yakma beni
kalıplarım dayanmaz
kalın duvarları
yasak şehrimin
bir,  bir yıkılmakta
tut ellerimden diyemiyorum
dimdik durmalıyım ayakta
gecenin karanlığında
kol kola yürüsem yeter
ışığınla baş başa
sen beni bilmiyorsun
ben var ya ben
iflah olmaz biriyim
yokuşlarında sevdanın
ansızın tükenebilirim.
ağrılarım benimdir
bedenim gibi
yüreğim sende kaldı
sana yanarım
istasyonsuz duraklarında
trenlerin
makas değiştirir hainler.
şiir mi bir ayrılıktır ölümü
çok şeyler saklıdır ötelerden
duygusuz suratsız
tunç heykelleri evrenin
gülümseme nedir bilmezler.
ve dondum kaldım öylece
beni  Ege' nin sularına gömmeyin
ve heykelbol şehri ülkemin
İzmir de kalmasın ellerim.
Bursa belki
şeftali kokusu
"mermer şadırvanda
şakırdayan su"
zamanı var her şeyin
ölmekte acele etme
bekle sevdiceğim
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:42:37
ay beyazdı
gülbeyaz
gün beyazdı
gönül beyaz
gönül beyaz bir kuşa sevdalandı
barış
aklına esenin
çerçeve çizdiği
gelişigüzel
çerçeveler imparatorluğunda
aykırı bir sevdaydı aşkımız
manzarası ay dı
güneşi ay
yıldızı ay
ay kokardı mutluluk
ay beyazdı
gül beyaz
gülümsemen beyaz
gözlerin ela
başıma belaydın sevdiğim
hasretin yaman
şimdi uçsuz bucaksız gecede
olmayan sabahlara sitemim
uyku mutluluk değil
ölümdür belki
bekleyene.
şimdi anlıyorum
dışarıda yağmur var
ve ben aptalın tekiyim
yağmur yağmayabilir
ama ben yine de
aptalın tekiyim
değişen sadece
derinlikle delilik arası bir şey
kavgasını yapmadık ki
gecenin
gündüzlerden şikayete
hakkımız yok
belanı arama çocuk
yüreğim uslu dur.
ay beyazdı
gülbeyaz
gün beyazdı
gönül beyaz
gönül beyaz bir kuşa sevdalandı
barış
aklına esenin
çerçeve çizdiği
gelişigüzel
çerçeveler imparatorluğunda
aykırı bir sevdaydı aşkımız
gönül
beyaz bir kuşa sevdalandı
hadi
barışalım.
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:42:49
olmadık zamanlar
ay karanlık
bulutları var
düşmanların
gölge ettiler.
şiiri katlettiler
şiir adına
kan kokuyordu şiir
sevgisiz
yobazca ve kaba
umutlar
bulutlara isyan etti
rüzgar ol
sen götür gölgemi
ay dolsun yüreğime
ılık sabahlarında
evlerimizin
emek kutsal
ekmek de öyle
neyin kavgası bu
sevda yaman kelime
sevdalım
ne zaman döneceksin
neredesin şimdi
sorsam bildiğimi
ne kazanır karanlık
ay tutsak değil diyorlar
 gel öyleyse aydınlık
olmadık bir öykü
hiç tanımadım seni
görmedim gözlerini
sustum, sustun
sen yoksun ben yokum
yok, yok olmalı şimdi
olmazlarınla sevdim
ben seni
Ay karanlık..
bu adamı adam etmeli
şiir tekdüze
şiir sıradan
olmaz
olur
vasat günleri de var
dünyamızın
esaret kader değil
cesaret sevdiceğim
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:43:06
Ay kana bulandı
kes artık
çırpındığın yeter
umut kuşu
ölmelisin
gelmeyecek beklediğin
bilmelisin
çöllerinde gökyüzünün
kaybolmak
ve serap
gel
serap da olsan
bir selam ver
sabrımı deniyorum
sabır
boyun eğmek değil
direnmektir yokluğuna
sensizliğe
alışmak hiç değil
nasıl bir kavga bu
mektupları yakılmış
doğmamış bir aşkın
kaygıları oldu korkumuz
çok acımasızsın yeryüzü
bak unut istersen
doğmadığımı söyler
kimliğim
annem bile unutmuş
ben kimim
ve öleceğimi bilirim
o kadar zor değil mutluluk
bilirim
sende öleceksin
gülümse
aykırıdır fikrim
aykırıdır zikrim
en iyisi unut beni
unutabilmelisin
unutabilmeliyim
şiire darılmak olmaz
dizeler
yolunu kendi bulur
yorumluyorum
öyleyse
uyumuyorum
uyuyamıyorum.
hadi gel bak ne haldeyim
sınır ötesinde bir gemi
deniz bitti
su bitti
ömür bitebilir
dayan yüreğim
gece ay aydınlık
olacak
aydan sonrası
mevla kerim
sabaha az var
tükenmemeliyim...
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:43:24
direnemedim
kalemimi kırdılar
ellerim yetim şimdi
ellerim neredesiniz
ya ellerin kimin şimdi
sen kimin ellerindesin
ellerin kimin şimdi
dolunay, med cezir
uslu dur yüreğim
zamanı değil
kavga zamanı mı
bir dal bir orman
kaçıncı fidan
bu yıkılan
yıkılan biziz
farkında değiliz.
yıldırımı ellerinle tut
yangını yüreğinde büyüt
zehri bir yudumda iç
sevda fedakarlık ister
bedava değil ölüm
gülümse gülüm
kitap olacak bu sevda
ve okunmayacak asla
dokunmayacak
ellerim ellerine
uzaksın uzak kal
sevdiceğim
boşuna bu kavga
hadi git
ay bulutta
geç vakitleri var
ömrümüzün
en geci belki
ilk günümüz
üzgünüz.
yokluğunda
ağlayacağımı
bilmelisin
elinden
oyuncağı alınmış
bir çocuk gibi
hıçkıra, hıçkıra
git ve unut
umutsuzluk
mutsuzluk
hoş değil ama
olmasaydın keşke
görmeseydim
mi desem
bize göre değil bu sevda
elveda...      VI
hayat
her zaman düz giden
doğru bir çizgi değildir
ve bir damla suyun kıymetini
çölde susuz kalan bilir
hiç tanıma beni
ben zencisiyim
bu denizlerin
kurban olurum
dağlarınızda
yarınlarımız için
edensiz sorularım var
cevapları bende gizli
ve sensiz
bu bulmaca çözülmeyecek
hadi gel
soldan sağa sen...
 
yanmak nasıl bir şey
ben bilirim
kafdağı' nın ardında
ne bekleyebilirim
gözlerin onu söylesin
kaç günlük şu ömrümüz
oysa kaç yıl yaşadık
saydın mı
saymayalım..
ellerin ateş
yüreğim ateş.
nabzımı tut
alnıma dokun
yanımdaysan
ölebilirim.
ay güzeldir
sen güzel
sen şiirsin
ve bu öykü
hiç bitmesin...
          
   VII
Soğanları ince doğra
yüreğimi bütün, bütün
kısık ateşte pişir
yanabilirim.
havadan sudan konuşalım
yağmurdan bulutlardan
mutluluktan belki
belki  uslu çocuk olmaktan
aynalar yalancı değil
yüzümde hep sen varsın
seni görmek
ne güzel, gözlerimde
erişmek zor olsa da
hayal denizlerinde.
 saçlarımı okşa
dizlerindeysem
yüzüme bak
ve gülümse
sakın unutma beni
unutma ve önemse
kulağımı çek
sokağa bırakma
yaramazlık yapsam da
öcüler yemesin beni
emi
ve sevdiceğim
bir gün
öleceğim...
benimle ol
yanımda
ve yakınımda
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:43:48
idam mahkumuyum
kendi verilmiş
kararlarımla
ipim boynumda.
ipimi sen çek
ateşimi sen yak
suyumu sen dök
cesedimi sen yıka
sen sar
kefenimi...
her ağaçtan bir dal
her çiçekten bir bal
demedim
ürktüm hep
dalgalı denizlerden
 med-cezir manzaraları
Ay, ayaklar altında
yere düşen gölgemiz
değil bedenimiz
keşke
karaya otursaydık
sorunlarla yaşamak
ve ölmek sorularla
öyle zor ki.
iki bodrum var
yüreğimde
birinde hasretin
diğeri kömür karası
yeraltı suçları
cinayet şebekesi
su boruları
 hasret limanında
kayıp mahsur ve
yolcusuz kalmış
bir gemiyim
alnını uzat...
pusulam olmalısın
dudakların
püfür, püfür
üfür
rüzgar alsın
yelkenlerim
yüzmeliyim
yüzmeliyim.
iki gecedir ömür
iki kelimedir hayat
söylendikçe bıkılmayan
bir sevdadır delice
Ay, aydınlık
inkar etmiyorum
etsem de biliyorsun
.
seviyorum...
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:44:03
gökyüzü benimsin
kırmızı güller
kiraz, şeftali
kan kırmızılar
pembe kalanlar
benimsiniz.
unutulan keşifler
geriye dönüş
irtica
on sekiz yaşı
yeniden yaşamalıyız
kırk 'a varmadan
bir kez daha
bir bebek ağlaması
bülbül sesi
kucağına yasla
ninni söyle
uyumayacağımı
bile, bile.
 olamadık seninle
el ele bile
adımı bilir gezegen
biz
gezmeliyiz
kolumu kır
ama kanadımı asla
yüz ver, yüz elli ver
paylaşırız
mutluluk verdikçe
hayat güzel
tatil yapmaz
katiller
ölümü öldürelim
gel. cinayet
ilk kez böyle güzel
beklemek
yalnızlık
gurbet
memleket
hadi git.
ben gittim bile
farkında mısın
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:44:26
şiir
böylece yetim kaldı
önce sevmekten
vazgeçtik
sonra
direnemedik
kavgalarda.
ardından
okumayı unuttuk
sevdaları, aşkı
başkaları için
üzülebilmenin
güzelliğini
 kibritçi kızı
okumadı çocuklarımız
Polyanna ile
mutluluk oyunu
oynamadılar
ve onların
hiç olmadı
Kemalettin Tuğcu' ları
hiç seksek oynamadılar
çamurdan ebem sol, sol
ekmekleri yapmadılar
kum fırınlarda
yüreklerini katıp
pişirmediler sevgiyi
hiç üzülmedi onlar
sevmedikleri için
ve ağlamadılar
sevdikleri adına
bile bir kez olsun.
 Ne Ay ı sevdiler
ne yıldızları
yakmadı bile
yüreklerini
sevecen
çingene kızları
sonra sevgisiz
sonra duyarsız
sonra umarsız
bir dünya
kumar oynadık
hayatla
ve kaybettik.
şiir
böylece yetim kaldı
çünkü biz önce
sevmekten vazgeçtik
karşılıksız
ve olabildiğince
sevmekten.
vazgeçme
sevmeliyiz...
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:44:46
vakit yok mutluluğa
anlık yaşa
günü kurtar
bu ben değilim
yuvarlanmak belki
ama yaşamak değil
kafdağı
deli dumrul
realite
mutluluk
bu  o değil
hamamböcekleri
ekmek kırıntıları
rutubetten nem kap
akrep dolu
zihinler
kaç yelkovan
kaçtı gitti
önümüzden
 yıldızları seyret
sırtüstü
ve mutlu ol
orda bir yıldız
gülümsüyor bak
mutluluk paritesi
dolar yüreklere
samanyolu...
ışığının peşi sıra
Ay da hayat var mı
Ay sevmeyi bilir mi
yada sen bilir misin
onu söyle bir
hayat olabilir.
eğil, boyun eğ
ayaklarının arasından
seyret dolunayı
ve insanlar
tersten bakınca
küçücükler
küçümse ve gülümse
 yılan besle
akrep ve çıyan
derdim derdinle dost
gezmeye çıktılar
sabaha karşı
paylaşacak
çok şeyi var insanların
ev kirası
elektrik su parası
yazlık taksidi
bir sevgiye vakit kalmadı
ayrı düştü
ayrılamayanlar
dua ediyoruz
duyarsan
sende katıl
dua etmek iyidir
iyi olan sensin
tüm iyiler için
eller havada
 yürek yanığının
yok ki merhemi
sabır zor bir çare
biz biçare
ver Allah'ım ver
yağ, yağ yağmur
Tarlada çamur.
çocuk şarkıları
küskün çiçeğim benim
küsme geleceğim...
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:45:12
gündüzlerde kayıbız
gündüz kiminiz bilinmez
korkular bürüyünce yeryüzünü
gece sığınaklardayız.
yalnızlık sevilir mi
kolay mı
ürpertisi karanlığın
bir limandır kolları gecenin
hadi gelsene.
güvenme bana
güvenme ona
aynaya bak
güveneceğin biri
olacaktır mutlaka
insan insanın aynası.
 hadi yollara düşelim
elimi tutsana
gözlerinde yolculuk
uçsuz bucaksız bir evrene
gidelim mi ne dersin
kırk yıl hatırı var
bir acı kahvenin
ya kahverenginin
renklerin dünyasında
soyludur göz bebeklerin
asıldığımı düşün
ve gülümse
aynı suçtan idamım
peşin sıra
mısralar oldu celladım
hadi asılalım
 korkma mutluluktan
ve diren kaderine
roller aynı mı acaba
ağlamak da bir rol mü
keşke ağlayabilsek..
yan çizilmiş bir dünya
deprem olmuş yürekler
yıkık dökük binalar
yeniden imarı sevginin
seferberlik başlasın.
mutlu olma arzusu
kuşun kanadında bir sevi
ve korkular, korkular...
sevmekten korkulmaz ki
korkmuyorum,
korkma
korkmayalım...
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:45:36
birisi daha var
gecenin yalnızlığında
uykusuz.
birisi daha var
umutlu ama mutsuz.
mutluluklar getirdim
getiren bir ben değilim
bilirim
birisi daha var.
birisi daha var
yüreği adımla çarpan
birisi daha var
gözleri benim gibi
ışığıyla ışıldayan
ve bilirim bir ceylan
sabah serinliğinde
pınarbaşına gelir
bilirim
yolların uzunluğunu
ürkekliğini çiçeğimin
bilirim sevdasını
birisi daha var bilirim
bağrıyanık.
birisi daha var
bilirim gözleri
yaşlıdır şimdi.
birisi daha var
iç geçiren
her gök gürültüsünde
bilirim birisi daha var
öteler ötesinde
birisi daha var
sıcaklığımı arasa da
yanmasını bilen
sevdi mi gerçekten seven
birisi daha var
 isteyen.
istendiğini de bilen...
bilirim
birisi daha var
gecelerde uykusuz..
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:48:35
gel deme
korkuyorum
korkmaktan.
dalları kırılmış,
boynu bükük
ve yetim yaşamaktan
özlesem de
gelemem...
ağlayana çok zordur
düşünmek bile
gülebilmeyi
kelepçeler tutmasa
istemez miyim
gelebilmeyi
kelepçeler benim
zindancı benim
mahkum olan yüreğim
koşardım inan
yeter ki
geleceğini bileyim
 ben güçlü değilim
yok ki köklerim
gittiğin gün
yüreğimde acın beklerim
ve gelmezsin.
gelmediler bilirim.
adaleti sevmiştim
oda terk etti yeryüzünü
ve istediklerin
vermeyeceklerim
değil, belki
görmeyeceklerim.
kör yaşadın mı hiç
en zor o sanırsın
oysa kör olmak
engel değil hayale
sağır olmak en kötüsü
duyamamak
hadi konuş.
 zor derler yazmaya
şiiri yaşamak
daha mı kolay
yine de çiğ damlası
düşmesin yapraklarına
çiğ değilim
delili
bak işte
göz bebeklerim.
çözülsün dillerin
özgürlüğünü ister
kelimelerim. 
istediklerin
zor bilirim
sanırım onlar
asla veremeyeceklerin
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:49:10
şiir tadındaydın sevgili
su gibi yudum, yudum
hava gibi nefes, nefes
ekmek gibi dilim, dilim
ben seni özlemişim.
gözbebeklerinde yüzümü
dudaklarında adımı
hayalinde düşümü
canım deyip gülüşünü
ben seni özlemişim.
niçin dolar gözlerim
niçin bulurdum  ben
her şarkıda seni
niçin her hüzünlü şiir
derinden dağlarmış yüreğimi
ben seni özlemişim.
 yokluğunda üç gece
titrediğini ellerimin
delice çarptığını
yaralı yüreğimin
saklasam bilmeyeceksin
bilmelisin ki birsin
her an benimlesin
ben seni özlemişim.
nereden baksan ayrılık
nereden baksan yoksulluk
nereden baksan sensizlik
ölüm gibiymiş bana
yaşayıp bilmeliymişim
ben seni özlemişim.
 
uykusuz gecelerde kalmayı
senle sevdalara uyanmayı
yangınlarda suya kanmayı
yeniden sana sevdalanmayı
ben seni özlemişim.
ayrılık nasıl olurdu
ölüm gibi yokluğun
sensiz gecelerde benim
bir şey var farkında olduğum
ben seni,
yanı başımda iken özlemişim...      XVI
yol.......
çileli, uzun ve ince
yorgun gönül dinlenince.
arzu, özlem,
sen, ben ve gece
bu bilinmez bir bilmece.....
yolcu.....
çileli, mahcup ve kederli
tükenmiş,
susuz, uykusuz ve dertli
gel desem, gelmezsen
sen, sen, sen.
bu bilinmez bir işkence.
 han......
çileli, yolcuların mekanı
 hüzün.
ve gam yüklü duvarları
hancı gideli beri
tükendi dil, kelime ve hece
bu bilinmez bir dönence....
umut.....
ay döndü, gündöndü
ve sen dönmedin
ömür bitti, ben bittim
şiir bitti dönmedin.
ben hiç yaşadım mı sende
bilmem ama
sen ey sevgili
sen bende hiç ölmedin...
   

XVII
gel buraya,
ürkek bir çift kumru...
güvercin yüreği derler ama
ölümüne sevmez güvercinler
sevda için kurban olur
kumrular oysa
ürker, kaçar
yine konar pencerene
sevdası sensin
hiç inanmasan da
gelir sanırsın
bir ekmek kırıntısına
sevdalı
yusufçuk türküleri fısıldar
sana rüzgarın uğultusunda
yalnız ölmez hiçbir kumru
bir kedinin pençesinde,..
 gel, buraya
ağlamak isteyen bir sen değilsin
gözyaşları döndüğünde bir sele
hasretle kanayan yüreğimi
 gel hele bir dinle.
gel buraya
bak, bahar kokusu.
dallar çiçeğe durdu
yarın belki
yorgun yürekler uyanacak
bir deli nehir, bir çağlayan
belki  gürül, gürül akacak.
gel buraya
bahar saçlarındaydı kokmadığım
hasret gözlerindeydi bakmadığım
uzansam dokunabilir miydim
bilmem ki
bir ateş bu
hep yandığım ama hiç yakmadığım
gel buraya.
hadi gel.
yine ağlayalım...      XVIII
bir hayalin peşinde
bir gölgenin izinde
acı meyva
kör yolculuk
gittikçe uzayan bir yol
hasret,
sen veya yağmur.
yağ yağmur.
uyku vakti, dipsiz kuyu
deli rüya
bilinmez gerçek
tatlı hayal
uzak ülke
koşuldukça koşulası bir yol
hasret,
sen veya yağmur
yağ yağmur.
 
içli şarkı, hüzün yeli
garip umut
çile seli.
sıcak nefes
tende buğu
tükendikçe gidilesi bir yol
hasret,
sen veya yağmur
yağ yağmur.
özlem ve bahar kokusu
çiçek, çiçek dağlar
yudum, yudum sevda
yamaçlarında koşmak
gecenin
ve kaybolmak
kollarında
bilinmez bilmecenin....
hayal, meyal
ama bilmelisin
hasret,özlem.
özlenen sensin.
sen veya yağmur
yağ yağmu
Başlık: Ay Hikayeleri
Gönderen: sevdaligul - 20 Mayıs 2008, 20:49:45
günaydın...
henüz pazartesi
yüreğimden kalkan kuşlar
başıboş, serseri
ve ürkek uçuyorlar öylesine.
ne olur sevdiğim
kelepçesini çöz de ellerimin
dallarına bülbül konsun güllerin...
hadi gel
gökkuşağının altında
yedi renkli bir dilek tutalım
ayçiçekleri bugün
söyle  nereye baksın.
 sular nereye aksın
ve yağmur
ölesiye nereye yağsın.
aç hadi pencereni yeni güne
rüzgar kalbimden selam getirsin
yine iliklerine...
yık şimdi duvarlarını köleliğin
ve aç perdelerini gözlerinin
bak kediler sütünü içmemiş daha
hala gözleri mahmur minik bebelerin
şu köşede esneyen güneşe
ne olur sevdiğim
yüreğinle
bir selam ver de, içimizi ısıtsın artık.
ve
kalem tutup şiir yazsın şairler
rüya görüp fal baksın kahinler
herkes işine, aşına koşsun sayende
günaydın' la aydınlansın günyüzü
ne olur sevdiğim
sevdaya kanat çırparken güvercinler
bir adım daha bana gel
ve yine yeniden hoş gelsin bahar...       XX
 yaralı martı
kanadına merhem olsam
solgun güneş
yüreğine ateş olsam
yansan,
yansam,
yakılsam...
 
          
   XXI
gel bir tanesi
bak gözlerimin içine
kendini
göremediğin gün
o gözler kapanmış demektir.      XXII
gidiyorum.
yüreğim ellerimde
yetim çocuklar gibi
onu kapına bırakıyorum
iyi bak ona
sensiz belki ama
ben yüreksiz yaşayamam.
          
   XXIII
bir selam verdim
aynalara gülümseyip
yüreğinde
hissedebildi mi
beklediğimi
çağırdığımı
sesimi duyabildi mi kulaklarında
ulaşabildi mi
fısıldamak istediklerim 
gel derim
ki dileğim
gelirsin de
kaçar gideriz kırlara.
 bak
güneş ısıttı toprağı
çiçekler isyan edip
başkaldırdılar
bayrak açtı yürekleri
evrenin
gelirdin de
dağların tepelerinde birlikte
haykırırdık
hani yankı yapar ya
ben sana seslenirdim yüreğimle
yankısını duy diye yüreğinde
ve arada bir soluklanırdım
nefesim tükense de
senden gelen sesin
yankısı duyulana dek yüreğimde
çığlık çığlığa haykırırdım adını
 bulutlara bakardık birlikte
gökyüzünde
sonra uzatıp ellerimi
ellerinden tutardım ve kanatlanırdık
tepeden bakar küçümserdik
insanları
kar beyaz bir buluttan
bir başkasına
atlardık
ve minik şimsekler bırakırdık
ardımızda
ürkütmezdi varlığımız hiç kimseyi
ve bir  yağmur damlası olup
birlikte yağardık
bir çiçek bahçesine el ele
 yapraklarından süzülürdük
bir gonca gülün yüreğine
o gülde gül gibi olurduk
birlikte hayat verir büyütürdük
ve güpegündüz bir rüyayı paylaşırdık
tüm sevecenliğiyle
biz diyebilir miydik kim bilir
adı sevgi çiçeği mi olurdu
o gülün dost yüreğimi
adını söylemek istemezdik belki de
belki de adı hiç olmazdı
rüyadaki bu masalın
adsız birer kahramanı olurduk belki de
 sonra
ipeksi bir elin
işaret parmağı uzanırdı
ve ben susardım
aslında hep susardım.
mühürlenirdi kelimeler
tutuklu kalırdım kendi bedenimde
ve gözlerimi yumardım
sadece beklerdim
beklerdim
pamuk prens değildim ama
rüyadan uyanmak için değil
uykudan bir sevince uyanabilmek
için
beklerdim
bir hayalim  olsun isterdim
uzanıp dizlerinde gece karanlığında
kimsesiz bir gecenin yalnızlığında
yıldızları seyredebilmeyi
ve şarkılardan fal tutar gibi
bu yıldız senin
o yıldız benim
sayardık belki de sabaha kadar
kollarımız iki yandan kuşatır geceyi
kucak, kucak toplardık yıldızları
bir ucundan sen alır gelirdin
dünyanın
öteki ucundan ben toplardım onları
bir samanyolunda kavusurdu
bizler gibi onlarda birbirlerine
ellerimizle.
 bir düş bu
bir hayal
gözlerimi yumuyorum
uyanmak mı
bir gün evet
ben uyandığımda
daha güzel bir dünyaya
doğabilmek istiyorum
hayalse hayal
masalsa masal
bir tek bunu biliyorum...
seviyorum...      XIV
Nasıl büyüdü çocuklar
ağlamakla başlamıştık hayata
korkusuna dayandık ayrılığın
sevda dağlarındaki kör yangınlarda
koca bir ormanı tüketen bu kötü adam
yüzlerce fidanı yetiştirip gönlünde
yine dağlara taşlara dikmeye çıktı
yeniden yeşillensin diye yeryüzü.
hiç yüksek tepelerde
çamların altına oturdun mu
rüzgar sana yedi kat ötelerden
güzel çiçek kokuları getirir
ayakta rüzgarın sertliğini hissedersin
ama oturduğunda ılımandır durgundur
ve adınla çarpan bu yürek, sana vurgundur.
baharı yaşamak güzeldir
devrilmemiş çamların gölgesinde
çiğdemleri görürsün yeryüzünde
ümitle çıkarlar toprağın bağrından
tıpkı kardelenler gibi
yaşama sevinci dolar yüreğine
ve dağlara çıkıp haykırmak istersin
-umudum, umudum,  umudum
-ben dört yapraklı yoncayı buldum.
sevmek ne güzel şeydir sevgili
ötelerden hissedebilmek
yüreğinin kıpırtısına ortak bir yüreğin
sesini duymak kulaklarında
bir ırmağın gürültüsünden haberdar olmak
ve o ırmak sevda dağlarından doğar
mutluluk denizine dökülür
saçlarını rüzgara vermiş bir deniz kızının
kopup gelen bir tel saçında
mutluluğu düşleyebilmek
uzanıp dokunabilmek ellerine
gecenin sessizliğinde 
çölün kimsesizliğinde
dizlerine uzanıp
gökyüzünde yıldızları sayabilmek
elini tutup göğe yükselebilmek
ipek kanatlı bir kelebeğin
ipeksi elleriyle
Samanyolu'nda bir yolculuk
geceye sevi dolu bir selam verip
gündüze tebessümle uyanabilmek
-günaydın biriciğim
 çocukça paylaştık bir hayali
bir rüyayı gerçek kıldık
ve bir sevgi oyunu oynuyoruz
uzak diyebileceğin kadar uzak
yakın diyebileceğin kadar yakın
neden rüzgarı sevdiğimi anla
ve neden dalgaları yaşadığımızı
durgun sularda.
dağların doruklarında yetişmiş
nadide çiçekleri sana sunabilsem
gökten adı adın olan bir yıldızı
avuçlarımda pencerene getirebilsem
günaydın diye camına konan her sabah
ürkek bir çift kanat olabilsem
gözlerinde kaybolup
avuçlarından bir yudum su ile
ben sende kendimi bulabilsem
keşke her yeni gün senle doğup
keşke her gün kollarında olabilsem.


Alıntı