GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

CEP SHOP VE OYUNLAR => Forum Oyunları => Konuyu başlatan: edepli - 07 Mayıs 2008, 08:48:29

Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: edepli - 07 Mayıs 2008, 08:48:29
Arapça'da -isim- kelimesinin çoğulu olan -esmâ- ile -güzel, en güzel- anlamına gelen -hüsnâ- kelimeleriyle oluşan -esmâül hüsnâ- terimi Kur'ân-ı Kerîm ve Hadis-i şerîflerde Allah-ü Teala'ya nisbet edilen isimleri ifade eder.
Allah'in 99 ismi vardir. Her kim bu isimleri sayarsa, anlarsa, ezberlerse cennete girer.
Hz. Muhammed (SAV)

Peygamber aleyhisselam bize, dualarimizda Allah'imizin bu GüZEL ISIMLERINE yer vermemizi siddetle tavsiye etmis , bunun dualarimizin kabulüne vesile olacagini beyan etmistir . Bu tavsiyeyi emir seklinde Kur'an-i Kerim'de de görüyoruz:"En güzel isimler Allah'indir. O halde O'na o güzel Isimlerle dua edin...Araf suresi/Ayet 180" . Iste bu nedenle Müslümanlar, dualarina mesela Allah'imizin 99 özel Isminden RAB ismini kullanarak "Yâ Rabb'i" veya Allah'imizin RAHMAN ve RAHIM isimlerini kullanarak "BismillahirRAHMANirRAHIM" diye baslarlar. Ve duanin içinde de mesela günahlarinin affedilmesini istiyorlarsa Allah'imizin o konuyla ilgili Ismini duaya eklerler.


S.A. arkadaşlar...
Herkez rabbimizin bir ismini ve anlamını yazacak ve bu şekilde inşallah ezberlemek daha iyi anlamak imkanına ulaşacağız kolay gelsin.

ilk ben başlıyorum;
'ALLAH'
(Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi) 
 
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: edepli - 07 Mayıs 2008, 22:25:07
er-Reşid(c.c) ;

kullarını irşat ededn, doğru yolu gösteren.
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: sevdaligul - 07 Mayıs 2008, 23:09:45
el Müheymin (c.c)

 Gözetici ve koruyucu olan, doğrulayıcı ve güvenilir
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: ђ๏Ŧєєz - 07 Mayıs 2008, 23:22:34
AFÜVV

Affı çok olan

Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir. (Nisa Suresi, 149)

İnsan, yapısı gereği hata yapmaya çok müsait bir varlıktır. Her an, pek çok konuda eksik düşünebilir, yanlış bir karar verebilir, hatalı bir tavır sergileyebilir. Ancak insanı yaratan ve ondaki bu eksiklikleri bilen Allah, yapılan hataları da affedicidir. Allah'ın 'affediciliği' olmasa hiçbir insanın cennete girmesi mümkün olmazdı. Nitekim bu gerçeğe Kuran'da açıkça dikkat çekilmiştir:

Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler. (Nahl Suresi, 61)

Fakat unutmamak gerekir ki, Allah'ın affediciliği samimi kulları için geçerlidir. O, Kendisi'ne içten yönelip dönen insanların günahlarını affeder. Önemli olan kişinin samimi olup, kesin bir kararlılıkla tevbe etmesidir. Yoksa tevbe edip tekrar tekrar eski hatalarına geri dönenlerin ve yaptıklarından gerçek bir pişmanlık duymayanların tevbesini kabul etmeyeceğini Allah bir ayette şöyle bildirmiştir:

Allah'ın (kabulünü) üzerine aldığı tevbe, ancak cehalet nedeniyle kötülük yapanların, sonra hemencecik tevbe edenlerin(kidir). İşte Allah, böylelerinin tevbelerini kabul eder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır. (Nisa Suresi, 17)
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: hira - 10 Mayıs 2008, 09:50:57
ŞAFİ: hastalara şifa veren
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: edepli - 14 Mayıs 2008, 14:06:18
er-Rahmân (c.c)

Dünyada; mümin ve kafir ayırt etmeksizin herkese merhamet eden, şefkat gösteren ve acıyan
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: Alpnur - 14 Mayıs 2008, 19:20:36
er-rahim: ahirette sadece müminleri gözeten.
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: edepli - 15 Mayıs 2008, 15:54:05
"el-Halık"

Her şeyin varlığını ve geçireceği halleri takdir eden, yaratan, yoktan vareden, büyüklükte eşi olmayan
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: edepli - 06 Haziran 2008, 11:44:30
KERÎM
(Fazilet türlerinin hepsine sahip)  
Başlık: Esmaül Hüsna
Gönderen: hayat güzel - 06 Haziran 2008, 19:40:13
HAYY

Diri, herşeyi bilen ve herşeye gücü yeten.

O, Hayy (diri) olandır. O'ndan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak O'na dua edin. Alemlerin Rabbine hamdolsun. (Mümin Suresi, 65)

İnsan acizdir ve çok az şeye güç yetirebilir. Dünyaya geldiği andan itibaren hayatının 5-10 senesi yarı şuurlu olarak geçer. Bu dönem boyunca sürekli bir ilgiye ve bakıma muhtaçtır. Bundan sonra yaşadığı hayatın ise büyük bir bölümü kendi bedenine bakmakla, temizlenmekle geçer. Eğer bu sayılanları yapmak istemese ve ertelese kısa süre içinde bakılamayacak bir görünüme girer.

Ayrıca insanın bedenen ihtiyaç duyduğu büyük bir eksikliği daha vardır: Uyku. İnsanın ömrünün neredeyse üçte biri uykuyla geçer. Ancak ne kadar istemese de, uykuya ayıracağı zamanlarda başka şeyler yapmayı tercih etse de, buna bir iki günden fazla dayanması mümkün değildir. Hatta 24 saat uyumayan bir insanın şuurunda bir bulanıklık, idrakinde bir yavaşlık görülür. Her zaman doğal olarak yapabildiği şeyleri yapamamaya, karşılaştığı olayları sağlıklı muhakeme edememeye, hatta konuşma güçlüğü çekmeye, bildiği şeyleri unutmaya başlar.

Elbette insan ve insan gibi yaratılmış olan diğer canlılar aciz varlıklardır. Canlı ve cansız tüm kainatın Yaratıcısı olan Allah ise Hayy'dır. Daima diridir, her an herşeye hakimdir, herşeyi bilir, herşeye güç yetirir, O'nu uyku ve uyuklama tutmaz, her türlü acizlikten de münezzehtir. O, yarattıklarına çeşitli acizlikler vermiş ve bu eksiklikleri fark ederek yalnızca Kendisi'ne kulluk etmelerini, herşeyi Kendisi'nden istemelerini emretmiştir. İnsana düşen de, Allah dilemedikçe hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini, tek bir saniye bile hayatını devam ettiremeyeceğini bilerek Rabbimiz'e yönelip dönmesidir. Allah'ın Hayy sıfatının haber verildiği ayetlerden bazıları şunlardır:

Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. (Al-i İmran Suresi, 2)

Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter. (Furkan Suresi, 58)

(Artık bütün) Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir. (Taha Suresi, 111)