GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: orkide - 31 Mart 2008, 23:56:47

Başlık: PERDENIN GIZLEDIGI GÜZELLIK
Gönderen: orkide - 31 Mart 2008, 23:56:47

Eski zamanlardan birinde, Çinli ve Rum ressamlar, “Resim sanatında dünyada en üstün biziz” diye övünüyorlardı. Onların bu iddiasını duyan adil bir hükümdar her iki milleti de huzuruna çağırıp şöyle dedi:

“Sizi imtihan edeceğim, bakalım hanginizin dediği doğru.”

Ve bir perdeyle ikiye böldüğü büyük bir salonun bir ta­ra­fını Çinli ressamlara, diğer tarafını Rum ressamlara verdi. Her iki milletin ressamlarına da kendi bölümlerinde çalışıp eserlerini sergi­lemele­rini emretti.

Çinliler resim yaptı, Rumlar cilaladı

Çinliler de Rum diyarının ressamları da hazırlanıp çalış­maya başladılar.

Çinliler, hükümdardan yüz türlü boya isteyip aldılar ve onlarla çeşitli resimler, süsler yapıp salonun kendilerine ay­rılan bölümünü rengarenk şekillerle, çeşit çeşit çiçek tasvirleriyle donattılar.

Rum ressamlar ise sadece duvarları cilalayıp durdular. Sonuçta kendilerine ayrılan bölümün duvarları pırıl pırıl parlayan, gökyüzü gibi berrak bir ayna haline geldi.

Her iki taraf da kazanacaklarından emin oldukları halde hükümdara işlerinin bittiğini, sergiyi gezebileceğini bildirdi­ler.

Hükümdar geldi ve önce Çinli ressamların süsledikleri bölüme girdi. Yapılanlar fevkalade şeylerdi. Çinliler, bütün renk tonlarının fark edildiği harika resimler çizmiş, boyalı tablolarla her tarafı donatmışlardı.

Çinli ressamların eserlerini takdir eden ve onlara hedi­yeler veren hükümdar, daha sonra Rum ressamların bölü­müne doğru ilerledi.

Bütün güzellikleri yansıtan resim

Tam bu sırada bir Rum ressam, salonu ikiye bölen per­deyi açtı. Perdenin kalkmasıyla Çinli ressamların yaptık­ları re­simler ve oradaki bütün ihtişam, bu bölümün cila­lanmış ay­nalar halindeki duvarlarında yansıdı. Orada olan her şey bu­rada da, üstelik daha parlak ve daha güzel bir biçimde görü­nüyordu. Ayrıca hükümdar, bütün bu güzel­likler arasında kendini de seyrediyordu.

Rum ressamların çalıştıkları bölüm, hükümdarın gözle­rini kamaştırdı. Salondaki tüm güzellikle birlikte kendi güzelliğini de yansıtan bu bölümü hükümdar daha anlamlı buldu ve daha çok beğendi.

Böylece Rum diyarının res­samları bu imtihanı kazandılar ve hükümdardan daha çok hediye ve takdire mazhar oldular.

Gönül ve dış dünya arasındaki perde

Mevlânâ bu hikayeyi anlattıktan sonra şöyle der:

“Herkes güzellik ve cazibe davasındadır; ölüm ise mi­henk taşıdır.”

Beden, gönülle dış dünya arasında perdedir. Ölümle bu perde kalktığında, kim gönlünü Allah’ın isim ve sıfatlarıyla beraber, onların cilvesi olan güzellikleri yansıtacak bir ayna haline getirmişse o kazanacaktır.

“Gönül arsasının ucu-bucağı yoktur, cihan orada kaybo­lur. Derya gibi olan o gönül, acaba kimin parlak göğsünde­dir?”


Moral Dünyası Dergisi
 
Başlık: PERDENIN GIZLEDIGI GÜZELLIK
Gönderen: ђ๏Ŧєєz - 01 Nisan 2008, 00:07:39
Gerçekten çok etkileyici ve harika bir hikâye... Her on insandan, hatta yüz insandan biri bu olgunluğa erişse dünyanın mükemmel bir yer olması için yeterli olur galiba. İnsan hep kendisiyle yarışırsa, daha iyi, çok daha iyi bir "kişi" olmaya çalışırsa durmaksızın, bunun olması hiç de zor değil bence...

Teşekkürler orkide, emeğine sağlık...