GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK
TV KEYFİ VE GÜNCEL OLAYLAR => Haber ve Yaşam Merkezi => Güncel Haberler ve Olaylar => Konuyu başlatan: sevdaligul - 23 Mart 2008, 17:20:17
-
AK Parti'ye kapatma istenen iddianameyi eleştiren H. Celal Güzel, "Hukuka ve mantığa uygun tek yönü yok!" dedi. Güzel, halka aman bazı kelimeleri kullanmayın uyarısı yaptı!
(http://image.haber7.com/haber/108749.jpg)
Radikal gazetesi yazarı Hasan Celal Güzel, AK Parti'nin kapatılmasını isteyen Yargıtay Başsavcısı'nın iddianamesindeki tutarsızlıklara dikkat çekti. Güzel, "Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül'ün iddianameye dahil edilmesi hatası iddianame'nin Anayasa mahkemesi tarafından reddini gerektiren bir keyfiyettir." görüşünü savundu. İşte o yazı:
"Gel de bu iddianameyi eleştirme!
Sevgili okuyucular, bu pazar sohbetinde gündemin baş konusu AK Parti'nin kapatılma dâvâsından ve Yargıtay Başsavcısı'nın 'iddianamesi'nden söz edeceğim.
Evvelâ şunu kaydedeyim ki, benim gibi ömrünü kamu hukukuyla haşir neşir olarak geçirmiş bir kişinin, hukuku, yargıyı ve adaleti yıpratmak maksadıyla hareket etmesi düşünülemez. Bilâkis, hukukun üstünlüğünü ve hukuk devletini daima savundum. Tarafsız ve âdilane bir şekilde işleyen
adalet mekanizması ve görevini yapan hukuk adamları başımın üstündedir. Tenkitlerimi, tarafsız ve bağımsız bir yargının gerçekleştirilmesi için yapıyorum.
Yargıyı ve yargılamayı etkilemek amacıyla konuşmak ve yazmak aklımdan bile geçmez. Ancak, medyada açıklanmış ve tartışılan bir iddianame konusunda, elbette benim de diyeceklerim vardır. Gene de iddianamenin açıklanmasından sonra 5 gün bekleyip, bütün köşe yazarlarının ve medya yorumcularının eleştirilerinin akabinde görüşlerimi belirtmeye başladım.
Eleştirilerimiz Savcı'ya değil iddianameyedir
Efendim, 'hukukun üstünlüğü' hukukçunun üstünlüğü değildir. Yargı mensupları, yasamanın vaz ettiği anayasa ve kanunlara göre davranmak zorundadırlar. Eğer yetkilerini aşarak jüristokratik (yargıcın egemenliği) bir anlayışla hareket ederlerse, bu durum hem demokrasiye, hem de hukukun üstünlüğüne aykırı olur.
Yargıtay Başkanı, eleştiri sınırını aşmayın, Savcı'ya saldırmayın, diye açıklamalar yapıyor. Gazetelerde ise 'Savcıya dokunmayın!' manşetleri atılıyor. Ben şahsen Yargıtay C. Başsavcısı'nı tanımam. Onun şahsı da beni hiç ilgilendirmez. Onu veya herhangi bir savcı ve hâkimi tahkir etmeyi de düşünmedim. Benim eleştirilerim sadece açılan dâvâ ve iddianame ile ilgilidir. Türkiye'nin demokratik sistemini temelinden etkileyen bu iddianameyi eleştirmek ise, herkes kadar benim de hakkımdır. Bunu dahi istemeyenler, İddianame'yi Yargıtay Başsavcılığı'ndan ya da Anayasa Mahkemesi'nden basına dağıtırken düşünselerdi.
Hukuk Fakültesi dekanlarının Başsavcı'yı destekleme bildirisi de abesle iştigaldir ve malûmu ilâmdan ibarettir. Yargı organlarının yıpranmaması için, herşeyden önce yargı mensuplarının buna sebep olacak hatâları
ve eylemleri yapmaması lâzımdır.
Auguste Comte hortladı mı?
Pozitivist felsefenin kurucusu Auguste Comte'un 19. yüzyılın sonunda tesirini kaybetmiş teorileri, bizim saati durmuş materyalistlerin zihninde hâlâ tazeliğini koruyor. 'Üç Hâl Kanunu'nun 'pozitvist bilimsel hâl' merhalesini geçemeyen, Bertrand Russell'ın bilim idolünü âdeta metafizik bir geçerlilikle kabullenen 'lâikçi' zihniyet, inancı insanların vicdanına kapatırken, 'fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür' nesillerin yolunu tıkamaktan bir türlü vazgeçmiyor.
Lâikliğin, hiçbir hukukî tanımında bulunmayan ve bilimsel tarafı olmayan ifadeler, ne yazık ki bugün Anayasa Mahkemesi kararlarında ve parti kapatma iddianamelerinde yer alabiliyor. Başlıbaşına bu zihniyet dahi AK Parti'yi kapatma iddianamesinin ne derece yanlış varsayımlara dayandığını göstermek bakımından yeterlidir.
Şimdi, İddianame'deki lâiklik tariflerine bir bakınız: "Lâiklik, ortaçağ dogmatizmini yıkarak aklın öncülüğü, bilimin aydınlığı ile gelişen(...) bir uygar yaşama biçimidir. Lâiklik, toplumun düşünsel ve örgütsel eylemlerinin son aşaması; ulusal egemenliğe, demokrasiye, özgürlüğe ve bilime dayanan siyasal, SOSYAL VE KÜLTÜREL YAŞAMIN ÇAĞDAŞ DÜZENLEYİCİSİDİR(...) Lâiklik ilkesinin kabulüyle, dogmatizmin katı ve değişmez kalıpları yerine akla ve bilime dayanan değerler geçmiş, dinsel duygular sahibinin vicdanında dokunulmaz yerini almıştır." İddianamede ayrıca, devletin dinî özgürlükleri sınırlayabileceği ve lâiklik ilkesinin (jakobenlerin demokrasi için söyledikleri gibi) Türkiye'nin koşullarına göre farklı uygulanabileceği de yer alıyor.
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu derece ilkel ve sınırlayıcı bir lâiklik tanımı yoktur. Lâikliğin, her yerde kabul edilen iki özelliği ve tanımı vardır. Birincisi, din ve devlet işlerinin ayrılığı; ikincisi de din ve vicdan hürriyetidir. Nitekim, Anayasa'nın lâikliği düzenleyen 24. maddesinin başlığı da 'Din ve vicdan hürriyeti'dir. İddianamedeki modası geçmiş Kartezyen (Descartes) felsefenin ve diyalektik yaklaşımın lâiklik anlayışının, din, vicdan ve özellikle ibadet hürriyetini imkânsız hâle getireceği açıktır.
İddianame'den inciler
Efendim, isterseniz vicdanları hapseden teorik ifadeleri bir yana bırakıp iddianamenin ilginç tesbitlerinden birkaç örnek verelim:
- İddianamede, hâlen Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül'ün güya lâikliğe karşı eylemleri de 10 madde hâlinde sıralanmış ve Gül'e 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesi istenmiş. Halbuki, Cumhurbaşkanı, Anayasa'nın 105. maddesine göre sorumsuzdur ve ancak vatana ihanetten dolayı, TBMM üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılabilir. Ayrıca, siyaset yasağı getirilmek istenen Gül'ün, 101. maddeye göre zaten siyasetle ilişkisi yoktur. Aslında bu hatâ dahi, İddianame'nin AYM tarafından reddini gerektiren bir keyfiyettir.
Peki, Gül ne yapmış da lâikliğe aykırı fiil işlemişmiş? İddianameden bir örnek verelim: ' Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, 2003 yılı Kasım ayında Roma'daki AB Troykası toplantısına giderken uçakta yaptığı söyleşide AB İlerleme Raporu'nun demokrasi ve insan hakları alanlarındaki sorunlar listesine türban yasağının dahil edilmediğini eleştirdiği.'
- Başbakan Erdoğan hakkında da 61 maddelik bir lâikliğe karşı eylem(!) listesi verilmiş. Bu listede neler yok ki... İddiaların büyük çoğunluğu da başörtüsü yasağıyla ilgili. Meselâ; Başbakan "Bizdeki etnik unsurları birbirine bağlayan önemli bir din bağı vardır" demiş; "Türkiye'de din bir çimentodur" demiş; "Kamusal alan sadece bizde var" demiş; "Bir demokratik ülke din özgürlüğünü sağlamalı" demiş; "Gönlümün derinliklerinde yatan hıçkırıklar var" demiş; "Böyle bir yasak Anayasa'da yok, sadece Anayasa Mahkemesi'nin bir yorumu var" demiş; "Özgürlükler konusunda genel mutabakat ile bütün mağduriyetleri giderme kararlılığındayız" demiş; "Bunlar bu gidişle evin içine de karışacaklar" demiş; "Velev ki (türbanı) bir siyasî simge olarak taktığını düşünün" demiş; "Biz o beyaz çarşaflarla (kefen demek istiyor) yola çıktık" demiş...
Bütün bunlar da lâikliğe karşı eylemlerin odaklaşmasıymış...
- Bu arada iddianamedeki bazı tuhaf hususlardan da örnek verelim: Meselâ, Cüneyt Zapsu "Türbanını çıkar demek, sokaktaki kadına donunu çıkar demekten farksızdır" demiş. 'İftar Çadırları' (AK Parti 'den önce de vardı) lâikliğe aykırı bulunmuş. İstiklâl Marşı şairimiz Mehmet Âkif'in 'Safahat'ını dağıtmak, Kur'ân dağıtmak lâikliğe aykırı bulunmuş...
Allah aşkına (Eyvah! Ben ne diyorum. Şimdi beni de içeriye kapatacaklar) sevgili okuyucularım, bırakınız lâikliğe aykırı fiillerin odağı olmayı, iddianamede altı çizilerek yazılan bu hususların hukuka ve mantığa uygun tek yönünü gösterebilir misiniz?...
Aman dikkatli olunuz!
Aman dikkatli olunuz. Bundan böyle 'inşallah',
'maşallah', 'allahaısmarladık', 'hay Allah' veya 'Allah Allah' gibi kelimeler ve deyimler kullanmayınız. Sakın ola ki, Erkin Koray'ın 'fesubhanallah' şarkısını da söylemeyiniz. Askerimiz de artık savaşırken 'Allah Allah' diye değil, 'Hip hip hurray' diye bağırsın. Yoksa alimallah (Bak gene lâikliği çiğnedim) lâiklik elden gider de Türkiye 'şeriat devleti' olur...
Radikal
-
Kendi fikirlerimi yazmadan iki defa okudum. Senin getirdigin konuyu Sevdaligül. Icinde birkac cümle aradim, H.C. Güzelin tutarli bir tarafini bulmak istedim. Yok belkide bana göre yoktur. :-\
Ömrü kamu hukuku ile hasir nesir olmus, ama tarafsiz gözle bakamamis. Bir defa politikacilik yapan birinin tarafsiz olacagina kargalar kahkahayi patlatir, yanlismi?
Onun icindir ki H.C.Güzel*in baska bir gazetede ki döktürdügü incilerle kehanetini getirmekle yetineyim. Iste buyurun. :sev20:
Hasan Celal Güzel*den Inciler:
'AK Parti, 9'a 2 Oyla Kapatılacak'
Hasan Celal Güzel, “AKP’nin kapatılacağından eminim” dedi. Güzel'e göre AK Parti'nin kapatılma kararı 9'a 2 oyla alınacak. Güzel'in bu kadar emin olmasının nedeni ne?
Eski Devlet Bakanlarından Hasan Celal Güzel, TRT1’de yayınlanan Enine Boyuna programında “AKP’nin kapatılacağından eminim” dedi. Bu sözlerin ardından VATAN’ın sorularını yanıtlayan Güzel, kararın 9’a 2 ya da 8’e 3 oranıyla alınacağını iddia etti:
KAPATMA DA DARBE DE VAR: Başörtüsü konusunda Anayasa değişikliği yapılınca, bir taraftan Anayasa Mahkemesi bu konuda harekete geçirildi, bir taraftan da düğmeye basıldı. Bu bir paket program. Bu paketin içinde parti kapatma da var, bu olmazsa askeri tahrik edip tekrar darbe yaptırmak da var.
367 AYIBI: Anayasa Mahkemesi 2007’de hukuka, mantığa uygun olmayan bir karar verebilmişse, 367 ayıbını yapabilmişse, bunu da yapar.
KAPATILACAĞINDAN EMİNİM: İddianame RP ve FP’nin iddianamelerinden alıntılar içeriyor. Hemen hemen aynı olaylar var. Onda da ortada bir fiil falan yoktu. Birtakım gazete bilgilerinden iddianame yazılmıştı, şimdi de aynısı yapılıyor. Dolayısıyla ben eğer AKP herhangi bir hukuki müdahalede bulunmazsa kapatılacağından eminim.
KURTULUŞ ZOR: Anayasa değişikliği ile de kurtuluş yolu o kadar kolay değil. Yapılacak değişiklikler yine Anayasa Mahkemesi’nin önüne gidecektir.
Kaynak:Vatan Gazetesi.
-
KAPATMA DA DARBE DE VAR: Başörtüsü konusunda Anayasa değişikliği yapılınca, bir taraftan Anayasa Mahkemesi bu konuda harekete geçirildi, bir taraftan da düğmeye basıldı. Bu bir paket program. Bu paketin içinde parti kapatma da var, bu olmazsa askeri tahrik edip tekrar darbe yaptırmak da var.
367 AYIBI: Anayasa Mahkemesi 2007’de hukuka, mantığa uygun olmayan bir karar verebilmişse, 367 ayıbını yapabilmişse, bunu da yapar.
KAPATILACAĞINDAN EMİNİM: İddianame RP ve FP’nin iddianamelerinden alıntılar içeriyor. Hemen hemen aynı olaylar var. Onda da ortada bir fiil falan yoktu. Birtakım gazete bilgilerinden iddianame yazılmıştı, şimdi de aynısı yapılıyor. Dolayısıyla ben eğer AKP herhangi bir hukuki müdahalede bulunmazsa kapatılacağından eminim.
burda ne demek isyiyor şimdi tutarsızmı davranıyor yoksa eleştırıyormu
birde ahmet altan ın yazısını okudum gecengun baya bişilerden bahsetmış darbe marbee
-
güzel bir konuya el etmışsın arkadaşım erbabı olmayana iş verilirse böyle olur .ne hak veriliyor nede çogunlugun dedigi oluyor,israrla azınlık yönetsin diyorlar.
-
Güzel tespitleri var hasan celal güzelin. Adam kanunu yazmış daha ne yapsın. Bence de saçmalık. Hele de Abdullah gül'ün de dahil edilmesi.
teşekkürler konu için.
-
KAPATMA DA DARBE DE VAR: Başörtüsü konusunda Anayasa değişikliği yapılınca, bir taraftan Anayasa Mahkemesi bu konuda harekete geçirildi, bir taraftan da düğmeye basıldı. Bu bir paket program. Bu paketin içinde parti kapatma da var, bu olmazsa askeri tahrik edip tekrar darbe yaptırmak da var.
367 AYIBI: Anayasa Mahkemesi 2007’de hukuka, mantığa uygun olmayan bir karar verebilmişse, 367 ayıbını yapabilmişse, bunu da yapar.
KAPATILACAĞINDAN EMİNİM: İddianame RP ve FP’nin iddianamelerinden alıntılar içeriyor. Hemen hemen aynı olaylar var. Onda da ortada bir fiil falan yoktu. Birtakım gazete bilgilerinden iddianame yazılmıştı, şimdi de aynısı yapılıyor. Dolayısıyla ben eğer AKP herhangi bir hukuki müdahalede bulunmazsa kapatılacağından eminim.
burda ne demek isyiyor şimdi tutarsızmı davranıyor yoksa eleştırıyormu
birde ahmet altan ın yazısını okudum gecengun baya bişilerden bahsetmış darbe marbee
Sevdaligül, GÜZEL*in ne demek istedigini senin gibi bende anlayamadim, ciddiyetlede baglanti da kuramadim. Senin getirdigin yazi ile benim yazdigim ayni yazarin kaleminden cikmamis gibi. Önce savcinin haksiz isnatlarda bulundugunu yazmis. 2. yazida bir sürü senaryo üretmis ve Akp kapatilir demis.
Benim sahsi fikrim ise parti sayet yürürlükteki yasalara karsi suc islemisse kapatilir.
Zaten Bas Savci ya niye yükleniliyor ki, onun isi yasalarin kendine verdigi görevi yapmak. Tipki herkesin kendi isyerinde yapmasi gereken vazifesi gibi.
Kaldi ki Kapatilmaya karar verecek olan Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi de kanunlara uyarak karari verecek. Hükümette kendini savunacak...Bu kadar basit mesele niye sana uymuyor bilmem.
Sende diyorsun ki azinligin dedigimi olacak?
Azinlik denilen azinlik degil ki, % 47nin karsisi % 53 bir defa. Sana ve akp ye oy verenlere özel bir soru: Akp sen hükümet ol, devletin kurumlariyla catis ekonomi alt üst olsun icabinda kibrisi ver doguyu böl, pkk ile isine gelirse desteklel koltuk cik diyemi oy verdin? Sonra demokrasi sadece cogunluk degil, ayni zamanda cogulculuk demektir. Ben ne dersem o olur demek ve bu kafa ile gitmek, Inatta bir murattir demek ülkeyi ucuruma götürür ve de götürüyor... Nevruz olaylari 2. planda kaldi. % 53 vatandas yanlilari Akp iktidara geleliden beri her firsatta bu sekilde gidersen sonu kaostur diyor. Hele hele son bir yildir 6 aydir iyice geriyor. Geren hükümet tarafi, hukuka; Ben seni tanimam yetkin var ama kisitlarim diyor. Sonun da yargi da görevini yapiyor. Simdi yine anayasayi degistirme hazirliklari var. Degistirecekler ne olacak? degistirilen yasa yine anayasa mahkemesinin önüne gelecek eeee sonucu görmek icin müneccim olmaya gerek yok.
Yine bir anadolu deyimi: Desdüvenle zit gidenin tanasi tokattan cikmaz. Desdüven yöresel kelime olabilir. Büyük bas hayvanlari otlatan demek. Sevgilerimle.. .ico2
-
ya düşünebiliyomusunuz şimdi bu başbakanımız( endamına kurban olduğum ) fenerliya neymiş efendim fenerbahçede ilk 11 e önce namaz kılanlar alınıyomuş. niye bazı yabancı futbolcular (isimlerini bilmiyom futbolla ilgim yok) akp iktidarlığı döneminde müslüman olmuşlar. sıkı durun iddianamede bunlarda var ben buna anca katıla katıla gülerim
-
ya düşünebiliyomusunuz şimdi bu başbakanımız( endamına kurban olduğum ) fenerliya neymiş efendim fenerbahçede ilk 11 e önce namaz kılanlar alınıyomuş. niye bazı yabancı futbolcular (isimlerini bilmiyom futbolla ilgim yok) akp iktidarlığı döneminde müslüman olmuşlar. sıkı durun iddianamede bunlarda var ben buna anca katıla katıla gülerim
Vah vah benim ülkemin oy kullanip söz sahibi olan insanlari; Ülke yönetmenin ve düzlüge cikmanin basbakanin endemiyla ne ilgisi var.Böyle sacmaliklardan medet uman duruma nasil getirildin?
Dans icin podyumda endam güzelimi seciyoruz? Ne günlere kaldik yarabbim ? :sev24: :sev24: :sev4:
-
Benim sahsi fikrim ise parti sayet yürürlükteki yasalara karsi suc islemisse kapatilir.
Zaten Bas Savci ya niye yükleniliyor ki, onun isi yasalarin kendine verdigi görevi yapmak. Tipki herkesin kendi isyerinde yapmasi gereken vazifesi gibi.
işte buu kanun kararını verir bagırmaya cagırmaya gerek yok
Azinlik denilen azinlik degil ki, % 47nin karsisi % 53 bir defa. Sana ve akp ye oy verenlere özel bir soru: Akp sen hükümet ol, devletin kurumlariyla catis ekonomi alt üst olsun icabinda kibrisi ver doguyu böl, pkk ile isine gelirse desteklel koltuk cik diyemi oy verdin?
sen oyle dıyonde bu ülke "dün dündür bu gün bu gündür " felsefesıyle yedi kere gittim sekiz kere geldim felsefesıyle bu gunlere gelmedımı
ülke yonetimini eline geciren istedigini yapmadımı idamlık olanlara kaca ada verilmedimi
Yakaladık diye övunenler dokuna bildimi
biz asarız kerseriz diyenler idami kaldırmadımı
işte tum mesele burda patlıyor olmak yada olmamak
Benim sahsi fikrim ise parti sayet yürürlükteki yasalara karsi suc islemisse kapatilir.
Zaten Bas Savci ya niye yükleniliyor ki, onun isi yasalarin kendine verdigi görevi yapmak. Tipki herkesin kendi isyerinde yapmasi gereken vazifesi gibi.
kanun gerekenı yapar gerekenı yaparsada zormu degiştiririz :sev10:
ama bunuda unutmayalım içinde baya ilgisi olmayan olaylar varmış
-
Alıntı
Azinlik denilen azinlik degil ki, % 47nin karsisi % 53 bir defa. Sana ve akp ye oy verenlere özel bir soru: Akp sen hükümet ol, devletin kurumlariyla catis ekonomi alt üst olsun icabinda kibrisi ver doguyu böl, pkk ile isine gelirse desteklel koltuk cik diyemi oy verdin?
sen oyle dıyonde bu ülke "dün dündür bu gün bu gündür " felsefesıyle yedi kere gittim sekiz kere geldim felsefesıyle bu gunlere gelmedımı
ülke yonetimini eline geciren istedigini yapmadımı idamlık olanlara kaca ada verilmedimi
Yakaladık diye övunenler dokuna bildimi
biz asarız kerseriz diyenler idami kaldırmadımı
işte tum mesele burda patlıyor olmak yada olmamak
Süpersin Sevdaligül Seni Ileri de politika sahnesinde görmek isteriz. :sev10: :sev10:
Ben net bir soru sordum sen hic yanindan gecmeyen cevap vermissin. Tam politikaci cevabi. Bu soruya 2 cevap verilir 1-Evet ben akp ye oyu devletin kurumlariyla da catissin, ülkeyi de bölsün...diye 2- Hayir ben bu isleri bu kadar cikmaza götürsün diye oy vermedim bunu iyi yapmadilar. Denilebilirdi.
3-Birde ben akpye vermedim deyip siyrilmak.
Demirel örnegi tamam dogru ama. O suc yapti diye herkesmi yapmasi gerekir. O yapti bu da yapsa ne olur kiyametmi kopar felsefesini kabul etmek mümkün degil.
Bunlar da kantarin topuzunu kacirdilar.Adini adalet koyan parti bunu mu yapmali?
Idam cezasini 3 lü koalisyon zamanin da kaldirildi. Kaldirtana bak sen... Buyruk Abd Ab nin. Siyaseti takim tutar gibi tutma aliskanligindan vazgecip aklin yolunu secsek Politikacilari hem yola hem de dize getiririz. Ama ne yazik ki onlar bizleri dize getirip melettiriyor. :sev24:
Sunu yapabilsek: Bagrima tas asarim, babam olsa atarim.
Sevgilerimle.. .ico2 .ico2
-
Sunu yapabilsek: Bagrima tas asarim, babam olsa atarim.
işte bunu yapamıyoruz arkadaşım
bizim yaptıgımız yanlışda olsa bizdenbır dogrudur o yapmışsa dogrudur
bunu yapıyoruz :sev10: :sev10: :sev10: :sev10:
polıtıkadan anlamam o çok zor iş
-
Allah seni de hep güldürsün emi Sevdaligül. Bir alemsin inan. .ico2
-
saol arkadaşım allah herkesi güldursun
artık mahkeme konuşacak geregini onlar acıklar
.ico2 .ico2 .ico2 .ico2