GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

TV KEYFİ VE GÜNCEL OLAYLAR => Haber ve Yaşam Merkezi => Güncel Haberler ve Olaylar => Konuyu başlatan: iğneci - 03 Mart 2008, 03:05:30

Başlık: NEREDE SUSUP NEREDE KONUŞACAĞINI BİLENLER......
Gönderen: iğneci - 03 Mart 2008, 03:05:30
4yaprakliyonca@gmail.com

Nerede susup nerede ne zaman konuşacağını bilen insanlar politikacı olmalı

Gerisi konuşmacı olmalı.

Her ikisi de çok ayrı meziyetler.

Konuşmacı, önceden hazırladığı konuşmayı verilen süre zarfında söylemek durumunda.

Susamaz.

Politikacı sessiz kalma hakkını kullanabilir.

Ya da tek kelime ile akan suları durdurabilir.

Anladım ki,

Susmayı ve/ya yerinde konuşmayı bilmek için başka türlü bir beceri gerekiyor.

Bir politikacı, yeri geldiğinde sükunet ve sessizlikle olaya yaklaşabiliyorsa, gerektiğinde kendisi yerine konuşması gereken başka kişilere söz hakkı veriyorsa, iyi bir politikacı oluyor.

Benim için yani.

Ben böyle politikacıları “başarılı” buluyorum.

Ya da,

Eskilerde olduğu gibi, çok şey söyleyip hiç bir şey söylemeden zaman kazanabiliyorsa, takdir ediliyor diye düşünüyorum.

Hem böylece, politikacı haldır huldur birşeyler söyleyip söylediklerinin altında kalma riskine de girmemiş oluyor, kötü duruma düşmüyor.

Ne halkın gözünde, ne de halkı için.

Buna göre, geçen haftamıza dair benim gördüğüm şudur:

Bu harekat, he ne kadar başarılı olduysa da, benim vatandaş gönlümde politik olarak mağdurdur.

2. Dünya Savaşı’ na girmemeyi bir politikacının zaferi olarak yaşayan koca bir Ulus,

Geçmişinden hiç mi POLİTİKA dersi almamıştır?

Aklımdaki tek soru budur!

Size nasıl anlatabilirim bilmiyorum.

Biraz üzüntülü ve sıkıntılıyım...

Beni affedin.

Önceliklerimin hepsi sanki yarışa girdi.

Çocuklarımın okulu, ödevler, işim ve yetiştirilmesi gereken bin tane şeyin arasında sıkışıp kaldım.
Yok, yine de boş durmadım.

Ne var ne yok okudum.

Ne var ne yok seyrettim.

Şehit cenazelerinde; korkudan, üzüntüden “Ne olacak bu işin sonu???” diye diye tırnaklarımı yedim.

Kendime her şeyi zehir ettim.

Askerlerimiz “ŞU İŞİ” halletsinler; evlerine, ana-babalarına sağ salim geri dönsünler diye dualar ettim.

Ekranlarda askere giden oğullara baktıkça öldüm öldüm dirildim.

ÇOK zor bir hafta geçirdim.

Sessizliği BEN tercih ettim.

Yazarsam ya çok ağlak ya da çok sinirli olacaktım.

Ne ordumuz, ne asker dönüşü bekleyen ana-babalarımız, bir kişi bile olsa, benim bu kontrol dışı duygularımın anarşisini hak etmedi diye kendime yüklendim.

Kendimle didiştim.
Beynimde bin tane yazı biriktirdim.

Şu son paragrafımı aldığım çok zor kişisel bir kararla ilgili, gözlerim dolu dolu ve yutkunarak yazıyorum itiraf etmeliyim...

Ben hafta içi her gün size koşarak yazıyor(d)um.
Sizden gelen yorumları mutlaka okuyorum. Cevap veriyorum.

Ama bütün bunları çalışan anne olduğum için, geceleri işten çıkıp eve gelip çocuklarımı yatırdıktan sonra yapabiliyorum.

Uykuya gecede sadece 3-4 saat vakit ayırabiliyorum.
Sanırım son iki senedir sağlığımdan çok ödün verdim.

Bu el durur ama beyin susar mı, hiç sanmıyorum.

Yine de,

Bundan sonra haftada sadece 3 kez yazma kararı aldım.

Haber veriyorum.

Yonca

“Karmakarışık”
Başlık: NERED SUSUP NEREDE KONUSACAGINI BILENLER......
Gönderen: PERİ - 03 Mart 2008, 03:40:16
gerçekler acıdır .askeri harekat sırasında zahiyat mutlaka verilecekti.tabi ki hiç birimiz bunu istemeyiz fakat risk her zaman vardır.
bir vatandaş olarak ,harekatı sonuna kadar destekliyorum.hatta bölgede hakimiyet kurmamız gerektiğinin inancındayım.
Başlık: Ynt: NEREDE SUSUP NEREDE KONUŞACAĞINI BİLENLER......
Gönderen: miradavetiye - 27 Eylül 2016, 16:11:06
Şehit kanlarıyla alınan bu kutsal toprağı tv karşısında izleyerek kurtarmak zaten mümkün değildir. Askerlik peygamber ocağıdır. Analar bilirlerki evlatlarına kına yakarlar askere gönderirken ne mutlu ki sehit ailesi olarak ahirette sefaatçileri vardır.