GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: orkide - 26 Şubat 2008, 21:50:50

Başlık: ÖZLEDIM
Gönderen: orkide - 26 Şubat 2008, 21:50:50
[size=14pt]                                                                                                         

Mezarlığın kıyıcığında yaşlı gözlerle bakıyorum.

Mezarın başı kalabalık bir şey gözükmüyor.

Sonra yanıma geliyor birileri, gömülüyor diyorlar.
                                                                                                          (http://www.imageturk.com/img/c0b8e92d0fd679c42ab24.gif) (http://www.imageturk.com/goster.php?res=c0b8e92d0fd679c42ab24.gif)
İçerim sızlıyor.                                                                                                 

Üzerine atılan her toprak Onu  alıp götürüyor bir daha dönmemecesine.
Yaşlarımı silmeye takatim yok, bacaklarım titriyor.
.

Az sonra mezar başındaki kalabalık geri çekiliyor.
Hoca efendi bir başına kalıyor

- Talkını veriyor diyorlar.

Her şey beş dakika olup bitiveriyor sanki.
Sonrası
El sıkışmalar, başsağlığı dilekleri, sarılmalar, ağlaşmalarve eve dönüş.

.

Ev kalabalık.
Bir odada başları bembeyaz örtülü kadınlar diğer odada solukve üzgün yüzlü adamlar.
Mutfakta ise anlamsız bir telaş

.

Bazıları duvarları seyrediyor, bazıları kütüphaneyi.
Bir çocuk ağlıyor, hemen sus diyorlar.
Biraz gülsuyu kokusu, biraz ter ve ayak kokusu karışıyorhavaya.

.

Gelenler oluyor, gidenler oluyor.

Evin kapısı ardına kadar açık.

Her gelen hiçbir şey demeden oturuyor önce.
Kısa bir sessizlik ardından hafiften mırıldanmalar, sorusormalar, kısa, kesik, acılı cevaplar.

Gelen gideceğine yakın ne söylenmesi gerekiyorsa onu söylüyor, geri geri giderek çıkıyor kapıdan.

Kocaman siniler kuruluyor odanın ortasına.
Üzerinde dizili etli ekmekler, çorba tası, tepeleme dolu birtabak pilav, et yahni bile var
 ve bir dolu kaşık
Doluşuyorlar sofraya insancıklar, adetten ya yiyorlar
Onlar kalkıyor başkaları oturuyor
Oturmak istemeyenlere ise ısrar üstüne ısrar
Sofraya yeniden geliyor yemekler, yine yeniyor

Yine...yine...yine...
.

Ara ara yaşlılar Kuran'dan bazı ayetleri okuyorlar boğuk, iç acıtıcı bir sesle.
Ağlayanlar oluyor "Allah" diye haykıranlar oluyor...

.

Kaç kişi geldi, kaç kişi gitti bilmiyorum.
Bazen bir grup halinde geliyorlar.
Kimi takım elbiseli, kara gözlükler takmış, parfüm kokulu o, alışılagelmiş simalar

Kimiyse hep boş olan zamanlarını geçirdikleri kahveden üzerlerine sinmiş o bildik kokulu elbiseleri, delik veya yamalı çorapları,ütüsüz pantolonları, başlarında kasketleri olanlar.
.
Tepsiler dolusu çaylar geliyor şimdi.
Odayı buram buram demli çay kokusu sarıyor.
Ardından nescafe fincanları dolu bir tepsi uzanıyor kapıdan.
Sütlü, bol şekerli yapmışlardır eminim.
.

Camın önündeki  oymalı sehpada yakın gözlükleri,
Birkaç ilaç kutusu, lavanta kolonyası
Çalışma masasının üzerindeki dolma kalem, not defteri,açılmamış mektuplar
Odanın kapısında teki ters dönmüş terlik,

Görünürde her şey tamam, her şey yerli yerinde.

Sadece  oymalı sehpanın yanındaki  "o koltuk"  boş.
[/size]