GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

TV KEYFİ VE GÜNCEL OLAYLAR => Haber ve Yaşam Merkezi => Güncel Haberler ve Olaylar => Konuyu başlatan: iğneci - 25 Şubat 2008, 22:02:31

Başlık: OLAN BIZE OLUYOR
Gönderen: iğneci - 25 Şubat 2008, 22:02:31

Olan bize oluyor!               25 Şubat 2008 


"SİZ ne diyorsunuz yahu? Neden eleştiriyorsunuz Başbakanımızı? Evet, Başbakan öfkeli konuşuyor, kızgın davranıyor. Fakat ona buna çatıp herkese meydan okudukça oy oranı da artıyor, bunu biliyor musunuz?"

Erdoğan yanlıları bize bu mealde mesajlar gönderiyor...

Başbakan "Öfke de bir konuşma sanatıdır" demişti ya... Ülkede bu görüşün çok taraftarı var. Eğitim düzeyi yüksek olmayan kitleler, Başbakan’ı, arenada yırtıcı aslanlarla dövüşen bir gladyatör gibi görüyor, onun meydan okuyan tavırlarına bayılıyor, söylenen fiyakalı sözlerin, çıkarılan gürültünün boş ve anlamsız olduğunu düşünmüyorlar bile...

* * *

Peki, Türkiye’de bu kadar yoksul varken nedir bu afra tafra?

Başbakan "Ülkede 18 milyon yoksul var" diyenlere kızıyor, "Yalan söylüyorlar, biz fukaralığı azalttık, ülkedeki yoksul sayısı 18 değil, 12 milyon" diyor.

Varsayalım ki öyle... 12 milyon insanın açlık sınırında olması övünülecek bir şey mi?

Ekonomi uzmanları Türkiye’nin iç ve dış borçlarını toplam 436 milyar dolar olarak hesaplıyor. Başbakan buna da kızıyor, "Yanlış" diyor. "Devletin iç ve dış borçlarının toplamı 249 milyar YTL’dir. İki misli fazla gösteriyorlar!"

Ekonomistler yalan mı söylüyor? Hayır! Onlar, özel sektörün borçlarını da toplama dahil ediyor. Sonuçta hepsini yoksul Türk halkı ödeyecek çünkü...

* * *

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün açıkladı:

"Türkiye 2005-2007 yılları arasında 92,8 milyar dolar cari işlemler açığı verdi."

Cari açık, döviz açığı demektir. Uyuşturucu dozunun artması gibi döviz açığımızın da her yıl büyük oranda artması tehlikelidir. Yabancılara sattığımız fabrikaların, şirketlerin, evlerin, arsaların, dağların, tepelerin parası cari açığa gidiyor, cari açık Türkiye’nin içini boşaltıyor!

Yabancılara satıştan gelen dövizler, yatırıma, üretime, işsizliğe hiç katkıda bulunmuyor, kár ve faiz olarak tekrar yabancıların cebine girip yurtdışına çıkıyor. Doğal olarak kár etmek ve bu kárı alıp gitmek yabancıların hakkıdır ama olan bize oluyor, kazığı biz yiyoruz!

Türkiye’deki yabancı sermayeli şirketlerin 2000 yılında Türkiye’den götürdükleri kár payı 200 milyon dolardı. 2007 yılında bu rakam yaklaşık 12 kat artarak 2.5 milyar dolara yükseldi.

Yabancılar, getirdikleri dövizin tamamını önümüzdeki yıllarda misliyle geri götürecek. Ülkeyi yönetenler de "Çok başarılıyız" diye hamasi nutuklar atmaya devam edecek.

* * *

Kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumu birtakım rakamlar açıklıyor. TÜİK’in hesabına göre enflasyon yüzde 8.2, işsiz sayısı da 2 milyon 300 bin kişi...

Ankara Ticaret Odası (ATO) mutfaktaki enflasyonun AKP iktidarı döneminde toplam yüzde 275 olduğunu, gerçek işsiz sayısının ise 4 milyon 400 bine yükseldiğini açıkladı.

İş aramaktan bıkıp ya da iş bulmaktan umudunu kesip iş aramayanlar, istatistiklerde işsiz rakamına dahil edilmiyor, bunlar çalışıyor sayılıyor.

Eğer umutsuz kitleleri de eklersek, Türkiye’deki işsiz sayısı 10 milyonu buluyor.

Başbakan, ezberlediği bilgileri okuyor ama ezberlenen bilgi, bilgi değildir.

* * *

Doktor durumu ağırlaşan hastayı tepeden tırnağa muayene edip tahliller yaptıktan sonra:

"Çok iyi" demiş. "Kalp sağlam, böbrekler çalışıyor, karaciğer mükemmel, akciğerler iyi."

Hasta bin bir güçlükle başını kaldırarak:

"Desene doktor, sapasağlam ölüyorum!" demiş... Bizimki de galiba o hesap!  

 
 rturan@hurriyet.com.tr