GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

FORUM DİN => Din ile İlgili Karışık => Konuyu başlatan: Alpnur - 23 Şubat 2008, 19:00:50

Başlık: İslam coğrafyasına genel bir bakış
Gönderen: Alpnur - 23 Şubat 2008, 19:00:50
             




      İslam coğrafyasına genel bir bakış

 İslam coğrafyasına bu gün ‘’kan ağlayan coğrafya’’ demek daha yerinde bir cümle olur. Osmanlı’nın yıkılışından sonra birkaç ülke hariç, bütün Müslüman ülkeler sömürge haline getirildiler. Birçoğu İngiltere, Fransa ve Sovyetler birliğinin esaretinde kaldılar. Ancak 2. dünya savaşından sonra bağımsızlıklarını kazanmaya başladılar.

 Yeryüzünde 56 civarında İslam ülkesi ve1.5 milyara yakın Müslüman halk bulunmaktadır. İslam ülkelerini tek çatı altında toplayan tek kurum İKÖ (İslam konferansı örgütü) dür. İKÖ’ de gerektiği kadar bir birlik sağlayamamıştır. Günümüzde İslam ülkelerinin birbirleriyle askeri, ticari sosyal ilişkileri zayıftır. Emperyalist sömürge, Osmanlı yıkıldıktan sonra, ortaya bir sürü devletçikler çıkarmış, birbirleriyle problemli hale getirmiştir. 56 devletin 26'sı Asya, 24'ü Afrika, 2'si Avrupa, 2'si Asya-Afrika, 1'i Asya-Avrupa, 1'i Asya Okyanusu kıtaları üzerindedir.  En kalabalık ülkeler Endonezya (245.000.000 kişi), Pakistan (93.000.000 civarı), mısır (79 milyon civarı), Nijerya (127 milyon civarı), Bangladeş (148 milyon civarı)  dır.  Ekonomi açısından birçoğu yoksulluk çekmektedir. Özellikle Asya ve Afrika’ da ki ülkeler. Afrika’da hala açlıktan ölenler var bildiğimiz gibi. Dünya’daki ve özellikle Türkiye’deki duyarlı yardım dernekleri bu yaraları elinden geldiğince sarmaya çalışmaktadırlar.

 İslam ülkelerindeki eğitim sorunu ise yine önemli bir meselemizdir. Ülkeler Bağımsızlıklarını kazansalar da, birçoğunun yöneticileri uşak konumundadırlar. Orta Asya Müslüman Türk cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanmışlar ama Sovyetler birliğinin oralarda yaptığı kültür emperyalizmi’nin etkileri devam etmektedir. Yıllarca komünist dikta’nın esaretinde kalan Müslüman halklar, dinlerine ve gelenek göreneklerine yabancılaşmışlardır. Fas’ta, Tunus’ta görülmemiş bir yönetim baskısı vardır. Sokakta dahi başörtüsü takmak yasaktır. Keza başörtüsü Türkiye‘dede hala çözülememiş bir problemdir. ABD’nin uşağı olmuş Suudi rejimi, İslam dünyasının problemlerine kör ve sağırdır. Ülke içinde de, adaletli bir yönetim uygulamamaktadır. Bu ve daha başka sebeplerden ötürü eğitim ve öğretim zayıf kalmış, dünyevi ilim ve İslami bilinç yeterince gelişme kaydedememiştir.

 Komünizm’in bitmesinden sonra, dünya’ya hükümran güçlerin yeni düşmanı İslam olmuştur. Bunun için, bütün İslam beldelerinde kargaşalıklar, fitneler çıkarmakta, Müslüman ülkeleri işgal etmektedirler. Fiili işgalin yanı sıra, İslam’ın düzgün öğrenilmesini ve yaşanılmasını engellemeye çalışmaktadırlar. BOB (Büyük Ortadoğu projesi) ve ılımlı İslam projesi bunlara örnektir. Bu gün, Afganistan ve ırak, ABD’nin fiili işgali altındadır. Filistin İsrail’in işgali altındadır. Çeçenistan Rusya’nın işgali altındadır. Keşmir, Hindistan’ın işgali altındadır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen güzel gelişmelerde olmaktadır.  Çad’ da kontrolün mücahid’lerin eline geçmesi, Kosova’  nın bağımsızlık ilanı, Afganistan’da Müslümanların artan başarıları, Çeçenya’da ki direnişin bütün zorluklara rağmen devam etmesi yüz güldüren gelişmelerdir.

 Osmanlı’nın yıkılışından sonra İslam dünyası başsız kalmıştır. Yeryüzünde, İslam birliği hakkında çeşitli sesler çıkmaktadır. Ancak bu konuda atılan somut bir adım yoktur. Necmettin Erbakan’ın G- 8 projesi vardı, o da Erbakan’ın görevinin bitmesiyle askıda kaldı. Müslüman halkların, birliğe, yardımlaşmaya, tek yürek olmaya şiddetle ihtiyacı var.

 ‘’Kâfirler istemese de, Allah nurunu tamamlayacaktır.’’  (Saf 8. ayet)