GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

Gereksiz Konular => Gereksiz Konular => Konuyu başlatan: sevde34 - 03 Şubat 2008, 21:32:50

Başlık: Unutulmayan Sevdalar..
Gönderen: sevde34 - 03 Şubat 2008, 21:32:50
Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk
edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında... En güzel
yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin
müsebbibi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz yaşlarınız
da, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak,
coşunca öptüğünüz bir bayrak... Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır.
Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur.

Lakin gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını. Tutkulu
sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya. Şurasından, burasından
eleştirmeye koyulursunuz: "Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da
eskisi gibi olsa..." Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl
yaşıyor" demeye başlarsınız. Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın
yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür
düzeltmek istersiniz. "Eskiden böyle miydi ya..." diye başlayan sohbetlerde
açılır eleştirinin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir
bilinçaltından... Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O,
sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin
bedeli ölümdür. "Ya sev böyle ya da terk et" diye gürler...Bir zamanlar bir
gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden...
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz
yüzünüze... Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder.
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden...
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için..." dersiniz, dinletemezsiniz.

Ayrılırsanız yaşamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz... "Madem öyle..."
nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep
başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah
sizden gitmistir". Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri
denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız
limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa
izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem
olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler
sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü
oysunlar diye...Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla...
"Bana ne...kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre...

Ama sonra... ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından
süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka
kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü
söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı
içmeyi... Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular
kulağına fısıldasın diye... Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer
içinizden... Dönemezsiniz. Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça
yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne
onsuz... Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak
sonunda" kuşkusu...
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz...




 
Başlık: Unutulmayan Sevdalar..
Gönderen: sevdaligul - 23 Mayıs 2013, 18:09:33
bölüm kApatıldıgından dolayı taşınmıştır