GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: ђ๏Ŧєєz - 20 Ocak 2008, 23:43:36

Başlık: ÜRETMEDEN TÜKETENLERİN SONU YIKIMDIR
Gönderen: ђ๏Ŧєєz - 20 Ocak 2008, 23:43:36
Siz sanıyorsunuz ki PKK Türkiye'nin en büyük sorunudur.
Yanlış...
Asıl sorunumuz; üretmeden delicesine tüketmektir.
Gerçek bela tüketim belasıdır.
Türkiye'ye tüketim mikrobu aşılandı ya; artık PKK'ya, 5. Kol ajanlarına, hatta Sorosçu vakıflara bile gerek kalmamıştır.
Bu zihniyet devam ederse ve beslenirse; Türkiye çökecektir...
Ne demek istediğimi; elektronik mağazaları önünde kuyruğa giren adamlara bakarak anlayın.
Efendi; televizyonunu değiştirecek; cep telefonunu yenileyecek; son model fotoğraf makinesi alacak. Gitmiş, gece yarısından mağazanın önünde kuyruğa girmiş.
Para bizden çıkıp Japonya'ya, İsveç'e, Avrupa'ya doğru uçuyor.
Oralardaki fabrikalar daha fazla üretiyor; daha çok işçi çalıştırıyor; zenginlik yaygınlaşıyor.
Bizim paramızla...
Bizim hastalıklı tercihimizle...

ESKİ TELEVİZYONUM VAR

Ben, hala 10 yıllık bir televizyon kullanıyorum.
Hiç de gocunmuyorum. ..
Gösteriş uğruna gidip elin yabancısının malını niye alayım?
Yenileyeceğim zaman da Beko, Vestel gibi yerli markalardan birisini tercih edeceğim.
Elinki üç kuruş daha ucuz olabilir.
Ama benim Vestel'e vereceğim paranın büyük bölümü Türkiye içinde kalacaktır. O fabrikada çalışan işçilerin giderlerinin karşılanmasında karınca kararınca benim de payım olacaktır.
Ben, televizyondaki uyduruk dizilerden değil; işte böyle küçük katkılardan mutluluk duyan birisiyim.

***

Tarihi doğru okumasını biliyorsanız; anlayacaksınız: Osmanlı İmparatorluğu da böyle batmıştır.
Osmanlı Devleti önce dış borca alıştırıldı.
Padişahın önünde devlete kredi vermek için Avrupalı bankerler kuyruk oluşturdular.
Bedava gibi gözüken bu paraların geri ödenme zamanı geldiğinde devlet sıkıştı.
Avrupalılar Türkiye'yi tehdit ettiler.
Ve bir Borçları Yönetim Komisyonu (Düyun-ı Umumiye) kurdurdular.
Osmanlı Devleti'nin en önemli gelir kaynakları; Avrupalı tüccarların/bankerler in eline geçti.
Sonucunda da koskoca imparatorluk hızla dağıldı; çöktü, gitti.
Sebebi: tüketim çılgınlığı idi.
Çünkü; üretmeyen Osmanlı Devleti; Avrupalılar gibi tüketiyordu.
Bu kötü gidişi o dönemin en önemli halk ozanı (Halk Aşıkı) olan Kayserili (Everek/Develi) Seyrani Baba bir taşlamasında şöyle özetliyor: 'Eski sarayları beğenmez oldu/Yere sığmaz oldu, Sultan olanlar'
Osmanlı Sultanı Abdülmecid'e yönelik bu taşlaması yüzünden Seyrani Baba; İstanbul'dan kaçmak zorunda kalmıştır.
İstanbul'a borç para ile saraylar yapılırken, Anadolu'da insanlar açlıktan kırılıyorlardı. Bu dönemdeki yıkım ve yoksuluğu Doğan Avcıoğlu'nun Türkiye'nin Düzeni adlı iki ciltlik eserinin birinci cildinden de izleyebilirsiniz.

BORÇ VATANDAŞINDIR

Türkiye; AKP iktidarı zamanında borç stokunu en az yüzde 150 artırmış bulunuyor. İçeriye müthiş bir para girmiş durumda. Bu para; aynı zamanda dünyanın en yüksek karını alıp geri dönüyor. Senin, benim cebimden vergi olarak toplanan paralar; borç para olarak alınan Batı sermayesinin büyümesinde kullanılıyor.
Ve hükümeti yönetenler; hükümetin dümensuyundaki iktisatçılar da bununla övünüyor.
Hükümet sıkıştığında Birleşik Amerika imdadına yetişip para gönderiyor ama ya yarın?
Hükümet; açığı kapatmak için durmadan Türkiye'nin geçmişte yarattığı karlı kuruluşları satıp kasaya para koyuyor. Peki ama bu satış nereye kadar gidecek?
Maliye Bakanı Unakıtan, 'Adamlar fabrikayı, toprağı cebine koyup götürmüyor ya!' diyor.
Elbette götürmüyor; götürmeyecek... Türkiye'yi 1919'de Batılılar işgal ettiğinde de topraklarımızı ceplerine koyup götürmeyeceklerdi.
Bugün olduğu gibi çalıştırıp; karını alıp gideceklerdi...

***

Diyeceğim şudur:
Hükümet; paçayı kaptırmıştır. O taraftan kurtuluş beklemeyin.
Vatandaş olarak siz harekete geçin.
Yabancı malına çılgınlar gibi saldırıp para akıtmayın.
Bir benimle ne olur, diye de düşünmeyin.
Bize zihniyet değişikliği gerekiyor.
Ey vatandaş iyi bil ki; baştakilerin para derdi yoktur. Burası olmazsa gider Amerika'da yaşarlar... Yaşıyorlar da... İleride bu borçları ödeyecek olan sensin. O yüzden elin malı için böyle delilik nöbeti geçirme...
Tutumlu olun ki bu topraklarda tutunasınız...
 

Rıza ZELYUT (Netten alıntı)