GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

TV KEYFİ VE GÜNCEL OLAYLAR => Haber ve Yaşam Merkezi => Güncel Haberler ve Olaylar => Konuyu başlatan: iğneci - 30 Aralık 2007, 19:20:34

Başlık: GÖRMEYENE AYNA FAYDASIZDIR !
Gönderen: iğneci - 30 Aralık 2007, 19:20:34



 Görmeyene ayna faydasızdır!

BAŞBAKAN, valilere, kaymakamlara, "Eğer vatandaşın evinde sobası yoksa sobasını al.

Benim fakirim gururludur, senin kapına gelmesini beklemeyeceksin, sen gideceksin, kapıyı çalacaksın, kömürü sen vereceksin. Bunu yaptığın gün Türkiye ne olur biliyor musun? Türkiye uçar, uçar!" diye emir verip sadaka dağıtan bir devlet modeli çizedursun, İlhan Kesici’nin Meclis’te 2008 bütçesini eleştirirken yaptığı konuşmanın etkileri hálá sürüyor.

Ülkedeki gelir adaletsizliğini azaltıp refah sağlayacağına, sadaka dağıtarak Türkiye’yi kurtaracaksın, öyle mi? Sadakayı geçim yolu yapmak göz boyamaktır!

Yardım paketleriyle oylar alınır ama ülkede refah yaratılmaz!

Yatırım yapmak, iş sahaları açmak, işsizliği yok etmek gerekir!

* * *

İlhan Kesici ayna görevi yaptı, birtakım insanlar da ona kızdı. Demek ki ayna, görmeyen kişilere yardımcı olmuyor!

Dışarıdan sürekli borç alıp, çalışmadan, üretmeden yemenin sonu hiç iyi olmayacak gibi...

2008’de "kırılganlık katsayısı" en yüksek olan ülke Türkiye!

Nedir bu kırılganlık denen söz? Kesici, "Uluslararası ekonomik organizasyonlar politik bir dil kullanır ’Kriz yaklaşıyor’ demez, ’Kırılganlığı artıyor’ derler" diye açıklıyor bunu...

AKP iktidarında, 2002-2007 arasında, Türkiye’nin toplam borcu 218 milyar dolardan 436 milyar dolara çıkarak tam iki misli arttı. Türkiye bu süre içinde 184 milyar dolar faiz ödedi. Ödenen bu faizlerle tam 60 adet Atatürk Barajı yapılabilir, Türkiye’nin çehresi değiştirilebilirdi.

Yabancı şirketlerin Türkiye’ye gelmek istemelerinin, Batı’nın bize bol bol borç vermesinin altında yatan gerçek budur. Dünya ölçüleri yüzde 4 civarında iken, yüzde 17.21 gibi ballı faizi kim istemez ki? Aslında acımasızca yolunuyoruz!

İlhan Kesici, ekonomideki büyüme hızının düştüğünü, enflasyonun arttığını da rakamlarla açıkladı. Buna kimse "Yanlış" diyemez, çünkü Başbakan Erdoğan da ekonomi açısından 2007’nin sıkıntılı bir yıl olduğunu belirterek "Enflasyonda hedefi maalesef tutturamadığımız için başarısızız. Rakam açık ortada" dedi.

Bu, takdir edilecek bir itiraftır ama daha önceki "Türkiye büyüyor!" nutukları ne olacak? Ekonomi büyüdü, vatandaş küçüldü. Büyüyen faizciler oldu. Yabancılar bizim sırtımızdan milyarlarca dolar kazandılar! Bu, Türkiye’nin büyümesi midir?

* * *

2007, Türkiye için kayıp bir yıl oldu. 2008’de, politik ifadeyle "kırılganlık" denilen "kriz" tehlikesi var. Başta işsizlik olmak üzere, üretim ve üretimdeki katma değeri artırmak, cari açığı (döviz açığını) kontrol altına almak gerekiyor.

Cilalı laflarla insanlarımızın aldatılmaması lazım.

2008’de bizi bekleyen dört büyük sıkıntı: Yüksek dış ticaret açığı... Yüksek cari açık... Yüksek işsizlik... Düşük üretim...

Dünya Bankası’nın öncülüğünde yapılan uluslararası standartlardaki araştırmalarda günde 1 doların (ayda 30 dolar, yaklaşık ayda 40 YTL) altında bir gelirle yaşayanlar "aç", günde 2 doların altında bir gelirle yaşamak durumunda olanlar "fakir" kabul ediliyor.

Buna göre dünya nüfusunun yarısı (3 milyar insan) günde 2 dolardan daha az, 1.5 milyar insan da 1 dolardan daha az bir gelirle yaşıyor. Yani, dünyadaki 3 milyar yoksul insanın 1.5 milyarı aç. Dünya standartları esas alındığında Türkiye’de açlık sınırının altında 539 bin kişi, yoksulluk sınırının altında 12 milyon 900 bin kişi yaşıyor.

Refahta, geri kalmış Afrika ve Asya ülkelerinin ilerisindeyiz ama Batı ülkelerinin en gerisindeyiz. İşte büyümüş halimiz bu!

Sadaka dağıtan devlet modeliyle kalkınabilir miyiz?



 rturan@hurriyet.com.tr


Başlık: GÖRMEYENE AYNA FAYDASIZDIR !
Gönderen: PERİ - 30 Aralık 2007, 20:09:22
ülkemizin kalkınması elbette üretim ve ticaretin gelişmesi  ile daha rahat bir hale gelebilir.fakat en akla gelen tarımsal üretimde bile yabancı ülkelere bağımlı olduğumuz gerçeği yine karşımıza çıkıveriyor.,yabancıların kontrolü  dahilinde topraklarımıza tohum ekebilir hale geldik.ve bize tarım için destek veren ülke diyor ki "size destek veririm fakat ülkenin toprağında sana verdiğim yada önerdiğim ürünü ekip onu yetiştireceksin.topraklarının  hepsine ürün ekmeyeceksin"ülkemin tarım ambarı olan Konya ovalarının yalnızca belli bir alanı tarım için kullandırılıyor.sadece konya ovasının tümünün tarıma açılmış olması bile ülke ihtiyacının karşılanmasına ,çiftçinin yüzünün gülmesine ,alım gücünün artmasına dolayısı ile ekonominin hareketlenmesine bir parça olsun sebep olur.
iğneci arkadaşım ; eklediğiniz makalenin temel fikrine katılıyorum.yıllardır dış borçlanma ile ekonomi anca böle kalır bu ülkede.ilerleme beklemek hayal olur.borçlarla borç kapatma anlayışı yanlıştır.ülkemizde öyle hammadde zenginliğimiz var ki ,bunları işleyip üretim yapmak bizler için zor değil.bürokrasiyi ,bu yönde kolaylaşyırıcı teşvik edici hale dönüştürmek devlet adamlarımıza düşüyor.
üretime ve bunun devamınında ticarete açılmamız gerekir.ipek ve baharat yollarının ekseninde bulunuyoruz.bu yolları tazeleyerek dış ticaret hacmi artar gibi geliyor bana.
Başlık: GÖRMEYENE AYNA FAYDASIZDIR !
Gönderen: BİTANEM - 31 Aralık 2007, 07:56:49
emegine saglık bilgileriniz için  .ico2 .ico2 .ico2 .ico2
Başlık: GÖRMEYENE AYNA FAYDASIZDIR !
Gönderen: iğneci - 03 Ocak 2008, 02:45:35
 
Bir tarafta ekonomistler acikliyorlar; cari aciga  dikkat cekiyorlar, 2-3 yildan  beri bunun icin tedbir alinmasi gerektigini söylüyorlar.Diger taraftan isine gelmiyenler  Merkez bankasinda bol miktarda döviz oldugunu söylüyor. Herkes biliyor ki  ekonominin gelismesi üretimin artmasiyla olur.Aile bütcesi gibi.Ülkemizi cikmaza sokan disa baglilik oldugu da tartisilmaz  bir gercek.Bu bagimliliktan kurtulmadikca ülkemizin düze cikmasi imkansiz sayilir.
Bunlari biliyoruz da,  bagimliliktan kurtulmak mümkün mü? Elbette zaman alir, ama mümkün.
Bazilarina Peri arkadasimiz deginmis.Borc aldigimiz parayla borc ödersek olmuyor iste.
Hatirlayanlarimiz vardir O terörle yasanilan devirde  gencler, Amerikan,Rus,Cekoslavak silahlariyla öldürülüyordu.Afyon ekimi yasaklanmisti.O zamanki iktidar benim genclerim senin silahlarinla öldürülüyor ben silah fabrikalarini kapat diyormuyum; o halde benim köylümde afyon ekecek demisti.Ne oldu? hepimiz biliyoruz.

Teslimiyetci politikalarla olmaz.Bence ulusal politakalar üretilmeli, asamali bir sekilde BAGIMLILIK illetinden kurtulmali  diyorum.

Fakiri, gücsüzü, islami, ezenin yaninda kimin oldugunu farkedemiyormuyuz?
Eeeeee  süper güce karsi gelmek olurmu? Iste  yanilgi  burada  basliyor.Unutmayalim ki;  Kurtulus savasinda  o baldiri ciplak inanmis ecdadimizin karsisinda da yedi düvel vardi.Tekrar teslimiyetcilige boyun egmiyelim...   :sev12: