GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: ђ๏Ŧєєz - 26 Aralık 2007, 01:18:58

Başlık: DOĞU - BATI FARKINDALIKLARI VE MÜZİK
Gönderen: ђ๏Ŧєєz - 26 Aralık 2007, 01:18:58
Hani seninle tarihi, coğrafyayı konuşmuştuk ya...
Sınavında "Sinop limanının neden geri kaldığını" soran öğretmenini candan alkışlamıştım, önce şaşırmış sonra sen de pek bir hayran kalmıştın ya...

İşte müzik de öyle bir şey canım oğlum.

Doğudaki batıdaki birbirlerinden oldukça farklı ve de bir bütün:

Batıdakiler oktav dediğimiz sekizli bir ses düzeni kullanıyor. Her iki nota arası 9 "koma" ya bölünmüş... Kalından inceye giderken 5 inceden kalına giderken 4 "koma" ile diyezleri, bemolleri oluşturuyor...

Doğu ses düzeni ise benzer bir aralığı çeyrek seslere bölerek daha da zengin tınıları algılamamızı sağlıyor.

Batıda farklı seslerin, farklı aletlerden eşanlı uygulanması müziği bir başka doruğa götürürken Doğuda aynı parçadaki ezgi çokluğu bir başka keyif veriyor.

Batıda hakim bir ses düzenine sahip bir müzik bütünü, farklı hız ve duygularla çalınan-söylenen alt bölümlerden oluşurken. Bu alt bölümler arasında minik aralar verilip duyguların değişimine izin verilirken...

Doğuda "makam" ile ifade edilenler hem müziğin ritmini, hem uygulanış biçimini  hem de kullanılacak ses düzenini belirler.

Batıda besteler artıksız ritimlerle düzenlenip, ses sarkmaları bağlarla ifade edilirken doğudaki aksak ritimlerle kendini nefes nefes kalmış gibi, kalbin yerinden çıkıyormuş gibi hissedersin. Bir duygu bölümünden diğerine geçerken sanatçıya özgürlük tanıyan doğaçlaması ile geçiş taksimleri dinlersin... Bambaşka bir duyguyla başlayıp akıl almaz bir gönül gezintisi ile bambaşka bir ritme bir sevince çıkar, dinginliğe ya da hüzne inersin. İstesen de bir dinlediğini bir daha dinleyemezsin.

Kilise için bestelenen özel körüklerle beslenen devasa orgların yüceliğinde kendinin küçüklüğünü hissederken. ..

Müziği dinlerken önce varlığını bilip sonra gerilerde hissedip.. Müzik ile başlarsın düşünmeye, düşünürken büyülenmişcesine dinlemeye devam edersin.

İnsanın kendini tanımasına, bilmesine yani aydınlanmasına vesiledir müzik.  Tam bir yere varacağını zannettiğin anda, bambaşka bir limanda buluverirsin kendini....

Sevgidir... Düşüncedir... Düşünmeyi sevmedir, kendi içindeki felsefedir.  Tek doğruculuğu terk etmektir... Uyumdur. Sesin sesle, sesin bedenle, insanın ınsanla uyumudur müzik.

İşte canım oğlum...

Beden terbiyesi, resim vs denen, ismini bile söylemeye yorulduğumuz müzik dilimin döndüğünce budur.

Varlığına - yokluğuna, gerekliliğine - gereksizliğine, seçmeliliğine - seçimsizliğine ... karar vermek için beden terbiyesi yetmez.

Sizler atasına, yurduna, milletine, kültürüne bağlı dünya insanları olmalısınız. Yurttaki barış, cıhandaki barış ile ancak böyle bütünleşecek.

Zaman zaman insanlar ümitsizliğe kapılır. Hele hele yasaklananların dünyası iyiden iyiye kararır. İşte o zaman aklına gelmesi gereken ilk çare...
Önce ne olduğunu anlamak, sonra birlik ve beraberliğini korumaktır.

Sana bu satırları ruhunu terbiye edebilmen, edemeyenlere yardımcı olabilmen için yazdım. Öncelikle değerlerini koruman, sonrasında yüceltebilmen için yazdım...

Herşey gönlünce olsun. Gönlün ise hep yüce...