GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: sevdaligul - 11 Aralık 2007, 00:05:56

Başlık: Boşluk
Gönderen: sevdaligul - 11 Aralık 2007, 00:05:56
 BOŞLUK

   
Delikanlı alaca karanlıkta yürürken, yumuşak bir şeye çarptığını fark etti. Eğildi baktı... Aman Allah'ım !.. Ayaklarının arasında, yuvasından ustalıkla sökülmüş bil kalp duruyordu. Tıpkı resimlerdeki gibi diri ve kanlıydı. Onu büyülenmişçesine avuçlarına aldığında, dehşetinden çıldıracak gibi oldu. Kalp tıp tıp atıyordu ve sıcacıktı. Delikanlı, sanki ellerine yapışıp bir başka uzvu haline geliveren kalpten kurtulmak istiyor, fakat ne olduğunu kestiremediği duygular tarafından engellendiğini hissediyordu. Bir müddet sonra sakinleştiğinde, onun sahibini bulmak için en yakındaki evin kapısını çaldı ve zincir aralığından bakan genç kıza:

- Bu kalp sizin mi? diye sordu. Biraz önce buldum onu. Kız, mahcup bir ifadeyle:

- Ben kalbimi, üç ay önce rastladığım bir vefasıza kaptırdım, dedi. Yandaki eve sorun, onların olabilir. Kızın gösterdiği ev, göz kamaştırıcı bir villaydı. Kapıyı açan hizmetkarlar, onu üst kata çıkartarak evin Bey'ine götürdüler. Delikanlı, yumuşacık halıların üzerine damlayan kanları ayağıyla örtmeye çalışırken:

- Bu kalp sizin mi acaba? diye sordu. Hala atıyor da...

Beyefendi, ışıl ışıl parıldayan kristal kadehinden höpürtülü bir yudum çekerek:

- Ben kalbimi dünyaya sattım canikom, diye sırıttı. Komşu evde bir meczup var, o bilir sahibini.

Delikanlı, hızla soğumaya başlayan ve atışları gittikçe yavaşlayan kalbi bitişik kulübedeki ihtiyara koşturarak:

- Bu sizin mi? diye sordu. Çabuk olun. Neredeyse duracak. Yaşlı adam, okumakta olduğu Kur'anı yavaşça kapatırken:

- Ben kalbimi, her şeyimle birlikte Allah'a verdim evlat, diye gülümsedi. Elindekinin sahibini neden gidip anne ve babana sormuyorsun? Her ikisi de yaşlanıp bunadı, diye üfüldendi genç. Bir bebek gibi alaka görmek istediklerinden, üç gün önce kavga edip onları terk etmiştim. İhtiyar adam, büyük bir üzüntüyle:

- Terk ettin ha!... diye mırıldandı. Terk ettin demek. Delikanlı, söylenenlere karşı kayıtsız görünüyordu. Oysa ki yaşlı adam, beklediği cevabı çoktan almıştı. Delikanlıya doğru emin adımlarla ilerledi ve iki eliyle kavradığı gömleğini bir hamlede yırtarak açıverdi. Delikanlının sol göğsünde, avuçlarında tuttuğu kalp büyüklüğünde kanlı bir boşluk vardı.   Cüneyt SUAVİ

alıntı