GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

GENEL KÜLTÜR VE TARİH => Edebiyat Bölümü => Edebiyatçılarımızın Eserlerinden Kesitler => Konuyu başlatan: sevdaligul - 04 Kasım 2007, 13:13:17

Başlık: Salkım Söğüt
Gönderen: sevdaligul - 04 Kasım 2007, 13:13:17
SALKIMSÖĞÜT

Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
              vurulmuş gibi 
                         kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
              uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
            Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat...
Atları rüzgâr...
Atları...
At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
               renkler silindi.
Siyah örtüler indi
               mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
                     sarı saçlarının
                                   üzerine!

Ağlama salkımsöğüt 
                     ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
                                       el bağlama!
                                                ağlama!
                                                                      1928

"Salkımsöğüt" ile "Bahri Hazer" Nâzım Hikmet'in ününün sanat çevrelerini aşmasını ilk sağlayan şiirleridir.
Odeon firmasının şairin kendi sesinden plağa aldığı bu şiirler kahvelerde çalınıp dinlenmeye başlamıştı.
Nâzım Hikmet yazarken düşündüğü bir ahenge uyarak şiirlerini çok güzel okurdu.

Okunup dinlenmelerine herhangi bir yasal engel bulunmayan bu şiirlerin şairin adını çok yaygınlaştırdığı düşünülerek Odeon firması plağa yeni basımlar yapmaması için uyarılmıştı.

Nazım Hikmetran