GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

FORUM DİN => Din ile İlgili Karışık => Soru- Cevap ve Dua Bölümü => Konuyu başlatan: çoban - 27 Eylül 2007, 23:45:09

Başlık: Okumanızı şiddetle öneririm
Gönderen: çoban - 27 Eylül 2007, 23:45:09
Louise Redden isimli çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle bir manava girer. Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.
John Longhouse isimli manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanı terk etmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek “lütfen efendim” der, “paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim”.

John kendisine bir kredi açamayacağını çünkü onun eski bir müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler. O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeri girerek Johna yaklaşır ve “ben o kadının almak istediklerine kefilim” der.

“Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.”

Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve “bir alış veriş listen varmıydı?” diye sorar. Louise “Evet efendim” der. “Tamam” der manav. “Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım!”

Louise bir an duraksar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir. Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür. Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle, “İnanmıyorum” der. İnanılacak gibi değildir. Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır. Terazinin kefesi artık üzerindekileri almayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş kağıdı eline alır ve okur. Birde bakar ki orda bir alış veriş listesi yoktur. Sadece bir dua yazılıdır.

“Allahım neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum.”

Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Louise kendisine teşekkür ederek manavdan ayrılır. Müşteri Johnun eline bir elli dolarlık tutuştururken “her kuruşuna değdi” der. Daha sonra John Longhouse terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür. Bu nedenle duanın ne kadar ağır çektiğini sadece Allah bilir.
Başlık: Okumanızı şiddetle öneririm
Gönderen: armağan - 05 Ekim 2007, 22:47:56
Evet gerçekten okumaya değer bir öykü imiş. Emeklerine sağlık.  :sev1: :sev1: :sev1: :sev1:
Başlık: Okumanızı şiddetle öneririm
Gönderen: hazan - 22 Ocak 2008, 14:38:27
Linklerin Görülmesine İzin Verilmiyor. Üye Ol ya da Giriş Yap
Louise Redden isimli çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle bir manava girer. Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.
John Longhouse isimli manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanı terk etmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek “lütfen efendim” der, “paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim”.

John kendisine bir kredi açamayacağını çünkü onun eski bir müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler. O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeri girerek Johna yaklaşır ve “ben o kadının almak istediklerine kefilim” der.

“Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.”

Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve “bir alış veriş listen varmıydı?” diye sorar. Louise “Evet efendim” der. “Tamam” der manav. “Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım!”

Louise bir an duraksar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir kağıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir. Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür. Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle, “İnanmıyorum” der. İnanılacak gibi değildir. Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır. Terazinin kefesi artık üzerindekileri almayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş kağıdı eline alır ve okur. Birde bakar ki orda bir alış veriş listesi yoktur. Sadece bir dua yazılıdır.

“Allahım neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum.”

Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Louise kendisine teşekkür ederek manavdan ayrılır. Müşteri Johnun eline bir elli dolarlık tutuştururken “her kuruşuna değdi” der. Daha sonra John Longhouse terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür. Bu nedenle duanın ne kadar ağır çektiğini sadece Allah bilir.