GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

FORUM DİN => Din ile İlgili Karışık => Konuyu başlatan: sevdaligul - 12 Ağustos 2007, 16:06:42

Başlık: Kabe'ye Gitmeden
Gönderen: sevdaligul - 12 Ağustos 2007, 16:06:42
Hüccetü'l-İslâm İmam Gazalî'nin meşhur 'İhyau Ulûmi'd Din' adlı eserinde naklettiği olay şöyle:
'Adamın biri nafile olarak hacca gitmek üzere hazırlanır. Zamanın alim ve sofilerinden olan Bişr b. Hâris ( 769)'e gelir ve :
-Ben hacca gidiyorum, bir emriniz olur mu? diye sorar, Bişr:
-Ne kadar paran var? der. Adam:
-İki bin dirhem param var, diye cevap verir. Bişr:
-Hacca gitmekle zühd mü, yoksa Kâbe'ye olan aşkını mı, yoksa Allah rızasını mı kastediyorsun? diye sorar. Adam:
-Allah rızasını kastediyorum, diye cevap verir. Bunun üzerine Bişr:
-O halde evinde otururken Allah rızasını kazandıracak bir şeyi tavsiye edersem yapar mısın? diye sorar. Adam: Evet yaparım, deyince, Bişr şöyle der:
-Şimdi sen bu iki bin dirhem, borcunu ödeyemeyen bir fakire, yiyeceği olmayan bir yoksula, nüfusu kalabalık geçimi dar olan bir aileye, bir yetim bakıcısına ve bunlar gibi on kişiye ikiyüzer dirhem ve hatta istersen bunların hepsini bu sayılanlardan birine ver. Zira müslümanı sevindirmek, düşkünlere el uzatmak, darda olanların sıkıntılarını gidermek ve zayıflara yardım etmek nafile olarak yapılan yüz hacdan daha sevaptır. Şimdi kalk, dediğim gibi yap. Şayet böyle yapmak istemiyorsan asıl kalbinde olanı bana söyle, dedi. Adam:
-Doğrusu kalbimde hacca gitme tarafı ağır basıyor, dedi. Bu cevap üzerine Bişr; gülümseyerek:
-Evet, servet şüpheli şeylerden kazanıldığı takdirde nefis kendi arzularının yerine getirilmesini ve iyi ameller yaptığını göstermek ister. Halbuki yüce Allah yalnız muttakilerin amelini kabul eder, dedi.