GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Aşk Yeri => Aşk Hikâyeleri => Konuyu başlatan: Sut@nesi - 05 Temmuz 2007, 12:18:59

Başlık: UmuLmadik KarŞiLaŞma
Gönderen: Sut@nesi - 05 Temmuz 2007, 12:18:59
Genç kız ve delikanlı birbirlerini gerçekten de çok seviyorlardı.Nişanlıydılar.Düğünlerine sadece 8 gün vardı.Delikanlı bir maden ocağı işçisiydi…
İksinin de mutluluktan gözleri parıldıyordu.Kız, düğüne günler kala çok sevdiği nişanlısına düğünlerinde takması için bir boyun bağı işliyordu.gömleğinin üzerinde gerçekten de güzel duracaktı….Genç, madene gitmeden sevdiğine “Günaydın” demek istedi pencereden.Kız onun tatlı sesini duyarak pencereye yöneldi.Birbirlerine uzun uzun baktıktan sonra genç,madene doğru yol aldı.Sevdiği onun dönüşünü sabırsızlıkla bekledi.Ama o DÖNMEYECEKTİ…
Maden çökmüş,göçük altında kalmıştı.Çok arandı ama cesedi bile bulunamadı.Nişanlısı kara haberi aldı.Elinde sımsıkı tuttuğu siyah boyun bağına umutsuzca baktı…
Hıçkırıklarla :”Yazık!” dedi… “Cesedini bile göremedim!”…
Sabahki masum yüzünü ve “Günaydın “ deyişini anımsadı…Onun iş dönüşü “İyi akşamlar “ deyişini bi daha hiç duyamadı…
Aradan tam ELLİ YIL geçmişti…Kral ölmüş,hükümet değişmiş,kasaba genişlemişti…Başa geçen hükümet eski madenleri tekrar faaliyete geçirmek istiyordu.Derken bir gün asistan ve uzmanlardan oluşan bir heyet kasabadaki göçük madeni araştırmaya geldi .
Saatler sonra sıvı dolu bir çukur içerisinde bir ceset buldular. Bu, seneler önce göçük altında kalan nişanlı delikanlıydı..Maden çökerken vitriol adlı sıvıyla dolu derince bir çukurun içine düşmüştü.Ve ölüm nedeni aslında bu sıvıda boğulmasıydı.Tuhaf olan tek şey vardı;BEDENİ HİÇ ÇÜRÜMEMİŞTİ! Hatta sanki iki saat önce ölmüş gibiydi…Sevdiğinden ayrılacağına üzüldüğünden olsa gerek,gözlerinin içi yaşla doluydu…İncelemelerden sonra anladılar ki,içine düştüğü vitriol adlı sıvı bedenini taze tutmuştu..
Elli yıl geçmişti ama yıllar önce canını kaybeden nişanlı, hala evlenmemişti..Haber verdiklerinde şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı,bu nasıl olabilirdi?yanına gitti,yürümeye mecali kalmayan yaşlı bedeniyle O’nu kollarına aldı ve soğuk vücuduna doyasıya sarıldı..
Rahipler O’nun için cenaze töreni yapılması gerektiğini söylediler.Ertesi gün toplandılar,genç ama cansız vücudunu tabuta yerleştirdiler.Sevdiği ağır adımlarla yaklaşıp,yıllar önce düğünde takması için ördüğü siyah boyun bağını tabutuna sardı….O’na son bir kez baktı….
Canından çok sevdiğini toprağa uğurlarken yorgun sesiyle ancak şunları diyebildi:

“Affet beni! Bu soğuk odada birkaç gün yalnız bırakacağım seni… Benim burada biraz daha işim var. Yakında geliyorum.
"ŞİMDİLİK" HOŞÇAKAL.
tek sevdiğim..