GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: ђ๏Ŧєєz - 29 Mayıs 2007, 21:39:33

Başlık: ATALARIMIZIN TECRÜBELERİNDEN FAYDALANMALIYIZ
Gönderen: ђ๏Ŧєєz - 29 Mayıs 2007, 21:39:33
Bu bir Letonya hikayesi:


"Çok eski zamanlardan birinde kötü bir âdet varmış. Yaşlılar artık iyice
ihtiyarlayıp iş yapamaz duruma geldiklerinde ormana götürülür,
orada yırtıcı hayvanlara bırakılırmış. Böylece zaten az olan yiyeceklerin,
çalışan gençlere yetmesi sağlanmaya çalışılırmış.
İhtiyarları belli bir yaştan sonra evde tutmak yasak olduğundan kimse
yaşlı anne babasını evde gizleyemez, komşusu görüp ihbar edecek diye
korkarmış.
İşte bir gün yaşlılardan birini oğlu ormana götürüp bırakmak
istemiş.
Kış mevsimiymiş. İhtiyar, oğul ve küçük torun beraberce ormana gitmişler.
İhtiyarı bırakmış dönüyorlarmış ki, küçük torun oyuncak kızağını
dedesinin yanında unuttuğunu fark etmiş. Babasına dönüp almalarını
söylemiş.  Babası umursamayınca da :
"Kızağımı almalıyım, yoksa sen yaşlandığında seni neyle ormana götürüp
bırakacağım" demiş. Oğul o an anlamış ki, ihtiyar babasının kaderi,
yaşlandığında kendi kaderi de olacak. Dönüp babasının ellerini çözmüş.
Alıp eve geri
getirmiş.
Samanlıkta saklayıp her gün ona gizlice yemek vermeye başlamış. Bir süre
sonra köyde hayvanlar arasında bir hastalık yayılmış.
Hayvanlar birbiri arkasından ölüyormuş.
İhtiyar oğluna şöyle demiş:
"Hastaları iyilerden ayır. Onlara şu, şu otlardan ilaç hazırla.
Sağlıklılara da şöyle şöyle yap." Oğlan ihtiyar babasının dediklerini
yapmış. Gerçekten de onun  hayvanları arasında ölüm azalmış. Çoğu
kurtulmuş.
Bayram geldiğinde her sene olduğu gibi, o sene de köy halkı kurbanlar
kesmeye başlamış. İhtiyar oğluna şu öğüdü vermiş: "Köyde hayvan çok
azaldı. Senin de fazla hayvanın yok. Bu sene
kurban kesme."
Gerçekten de bir iki ay içinde bütün köy tarlalarda çalıştırılacak hayvan
sıkıntısı çekmeye başlamış. Ama ihtiyarın öğüdünü dinleyen gencin hayvanı
varmış. İlkbahara doğru köyde artık ekmek yapacak tahıl bile kalmamış.
Ama asıl sorun, tohumluk olarak kullanabilecek kadar bile tahıl
olmamasıymış. Tarlaya ne serpeceklerini, gelecek senenin mahsulünü nasıl
hazırlayacakları nı bilemiyorlarmış . İhtiyar bu konuda da oğluna öğüt
vermiş:
"Yavrum, ahırın çatısı samanla doldurulmuştur. Onları çıkar, yeniden döv.
Oradan tohumluk buğday çıkarabilirsin. " Oğlan, ihtiyar babasının dediği
gibi yapmış. Köyde tohumluğu olan tek aile onlar olmuş. Bütün köy halkı bu
gencin büyücü olduğunu  düşünmeye
başlamış.
Öyle ya, herkesin işi kötü giderken, bu evde garip bir şekilde kötülüklere
bir çare bulunuyormuş. Evi gözlemeye başlamışlar. Sonunda da gerçek
anlaşılmış, ihtiyar babanın hala yaşadığı ortaya çıkmış.
Köylüler genci krala şikayet etmiş.
Kral önce yasalarını hiçe sayan gence kızmış. Ama olup bitenleri
dinledikten sonra iyi ve yerinde bir öğüdün çok şeyi değiştirebileceğ ini
kabul edip, ihtiyarlarla ilgili yeni bir kanun çıkarmış.
"Bundan böyle çocuklar, anne ve babalarına yaşlılıklarında bakacaklar.
Onların gönlünü hoş tutacaklar. Çünkü onların hayat deneyimlerinden her
zaman için öğrenebilecek şeylerimiz var.