GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

FORUM DİN => Din ile İlgili Karışık => Konuyu başlatan: sevdaligul - 28 Mayıs 2007, 21:57:03

Başlık: Kadın ve Dayak
Gönderen: sevdaligul - 28 Mayıs 2007, 21:57:03
İslam'la ilgili olarak en çok tartışılan konulardan biri de, kocaya karısını dövme hakkının verilip verilmediğidir. Aşağıdaki hadisler bu konu hakkında bir ön bilgi vermektedir.

3273 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz."
Ebu Davud, Nikah 43, (2147).

3277 - Amr ibnu'l-Ahvas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kadınlara karşı hayırhah olun. Çünkü onlar sizin yanınızda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz, kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. Istemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.''
Tirmizi, Tefsir Tevbe, (3087).

3278 - Hakim Ibnu Mu'âviye babası Mu'âviye (radıyallahu anh)'den anlatıyor: "Ey Allah'ın Resülü! dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?'' "Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hariç onu terketmemen."
(Ebu Dâvud, Nikâh 42, (2142, 2143, 2144).

Bir çok İslami din adamı, kadının dövülmesi konusunda Allah'ın böyle bir hüküm vermesine inanmanın insan doğasına aykırı olacağını bildiklerinden Kuran’da kadını döv ifadesi bulunan bir ayetin olmadığını, iddia ederlersede Nisa Suresi 34. Ayet bu konuda çok açık bir ifade taşır...
Bu ayetle ilgili olarak herhangi bir meal hatası olduğu zannedilmemesi için aşağıda bir çok farklı mealden alınma örnekler ve tefsirleri verilmiştir....

1- ) Diyanet Vakfı Meali / Nisa 34
Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.


2- ) Süleyman Ateş Meali /Nisa 34
Allah insanları birbirinen üstün kıldığı ve mallarından harcayıp kadınların geçimini sağladıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler..Bundan dolayı iyi kadınlar itaatkar olup, Allah’ın kendilerini korumasına karşılık Allah’ın verdiği başarı ile gizliyi korurlar, kocalarına asla ihanet etmezler.. Hırçınlık etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün.. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhinde başka bir yol aramayın.. Allah yücedir büyüktür..

3- ) Ismail Hakkı Izmirli Meali / Nisa 34…
Allah’ın erkekleri kadınlara muraccah tutmasından, erkeklerin mallarını harcetmelerinden naşı erkekler kadınlar uzerinde aile reisidir.. Saliha olan kadınlar buyurultu kabul edenler Allah’ın koruması ile zevcelerinin gaybubetinde onları koruyanlardır. Onların serkeşliklerinden korkarsanız onlara nasihat edin, onları yataklarda yalnız bırakın, dövün, fakat size itaat ederlerse artık onlara yol aramayın. Çünkü Allah yücedir büyüktür.

4- ) Ahmed Davudoğlu Meali / Nisa 34
Erkekler kadınlar üzerine hakim dururlar. Çünkü bir kere Allah birini diğerine üstün yaratmıştır. Birde erkekler mallarından kadınlarına nafaka verirler. Onun için iyi kadınlar itaatkardırlar..Allah onları kocalarının himayesine vermekle muhafaza buyurduğu cihetle onlarda gaybı muhafaza ederler. Geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce onlara nasihat verin, sonra onları yataklarında yalnız terk edin, yine dinlemezlerse dövün.. Ama size itaat ederlerse kendilerini incitmeye bahane aramayın.. Şüphesiz Allah çok yücedir çok büyüktür..

5- ) Ali Bulaç Meali / Nisa 34
Allah’ın bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeni ile erkekler kadınlar üzerinde sorumlu gözeticidir. Saliha kadınlar, gönülden Allah’a itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nusunuzdan korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarda yalnız bırakın.. Bu da yetmezse hafifce vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın, doğrusu Allah yücedir büyüktür..

6- ) Prof.Sadrettin Gümüş-Prof.Yakup Çiçek-Prof.Muhsin Demirci Meali / Nisa 34
Allah’ın insanları birbirinden üstün kılmasından ötürü ve mallarından yaptıkları harcamalardan dolayı erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar.. İyi kadınlar itaat edenler ve Allah'’ın korunmasını emrettiğini kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır.. Itaatsizlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarda yalnız bırakın, nihayet baş kaldırmaları devam ederse onları dövün.. Eğer size itaat ederlerse artık aleyhlerine yol aramayın.. Şüphesiz Allah yücedir büyüktür..

7- ) Ayntabi Mehmed Efendi Meali / Nisa 34
Erkekler, kadınlar üzerine hakimdirler, ( Ailenin reisidirler ). Buna sebeb, Allah Teala’nın erkekleri, kadınlara üstün kılmasıdır. Onlar mallarından da infak etmektedirler. İyi kadınlar, Allah Teala’ya itaat ve aile haklarına riayet edenlerdir. Hakk celle ve a’la, onların haklarını nasıl koruduysa, onlar da gaybı ( Zevcelerinin haklarını, mallarını, namus ve iffetini ve aile sırlarını muhafaza ederler. Serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara evvela nasihat edin. ( Sonra ) yataklarında yalnız bırakın. ( Yine dinlemezlerse yaralamamak şartı ile ) dövün ! Size itaat ederlerse incitmeye yol aramayın. Allahü Azimü’ş-şan ( zulme rıza göstermekten ) münezzeh ve büyüktür..

8- ) Elmalılı Hamdi Yazır. Meali ./ Nisa 34..
Erkekler kadın uzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini, cihad, imamet, miras gibi işlerde diğerinden üstün yaratmıştır.. Bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar.. İyi kadınlar itaatkar olanlar ve Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardir. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın, bunlarda fayda vermezse dövün.. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın.. Çünkü Allah çok yücedir çok büyüktür..

 

Elmalı Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dini, cilt 2 sayfa 518..de, Nisa 34 un tefsirini şu şekilde yapar, 'Böyle bir hal karşısında evvela bunlara vaaz ve nasihat ediniz, ikinci olarak yataklarda ayrı terkedilmiş olarak bırakınız, üçüncü olarak hafifçe, kusur, leke ve yara getirmeyecek şekilde biraz döğüveriniz..'
Ayrıca Hakkı Hoca, Ziya Paşa'dan meşhur dizeyi de almayı ihmal etmemiş..
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tektir
Tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir..

9- ) Yaşar Nuri Öztürk Meali - Nisa 34
Erkekler; kadınları kollayıp gözetici kılınmışlardır. Şundan ki Allah, erkeklerin bazılarını bazılarından üstün kılmıştır. Ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah’ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakat-sizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yanlız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın, yahut bulundukları yerden başka yere gönderin, yahut dövün. Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.

Yaşar Nuri Öztürk, bu ayetle ilgili olarak Kuran'daki İslam adlı kitabında aşağıdaki açıklamayı getirir.

Bu ayetteki fadribü kelimesi Kur’an’da kullanılan anlamlarından yanlız bir tanesiyle kayıtlanmış ve emirden hep dövmek çıkarılmıştır. Bütün tevillerini ve yorumlarını kadın aleyhine yapan yaklaşımlardan zaten başka şey beklenemezdi. Oysa ki kelimenin diğer anlamları, ayetin amacını ve düzenlenen konunun maksadını çok daha doyurucu biçimde önümüze koymaktadır. İşin esası şu ki, Kur’an birçok yerde sergilendiği kelam mucizesini burada da sergiliyerek, bir tek kelimeyle birkaç alternatifi birden vermiştir.

Biraz teknik detay verirsek şunları söyleyeceğiz; Fadribü emrinin kökü olan darb kelimesinin 30’a yakın anlamı içinde en önemlilerinden dördü, vurmak dövmek, hurüc(çıkmak), zehab (gitmek) ve dolaşmaktır.(bk. İbn Manzür, Lisanül Arab, darb md.) Ve darb kelimesi Kur’an’da bu anlamların hepsinde kullanılmıştır. (bk. 2/60, 73, 273; 3/156; 4/101; 7/160; 8/12, 50) Durum bu olunca konumuz olan ayetteki emri bu anlamların muhtemel olan herbiriyle değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre emri aynı zamanda if’al kalıbından da aldığımızda ifade ettiği manalar şunlar olur:

1-Onları evden çıkarın.
2-Onları bulundukları yerin dışına gitmek zorunda bırakın.
3-Onları dövün.

Kur’an böylece içinde bulunulan duruma ve karşılaşılan şartlara göre bu üç seçenekten birinin kullanılmasını istemektedir. Ve dikkat edilirse ilk iki seçenek, düzenlenen konuda sonuç almak bakımından hem insan psikolojisine hem de hukuk mantığına daha uygundur.
Emri dövmek anlamında almamız durumunda ise şunları söylememiz gerekiyor:
Ayet aile düzenini, toplum ahengini bozucu davranışlar içine giren kadınları düzeltmek için üç aşamalı bir çare getirmiştir. Bunların ilk ikisi (öğüt,yatakta yanlız bırakma) bireysel ve psikolojik, üçüncüsü (dövme) ise maddi yaptırımdır. Burada dikkat edilecek nokta “dövün” emrinin muhatabını iyi belirlemektir. Kadına zulmetmeyi bir tür meziyet gibi gören anlayış, bu emri her kocanın karısını dayağa çekmek serbestisi gibi yorumlamıştır. Bu asla doğru değildir.
Çünkü burada darb (dövme) gibi bir maddi yaptırım vardır. Yani bir had söz konusudur.
Hadlerin uygulanması ise kamu otoritesinin işi ve hakkıdır. Buradaki beyanı kocanın karısını dövmesi anlamında almak bir saptırmadır. Kur’an, bozuk düzen giden kadını hizaya getirmek için önce kocayı seferber etmiştir. Koca, kadına öğüt verecek, sonrada onu yatağında yanlız bırakarak dikkatli olmaya zorlayacaktır. Bu iki aşama bireyseldir. Bu aşamalarda başarı sağlanamamışsa, kamu otoritesi devreye girecek ve insan için en ağır ve aşağılayıcı cezalardan biri olan dövme uygulanacaktır.
Bunun nasıl ve hangi ölçüler içinde, hangi şartlarda uygulanacağına kamu otoritesi karar verecektir. Kur’an’ın genel ruhu ve hukuk mantığı bunu başka türlü anlamamıza müsade etmez.

Yaşar Nuri Öztürk’ün yukarıdaki açıklamasına göre, kadın kocası tarafından değil, kamu otoritesi olarak adlandırdığı, önceden belirlenmiş bir devlet kuruluşu tarafından dövülecektir..
Laik bir ülkede hangi kuruluş bunu yapacaktır..? Kimdir kamu otoritesi..? Cami hocaları mı, Adli makamlarmı, kadılar mı, bunların arasından hangisi kadını dövme hükmünü yerine getirecektir..?
Her kimse bu kamu otoritesi olarak vasıflandırılan kurum, kadının bu şekilde dövülmesi daha da aşağılatıcı bir durum değilmidir..?
Ayrıca, bu tür kamu otoritelerinin sadece şeriatla yönetilen İslami devletlerde olduğu göz önünde bulundurulacak olursa, laik bir düzende hangi kamu otoritesi kadını dövmekle yükümlü olacaktır ?  Yaşar Nuri Öztürk burada farkında olmadan, kadını kocanın dayağından kurtarmak isterken, kadına meydan dayağı attırırcasına şeriat düzenine uygun bir yorum getirmektedir.

TABERİ TEFSİRİ ( Cilt 2, Syf- 515, 516)

Erkekler, kadınları terbiye etme, idare etme gibi hususlarda onlar üzerinde hakimdirler. Erkeklerin bu hakimiyeti, Allah’ın, erkekleri vücutça kadınlardan daha güçlü olarak yaratması ve evin geçimini erkeğe yüklemesindendir. Saliha kadınlar kocalarına itaat ederler. Kocaları evlerinde bulunmadığı zamanlarda da namuslarını korurlar. Onların böyle yapması, Allah’ın onları bu şekilde yaratarak korumasındandır. Onlar, kocalarının mallarını boş yere harcamazlar. Size karşı gelmelerinden korktuğunuz kadınlara Allah’ı hatırlatarak, ondan korkmasını söyleyerek nasihatta bulunun. Yataklarından ayrılın. Bunlarda fayda vermezse onları ağır bir şekilde olmamak üzere dövün. Şayet bundan sonra size itaat ederlerse artık onlara eziyet vermek için başka bir yola başvurmayın. Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür. Kadınlara haksızlık ettiğiniz taktirde onların haklarını sizden alır.

Hasan Basri, Katabe ve İbn-i Cüreyc bu ayetin, karısını döven bir kişi hakkında nazil olduğunu söylemişlerdir. Bu hususta Hasan Basri diyor ki: “Bir adam karısını dövdü. Kadın Resulullah’a gelip kocasını şikayet etti. Resulullah da kocasına kısas uygulamak istedi. Bunun üzerine Allah teala “Erkekler kadınlar üzerine hakimdirler.” ayetini indirdi. Resulullah adamı çağırıp ayeti ona okudu ve buyurdu ki: “Ben bir şey yapmak istemiştim ama Allah daha başkasını diledi.”
Aynı şekilde bu ayet için Menar VI, 74 de, Hz. Peygamber’in, “Ben bir şey istedim ama Allah başka bir şey irade etti. Allah’ın irade ettiği şey en hayırlısıdır” dediği rivayet edilmiştir.. Der..
Buradan da, Peygamber istemediği halde, Allah’ın Kuran’da kadının dövülmesi konusunda irade kullandığı anlaşılıyor..
Zühri bu ayeti gözönünde bulundurarak “Koca ile karı arasında cana kıyma söz konusu olmadıkça kısas yoktur.” demiştir. Yani koca karısını öldürmedikçe, karısını dövmesinden dolayı kendisine kısas yapılmaz.” Demiştir..

Ayrıca Peygamberin bir hadisinde kadının dövülmesi ile ilgili şu ifade vardır..
3273 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz."
Ebu Davud, Nikah 43, (2147).

alıntı