GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: ђ๏Ŧєєz - 15 Mayıs 2007, 14:43:54

Başlık: YALAN SÖYLEMELER VE ELE VEREN TÜYOLAR
Gönderen: ђ๏Ŧєєz - 15 Mayıs 2007, 14:43:54
YALAN SÖYLEMELER VE ELE VEREN TÜYOLAR
 
Klinik psikoloji alanında dünyaca tanınan ve kısa süreli terapide devrim niteliği taşıyan "Nöro Dinamik Analiz"in yaratıcısı David J. Lieberman'ın ilginç bilgiler içeren kitabı, Kuraldışı Yayıncılık'tan piyasaya çıktı. "Size Kimse Yalan Söyleyemez" adlı kitabında insanoğlunun günümüzde kandırmaca dolu bir dünyada yaşadığına dikkati çeken Lieberman, "Birilerinin bize yalan söylemesine engel olamayız ama bizi inandırmalarına engel olabiliriz" görüşüne yer veriyor.

Kitabın her bölümünde yalanın farklı bir yüzünün ortaya konulduğunu belirten Lieberman, kitaptaki yeni teknikler sayesinde herkesin kendilerine yalan söylenip söylenmediğini anlayabileceğ ini kaydediyor.
       
YALAN SÖYLÜYORSA

Lieberman'ın araştırmalarına göre, birinin yalan söyleyip söylemediğini aşağıdaki ipuçlarıyla anlayabilirsiniz:

Yalan söyleyen kişi göz temasından kaçınır, göz göze gelmemek için elinden geleni yapar.

Yalan söyleyen ya da bir gerçeği saklayan kişi, ellerini ve kollarını daha az kullanır.

Kendisine soru sorulduğunda elleri sımsıkı kapanıyorsa ya da avuçları aşağı dönükse bu yalanın ya da kandırmanın sinyalidir.

Ellerini yüzüne ya da boynuna doğru götürüyor olabilir ama bedeniyle teması sadece bu kısımlarla sınırlı kalır.

Verdiği cevap nedeniyle içinin rahat olduğunu göstermeye çalışan kişi belli belirsiz kaçamak bir şekilde omzunu silker.

Kişinin el kol hareketleri ile söylediği sözler arasında zamanlama hatası vardır. Baş hareketleri mekaniktir.

Şaşırmış, korkmuş ya da mutluymuş rolü yapıyorsa, yüzünde beliren ifade, ağız bölgesiyle sınırlı kalacaktır.
       

"KAMBUR DURUR, KAPIYA BAKAR"

Yalan söyleyen kişi ayakta dururken ya da otururken konuşma sırasında sırtını dik tutmaz.

Kendisini itham eden insandan uzaklaşmak isteğiyle muhtemelen bakışlarını kapıya doğru çevirir.

Konuştuğu insanla ya çok az fiziksel temas kurar ya da hiç kurmaz.

İşaret parmağını ikna etmek istediği kişiye yöneltmez.

Kendisini itham eden kişiyle arasına bir takım nesneler koyar.

Bilinçaltından sızan gerçek duygular, düşünceler ve niyetler dil sürçmesi şeklinde ortaya çıkar.

Karşısındaki kişi anlattığı hikayeye inanana kadar fazladan bilgi vermeye devam eder. -Sorulara asla doğrudan cevap vermez, dolaylı olarak ima eder.

Yalan söyleyen kişi, 'ben, biz ve bizim' gibi zamirleri ya çok az kullanır ya da hiç kullanmaz.

Kullandığı kelimeler açık ve net olmayabilir.

Sorulan soruya oranla aşırı bir tepki gösterir.

Yalan söyleyen kişi, bütün sorularınıza cevap verebilir ama kendisi size soru sormaz"
       

"HAKSIZ YERE SUÇLANDIĞINA SİNİRLENMEZ"

David J. Liberman'ın araştırmasına göre, yalan söyleyen kişi, konu değiştirildiğinde rahatlar ve gerginliği azalır.

Yalancıları tanımanın diğer yolları da şöyle:

Haksız yere suçlandığına sinirlenmez.

'Gerçeği söylemek gerekirse', 'Dürüst olmak gerekirse' ve 'Neden yalan söyleyeyim ki' gibi cümleler kullanır.

Soruyu önceden düşünmüş ve cevabı hazırlamıştır.

Sorunuzu tekrar etmenizi ister ya da soruya soruyla karşılık verir.

Konuşmasına, 'Yanlış anlamanı istemem ama' gibi bir cümleyle başlar.

İlginizi dağıtmak için şaka yapar ya da dalga geçer.

Daha ayrıntılı açıklama gerektiren konuları sıradan bir şeymiş gibi aktarır.

Hikayesi o kadar inanılmazdır ki, sırf bu yüzden inanırsınız.

 

NOT: Yalan asla baki kalmaz er yada geç birşekilde ortaya çıkar. Ya kişinin duyduğu aşırı vicdan azabı sonucu itirafla ortaya çıkar yada yalan kendini kırılan potlarla ortaya çıkarır. genellikle vicdan sorgulaması sonucu kişinin duyduğu şiddetli rahatsızlık nedeniyle yalanlar ortaya çıkmış ve öz olan gerçekler gün yüzüne çıkmıştır.