GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

SPOR SAHASI => Spor Külüplerimiz ve Basketbol => Basketbol => Konuyu başlatan: sevdaligul - 03 Mart 2007, 23:00:29

Başlık: Büyük Onur
Gönderen: sevdaligul - 03 Mart 2007, 23:00:29
NBA’in en büyük yıldızlarının taç giyme töreni All-Star karşılaşması. Ve bu yıl seçilen 24 yıldız isim arasında bir Türk oyuncu, Mehmet Okur da yer alacak.


Aslında adı üstünde: All-Star. Yani ’hepsi yıldız’. NBA’in All-Star şöleni Doğu ve Batı yakasında o sezon en çok öne çıkan, ’yıldız’ unvanını en çok hak eden 12’şer oyuncunun karşı karşıya geldiği bir gösteri maçı. Sezonun ortasında o yılın en başarılı, en çok alkış alan isimlerinin bir taç giyme töreni aslında.

NBA’de bir oyuncu bir kez All-Star seçildiğinde artık adı hep o unvanla anılıyor. Oscar ödülü alan bir oyuncu gibi. O günden sonra ne yaparsa yapsın “Oscar ödüllü aktör” dendiği gibi “All-Star oyuncu” unvanı hep isminin başında yer alıyor. Bundan sonra da Mehmet Okur hep bir yıldız olarak anılacak.

O BİR STAR
Kolay bir yol olmadı aslında Mehmet Okur’unki. Öncelikle çok daha iyi takımlar ve çok daha ön plana çıkan oyuncuların bulunduğu Batı karmasında 12 oyuncu arasına girmek çok daha zor. Doğu’da olsa işi belki de daha kolay olur, ilk açıklanan 12 isim arasında yer alırdı. Memo ilk açıklanan 12 oyuncu arasında yoktu. Bu sezon takımının başarısı için kendi istatistiklerinden fedakarlık eden Mehmet, bireysel başarıyı öne çıkaran All-Star seçiminde takımının başarısı için kendi şansını azalttı. Bu nedenle daha iyi rakamlara sahip olan takım arkadaşı Carlos Boozer 12 kişilik kadroda yer aldı. Salt Lake City’nin NBA haritasında yeri oldukça küçük olduğu için pek çok başarılı takımdan birden fazla oyuncu alınmasına karşın Utah Jazz’den sadece Boozer’ın alınması yeterli görüldü ve Mehmet takım için yaptığı fedakarlığın karşılığını orijinal seçimde alamadı. Ancak Çinli pivot Yao Ming’in yanı sıra Boozer da sakatlığı nedeniyle kadrodan çekildi. Herkes Utah’ın bir temsilcisinin, Mehmet’in alınmasını beklerken NBA Başkanı David Stern, NBA’in en iyi takımı Dallas’dan ikinci bir temsilci Josh Howard ve Denver’dan ligin sayı kralı Carmelo Anthony’yi almayı tercih etti. Ancak önceki gün Phoenix’den Steve Nash ve Denver’dan Allen Iverson’ın da sakatlıkları nedeniyle takıma katılamayacağı açıklanınca Mehmet Okur, Seattle’dan Ray Allen’la birlikte o çok hak ettiği All-Star karmasının bir parçası oldu.

MASAL GİBİ
O NBA’in en parlak yıldızlarının bir parçası artık. Dünya’nın en iyi basketbolcularının yer aldığı ligin en önemli yıldızlarından biri. Çok değil bundan 10 yıl kadar önce hayâl kahramanlarının mücadele ettiği o masal gibi maçta Mehmet Okur da yer alacak. O hayal kuran bir gençti. Masal kahramanı olmak istedi ve bugün onu başardı. Herkese de bunu başarmak için masal kahramanı olmak gerekmediğini, insanın kendisine yüksek hedefler koyduğu ve bunun için çok çalıştığı zaman neler yapabileceğini gösterdi. İşte böyle şeyler insana yaşam konusunda ilham veriyor.

Kalbim yerinden fırlayacaktı
Araba kullanırken cep telefonu kullanmak gerçekten tehlikeli. Mehmet Okur da bu konuda herkesi uyarıyor. “Antrenmandan eve dönerken cep telefonum çaldı. Salt Lake City numarası arıyordu. Daha açmadan kalbim güm güm atmaya başladı. Kendi kendime ’Allahım bir şeyler oluyor. Bunu açmalyım’ dedim. O anda daha açmadan terlemeye başladım” diyor Memo. Elbette onu asıl heyecanlandıran 8 aylık hamile eşi Yeliz’den gelebilecek haber. Ancak telefonu açtığında baba olmak kadar olmasa da son derece önemli bir haber aldı 27 yaşındaki oyuncu. Konuşmayı ise şöyle anlatıyor: “Telefonun diğer ucunda (Utah Jazz başkan yardımcısı) Kevin O’Connor vardı ve bana All-Star seçildiğimi söyledi. Önce inanamadım. Hiçbir şey hissedemedim. Önce O’Connor’ın benimle dalga geçtiğini sandım. Ancak sonra ’Bu konuda dalga geçmem. Tebrik ederim’ dedi. O kadar sevindim ki.” Elbette hemen eşi Yeliz’i aramış. Ama eşi de heyecandan konuşamamış ve sadece ağlayarak “Eve gel. Seni görmek istiyorum” diyebilmiş. Sonra da saatler Türkiye’de geceyarısını gösterirken ailesini arayarak onlarla paylaşmış heyecanını. Anne ve babası da sadece sevinç çığlıkları atabilmiş. Şimdi Mehmet’in tek derdi eşi Yeliz’i pazar günü maçın oynanacağı Las Vegas’a götürmek. “Doktoruyla konuşacağım. Uçağa binmesi bir sorun oluşturacaksa onu oraya kadar arabayla götürecek birini bulmam gerekecek” diyor. Mehmet’in hayatında yeni sorunlar baş gösterdi. Yakın bir gelecekte ikinci bir müjdeye hazırlanıyor. Bir kızı olacak. O da yeni sorunlar getirecek elbette. Ama bunlar dünyanın en güzel sorunları.

Fedakârlığın ödülü
Mehmet bu sezon Utah’ın başarısı için büyük özveride bulundu. Takım içindeki rolünü değiştirip, fiziksel olarak çok daha yorucu olan pivot pozisyonuna geçti, hücumda pek çok topu Carlos Boozer’a verdi. Ancak sonuçlar tartışılamaz. Jazz şu anda tüm NBA’de lig üçüncüsü. Nash ve Iverson yerine seçilecek adaylar arasında bireysel rakamları daha iyi olan Elton Brand ve Portland’dan Randolph yer alıyordu. Ancak David Stern’ün tercihi Memo oldu. Utah’ın San Antonio, Phoenix ve Chicago gibi kritik galibiyetlerinde başrolde olan Memo bu üç maçın son çeyreklerinde 12 sayı ortalaması yakaladı. Boozer’ın yokluğunda sayı ortalaması 6 artarak 24.3’e çıktı. Jazz 6 maçın 5’ini kazandı