GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: leydi - 23 Temmuz 2013, 12:22:33

Başlık: İnsanı Kamil
Gönderen: leydi - 23 Temmuz 2013, 12:22:33
İNSAN NASIL OLGUNLAŞIP İNSAN-I KAMİL OLUR...

Bir gezginin yolu günün birinde bir bahçeye düşmüş. O bahçede yalnız
gül yetişirmiş. Birbirinden narin ve zarif güller. O güller kadar zarif
ve latif bir hatun kapı önünde duruyormuş. GEZGİN hatuna hayranlık ve
saygı ile yaklaşıp kendisini takdim etmiş. Ve hatundan adını
bağışlamasını istemiş.
HATUN: Bana SEVGİ derler.
GEZGİN: Sevgi hatun burada yalnız mı oturuyorsunuz?
SEVGİ: Hayır eşimle beraber oturuyoruz. Ona İLİM derler. Şu anda
bahçede çalışıyor. Bıkmaz yorulmaz bir kişidir.
GEZGİN: Bahçeyi dolaşmama izin var mı?
SEVGİ: Hay hay... Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın da SAYGI dediğimiz şu
mesleri giyiniz. Onlar öylece konuşurken İLİM çıkagelmiş. Bahçeyi
birlikte dolaşmaya başlamışlar.
SEVGİ önde İLİM ve GEZGİN arkada yürüyorlarmış. Her gülün bir adı
varmış.
MUTLULUK, HOSGÖRÜ, SABIR, KANAAT, ADALET, İRADE, ŞEFKAT,
MERHAMET, AKIL, HİKMET, KUDRET, SAMİMİYET, TEVAZU, FAZILET VE........
Bu kadar çeşitte ve bu kadar yoğunlukta güzellik bu kadar bakım ve
özen, böylesine bir düzen karsısında heyecanlanan ve hayrete düşen gezgin
bahçıvan İLİM efendiye sormuş:
GEZGİN: Siz hangi gülün hangi isimde olduğunu bazen karıştırıyor
musunuz?
İLİM: Bazen şaşırdığım oluyorsa da, SEVGİ hemen yardımıma koşuyor, bana
doğru ismi hatırlatıyor.
GEZGİN: Güllerin erip eriştiği bu toprağın bir özelliği var mı?
İLİM: Özelliği olup olmadığını bilmiyorum.
Bu toprağı bize VEFA adında bir dostumuz getirir.
VEFA dostumuzun dediğine göre, örneğin; MERHAMETLİ bir insan görünce,
ondan oluşan toprağı bize getirir, biz de onu MERHAMET gülünün altına
serpiveririz veya ŞEFKATLİ bir insan görünce ondan oluşan toprağı bize
getirir, biz de o toprağı ŞEFKAT gülünün altına sereriz ve bu böyle
devam edip gider.
GEZGİN: Güllere aşı yapılıyor mu?
İLİM: Elbette, HAYAL gülüne GERÇEKˊ aşıladık; ÜMİT gülü oluştu.
İMAN gülüne HİZMETˊ aşıladık; TESLIMIYET gülü oluştu.
HİKMET gülüne AKIL ˊı aşıladık; İRADE gülü oluştu.
Bu aşıları sürekli yapmak zorundayız.
Örneğin; o muhteşem ADALET gülüne KUDRET gülünü aşılamazsak,
ADALET hemen sararıp soluyor. Aciz kalıyor. KUDRET gülüne ADALETˊİ
aşılamazsak,
KUDRET gülünün toprağında ZULÜM böcekleri üreyiveriyor.
GEZGİN: Bu aşıları siz mi yapıyorsunuz?
İLİM: Çelikleri ben hazırlıyorum, ama aşıyı koyup kovuşturan eşim
SEVGİDİR.
O İLHAM kalemini eline alır, aşılanacak varlığın AKIL perdesini yumuşak
yumuşak aralar, böylece o varlığın gönlüne ulaşır, oraya aşı çeliğini
bir güzel yerleştirir. Sonra da oluşan bütün kader sicimi ile tatlı
tatlı sarar. Bütün bu işleri, bu aşamaları her seferinde aynı zevk ve
heyecan içinde seyrederim. Sanki o anda Allah yanımızdaymış gibi...
GEZGİN: Tercih ettiğiniz güller var mı?
İLİM: Aslında yok. Fakat eşim SEVGİ; HOSGÖRÜ için ''O benim beş
duyumdur.'' der.
SAMİMİYET için, ''O benim AHLAKIMDIR'' der.
TEVAZU için, ''O benim EDEBİM dir'' der, ama ÜMİT' e fazlaca düşkün
galiba...
Zira ÜMİT için ''O benim kanımdır'' der durur...
Bir kaç gün sonra gezgin bir kasabaya varmış. Bir kahvehaneye girmiş.
Burası oldukça tenha imiş. Kuytu bir köşede bir kişi oturuyor ve çay
içiyormuş. Gezgin bu zata yaklaşmış, yanına oturmuş, kendisini takdim
etmiş, adını bağışlamasını dilemiş....
O zat demiş ki: ADEM: Bana ADEM derler.
Gezgin başından geçenleri; Gül bahçesini, iki soylu bahçıvanı,
konuşmaları anlatmış. Adem dinlemiş.
Sonunda demiş ki:
O bahçeye İNSANLIĞIN OLGUNLUK BAHÇESİ derler