GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Yazılar => Konuyu başlatan: ђ๏Ŧєєz - 11 Nisan 2007, 21:10:12

Başlık: YEŞİL, YEŞİL, HEP YEŞİL...
Gönderen: ђ๏Ŧєєz - 11 Nisan 2007, 21:10:12
Bilgisayarımızın yaydığı radyasyondan korunmak için masamızın üstüne küçük bir saksı kaktüs koyarsak korunmuş oluruz. Kaktüs alıyormuş bu radyasyon denen zararlı ışınları.

Kaktüs, kaktüsgiller (Cactaceae) familyasını oluşturan etli sulu ve çiçekli bitkilerin ortak adıdır.

Çölde yetişen Saguaro, en büyük kaktüslerden biridir. Yetişkinleri genellikle 12 metre boya ulaşır, nadiren de 15 metreyı aşanları bulunur.


Yeşil Mucize Fotosentez

YAPRAKTAKİ TASARIM VE YAPRAK ÇEŞİTLERİ

Yaprağın hangi parçasını incelersek inceleyelim, sonsuz bir aklın ve sanatın izlerini görürüz. Yaprağa dıştan baktığımızda gördüğümüz biçim ve yapılar, belirli bir amaca yönelik bir tasarım içerir. Örneğin, yaprağın maksimum güneş ışını alması için düz durması gerekir. Ancak, yaprak böyle durabilmek için özel bir dizayna sahip olmalıdır. Yaprağı bir gazete ya da dosya kağıdına benzetmek yaprağın düz durması için gerekli olan bu dizayn hakkında daha iyi fikir verecektir. Bir düşünün, gazete ya da dosya kağıdını düz tutmak istediğinizde ne olur? Tabi ki kağıt kıvrılarak ikiye katlanır. Bu durumda yapmanız gereken kağıdı, ona yanlardan belirli bir kıvrım vererek dik tutmaktır. İşte, yaprakların dik durması için de böyle belli bir kıvrıma sahip olmaları gerekir.


Bir kağıdın dik durabilmesi için yanlardan bir kıvrım verilmesi gerekir.

Güneş enerjisinden maksimum faydalanabilmek için dik durması gereken yaprakların da, böyle bir kıvrıma sahip olmaları şarttır.

Nitekim yaprakları incelediğimizde bu özel tasarımla karşılaşırız.
 

Yaprakların dik durarak, güneş ışığından daha fazla yararlanmaları nın bir nedeni de yapılarında bulunan "midrib" adı verilen ana damardır. Bu damar, yaprağın ortasından geçerek onu bitkiye bağlar.

Ayrıca,midribden çıkarak yaprağın yüzeyine yayılan başka damarlar da vardır. Midrib ve bu yan damarlar, yaprağın düz durmasını sağlayan iskelet görevi görürler.

Peki, yeryüzünde sayılamayacak çoklukta bulunan yapraklardan her biri ince bir hesap isteyen bir eğime ve düz durmaları için gerekli olan bir damar sistemine nasıl sahip olmuşlardır? Elbette, bir yaprağın kendi kendine, güneş ışığından maksimum oranda faydalanmasını n daha iyi olacağını akletmesi imkansızdır.

Ayrıca, yaprakların dik durmak için gerekli olan eğimi uç kısımlarına vererek yeşermeleri ya da ortalarında iskelet görevi görecek bir damar sistemi oluşturmaya karar vermeleri de mümkün değildir. Tüm bunların tesadüfen kendi kendine oluşması da kesinlikle imkansızdır.

 Sonuç olarak, yukarıdaki sorunun cevabı çok basittir: Yaprakların damar sistemini de, uç kısımlarındaki kıvrımı da tasarlayan ve yaratan Allah'tır.

Yaprak, mekanik bir destek gibi iş gören damarlar üzerine serilmiş bir kumaş parçasına benzer. Bu sistemin etkili olarak kullanılması için yaprağın, dokusunu desteklemek için kullanacağı enerjiyi en az seviyede tutması gerekir. Yaprak için bu çok kolaydır. Çünkü, yaprağın ortasından geçen bir ana destek ve bu destekten yaprakların kenarlarına uzanan ikincil destekler vardır. Özellikle, ana damarın bulunduğu yer yaprağın ağırlık dağılımını dengelemede çok önemlidir. Şöyle ki, ana damarın kaldırma gücü, bağlantı noktasından uzaklaşıldıkça azalır, ağırlık ise uzaklaşıldığı oranda artar. Örneğin ağır bir kitabı kolunuzu ileri uzatarak tutarsanız, kolunuzun kitabı kaldırma gücünün azaldığını, kitabın kolunuza etki eden ağırlığının ise arttığını hissedebilirsiniz. Ancak, ana damar yaprağın tam ortasından geçtiği için üzerindeki ağırlık eşit miktarda dağılır.
Başlık: Ynt: YEŞİL, YEŞİL, HEP YEŞİL...
Gönderen: PERİ - 11 Nisan 2007, 21:31:09


tamam arkadaşım .ilk iş yarın hemen çiçekçiden bir kaktüs alıyorum.faydalı bilgilerin için sağol hofeez.bilgi küpü gibisin mübarek.Allah seni başımızdan eksik etmeye