GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

TV KEYFİ VE GÜNCEL OLAYLAR => Haber ve Yaşam Merkezi => Sinema, Afiş,Fragman ve Film Resimleri => Konuyu başlatan: sevdaligul - 10 Nisan 2007, 21:30:18

Başlık: George W. Bush Öldürülmüş Olsaydı…
Gönderen: sevdaligul - 10 Nisan 2007, 21:30:18
(http://www.yenisafak.com/resim/buyuk/zgeo_byk073471ea07319f73.jpg)

BAŞKANIN ÖLÜMÜ
(Death of a President)
2006, İngiltere Yapımı
Yönetmen: Gabriel Range
Oyuncular: Hend Ayoub, Malik Bader, Becky Ann Baker, Brian Boland, Michael Reilly Burke, Patricia Buckley Süre: 90 dakika
Özel Sınırlamalar: İçerdiği kısa şiddet öğeleri nedeniyle, Amerikan MPAA Kurumu'dan “R” (Restricted/Sınırlandırılmış) uyarısına sahiptir. 18 yaşından küçüklerin ve bu tür temalardan hoşlanmayanların izlememesi önerilir.
Uluslararası İzleyici Yargısı: 6.3 / 10
(Kaynak: www.imdb.com sitesi)
Dağıtıcı Şirket: Bir Film
* * *

Amerika Birleşik Devletleri'nin 43. Başkanı George W. Bush, 19 Ekim 2007 tarihinde Chicago'da düzenlenen bir suikast sonucu öldürülür. Bunun üzerine ülkede tam bir cinnet atmosferi yaşanmaya başlar ve FBI'ın yürüttüğü agresif soruşturmanın sonucunda da aranan günah keçisi bulunur. Bu kişi Ortadoğu kökenli Müslüman bir göçmen olan Cemal Ebû Zikri'dir.

Öfkeli kamuoyunun sanık sandalyesinde görmek istediği şüpheli kısa sürede derdest edilmiştir edilmesine; ancak geriye kalan o tek soru bütün bu hengâme içinde gözlerden kaçacaktır: Ebû Zikri, bu suikastın gerçek suçlusu mudur?

Televizyon filmlerinden gelme İngiliz yönetmen Gabriel Range'in, gösterildiği bütün ülkelerde şaşkınlıkla karşılanan, kimi toplumlarda fazlasıyla beğenilip övgülere boğulan, kimilerinde ise “sevimsiz bir kurmaca” olarak nitelendirilen tartışmalı yapıtı “Başkanın Ölümü”, yaklaşık bir yıllık bekleyişin ardından nihayet bizde de sinemaseverlerle buluşuyor.

Geçen yıl katıldığı Toronto Film Festivali'nde, “gerçeği korkusuzca çarpıtarak daha büyük bir gerçeği ortaya çıkardığı” için Uluslararası Eleştirmenler Birliği (FIPRESCI) ödülüne lâyık görülen bu sıradışı yapıt, ayrıca İngiltere'de de Kraliyet Televizyon Cemiyeti'nin büyük ödülünü kazandı.

BELGESEL TADINDA BİR “MELGESEL”

Kimi batılı sinema yazarlarının verdikleri adla bir “mockumentary” (“melgesel”) yani belgesel görünümlü bir kurmaca film olan “Başkan'ın Ölümü”, henüz yaşanmamış bir günde (17 Ekim 2007) geçen hayâlî bir suikasti, izleyiciyi allak bullak eden bir gerçekçilik duygusu içinde aktarmakta. Filmin amacı, yönetmen Range'in de medyaya verdiği demeçlerde bir çok defalar vurguladığı gibi, en inandırıcı türden belge görüntülerin bile gerektiğinde kurmaca mantığı içinde sıfırdan ya da yenilen oluştulabileceğini, sonra da bunların kitleleri manipule etmede ne denli başarıyla kullanılabileceğini kanıtlamak. Hemen belirtelim ki film, baştan ortaya koyduğu bu hedefe fazlasıyla ulaşıyor. Gerçek belgesel görüntülerle belgesel edâsında çekilmiş kurmaca görüntülerin bileşkesinden oluşan öykü zaman zaman öylesine inandırıcı ki bir görünüm almakta ki çoğu kişinin “Aslında böyle bir olay oldu da biz mi kaçırdık” izlenimine kapılmaması işten değil. Özellikle de günümüzde bütün dünyada nefret edilen bir politikacı konumundaki George W. Bush'u bu çıplak gerçekten bütünüyle soyutlayıp bir “kitle kahramanı” olarak gösterirken, filmin -medyatik manipülasyonun ne menem bir şey olduğu noktasında- hedefi tam onikiden vurduğunu belirtmek gerek. Bu arada, yönetmenin, 11 Eylül'den sonra -başta ABD olmak üzere- batı dünyasının her köşesinde oluşan Müslüman nefretini gözler önüne sermeye yönelik sağduyulu yaklaşımı da saygı ve takdiri fazlasıyla hak ediyor.

Şunu da vurgulamak gerekir ki “Başkanın Ölümü”, bu hafta sonunda beyazperdede eğlence arayanlar için uygun bir seçenek değil. Ancak, böylesi ilginç deneylere açık olan ve siyasal sinema adına gerçek bir başyapıt görmek isteyenler için biçilmiş kaftan. Derdiniz kafa boşaltmak değil, aksine kafayı doldurmak ise “Başkan'ın Ölümü”nü izlemekle çok şey kazanacaksınız. Türk izleyicisine nitelikli yapıtlar sunması nedeniyle öteden beri sevip takdir ettiğimiz Bir Film'in, “Pan'ın Labirenti”nden sonra bu hafta sonundaki ikinci bombası…