GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

GENEL KÜLTÜR VE TARİH => Edebiyat Bölümü => Edebiyatçılarımızın Hayat Hikâyeleri => Konuyu başlatan: çoban - 24 Mart 2007, 03:42:55

Başlık: ŞAİR NABİ
Gönderen: çoban - 24 Mart 2007, 03:42:55
 Divan şiirinin usta ismi

  Nâbî (1642-1712) Şanlıurfa'da doğdu. Asıl adı Yusuf'tur. 24 yaşında İstanbul'a geldi. Kendisini himaye eden Musahib Mustafa Paşa'nın ölümü üzerine İstanbul'dan ayrıldı. Halep'e gitti. Burada 25 yıl kadar kaldı. Rahat bir hayat yaşadı. 1710'da tekrar İstanbul'a döndü. Çeşitli devlet memurluklarında bulundu. İstanbul'da öldü. Döneminde üstat bir şair olarak kabul gördü. Nâbî, didaktik şiire önem verdi. Nabi'nin yayımlanmış Dîvân'ından başka bir Farsça Dîvânçe'si, Hayriyye, Hayrabad ve Surnâme adlarında üç mesnevisi bulunmaktadır.
Nabi ile ilgili, 1678 yılında hacca giderken yaşadığı rivayet edilen bir hadise vardır.

Şair , hacca gitmeye niyet eder ve bir kafile ile yola koyulur. O dönemde günlerce süren meşakkatli bir yolculukla ancak menzile ulaşılabiliyordu.Şairin de içinde bulunduğu kafile Medine’ye yakın bir yerde vakit geç olduğu için mola verir. Nabi , mübarek yerlere yaklaşmış olmanın heyecanı ile uyuyamamıştır. Gözleri etrafta gezinirken bir kişinin ayakları kıbleye karşı yattığını görür. Böyle durumlarda çok hassas olan şair, irticalen şu mısraları söyler.
Sakın terk-i edebden kuy-ı mahbub-ı Huda’dır bu

Nazargah-ı Ilahi’dir makam-ı Mustafa’dır bu



terk-i edeb: Edebi terketmek

kuy-ı mahbub-ı Huda:Allah’ın sevgilisinin beldesi

nazargah : Bakılan yer



Bu beyti duyan kişi hemen toparlanır, ayağa kalkar. Davranışı kasti değildir ama çok utanır. Bir müddet sonra herkes toparlanır ve yola çıkarlar. Sabah ezanları okunurken Medine’ye yaklaşmışlardır.Fakat hayrete düşerler. Mescid-i Nebi’nin bütün minarelerinden müezzinler sala verir gibi şunları okumaktadır.



Sakın terk-i edebden kuy-ı mahbub-ı Huda’dır bu

Nazargah-ı Ilahi’dir makam-ı Mustafa’dır bu



Namazlar kılındıktan sonra kafilede bulunanlar büyük bir şaşkınlık içinde müezzine sorarlar. “ Bu şiiri şair Nabi daha bu gece yolda iken söylemişti.Siz nereden biliyorsunuz?” Aldıkları cevap hem enteresan, hem de muhteşemdir. “Peygamber efendimiz (sav) bu gece rüyamızda bize bu beyti öğretti ve sabah ezandan önce okumamızı istedi.”