GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Hayat ve Yaşam Sahası => Hayata Dair Olaylar => Konuyu başlatan: sevdaligul - 04 Mart 2011, 18:52:53

Başlık: Herkes Aşık Olamaz
Gönderen: sevdaligul - 04 Mart 2011, 18:52:53
(http://3.bp.blogspot.com/-0Ad-33Jy7Og/TVaZTC62MnI/AAAAAAAAAC8/31et9DUtoEo/s200/14subat.jpg)



O-LA-MAZ!!! Bu kadar basit! Olmuyorsa da zorlamayın adamı yahu! Özellikle bayanların bu konuda beylerin üzerine gidişleri meşhurdur zaten. Sonra istenmeyen şeyler duyarlar, sonucu iki tarafında üzülmesiyle biter. Zaten şu dünyada herşey aşktan ibaret değildir. Eğer bir beraberlik içindeyseniz, oluruna bırakılması taraftarıyım. Zorla birşeyler olmuyor çünkü. Biteceği varsa da biter, adına da denir “Kader”... Böyle kafiyeli ve şairane bir başlangıç yaptıktan sonra devam ediyoruz yazımıza.


     Uzmanı olmadığım bir konu olsa da, üç/beş bir şey yaşamışlığım vardır. Genel fikrim; güzel bir şey aşk. Ama herkese göre değil. Mesela bana göre değil. Hem kendimi çok dağıtıyorum, hem daha çok içime kapanıyorum. Ayrıca yanımda sürekli ekstradan biri daha olması fikri beni çok rahatsız ediyor. Çünkü yalnızlığı severim, kendime vakit ayırmaktan hoşlanırım. Eh, duygusallık paylaştığınız bir birey varsa böyle şeylerin pek mümkünatı olmuyor, karşı tarafın ilgi ve alaka talepleri ile karşılaşıyorsunuz. Tabi ilişkiyi sürdürebilmek için de, bu talepleri karşılamak mecburiyetindesiniz. Ben o dengeyi tutturamayanlardanım, belki de bu yüzden aşktan, ilişkilerden hoşlanmıyorum.


     Günümüzde çok doğaüstü bir olay gibi algılanıyor aşk. Bütün hayatı pespembe görmeler, sevdiğinin sana peri kızı gibi gözükmesi falan. Ama unuttuğumuz bir şey var; hayatta herşey aşktan ibaret değil. Bir kişinin sizinle beraberlik içinde olması, size aşık olduğu anlamına da gelmez. Bence aşktan daha önemli olan bir şey vardır ki; o da beraber geçirdiğiniz zamandan keyif alıyor olabilmenizdir. Çünkü halkın gözündekinin aksine, bilim adamlarına göre aşkın ömrü sadece üç yıldan ibaret. Yani ilişkiniz üç yılı aştıktan sonra, istediğiniz şebekliği dahi yapsanız, karşınızdaki size aşık olmayacak. Bu yüzden ben “aşk ilişkisi” talep edilmesinin (özellikle bayanlar tarafından) mantığını bir türlü anlayabilmiş değilim. Ölüp, bir bayan olarak reenkarnasyona uğramadan da anlayamayacağım sanırım...



     Yanlış anlaşılmasın, burada ki tepkim sürekli partnerlerinin üzerinde olup “Niye beni sevdiğini söylemiyorsun? Niye beni öpmüyorsun? Niye bana sarılmıyorsun? Yoksa bana aşık değil misin?” gibilerinde mızmızlanan kişilere. Bunun küçük bir çocuğun oyuncak için ağlayıp zırlamasından ne farkı var? Partnerinin içinden geldiği zaman, o zaten sana gerekli öpücükleri, kucaklaşmaları verir. Bunun dile getirilmesi bana çok itici geliyor. Ayrıca herkesin karakteri farklıdır. Herkes canımlı cicimli vıcık ilişkilerden hoşlanmıyor olabilir. Bunun zorla partnerden istenmesi bence abuk bir durum. Şöyle de bir gerçek var önümüzde... Erkeğe hizmetlenip, cinsel isteklerini karşıladığınız sürece fazla uzaklara gitmez. Sürekli üstünde olup öpmeye, koklamaya çalışmak, istisnalar dışında erkeklerin hoşlandığı şeyler değildir. Bayanlarda da bu tam tersidir. İlgi, sevgi, sıcaklık beklerler. Bunu alabilen bayan da, yine istisnalar dışında fazla uzağa gitmez. İşte bu dengeyi iyi tutturabilen ve farkında olan çiftlerin arasındaki gerçek aşktır. Ama daha öncede dediğim gibi, ilişkilerde aşk olmazsa olmaz bir eleman değil. Partnerle geçirilen vakitten zevk alma bence işin anahtarı. Hatta sağlam bir ilişkinin temelleri...


     Çok aşık olduğunuz bir bayanla veya adamla, tutkulu bir ilişki sonucu evlendiniz diyelim... O aşk saman alevi gibi bir gün sönüverdi. Sonrası ne olacak? Bir de çocuğunuz var! Yazık günah o çocuğa. Halbuki geçirilen vakitten hoşlanan çiftte aynı durum meydana gelmez. Çünkü bir süre sonra bu alışkanlığa dönüşür, ve bu çift birbirinden ayrılamaz hale gelirler. Sonra ilişkileri saygıya dönüşür, mutlu mesut yaşayıp giderler... diye inanıyorum! Zaten bana göre aşk dedikleri şey, fiziksel beğeniden ibaret...



     Yazının başında da dediğim gibi, bu konuda çok uzman değilim, zaten üzerinde fazla yorum yapılabilecek bir konu da değil. Malum, önümüz 14 Şubat ya, aşkla ilgili yazayım dedim. Benim olaylara bakış açım %90 negatif olduğundan, böyle melankolik bir yazı çıktı ortaya. Yine de doğru düşündüğümü zannediyorum. Herkes aşık olamıyor, ama ürkmeyin, partnerinizde zorlamayın bu konuda. Çünkü bir ilişkide sevgi, saygı, canlılık şart. Aşk ise sadece pastanın süsü... Dünyada 14 Şubat’ı yalnız kutlayan kimsenin kalmaması dileğiyle, sevgililer gününüz kutlu olsun, iyi akşamlar.....



(http://1.bp.blogspot.com/-z04NlQ3FS7k/TVaZUcs-sTI/AAAAAAAAADI/geWLNYyNWWE/s1600/Good-bye-heart.jpg)

Alıntı