GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

EĞLENCE, MUHABBET VE KOMİKLER => Fıkralar Bölümü => Nasrettin Hoca Fıkraları => Konuyu başlatan: sevdaligul - 17 Mart 2007, 22:53:44

Başlık: Düsünce
Gönderen: sevdaligul - 17 Mart 2007, 22:53:44



Insallah  
Hoca aksamdan ertesi günün planini yapiyordu. "Eger yarin hava güzel olursa ormana agaca giderim, iyi olmazsa hamama." Karisi Hoca'yi uyarir: "Insallah de Hocam." Hoca:
- "Hanim ne var bunda yarin hava ya iyi olur ya kötü ne var bunda. Ertesi gün olur ve günesi gören Hoca ormanin yolunu tutar. Köyden epeyce uzaklasmistir ki askeri bir birlikle karsilasir. Askerler Hoca'ya Sivrihisar'i tarif etmesini isterler fakat askerle ugrasmak istemeyen Hoca bilmiyorum deyince komutan kizar. Kavugundan utan bir de yalan söylüyorsun! Çabuk düs önümüze ve en kisa yoldan bizi Sivrihisar'a götür.! Hoca askerlerle birlikte onca yolu teper ve Sivrihisar'a ulasip serbest kalinca tekrar evinin yoluna koyulur. Ancak gece yarisindan sonra eve varabilen Hoca ayaklarina karasular inmis, yari ölü vaziyette kapinin esigine yigilir. Kapinin tokmagini güçlükle çalar. Karisi içerden "kim o ?" diye seslenince, Hoca:
- "Insallah benim karicigim.

Kurban  
Hoca, bir sabah firtina sesi ile uyanmis.Pencereden disari bakmis, ne görsün ?! Kurumasi için ipe astiklari gömlek düsmüyor mu?! Baslamis bagirmaya:
-"Hatun kalk kurban kesmemiz lazim." Sabahin körü neye ugradigini sasiran kadin telasla sormus:
- "Kurban nereden çikti efendi."
- "Gömlegim, gömlegim ipten düstü.
- "Gömlek düstü diye kurban kesildigi nerede görülmüs?!"
- "Deme öyle hatun, ya içinde ben olsaydim !! (Az sadaka çok belayi def eder)