GüLe SeVDaLi BiR GeNçLiK

AŞK VE HAYAT => Aşk Yeri => Serbest Şiir Köşesi => Konuyu başlatan: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:06:33

Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:06:33
ARKA BAHÇE

Evin gölgesidir arka bahçe
Bir yatak odasının
Usulca taşan sıcağı

Çocuğun dokunuşu
Annenin durgunluğudur arka bahçe
Dudakta öpücük izi
Bir yaradır kuşun kanadında
Elmaya düşen ala
Çatlayan yüreği narın

Seksek için yollara
Çizilen şekillerdir arka bahçe
Bir gelinin ilk gecede
Yere düşen duvağı

Dul bir kadının
En tenha yeridir arka bahçe
İşveli ve içli sözleri
Ya da yanlış yorumlanan
Pembe gülüşü

Asker mektuplarının
Okunduğu yerdir arka bahçe
Ve üzgün bir sevdanın
O solgun haresi

Şairin haremidir arka bahçe

Musa Öz






Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:11:08
ELA

Çocuğun gelince süt dişleri
Büyür annenin sevinci
Su içlerinde çakıl tanesi
Ve mayhoş bir ağartı uçlarında
Eladır bu
Çiy damlası tırnakları
Diş goncasında acı bir kamaşma
Gülerken ağlaması

Deli kız kaptırır gönlünü
Aydede uçurur geceler boyunca
Ve durulur da pembeleri
Avuçlanmış bir su yalnızca
Yürüse sokaklarda denize baksa
Sözler, kokular
Boyuna ince bir düşünce
Eladır bu

Şair yüreği açar dikenleriyle
Konmasa da yorgun kuşlar
Bir kızdır koklayan
Tırnakları kanar, incelir düşleri
Eladır bu
Ah şair çocuk
Köpük toplar kızların koynundan
Sürer gökyüzüne güz günleri

Şu utangaç gökyüzü
Uçsa bulutlarla, kuşlarla konsa
Derelerin gümüş rengi
Çoğalır bir damla gözyaşıyla
Kadınlar ki solgun öykülerde
Kol kanattır çocuklara
Türküler, kederli aşk şiirleri
Eladır bu

Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:13:53
ÇOCUK

Masamız bir yaz ayı. Sandalye
Gölgesi ağacın
Su damlacıkları düş kırıntılarıdır
Kuşların düşürdüğü

Senin yürüyüşünde
Yorgun bir yazmanın endamı
Sesin ki taçyaprağı
Ya da uçarı bir pembe
Soluğun terli, öfken terli. Sonra
Kilim yere serilir
Isınır taşlar suyun içinde
Kuyuların kumu çoğalır
Derin uykusuna dalar ay
Ya sonra
Sonrası bu işte

Kirinden pasından arınır dünya
Renk gelir dizlerime

Gölgeler ki içidir evrenin
Döker de seslerini
Kaybolur gider sokak içlerinde
Çocuk
Sıkıca kavrayıp resimli ipini
Gökyüzünü uçurur

Bereketli bir tarlanın işmarısın
İşveler içinde

Musa Öz


Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:17:22
DEĞİŞİM

Okunaklı yol şarkılarına çalıştık
Değişimdi ilk hecemiz

Deniz ki yorgun tavrıyla
O göksel kabuklarını
Yoğun bir çabayla kum üzerine
Değiştirir boyuna
Ve yaşlı balıkçı ömrünü 
Kız ise kızlık zarını
Ovalar dağlara değişir. Dağlar
Çalışkan bulutlara

Sözün bekareti çocuğun dişiyle

Bir de gün saplanır güne 
Gibi devrilir usulca. Ay
Bir entari düğmesi. Yıldızlar
Ah yıldızlar ise düşünce…
Balıkçı ile deniz, fikrini
Dağlar akbabayı değiştirir 
Ve sırmalı kız geceleri
Gül kokusuna çalışır da
Bir ip kopar dantelinden ipince
Ağzında
Kırmızı erik çekirdeği

Okul şarkısıydık biz dokunaklı

Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:20:15
ŞARKI

Yaz annemin mevsimi
İlkyaz kız kardeşimin. Babamın ise
Sonbahar
Ah yorgun babam
Rüzgarlı tepeler gibi konuşan

Mevsimler için böyle güzel
Şarkılar söyleriz

Bir vakit ki kadınlar
Gün dönünce güz aylarında
Koyulaşan  sütler gibi güleç
Ve yoğundurlar
Öyle derin ve manalı

Kadınlar için de söyleriz
Bu şarkıları

Bahanedir suların buharlaşıp
Bulutların yoğunlaştığı
Gökyüzünü yıkar aslında yağmur
Yeryüzü de
Faydalanır bu halden

Mor şarkılar söyleriz gökyüzüne
Arada işte böyle

Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:22:52
BİR ANA

I
Dudaklar yansa da dereler soğudu

II
Şarkılar söylüyor tarlakuşu
Geçerken hüzünlü gül sandıkları
Üşüyor anaların gözyaşıyla
Güleç göller, utangaç gökyüzü
Ve reçine kokuyor üzümler
Taneleri iri yar gülümsemesi

Güzdür şimdi anıları okşayan

III
Uçarken mavi gönül kelebeği
Evlendi, çoğalsın diye çocuklar
Ve bitti sevda, savruldu goncası
Ölü güller taşıyor koynunda
Ellerinde boş bir kuş yuvası

Güzel olsun diye meyveleri
Yaşlanan frenkincirleri, boz alıçlar
Gibi soldu her gebe kalışında
Ah hangi üzgün cephede şimdi
Uykusuz geceleri, can yongası

IV
Bir Yemen türküsü güz bahçesinde

V
Ve o bitmeyen kalp ağrısı


Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:25:21
YAZ

Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Susuverdi ağustos böcekleri
Kemençelerini, şarkılarını
Vurup sırtlarına çekip gittiler

Nereden mi biliyorum yazın bittiğini
Arıkuşları daha bir kilim renginde
Taşa, toprağa
Daha bir yakın uçuyorlar

Yazın bittiğini nerden mi biliyorum
Bir beyaza çalışıyorum ben
Gurbete ve ölüme gidiyorum akşamüzeri
Bir giz ile bütünleşiyorum
Oturup yazacağım bunları bir güz

Havada yeleğimin terli resimleri

Nerden mi biliyorum yazın bittiğini
Şu kızın göğüsleri
Uçmaya hazırlanan yaz sonu havası
Ergenliğini alıp götürüyor rüzgar

Sızıyor edası turuncu yollardan

Yazın bittiğini kimse bilmiyor

Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 14 Ekim 2008, 18:27:53

  ELMANIN KOKUSU

Duyulmuyor dudağın derine yansıması
El ele duruşun yoğunluğu
Ve her yerde aynı ekmeğin kokusu
Elmanın ve öpüşmenin de
Ergenliğin tendeki esrimesi

Duyulmuyor kalbin dolaylı yorumları
Diz dize tutuşmanın Türkçesi
Savaşın acısı aynı her yerde
Bir çocuğun bilincimizi kamaştıran bakışı
Ah, aynı yoksulluğun sözcükleri

Duyulmuyor tenin tene ince sorusu
Terin tere sıvanan gülümsemesi
Kış ortasında bir ateşi
Ortasına alan insanların aynı devinimleri
Üzümü tane tane yemenin ustalığı
Ve aynı güle yürümenin edası

Duyulmuyor düşlerin uzun yolculuğu
İmgenin imgeye takılan halleri
Her yerde aynı sözün örgütlenişi
Ve ezgileri usulca savurmanın coşkusu
Ah, aynı taşın taş ile öpüşmesi

Aynı her yerde çocuğun duruşu


Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: sevdaligul - 14 Ekim 2008, 20:03:29
emegine saglık arkadaşım devamını bekleriz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:14:33

GÜZ GEÇMİŞ

I
Nisan geçmiş buralardan
Yeşil izler, kekre kokular bırakarak
Ala kınalı topuklarıyla
Mayıs geçmiş buralardan

Dişi şarkılarıyla kadirne kuşları
Dağ elmaları yanık tadıyla

Ah gelmiyor koçak gönüllü yar

II
Kopuz gibi çalan yayını ve aşkını
Uzun ince mızrağını kuşanan
Asuman boyu, gök rengi gülüşlerini

III
Gül kokusudur Aslı ile Arzu
Hoyrat bir rüzgardan düşmüş de, usulca
Yurt edinmiş çoban ıslığını
Koca bir yalandır ilk başta masallar
Tanrılar ise bir avuç kum

IV
Tarih sahnesinden silindi
Gibi bir hüzün

V
Ölüme mi özendirdi tanrıça sevgilisini
Güz geçmiş buralardan


Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:17:45

HAFTA SONU

Eksilttik birbirimizi aşk ile
Çoğalttık kan ter içinde
Kaşlarımız eğildi, kirpiklerimiz kırıldı
Bir heybe taş döktük
Gül devşirdik bir de yonca

Aylardan aralık. Ya da
Turunç ayı
Yıldız aya çarpa çarpa kırılır çoğalır
Çocuk çocuğa
Şiir şiire çarpar çoğalır

Kalkıp gittik pazar yerine
Toprak doldurduk çantamıza
Biraz deniz, biraz gökyüzü ve bir kızın
Yorgun edalarını
Ela düşlerini bir çocuğun

Sonra bir şarkı söyledik
Taşlardaki peri kokularına

Yürüyorduk ahmak ıslatan
Bir ıslandı yağmur
Akıp geçtik turuncu anılarla
Üstümüz başımız
Saçak ucu, kuş kanadı

Yüzümüzde hafta sonundan kalma
Bir gülümseme

Musa Öz


Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:22:43

GÖKYÜZÜ

Gül attım gökyüzü düştü

Denizi bir kilime serdim
Üst üste ekledim güzü
Aydede..
Ah, işte orada dur! Onardım da sözü
Taş gibi kavrayıp suları
Saçtım yüzüne gözüne
Sonra topladım çalısını çırpısını
Tenindeki çiy damlasını
Vurup hançeri beyaz rüzgara
Mor kınalar devşirdim

Soludum da tarlalar uçuştu

Gökyüzü gelip usulca
Konuverdi delişmen kızın sesine
Konsun konmasına da
‘Da’sı var işte bir de
Hadi be neyse diyecektim
O Lekeler olmasaydı
Külotunun öyle gizli görünmesine
İlahi gökyüzü 
Kamaşıp durdu günlerce

Soludum gökyüzü uçtu

Uzandım da kanadı dağlar

Musa Öz



Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:25:43

UZAK YOLCU

I
Dereler denize akar, gökyüzü dağlara

II
Bir anne gördüm yan avluda
Daha küçücük
Çocuğundan bile küçük

III
Savaş gemisi çekilse kenara
Deniz
Koşup gelecek güle oynaya

IV
Sokaklar büyütüyor çocukları
Denizler, masallar
Akşamüstleri yorulunca

V
İnciri dalını eğip de, üzümü salkımıyla
Entarisiyle güzeli

VI
Uzak bir yolcu düşürüp unutmuş
Güz meyvelerini

Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:29:11

YAŞAM

El salla taşlığa soyunan güneşe
Dere ile akan dolunaya
Ya da erotik duruşuna incirin
Çardakta buluşmanın günahına

Dişlerinden okunmalı sevincin

Hamarat bir kadının koynundan
Dökülen yaz meyveleri
Gibi yaşamın içerisinden
Bir sözcük edin ve çoğalt boyuna

Ah öyle ya bak unutmuşum
Bir de ölüm var arada
Yorgun kokusuyla bağbozumu
Ya da kuşların giz yolculuğu

Gülümse dişlerindeki ısırığa
Yüreğindeki tırnak izine
Gençlik dediğin de ne ki? Olsa olsa
Turuncu kokulu kır çiçeği

Düşlerinden okunmalı gönencin

Ah öyle ya hatırladım, bir de
Gül bozumu var arada

Ya da perilerin güz yorgunluğu

Musa Öz



Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:32:27
KUMRU

I
İskelede, sapan taşıyla
Bir kumruyu vurdular
Açtım yüreğini
Yıllar önce küçük sevgilimin
Dizime attığı taş
Düşüverdi avucuma
Kanadı durdu günlerce

Ve yine o kızı
Koşup buldum yollarda
Öptüm kekre dudaklarını
Ah, tık dedi taş
Döküldü menevişler dalından
Bir arpacık kuşu
Alıp göğü uçuverdi

II
Günah işlemenin güzelliği
Gibi büyürdü Kaleiçi sokaklarında
Eteği savruk düşlerim

III
Bir kumruyu vurdular
Soldurdular eski sokakları


Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:35:30
YEDİ SÖZCÜK

Bir çingenedir Cemal Süreya
Dizelerin ucunda
Toplar sözcükleri
Samanlığa götürür

Sırtlamış M. Kemal’in kağnısını
Dağlarca
Taşır ha taşır

Geçerken bir köprüden
Metin Demirtaş
Bakar da tay sağrılı kızlara
Mavi şiirler söyler

Kavun taşır Cahit Külebi
Ve düşünür de boyuna
Dul bir kadının
Kokulu çamaşırlarını

Düşen gülleri toplayacak
Necatigil
Bir kalkabilse
Pencerenin önünden

Olmayan kadınları sevdi
Attila İlhan
Sisli bir sokakta
Korsan gemilerinde

Bulutları taşlar Orhan Veli
Isırıp gökyüzünü
Sere serpe sözcüklerle

Musa Öz




Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 15 Ekim 2008, 10:41:09
YÜREK ÇİZİĞİ

Gözleri kocamandı
Öpücüğü gibi bir annenin

Ay kocamandı
Çocukların çizdiği gibi
Suluboya resimlerinde

Buluştuğumuz çalılıklar
Büyüdü büyüdü ah
Geçip gittikçe solgun yıllar

Derinleşti yürek çiziği

Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: adada hayat - 15 Ekim 2008, 16:26:41
teşekürlerrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 16 Ekim 2008, 10:33:36
HARELİ YAZLAR

Söylüyor da şiirleri
Çoğaltıyor soluğu Akdeniz’in
Bin yıl dinliyorum çocukça

En haram elalarıyla el ele
Hareli bakıyor bakınca
Atıyorlar kimi de bir ülkeden
İncecik iller büyütüyor
Yaralı turnalar telinde

İz biriktiriyor dişlerinde

Ah zehirli memeleriyle
Emziriyor da özışığını
Ölü olarak geçiyor ele
Usulca örtünüyor dikenlerini
Bir hoyrat at oynuyor
Gökçe gül koynunda

Yaz anlatıyor seviniyorum
Hayal olsa da

Musa Öz


Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 16 Ekim 2008, 10:36:06
BAKINCA O KIZA

Bakınca o kıza
Topukları dolaşıyor
Belleri, kolları
Karışıyor birbirine

İnce kız delişmen
Bir de işveleri
O can içi sızı
Yürüdükçe tozuyor saçları
Döndürüyor başımı
Ergenlik kokuları

Kız bu koku çirkin ya
Kız bu koku güzel

Bakınca o kıza
Gülüşleri dolaşıyor
Sokaklar esriyor her çıkışında
Dokunsam koluna
Kanatıyor göğü hırsından
Limon dikenleri

Saçlarını
Yosun uçlarından devşirmiş
Göğüslerini
Ekşi alıçtan

Bakınca o kıza
Bakışları dolaşıyor

Musa Öz
Başlık: Musa Öz Şiirleri
Gönderen: musaoz - 16 Ekim 2008, 10:40:19
GÜZ

I
Anaların giyimi kuşamıdır güz

II
Sevda koksa güleç rüzgar
Bağbozumunu hatırlarım
Yangındır menevişin güney üzümleri
Bir damla gözyaşı
Reçine kokar derisi

Güz hüzündür
Ölmektedir tanrıçanın sevgilisi
Güz büyüdür
Aşkların temeli

Giremem derelere ölü yapraklardan
İçli şarkılar söylerim
Serince ve yanıktır güz armudu
Aylak uçar incir kuşları

Bırak küfeleri elveda çek
Yüreğimizi del’etsek ne
Ah kıramayız derisini üzümün
Gel bağda buluşalım
Koşalım dağlara koşalım

Ayrılık dörtlükleri okusun arpacık
Sen sevdamızdan konuş
Görmezden gel doğan güneşi
Al giyinsin, güz kuşansın
Çocukluğumun sevgilisi

III
Güz yeli savuruyor da eteğini
İç giysileriyle dolaşıyor pamuk tarlası

Kızların dudak rengidir güz

Ergenlik çağıdır bu tarlalarda
Az aralasa göğüslerini
Çözülüp düşüyor beyaz gelinliği

Kapışıyor kuşlar menevişlerin
Kan kırmızı sutyenlerini
Üşür düşler dal arasında
Lekeli şalvarı mı unutkan kızın
Tarçın renkli dere taşları

Kızların eksilen şeyleridir güz

Musa Öz